31 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

31 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Kıbrıs Huzursuzluk devam ediyor Ogün Kıbrıs'ta Makarios'un yeğen- lerinden birinin cenaze töreni ya- pılacaktı. Bu yeğen İngiliz askerleri- ne kurulmuş bir pusuya iştirak etmiş ve bu yüzden çıkan bir çarpışma sı- rasında İngiliz kurşunu ile öldürül- müştü. Gerçi bu — gibi çarpışmalar çoktan Kıbrıs- günlük olayları arası- na karışmış, çoktan her iki taraf da günde birkaç ölü vermeye alışmış- lardı. Her gün yapılan cenaze tören- leri Kıbrıslıların — yabancısı değildi. Fakat o gun gömülecek ölünün Ma- karios' un yegenı olmak gibi bir özel- liği varı un için İngiliz makamla- rı sıkı tedbırler almışlar, hattâ cese- di, gizli tutulan bir yoldan mezarlı- ğa götürmek istemişlerdi. Fakat, bu, Kıbrıslı tedhışçıler İ- çin kaçırılacak bir fırsat deği men sembolik bir tabut hazırlandı ve Kıbrıs halkı bu tabutun peşine düşü- rüldü. Makarios hazretlerinin yeğe- nine hakikaten muhteşem bir tören yapılacaktı. Tabutun içinde yeğen olmasa da ne gam!.. Değil mi ki bir karışıklık yaratılmıştı bu, tedhişçiler için yeterdi. Ancak komployu haber alan İn- giliz kuvvetleri tören yerine yetişin- ce kızılca kıyamet kopmakta gecik- medi. Kurşunlar uçuşuyor, bombalar atılıyor, feryatlar yükseliyordu. Or- talık yatışınca bu törenin bilançosu- nun on beş yaralı olduğu — anlaşıldı. Bu yaralılardan ikizi adındı. Geri kalanlar ise — İngiliz — kuvvetlerine Kabak, her za- gene onlarm başın- mensup askerlerdi. man olduğu gibi, da patlamıştı. Bitmeyen kavga Bu — arbede, Kıbrıs'ta her gün vuku ul e bir tanesidir. Son günlerde Kıbrıs'tan alman haber- ler, bu adada uzun zamandanberi de- vam etmekte —olan huzursuzluğun, gün geçtikçe azalacağına artmakta olduğunu göstermektedir. ysa ki, İngiltere ile Yunanistan arasında "Self - Determination" — mevzuunda varılan prensip anlaşmasından sonra bu huzursuzluğun azalması beklenir- di. İngiltere, Londra konferansında ılerı sürdüğü tezin aksine, Kıbrıs “self - determination", yani kendı mukadderatını kendi tayin etme hak- kim tanımaya yanaşmıştı. Esasen Kıbrıs Rumlarının ve anistan'ın ıstedıgı de bu idi. Evet, gerçi henüz akkın kullanılacagı zamanı tes- bıt etmek mümkün olmamıştı. İngil- tere bu tarihi mümkün olduğu kadar geriye atmak istiyor, Yunanistan ise derhal bir plebisite gidilmesini taleb ediyordu. Fakat öyle görünüyordu ki tarih tesbiti meselesinde de Yun: tezi ağır basacaktı. Bunun için, hala yaygaralar koparıp dehşet yaratma- ya lüzum İngiltere ile Yunanistan arasında AKİS, 31 ARALIK 1955 varılan prensip anlaşmasından sonra da Kıbrıs'ta tedhiş hareketlerinin de- vam etmesi, bu hareketlerden, başka sonuçlar elde etmek ıstendıgını gös- termektedır Eğer gaye sadece Kıb- rıs'ın ''self-determination" unu temin etmek olsaydı, bu konuda başarılı bir sonuca varınca, Yunan Hükümetinin, üzerlerinde büyük nüfuz sahibi oldu- ğu Kıbrıslıları sükünete davet etme- si gerekirdi. Zaman problemi bu deh» şet hareketlerının devamı için yeter sebep değildi. — Bu hareketlerin son günlerdeki kaynaklarında başka ga- yeler, yöneltildikleri hedeflerde de başka sonuçlar aranmalıydı. n hafta içinde yapılan iki Yunan jesti, bu gayeler ile varılmak istenen sonuçla! oldukça açık bir fikir vermeye kâfi gelmiş- tir. Kıbrıs'ta İngiliz askerleri Üç lisanda tehdit ! dJest I. Selânikteki konsolosumuzun tevki- fin sonra yapılan bu iki Yunan jestinden de anlaşıldığı üzere, Yu- nanistan bu günlerde Türkiye üze- rinde gittikçe artan bir baskı yarat- mak emelindedir. Bu jestlerden biri, Yunan hükümeti tarafından, Yunan Deniz Kuvvetlerine verilen, karasularına girecek Türk gemılerıne mridir. Her türlü hukuki e sastan ari olan bu emir, Türkiye ü- zerinde bir baskı yaratmaktan başka bir gayeye matuf değildir. Bu baskı tan Türkiye'yi tazyik etmek ihtiya- cını hissetmiştir? Bu suallerin ceva- bi okuyucularımızın yabancısı olma- neden yapılmaktadır, neden Yunanis- sa gere Bir kere Yunanistan Türkiye'yi Kıbrıs meselesi üzerindeki görüşün- den vaz geçinmeye çalışmaktadır. Türk Hükümeti gerek Londra Kon- feransında takip ettiği hareket tar- zıyla, gerek Türk halkına karşı gırış- tiği taahhütlerle, kendmı Kıbrıs üz rinde varılacak bir self-determına- tion" anlaşmasını tanımıyacak şekil- de bağlamış bulunuyor. kımdan İngiltere ve Yıınanistan arasında bu yolda yapılacak bir anlaşmaya kesin muhalefet gösterecektir. Bu muhale- feti bertaraf etmek için de Türkiye'- yi makyavelist bir siyasetin gerekti- receği her vasıta ile tazyik etmekten başka çare yoktur. Gerçekten böyle bir sıyasetın Tür- kiye'yi tazyik için seçeceği en uygun vasıta — da karasuları — meselesidir. Türkiyenin etrafını kuşatan adaların hemen hepsı Yunanistanın elindedi ve kendi limanları arasında sefer yapmakta olan Türk gemileri bile, çok kere, bu adaların etrafını kuşa- tan Yunan karasularından — geçmek sorundadır. Hele karasuları smırları altı mil olarak kabuk* edilirse, bir çok hallerde, Türk gemilerinin kendi li- manları arasında normal seyrüsefer yapmak imkanı ortadan kalkmış ola- çaktır. Ancak, yunanlılara bu dere- ce makyavelıst bir silâhı Kullandıkla rı için sadece kızmak değil, a a- manda teşekkür etmek de gerekır Yunanlı dostlarımız, böylece, ürkiye — civarında topraklarımıza Kıbrıs'tan da yakın bir takım adala- rın mevcut olduğunu bızlere hatır- latmış bulunuyorlar. sefer, bu adaların, pek öyle dost ellerde bu- ldı;ndugunu da iddia edemeyecekler- 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: