28 Temmuz 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

28 Temmuz 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TURİZM Iç Turizm Hayal ve hakikat eçen haftanın sonunda, Kurban Bayramı tatilinden ıstıfade eden bir çok Ankaralı deniz kenarına göç ettiler. Trenlerde, uçaklarda, hattâ otobüslerde yer bulmaya imkân yok- Sıcak yaz güçleriyle beraber kalıblere çöken deniz hasreti, fırsatı- nı bulunca, Ankaralıları kendine koş- kuruyordu. Bayramı deniz kenarında geçirip, güneşin ve suyun iyice tadı- nı çıkaranlar yanında, evinde oturup başını dinlemediğine bin pişman o- lanlar da ,vardı. Fakat kimse, bir tu- Tİzm acentasının parlak reklamları— na kapılıp., Amasra'ya giden e tam üç gün ke imenin tam miânasile sefalet çekenler kadar pişmanlık! du- yamazdı. kar Ankarada kurulan deniz, is- tırahat, bol ve temiz gıda hayallerı, Amasra'da karşılaşılan hakikâtlar karşısında kayalara vuran dalgalar gibi dağıldı, tuzla buz oldu. 100 liraya bayram eklâmların — cazibesine kapılma- ak imkânsızdı. Turizm acentası 3 gün için yatacak yer temin ediyor,' sabah kahvaltısı ile öğle ve akşam yemeklerini veriyordu. Bunun için talep 'edilen ücret sadece 100 liradan ibaretti ve buna gidiş - dönüş otobüs ücreti de dahildi. Doğrusu bundan i- yisi can sağlığıydı. Neş'eyle mayolar naftalinden çıkarıldı bavullar hazır- landı ve bayramın birinci günü oto- büsle yola çıkıldı Işler buraya ka- dar çok iyi geçmişti. Hatta Devrek'e kadar kimsenin neş'esi kaçmadı. Fa- kat Devrek'e gelince... Programa gö- re burada yemek yenecekti. Turizm acentasının idarecileri — müşterileri küçük- bir lokantaya davet ettiler ve yolculuğun tadı işte bu andan itiba- ren kaçtı: Lokantada yiyecek hiç bir şey yoktu. Turizm acentası gerekli tedbirleri almamıştı. Yolcuların çoğu bayram ve denizin tesiriyle neşesiz- liğe kapılmadılar; "Adam sende, di- yorlardı. Hele bir Amasra'ya vara- lım, bunların hepsini unuturuz," Son- ra Amasra'ya varıldı ve en nikbinler bile kara kara düşünmeye başladılar. Acenta turistleri evlere dağıtacaktı. Herkese kalacağı evin adresleri ve- rildi, ama kimse' Amasra'yı tanımı- yordu ki.. Falan — mahalledeki sokağı bulmak bir dertti Acenta müşterileri kalacakları eve götüre- cek rehber teinin etmemişti. Allahtan Amasralılar — misafirperverdiler — ve kasabalarına gelen yabancıları yer- lerine götürmeyi kendilerine vazife edindiler. Yatacak yer temin edildik- ten, sonra herkes akşam yemeği için kendilerine adresi verilen lokantada toplandı. Buraya lokanta da dene- mezdi ya.. Bir ahçı dükkânı.. Hem de temizliğin pek nazarı itibara alın- madığı bır ahçı dükkânı.. "Yolculuk- tur bu.." deyip yanlarına biraz yiye- cek almak ihtiyatkârlığını göstermi- yenler, öğle yemeği de yemedikleri için geri dönmeyi düşünmediler. Lis- teyi istediler. Liste basitti: Taze fa- sulya ve makarna.. Derhal itiraz ses- leri yükseldi: Ankara'da kendilerine yemek kuponları verilirken her öğün- de 4 yemek yıyebıleceklerı bildiril- mişti. Hem de müşteriler "menu"yu tespitte serbest olacaklardı. Fakat karşılarında taze fasulya ve makar- nadan başka bir şey göremiyen göz- ler, etrafta —acentanın idarecilerini boş yere aradılar. Bazı meraklılar yemekten vazgeçerek idarecileri a- raştırmaya koyuldular. —Acentanın dört idarecisi, bir başka lokantada yemek yıyorlardı ve hakikaten önle- rinde 4 çeşit yemek vardı. Reklâmla- ra aklananlar için tek teselli Amas- ra'nın emsalsiz plajı ve Karadeniz- den esen serin rüzgârlar olmuştu. Amasra'nın şahane plajında, eğlenenler Ser - safanın bir. cefası vardır Amasra'da bir otel Kapı yerine perde Tabiat güzelliği Thzm acentasının "muhterem müşteriler"i ertesi gün bu güzel kasabayı daha iyi tanıdılar. Amasra- da iki iyi otel vardı. Bunlardan birin- cisini NATO mensupları doldurmuş- tu. Diğeri yeni yapılmıştı, Kapı ve pencereleri takılmadan muşterılerın istilâsına uğrayan bu otelde kapıla- rın vazifesini basma perdeler görü- yord Otellerden bırının lokantası da ard bunda yer bulmak cidden talihlilikti. Kasabayı — gezenler ara- sında akşam yemek yedikleri "ahçı-" nın Önünden geçenler de oldu.Bu ve- sileyle dükkanın mutfağını da gören- ler, değil bir daha oraya gitmek, so- kağından bile geçmediler. Kendileri- ne verilen yemek kuponlarını da bir seyahat hatırası olarak cüzdanlarına ' yerleştırdıler masra cidden, güzel bir yerdi, a- deta bir cennetti ama kilometrelerce yol kâtedip buraya kadar gelenlerın değil dinlenip eğlenmeleri, doğru. dü- rüst karınlarını doyurmaları bile- mümkün olmuyordu. Memleketimize turist celbetmek öteedenberi arzu edi- len, bu maksatla gayret sarf edilen bir mevzu idi. Yabancı turistlerin gelmesini beklemeden öncee iç turizrn hareketlerinin — gelişmesi — lâzımdır. mek yiyecek ve eğlenecek yer aradı- ğını akıldan çıkarmamak gerekir. Bir başka kasaba Vaziyet Akçakoca'da da Amasra- dakinden pek farklı değildi. An- kara'nın 300 kilometre kuzey batı- sındaki bu "turistik" kasabada tu- rizmı ancak "Akçakoca Turizm Der- neği"nin kapısındaki levhada bir ke- lime olarak görmek mümkündü. Bu dernek, hattâ bu dernek mensupları AKİS, 28 TEMMUZ. 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: