4 Haziran 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

4 Haziran 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K A D |I| N Sanat Türk el işleri 29 Mayıs Pazar günü Ankarada Zafer meydanına bakan çok şirin ' daimi bir teşhır ve satış yerinin açılış merasimini yaptı Hayatta eser vermek, muhakkak ki çok güzel bir şey.. Büyük şehirle- rimize olduğu kadar, Anadolunun en ücra bir köşesine ait göz nurunu ve el emeğini temsil eden eserleri topla- mak, onları birer sanat eseri olarak veya bugünkü bayat şartlarına uy- durarak satışa arzetmek, onlara pra- tik bir kullanış sahası açmak, mem- leket içinde ve dışında onları tanıt- mak da cidden mühim bir eser ya- ratmaktır.. Bu ışı başaran çalışkan ve ince zevkli kadınlarımız h: ten tebrike şayandırlar Onların haklı olarak, en çok ifti- har ettikleri şey, "Rize keteni" idi., "ilişe keteni" serginin yıldızı idi ve her yıldız gıbı onun da bir hikâyesi vardı: ktiyle Rize'de, el tezgâh- bol mıktard dokunurmuş, sonradan çaycılık kenevirciliği öldür- müş ve Dernek onu keşfettiği zaman, yalnız tek bir tezgâh faaliyette imiş. n pahalı Avrupa ketenleri ile ra- hatça rekabet edebilecek olan Rize keteninin metresi 5 lira imiş. Rize- den çıkmış, Ankarada sanatkâr bir kızımızın elinde kıymetli bir örtü ol- muş ve böylece Anadolu zevki ile büyük şehir zevkini birleştirmiş. .Ri- ze keteninin kullanış sahası çok ge- niştir ve öyle zannediyoruz ki, onu tanıtmak, bu eski sanatı ihya etmek için kâfi bir sebep olacaktır.. Dernek, yerli el sanatları ile beraber, bize kıy- metli iki genç sanatkârımızı da tak- dim e rdu. Bunlardan bır tanesı, erli malzemelerden moti den istifade ederek, muvaffakiyetle, loka- lin dekorasyonunu yapan ürsoydu. Diğeri de Atatürk ensti- tüsü mezunu çok genç ve çok kıy- metli bir kızımız: Hamiye Çolakoğ- un duvar tabakları cidden bi- rer sanat eseri.. Bilhassa Anıt-Kabir motıtlerıyle işlediği bir tabak, gene h" ismiyle tanılan bir çevre- nın motıilerınden ilham alarak mey- dana getirdiği "ırmaklı" isimli bir ka tabak ve Ibadet resmi naza- rı dikkati celbediyo Aynı sanat- kâr, Arkeoloji muzesmden aldıgı eti tipi küçük vazoları, çanaklaı'ı, testi- leri, bir küçük çarığı boyamış, süs- lemiş, bu toprak parçalarından birer sanat esen ve nefis biblolar meyda- na getirmişti. Kendisine bunları na- sıl yaptığını soran bir gazetecıye gü- lerek yalnızca "çok kolay" diye ce- vap verdi. Sonra döndü, vıtrın içinde pırıl yanan gümüşleri işaret e- derek “"— Bakın ne- guzel dedi. Bunlar Gaziantepten geldi.." AKİS, 4 HAZİRAN 1955 Hakikaten güzel şeylerdi.. Nefis küpeler, mercanla beraber işlenmiş bilezikler, uzun kolyeler, çıngıraklı fevkalâde bilezikler! Bu bileziklerin de hikâyesi var: Koylu kızlar, vaktiy- le çeşmeye, su, iderken bu bilezikleri ayaklarına takarl armış. Böylece evdekiler, oturdukları yerden onların gidip geldıklennı takip eder- lermiş. Kim bilir belki hâlâ Anadolu- da, süslenerek suya giden romantik gıızel kızlar v İnsan onların e- line şu cilalanmış Göksu testilerini vermek istiyor.. Veya şu Gaziantep bakırlarını... Bartının tahtadan yapılmış tabak- ları, meyvelikleri hem fevkalâde de- koratif, hem kullanışlı, hem de u- cuz.. Dernek, modeller vererek Anado- luya siparişler yapmaktadır. Böylece bugünün zevkine n, İşe yarar, satışı kolay eşyalar temin etmekte, Anadolunun bir koşesmde, evinde o- uran bir insana, durduğu yerde, ge- lir sağlamak imkânını vermektedir. Bu teşviklerle, sönmek üzere olan birçok sanatlarımızın canlanması çok muhtemeldir. Derneğin güzel prole— lerinden biri de, satış yerlerini gün den güne fazlalaştırmak, ecnebi mem- leketlerde, konsolosluklarımızda veya diğer mümessil rimizde teşhir yer- leri açarak, sipariş kabul etmektir. İnce bir zevkle işlenmiş erkek kravatlarının dış arıda rağbet göre- ceği muhakkakta Serginin en guzel köşelerinden bi- motifli beyaz keskin kiliminin bulun- duğu köşe idi.. Serginin nazar bon- cuğuna gelince, bu, sicimler ve ma- vi katır bonçukları ile yapılmış bir aba]urdu ve İstanbul dan gelmişti.. Aile - Çocuk çalan kadın Hadise, bundan dört sene evvel, İn- giterede, Dublin şehrinde cereyan ediyordu. Ev işlerini bitirdikten sonra, aile bütçesini genişletmek üzere, "Mary Street ve Moore Street" in kö; de gazete satan Mrs. Browne Üç ay- lık bebeğini sokağın gölgeli bir yerin- de, arabasında bırakmıştı. Sakin bir yaz günü idi ve sokak- lar henüz kalabalıklaşmamıştı. Sık sık bebeğini yoklamaya giden Mrs. Brovne birden ıztırap feryatları ko- parmaya başladı: çocuğun arabası boştu.. Kadıncağız şaşkın ve perişan: “—- Gelinciğim nerede?" diye ba- ğirirken polis işe el koymuştu Zavallı anneyi teskin ettiler: ço- cuk hırsızı çok geçmeden yakalana- caktı. Çünkü çalınan bebeğin alnın- Gülün Dikeni Jale CANDAN dınların, birçok sahalarda, erkeklerle eşit haklar ka- zandığı bir devirde yaşıyoruz. Yüksek tahsil, ekseri meslekler, birçok memunyet kapıları bize açıktır. Kanaat ve siyasi hak- larımız tamdır. Üstelik kadın ve anne olduğumuz için erkek- lerden hürmet görürüz.. Bütün bunlar çok güzel şey- ler, yalnız bazen. nimetlerinden istifade ederken, bu eşitliğin yukseldıgı vazıfele- ri kadın olduğumuz için reddet mekte m: gormııyoruz Meselâ dışarda çalışarak, para kazanan bir kadın evinin mas- raflarına iştirak etmeyi âlice- naplık addediyor. Evi geçindir- mek vazifesini kocasına yüklü- yor, pratik sahada, bunun tat- bikatı az olsa da, umumiyetle zihniyet budur. Ev işleri bahsinde de, birçok- arımız aynı yanlış zıhnıyetle hareket ediyoruz. mecburiyetinde kalan ka- dın, kendisini bedbaht ve hak- sızlığa uğramış bir insan ola- rak görüyor. Vakıa ev işi ser- nankördür, yıpratıcıdır a- ma dışarda vazifesi olmıyan dının hayattaki vazifesidir. Yar- dımcısı olan , olmayan kadın da yaşadığı hayatın im- kânlarına uyarak, ev işlerini tanzim edip, seve seve evinde çalışmak mecburiye Ekseri anneler, bu hususta genç kızlarına yanlış telkinlerde bu- , lunurlar. Bakarsınız, hayatta türlü fedakârlığa katlanmış, saçım cidden evine süpürge et- miş bir kadın, kızıııı elını ışe sürdürmeden b evlen dirirken de, en başta, ıftıharla söylediği söz, kızının iş bil diği olur. Birçok genç kadınlar. annelerinden aldıklaı'ı bu yanlış telkinlerle kendilerini bedbaht etmişlerdir. Dışarda çalışan bir kadına, evde kocasının yardım etmesi, ne kadar tabii bir şey ise, evin- de, birçok yardımcıları olan, dı- şarda çalışmayan bir kadının orgun argın eve unutmamalıyla ki kadınlara her türlü medeni hakkı veren bu devir, onlardan bir şeyi geri al- mıştır, bu da parazit yaşama hakkıdır! da kırmızı bir leke vardı Onun için takma ismi Gelincik Aradan dört sene ge ti. Bedbaht anne ve baba da polis gibi, Gelincik- ten ümidi kesm ” Kim bilir onu hangi kötü maksatlarla çalmış- lar, sonra da öldürmüşlerdi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: