February 23, 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

February 23, 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"fertten olaylarıh — daha çok üç ağa- beyi haklı çıkarması, sonunda en bü- yuklerı Rıchard Wıdmarkın birden- bire ü bir insan oluşunu yadırga- tıyor. Gerçek talihi yerine senaristin yazdığı talibi yaşayan Widmar tün kötü kahramanlar gıbı ıyıden yani Robert W miz dayak yiyor, mediği kızılderililerin dan Ööldürülüyor. Boylece ilgi çekıcı bir film olarak başlay ne İngilizce adı, lâkası olmayan Türkçe adına yaraşır mânâsız bir neticeye bağlanıyor. Gençlik Başarılı adımlar Geçen hafta Cumartesi günü Ga- latasaray Lisesinde yapılan top- lantıda konferans salonu film göste- rilerinde olduğu gibi üst üste olmasa bile gene hatırı sayılır bir kalabalık tarafından doldurulmuştu. ray Sinema Klübü ilk toplantısını ya- pıyordu. Kürsüye önce Erdoğan Güçbilmez çıktı. mizde sinema anlayışının bâlâ yerleş- memiş olmasından, sinemanın değe- rini kavramak için hiçbir gayret sar- fedilmemesinden, bu yo basının, seyircilerin, prodüktörlerin, nihayet devletin ilgisizliğinden dert yandı, kuruluş sebeblerini, gayelerini izah eni. Galatasaray Sinema Klübü film gösterileri ve konferanslarla işe baş- lıyacak çalışmalarını imkân nisbe- e bir sinematek temelleri atma yoluna teksif edecektı Dinleyiciler, oğan Güçbilm konuşmasını yaparken yeni bir sine- ma nazariyatçımızın yetişmekte ol- duğunu farketmişlerdi Genç Galatasaraylıdan sonra sine- ma yazarı Semih Tugrul "cine-clup" ve anlayışının yayılmasındaki rollerı faydaları hak- ında konuştu. Batı ülkelerinde sine- manın okullara — girişini memleketimizde kurulan ilk sinema dernegının ilk akademik sinema der- gisinin mücadeleli ve kısa ömürlerine işaret ederek gençlere başarılar dile- di. anlattı; Konuşmaları Albert — Lamorisse'in şiirli filmi "Crin Blanc" takip etti. Beyaz vahşi bır at ile küçük, bi cuğun dostluğunu 1şleyen bu film toplantıdakilere gerçek sinema sana- tından bir örnek, Hümanist Lamorisse'in canlılara ve tabiata sev- giyle bakısı, sevgisini sınemada bü- yük ustalıkla ifade edişi bu nemacının üç kısa filmle nasıl dunya çapında bir şöhrete sahip izah ediyordu. Bütün dünyada büyük akisler uyandıran "Le Ballo - Kırmızı Balon" dan üç yıl once çev- rilen "Crin Blanc" amorisse'in saf sinemaya ulaşmak için aştığı merha- leleri gosterıyordu sanatı sevgisini yaym için girişilen te- sün ilk hareketı olarak bu sa natın en iyi örneklerinden biri olan "Crin Blanc"ı göstermek çok yarinde bir duşuncey d, AKİS, 23 ŞUBAT 1957 s P O R Türkiye - Amerika Ordu takımları maçı Bıktırana kadar gol atıldı Futbol Gol yağmuru eçen hafta Pazar günü — Adamalı futbol meraklıları iki ayrı maz- hariyete eriştiler. efa, ordular- arası da olsa şehirlerinde bir milli maç yapıldığım gördüler. merikalılarla yapılan bu maçın Or- du takımımız tarafından tam 19 adet gölle süslenerek kazanılmasına şahit l dana için az şey gildi — azanmak!. Bu, hakikaten futbolde güç erışılebılecek bir rekor- du. rklı neticeyi ir asketbol sporu zannedenler haksız sayılma- mamalıydı. Amerikalılar futbölü bil- miyor ve sevmiyorlardı. Bu netıce iş- te bu halin tabii bir netic! ; Maç günü 15 bin kişilik Adana stad- yumun 20 binden fazla meraklı dol- durmuştu. Hafta içinde — Adanalıları meşgul eden en mühim meselelerden biri de maç ıçın bilet bulmaktı kes kesenin ağzını açmaya hazırdı ve yüzden maç biletleri, "karaborsa"” semalarmda kanat açmış bir kuş gi- bi yükseldikçe yükseliyordu. Ama bu- na kimsenin aldırdığı yoktu. Esasen böyle anlarda ortaklıkta alâkalı bir şahıs bulmak bizim memlekette çok çok zor bir işti. Ee, nihayet o lar da ihsandı ve kendılerını - vazıfe— lerini unutarak - milli maçın heyeca- nına kaptırdıkları için ayıplanamaz- l Fakat futbol, meraklısı Adanalılar her türlü güçlüğü ye ne ek bilet te- min etmişler ve ma aatından çok daha Önceden stadı doldurmuşlardı Nihayet maç saati gelmiş ve takım- lar alkışlar arasında sahada görün- müştü. Mutad merasimlerden sonra başlayan oyunda Ordu milli takımı- mız daha ilk saniyeden itibaren hü- cum ınsıyatıf'nı ele aldı. Muhacimle- rimiz akın üzerine akın tazelıyorlar ve Amerika müdafaasını bunaltıyı lardı. İlk anda anlaşıldı ki, rakıbımız çok zayıftır. Sık sık yapılan hücum rika kalesinin ai- lelerine kavuşan ton, 90 ıncı dakika tamamlandığı vakit bu liii. 18 defa yapmış bulunuyordu. farklı galibiyeti Ordu takı- mımızın bir başarısı olarak alkışla- nırken, Amerikalıların bu vadide ya- ya kalmış olduklarını da söylemek lâ- zım gelir. nada oyna- takımımızın ıkıncı tura atlamasını temın etmekten başka e- hemmiyeti yoktur. Bir de bu kadar gol atmanın oyuncuların şevkini arttırmak bakımından faydasız sayı- lamıyacağı düşünülebilir. İtalyan ji danadan sonra bu hafta da İzmır milli bir heyecana sahne olacak- tır. Ordu takımımızın İzmirde karşı- laşacağı rakip Amerika ile mukaye- se edılemıyecek kadar kuvvetlidir. S seyirci avantajlarının hari- cinde rakiplerimize hiç bir faikıye- timiz yoktur. Bilakis onların kuvvet muvazenesinde ağır bastıkları söyle- ebilir. Esasen hafızaları bır an layacak geçen sen lan Ordu milli maçlarının neticeleri- ni hatırlamak, İtalyanların hakıkı durumunu anlamaya kâfi gelir. Ge- 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: