19 Ocak 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

19 Ocak 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BRÜTÜS? malarına imkân yoktur. Bunu bilir- siniz sanırım. İhtisas için A i kaya gelmiş hiç bir Türk doktoru hükümetten döviz almaz. Her dok- bilerek yaptığınıza ihtimal vermi- orum. Gelelim kılıselerde papazlar- la kıyılan nikâhla Siz bir ilim ngi bir mev konuşmak için veya etrafınızdakileri — sözlerinize inandırmak için elinizde bazı ra- kam veya istatistiklerin bulunma- sı icap eder. Amerikada kaç Türk doktoru vardır? Bunlardan kaçı Amerikada evlenmiştir? Size vere- ceğim ufak istatistiğin bu bahiste faydalı olacağını sanıyorum Benim çalıştığım yer New State'in merkezinde 800 yataklı bir hastahanedir. Buı'ada ve civardaki hastahanelerde 8 T arkadaş var. Hepimiz 1-3 senedır Amerikada bu- lunmaktayız Size bu mektubu yaz- an önce toplandık ve her arka- daşın tanıdığı isimleri tesbit ettik. Bu suretle 79 kişilik bir liste mey- dana çıktı. Bunlardan yalnız Ur ta- nesi Amerikada evlenmiş - o da ha- kim kararıyla - ve bir sene sonra da boşanmıştı. Bir hesap yapılırsa, evlenme nisbetinin B 1,5 u bile bul- madığı anlaşılır. Daha etraflı malü- matı Milli Eğitim Bakanlığından ve- ya New York Talebe Müfettişliğin- den almak mümkündür. Fikrinize ve ifadenize göre Ame- rikaya ihtisas yapmak için gitmek bir maceradır. Amerikaya gelişimi— zi öyle tasvir ediyorsunuz ki insan fethedilmiş ülkeleri yeni aştan fethe çıkan maceraperestleri hatır- lıyor. Bir subayın olmak, bir iktisatçı veya hukukçunun dok- tora yapmak, bir ilkokul Öğretme- ninin lise hocası olmak istemesi hak oluyor da bir doktorun ihtisas yap- mak istemesi neden olmuyor? Bizlere sadece ihtisas yapan dok- torlar diye bakmak da doğru olmaz, biz Türkiyenin Amerikadaki gönül- lü elçileriyiz. Memleketimiz hak- kında haremden ve festen başka birşey bılmeyen Amerikalı dostları- mleketimizi tanıtmak için elimızden gelen gayreti sarf ediyo- ruz. Milyonlar sarfıyla yapılamıya- cak propagandayı Amerikanın muh- "International Center"da bir Türk günü daha ya- pacağız. Amerikalı dostlarımıza Türk yemekleri ikram edeceğiz, Türkiye hakkında renkli filmler gös- tereceğiz, broşürler dağıtacağız. Bu- nu memleketin dovızı ile değil, ken- AKİS, 19 OCAK 1957 di aramızda topladığımız paralarla yapacağız Esat Bey, Mektubunu zla bizleri öylesine ya- raladınız ki! İnsanı hakikaten düş- manı değil, ostu canevinden vura- biliyor. Şu ifadenize bakın: "Baba- 5 Ocak 1957 Albany N. Y. AKİS Mecmuası Yazı İşleri Müdürlüğüne - Ankara uhterem efendim, Kıymetli mecmuanızın A- merikadaki daimi okuyucula- rından ve Amerikadaki Türk doktorlardan bıı'ıyım zılmış olan makalede milletimi- ze tamamiyle yanlış malümat verilmesi beni ve arkadaşlarımı son derece müteessir etti. sevdası ile meşbu mek ni AKİS'i ona takdır etmeye hana yardım etmenizden ibaret- yun. Belki bizleri İmansızlıkla suçlandıran bu meslekdaşa söy- | il yazım neşredıl— mek şerefıne naıl Amerikada bulunan bütün doktor arkadaşlar ıstırap İiçin- deyiz. Her gelen gazete veya mecmuada hakkımızda savrul- muş en kötü ithamlarla karşıla- şıyoruz. Bunların bir türlü ar- kası da kesilmiyor. Halbuki du- rum tamamiyle yazımda anlat- tığım gibidir. İhtisaslarını ta- mı neşrederseniz buradaki Türk doktorların yüreklerine bir neb- ze olsun su serpilec e hu Zzur içinde çalışmak fırsatını bulacakla Muvaffakıyet temennılerımm kabulünü rica ederi aygılarımla Dr. İlhan Kılıçözü nız ne geri kafalı adamdı. Sabah beşte kalkardı, akşam yemeği yer, yatardı.. Sizin menfaatinizi hiç he- sap etmiyordu. Ğ SİZ kebap kestane kokan İstanbul so- kaklarında bir sonbahar akşamı Dr. İlhan KILIÇÖZLÜ Muallaya verdiğiniz sözü hatırlat- mıyordu". Bu ve yat meraklısı bir ortaokul ifadesiyle yazmak için Zzaman Öl- ririne taş çıkartacak şekilde tasvir ettiğiniz Mehmet Ağanın, Satı kı- zın, Çolak Hüseyingillerin Sağır Emmisi'nin isimlerini Mahmut Ma- kal'ın kitabından derliyecek kadar onlara yabancısınız. Dertleriyle ya- nıp kül olduğunuzu pek içli bir ifa- deyle anlattıgmız insanları belki ancak muayenehanenizde vizite üc- retlerini ödedikten sonra görüyor ve onları masa başında müdafaa et- mek açıkgozlulugunu de elden bı- ürkiye 8 bin doktor, Türk köylüsünün şifa tasından abıhayat içmesi için Amerikadaki 280 doktorun memle- kete avdetini mi bekliyor? zannedıyor musunuz ki Esat giderse Türk değnekle — dokunulmuşcasına kazanacak? Doktor olduğunuza re itilirsiniz, asıl tedavi semptomla- 1 değil hastalığın sebebini bulmak ve bu noktadan reket etmekle mümkündür. Devamlı baş ağrısını esprinle muvakkaten önlersiniz. A- ma bunun bir beyin uru veya anev- rızmadan İleri gelebılecegını de dü- şünürsünüz. Doktorun köyde Satı kızı veya Sağır Emmiyi tedavi etti- ğini tasavvur edelim: Köylünün ha- yat seviyesi yukselmedıkçe bunun arkası, gelir mi? Sıtma mücadelesi Tür ıyede kininle degıl bataklıkla- rı kurutmakla kazanıld Yazınızın sonunda bızleı'e "Mis- ter Doktor" diye hitap ediyorsunuz. Bu, esasen kolay olan istihzanın en kolayy oludur. Bize ister Mr Dok- tor, ister Bay Doktor veya Doktor Beyefendı deyınız bu birşey değiş- tirmez. Mühim olan, bugün içinde bulundugumuz meselenın bizzat si- zin meseleniz oldugunun anlaşılma- sıdır. Bizden döne ilim, irfan, görgü getirmemişi ıstıyorsunuz Biz buraya onları getirmek için geldik, siz istemezseniz de dönüşte onlarla birlikte geleceğiz. Buradan haplar, drajeler, tabletler ve ampuller bek- lemeyiniz. Zira hiç birimiz herhan- gi bir ilâç fabrikasının mümessili degılız Kafamız bilgi, kalplerimiz iman ve bavullarımız kitap dolu o- larak döneceğiz. Ha, az kalsın unu- tuyordum. Sız ön bır ricam olaca Lutfen biz dön kadar Mehmet mmiye göz kulak uverin, emi? Selâmlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: