23 Mart 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

23 Mart 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

C.H.P. Genel Başkanının Mecliste Bütçe müzakereleri , esnasında. İkti- ADEMHANIN KESİLEN SAÇLARI... emyiz Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin Yusuf Ziya Ademhan — hak- kındaki bir mahkümiyet kararını tasdik etmesinden sonra AKİS'in artık çıkıp çıkmıyacağını değil da yeni sahip ve yazı işleri müdürü- nün kim olacağı merak edildi. Bu sebeble ihtimal birçok okuyucular AKİS'in bu sayısını ellerine alır almaz hemen üçüncü sayfayı çevi- recekler ve AKİS'in yeni sahip ve yazı işleri müdürünün adını okuya- caklardır: Tarık Halımı.. Tarık Halulu da tıpkı Metin Toker gibi, Cü- neyt Arcayürek ve Yusuf Ziya Ademhan gibi genç nesilden bir gaze- tecidir ve yası işleri müdürlüğüne Tarık Halulunun gelmesiyle AKİS kir milimetre olsun yolundan ayrılacak değildir. Metin Toker, Cüneyt Arcayürek ve Ademhan misallerinden son- ra iyice anlaşılmıştır ki AKİS'in yazı işleri müdürlüğü ile hapishane arasındaki mesafe zannedıldısrınden çok daha kısadır. Bu misallerin ortaya koyduğu bir diğer h: da AKİS'in çıktıgı günden bugüne kadar birçok yazı işleri mu( um degıştırmesıne rağmen, hüviyetinde en ufak bir değişikliğin görülmesine imkân olmadığıdır. Esasen böy- le bir değişikliği beklemek saçma değil midir? AKİS'e herhangi bir mecmua gözüyle bakmak hatalıdır. Metin Tokerin geçenlerde Anka- ra Toplu Basın Mahkemesi önünde söylediği gibi, 'in değişme- sini beklemek beyhudedir; afra AKİS bir zihniyettir. Bu zihniyeti ya- ratan âmiller ortadan kalkmadıkça, sahibi şu veya bu olsun, AKİS hiç değişmiyecektir Bu imkansızdır. - beğensin veya beğenmesin - daima kanunlara riayetkar kalmaya çalışmıştır ve aynı AKİS hür yaşamak azmindeki insanla- rın mecmuası olmak arzusundadır. AKİS mensupları buna kalplerinin bütün ateşi ve samimiyetiyle inanmış insanlardır. Hür yaşamak, sade- ce arzu etmekle elde edilen bir nimet değildir. Mücadele ve fedakârlık ister; azim ister, bir azıfe şuuruna ihtiyaç gösterir. İşte AKİS bu mücadele azifenin ifası sırasında basın mevzuatının çok ihatalı maddelerıyle neşredılen yazılar arasında bazı rabıtalar kurmak savcılar için mümkün olmakta, AKİS aleyhinde dâvalar açıl- maktadır. Bu dâvalardan bazıları mahkümiyetle neticelendikçe ve AKİS'in yazı işleri müdürleri hapishanede toplanmağa — başladıkça yerlerını yenilerinin almas ndan tabii ne olabilir ki?.. Maksat AKİS'- a çıkmasıdır ve bu, temin edilecektir. Hür yaşamak için boyle suçlardan hapsedılmeyı şerefsizlik degıl şeref sayan tasanlar mevcut oldukça AKİS in hapse giden yazı işleri müdürlerinin yerleri- ni yenileri alacaktır AKİS'ten cezaevine giden ilk yazı işleri müdürü Cüneyt Arcayü- rek olmuştur. Arcayürek tevkif edilmiş, saçları kesilmiş, 21 gün ha- pis yattıktan sonra kefaletle tahliye edilmiş ve sonunda — beraat et- miştir. Toker bilindiği gıbı Dr. Sarol dâvasından mahküm — olmuş, Temyizin kararı tasdiki üzerine tevkif edilmiş ve cezaevinde saçları kesilmiştir. Günü dolunca elbette üzerine kapanan demir kapılar açı- lacak. Toker hürriyetine tekrar kavuşacaktır. AKİS yazı işleri mü- dürlüğü masasından hapishaneye giden üçüncü —gazeteci Yusuf Ziya Ademhan, şu satırların yazıldığı sırada hapishane hazırlıklarını ta- mamlamakla meşguldür. Buyük bir vicdan rahatlığı içindedir. O ka- dar ki saçlarını, hapishane berberine t olmasın diye şimdiden 2 numara makinayla traş ettırmeyı bile düşünmüştür. Mahkümların saçlarının makinayla traş edılmesı madem ki bir hapıshane nizamıdır; hapishaneye gitmek üzere bulunan bir adamın yapacağı bir iş te elbette saçlarını traş ettirmek olmalıdır Hem zaten saçın ne ehemmiyeti olabilir? Saçın bir hassası da uzamaktır. Saçla- rının kökü kazınmadığına ve Ademhanın başı kesilmediğine göre tek* rar çıkacagı tabııdır. Saç k silmesi meselesi karşısında "Sarhoş ile çirkin kadın hikâyesini hatırlamamak kabil değil: Bir toplantıda çok sarhoş bır adamla çok çirkin bir kadın karşılaşmışlar. Kadm keğin sarhoşluğunu başına kakınca şu cevabı alm ş 'Muhterem ha- nımefendı, itiraf ederim ki çok sarhoşum. Ama şimdi yatmaga gıde- ceğim ve yarın sabah ayık bir adam olarak uyanacagım Fakat s ebediyen saba hla aynanızın karşısına geçtikçe çirkin bir sima gor- mekten kurtulamıyacaksınız.." AKİS ne olacağını sormuş ve cevap alama- mıştı. Başbakan basın toplantısı so- darla Muhalefetinle politika mesele- lerini enine boyuna görüşmesi için yaptığı teklif hakkındaki — cevabının AKİS, 23 MART 1957 na erip salondan ayrılırken suali ha- tırlamış göründü ve "Abdi beyi, ba- kın sizin sualinizi cevaplandırmayı YURTTA OLUP BİTENLER unuttuk" dedi. Başbakan bu sözleri söylerken da gülüyordu. Başbakan gazetecilerden ayrılır- ken bu basın toplantısının bir husu- siyeti daha olduğu anlaşıldı. Hususi- yet şuydu ki bu toplantıyı bir yemek takip etmiyecekti. Bundan evvelki toplantılarda âdet olmuştu; toplan- tı biter bitmez büfe açılıyor ve neşe içinde yemek yeniyordu. Gerçi Park Ötele gelenler yemek değil, Başbaka- nın fikirlerini öğrenmek — maksadın- daydılar ama, bir kere âdet olmuştu. Yemek hikâyesinin iç yüzü şuydu: Geçen seferki toplantının bir hayli büyük yekün tutan faturası Türki- ye Gazete Sahipleri Sendikası Başka- nı Selim Ragıp Emece gönderilmiş ve başkan faturayı Başbakanlık Ö- Ali İhsan Göğüş Onuncu köye doğru »1 Kalem Müdürlüğüne göndermiş- . Özel Kalem Muduı'u Muzaffer Er- sıı, toplantı tertip edenin Gaze Sal hıplerı Sendıkaı olduğunu hatıı'— latması üzerine işler çatallaşmış ve bu toplantı için yemek siparişi yapıl- mamıştı Kapıdan çevrilen gazeteci u seferki toplantının basın çevre- lerinde en fazla alâka uyandıran kısmı içerde değil, dışarda ve toplan- tının başlamasından evvel cereyan et- ti. k Oteldeki toplantıya gelen ga- zetecılerı kapıda bir sivil polıs karşılı- yor, isimlerini soruyor ve elindeki lis- teye bakarak davetlılerı içeri alıyor- du. Bu esnada kapıdaki sivil po- lise zayıf, orta boylu, esmer genç bir gazeteci sokuldu ve ken- disinin Dünya gazetesi yazı işle- ri müdürü Ali İhsan Göğüs, oldu- 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: