9 Şubat 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

9 Şubat 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYA Küçük Tiyatro "Tufan" eçen hafta, Salı gecesi Küçük Ti- yatrodan çıkan seyirciler garip bir şaşkınlık içindeydiler. O gece, da- ha evvel aynı sahnede "Pembe Evin Kaderi" ve "Güneşte On Kişi" isimli piyeslerini seyrettiğimiz zakmanın "Tufan" inin ilk temsili ve- Genç piyes yazarının daha önceki iki piyesi de diyeceğini demiş, nokta- sını koymuş piyeslerdendi. Vakala- rının gelişmesi müddetince bol kese- den harcanan nükteler temız bir ko- nuşma dili, sınırları koyu hatlarla çizilmiş bır mevzu Özakmanın bu ilk ikr" denemesinde seyircisini tatmine kâfi gelmişti. Bilhassa iki yıl önce *temsil edilen "Güneşte On Kişi",' hele ikinci perdesı «tiyatro zaaflarıyla dolu a rağmen, halk tarafından se- “Tufan"ın temsilin- sürreel — diyebileceğimiz bir - tiyatro denemesine girişmiş olmasının bir neticesiydi. Seyirciler sahnede olup tenleri mantık yoluyla ızaha kalkı- şıyorlar, görünüşte vakaların reali- teyle bır alâkasını bulamayınca da canları sıkılıyordu Yirminci Asrın Nuh'u, atom ve hid- rojen bombaları, bir Üçüncü Dünya Harbi kavramı ortasında seyirciyi serseme çevirmişti. Modern Nuh in kitaplarının bıze naklettiği kandıktan, laşıldıktan sonra nihayet Ararat tepe— sinde karaya çıkılır. İnsanlar da h vanlar da yeniden üremeğe başlarlar Böylece insan ve diğer canlılar nesli kaybolmaktan kurtulur Nuh efsanesi şimdiye kadar çeşitli cephelerden ele alınmı: ek ç k fılmlere ve tiyatro eserine mevzu teş- kil etmiştir. Andre Obey'in "Nuh" ısımlı piyesi efsaneyi en beşerı yön- den ele alan bir eserdir. Bu 1930 da Vieux Colombier tiyatrosunda ilk temsilinden itibaren uzun müddet afişte kalan "Nuh" 1940 dan itiba- ren Comedie Française repertuvan- na dahi girmişti. Din kıtaplarının bi- ze naklettiği. Nuh efsanesi yeryüzün- e kopan bir tufanı ve insan neslının devamını ifade eder. Obey'in "Nuh'- unda aynı efsaneye sadık kalınarak sembolik olara yani insa- nın içinde kopan fırtınalaı' ifade edi- liyor. . Turgut Özakman "Tufan" piyesin- 28 T R O de aynı temayı Obey'e yaklaşan bir görüş altında ele almıştır. Ancak Obey'in eserinde sadece ılk perdeye hakim olan müstehzi hava "Tufan"da baştan sona devam etmektedir. Ya- zarın bizzat kendısı Devlet Tiyatrosu Dergisinde "Tufan"ın temsili müna- sebetıyle yazdığı yazıda şöyle demek- dir: "Bu konuyu bütün düğmeleri ılıklı bir ciddiyetle işlemek belki de işime yarar, fikrimi daha açık e kolay anlatabilirdim. Ama bin senelık tarihimize gülmenizi tercih etti tek mâna 20 n senelik insan tarihinin hakikaten gülünç oluşudur. İnsanlık 20 bin senedir hep daha iyi, daha güzel, daha rahat, daha sü- kün içinde ve daha ileri bir medeniyet için çırpınmaktadır. Yirminci asır atom ve hidrojen bombaları, dünyası, tu kırk "örnek" İnsanla yeni bir me- deniyet kurmak için yola çıkar. Daha başlangıçta dort bır taraftan kendini gösteren beş flaı' yolcu uk es- bütün meydana ç sına tutuşmuşlardır. Nuhun astığı bütün teblıglere tertiplediği konfe- ranslara, çıkardığı emirlere rağmen gemide gızlı gızlı kumar da oynanır, içki de içilir, kadın kız peşinde de ko- şulur. Nihayet kara görünür. Ayak basılan toprakta yeni bir nesil türer. Yeni ve daha ileri bir medeniyet ku- rulur. Yeni yeni silâhlar icat edilir. Hülâsa bu yeni medenıyet haplarla doyurmağadek alır — yürür. Nuhun başkanlığında kurulan yenı bir devlette Ham da, Sam da, Nu- hun damadı da, hatta başlangıçta gemiye kaçak bınen iki serse Ü- him mevkiler almışlardır. Ama arzu- Küçük Tiyatro'da "Tufan" Zayıf eser, kuvvetli reji tepkili uçaklar, radar tesisleri, tank- ları ve toplarıyla hâlâ sulh perisinin peşinde koşmaktadır. İlk insandan bu yana gelişen sadece madde. Bizzat in- san iç yapısını okluğu gibi muhafaza ediyor. Hırsı, hodgâmlığı, barbarlığı i- le.. Kimsenin yarın çocuklarına daha rahat, daha huzur dolu birhayat bı- rakmaktan başka istediği yok. Harp mesullerinin bile.. Ama kurulan her eni medeniyet asırlar boyunca gene kendi basını kendi yemeğe devam e- diyor. İnsan menfaati erinin çarpıştı- ği yerde sulh ve sükün asla erişilemi- yecek bir ümit olup kalıyor İlk insa- nin tufanı yeryüzünü kaplıyan sular ise Yirminci Asır insanının tufanı şurada burada patlatılıveren atom bombalarından başka birşey değil. Böyle bir tufan ortasında — Yirminci Asrın Nuh'u da bir tekne yapar, ka- rısı, çocukları ve teknesine doldurdu- larmın sonu gelmez. Nuh hiçbirini de memnun edememiştir. Bu ileri me- denıyet ortasında gene almış yürümüş, gene genel eVler açılmış, moda, lüks ve sefahat yine insan ru- hunu alabildiğine cezbetmiştir. Bütün gayesi torunlarına a iyi bir hayat temin etmek olan "Nuh" 400 sene i- çinde dejenere olan bir medeniyet or- tasında, tâ başlangıçtaki gibi bir ke- re daha yapayalnız kalac. yeni bir tecrubeye başlamak ıçın komşularıy— rbi lüzumlu gördüğünden etra- fındakıler hatta karısı, hatta kızı ta- rafından ter edilecek, ama insanlı macerası burada sona ermiyecektir. p fikrini desteklemeyenler kadar desteklıyenler de vardır. Hiç olmazsa kendisine yaranmak ısteyen uşağı. Yanıbaşında elinden tutan bi- rini gördü mü Nuh yeniden arslan kesilecek, yeni bir tufan kopacak; bir AKİS, 9 ŞUBAT 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: