11 Mayıs 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

11 Mayıs 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— b y H—eUYAı T Hiriwversiteliler Örnek amatörler çüncü Tiyatronun per sahne de bırbuıne el q»ajlıyaırarc ayrılan birbirinin benze uftın. Üzerinre telâaslı telâsl ıw:ak kapanınca salondan da ham: i a)k* 'qr arasın- ravo b ri yüksi Fakat “ştlı alkışları, ne bağ ları halen hu e olan ve de ğ tiyatroda temsil kt Devlet Tiyatrosunun sahnoye koyılu- a gece- si Üçüncü Tiyatroda Umvexsıte]ılcr Tiyatrosu bu mevsim ikinci defa An- karah seyircilerin kaı—nsına çıkıyor ve bin türlü imk. larak takdırr kazanıyorlardı. Gençler, yor. Beğendinizse a!kış'ar, beğemine- dinizse yuhalarsınız” demişse de bir tek seyirci bile, seyirci sıfatiyle sa- hip olduğu haklardan ikincisini kul- lanmak yoluna gitmelmnişti. u de- i seri yuhalamıa hakkını yalnız ve yalnızca her türlü imkânlar ortasında piyes nuamı altın- da karşısına çıkarılacak oyunlara saklamaktadır. Üniversiteliler Tiyat- rosu ne Devlet Tiyatrosu gibi arka- sını Devlete dayamış, ne de Ankara- hların açılmasını - mevsim sonu gel- mesine rağmen - hâlâ ümitle behle- ce liralık sermayeye konmuş bir top- luluktur. Gençlerin bütün sermayesi şimdilik tiyatroya karşı duydukları ciddi ve samimi sevgiden, saygıdan ibarettir. Yağıyla, unuyla, şekeriyle helva yabıp yemiyen veya venilemi- yecek kadar tatsız tuzsuz helvalar “İkili Sistem”de Erol Aksoy ve Mete Polat Çifte kabiliyetler dekor namına 50 metre amerikan be- Zini talşta çerçevelere gererek keindi elleriyle boyamak; ;aksesuvar verine Üçüncü, Tiyatronun — sahnesina evle- rinden bir masa örtüsü, bir vazo, an- nelerinin bir eski çantasını, kardeş!le- rinin mMmantar tabancasını taşımak; kostüm yerine babalarının bir esgi gömleğini, gene amerikan bezinden yapılmış bir $ç çamaşırını giymek Zu- runda da kalsalar; yağmur yerine baz- larına Mmasrapa maşrapa su da dü- küllge tiyatroları namına giriştikleri »- Şi Daşarnıağa and içmiş görünüyor- lardı ve netjicede sahneden ylüzlerinin akıyla cıktıklarına süphe voktu. Teni- ne Bizden bu kadarı. Gerisi sizlere kalı- Ax’l.s, 11 MAYIS 1957 yapan tiyatro topluluklarına kendi yağıyla kavrulan Üniversiteliler Ti- yatrosu, tiyatro sevgisi namına elbet- te yabana atılınıyacak güzel bir Öör- nek olmuştur. Piyesler B u defaki temsilleri için Üniver- siteliler Tiyatrosu biri İrlanda'ı yazar John M. Synge'in “Derey ran Gölge - The Shadow on the Glen” diğeri çağdaş Frai nsu yazarı Neveux'nün “İkili ne birer.perdelik iki piyes seçmiştir. Bunlardan “Dereye Vuran Gölge” yi Aksoy, “İkili Sistem”i ise Gü- na şayan yaşlı bir kocayıa genç karısı, bir koyun tobanı ve bir serseriden İ- baret olan kahramanlar bu çevre 1- çinde basit insanların küçük h dıiği çe insanların oldukları gibi görünüşleri.. “Dereye Vuran lge” bundan iba- ret. Synge'in mahareti de hti basit- likten bir sahne eseri meydana getir- mesini bilmiş olmasında. “Perevye Vu- ran Gölge” sitphesiz tiyatro tekniği- ni, bir tlyatro eserinin mimari vap - sını düşünmek zaruretini duymayan herhangi bir seyirciyi avlayacak cina- ten bir piyes değil. Fakat amatör tı- yatroların ilerideki » çalışmaları için şimdlden oynamalarında fayda olan piyeslerden biri. Erol Aksoy da şüp- hesiz aynı görüş altında eseri tiyat- bir temrin vasıtası elarak kui- lanmış. Neticede bizi bir atmosfer i- cine sokmağa, gözlerimizin önünde birkaç tip canlandırmağa da muvaf- fak olmuş. Basit kurnazlığı ile ihti- yar Daniel Burke'te Argun Oğuztaş o Yalnız ilerde başka bir role çıkarsa iksiyonuna çok dikkat etmesi gerek Serseri'yi oynayan Güner Sümer ba- şarılı bir tip veriyor. Bilhassa el ve “askeri” olan bir General'i canlan- dırması bunu ifade ediyor. Fakat Gü- ner Sümer'in 1 basarısı —üphesiz ki “İkili Sistem” gibi tem ç bir eseri iddialı bir tiyatro a.nl yışı di- sını gerçek-Üstü çırılçıplak ortaya koyar. Bu gerçek- stü tem de kahramanın dıştan xö- rünüşü ile iç dÜnyasının ikiye bölün- müş tek bir. vücut halinde, yani dış görünüşüyle birbirinin aynı iki,Char- lemagne halinde karşımıza çıkması- dır. Eserdeki bu gerçek-Üstü durum piyesi sahneye koyan kadar, oyna- yanlara da ağır yükler yüklemekte- dir. Güner, Siimer eserin kendisindean ne beklediğini pek Alâ anıumş ve 't kili Siştem” i sahneye koyarken cr- sur bir hareketle miunsenine tiyatro havasını da ikmal etmemiş; neticede Neveux'ye sadık, yani hem seyirciyi eğlendiren, hem de duştlndüren de- mir leblebi olmaktan uzak bir te başarıyla ortaya çıkmıştır. Çifte kabiliyetler iyeste en ağır yük şüphesiz ki Charlemagne I: 1 oynayan Mete

Bu sayıdan diğer sayfalar: