17 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

17 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. D —e gn "_Jg'.ı d B . * 4 AKİS'in Yazı Müsabakası [_ ürriyetler verilmez alın Bağış şeklinde gelen hdınyetle- rin aynı kolaylıkla geleceği aşikâr- dır. Demokratik rejim içinde yaşa- mağa azimlı milletler hakları olan mek için Ssılradı_ edilecek vasıta d hürriyet olabilir. ln— sanlar kendi düşüncelerine göre ha- reket edebildikleri zaman hı!rdurler ekadar yabancı gelse de umun nr"unun yakınları içinde kendi qevle— rini tanıyabilmelidirler, Bugiün zul- mün her yerde hürriyeti tehlikeye düşürdüğünü, bu uğurda — dökülen kanlar ve gözyasları ile öfrenmiş bulunuyoruz. Her hisli insanın uzun zamandanberi “vicdanında yasıyan hürriyet nwfhumu artık beseriyet defterine geçmiş bulunuyor. — Söz hürriyeti olmadıkca düsünce hürri- yeti de olmiyacarını bugün bilme- yen yoktur. Düsiünce hürriyeti kal- kınca hareketler de tahdit olunma- ya başlar ve ınsan ancak hareket ve düşünce #sayesinde yenmeğe mu- vatfak olduğu tabiat küuvvetlerinin esiri olur. Birimne ne dilsiüineceğini söylemek hiç düşlüinmemesim söy- lemekten farklı değildir. İcten gelen hislere gem vurulmamalıdır. Bu taşkınlığa mani olmak özü hisli o- lanların hislerini uyuşturmak de- mektir. Deği«mek ve gelişmek hür- riyet ve insanlık icin esastır. Ta- biat bile her şeyi sınırlandırmıştır. Fakat Yirminci Asır insanı, tabi- atın en İnatcı imkânsızlıklarına karşı kaymak ve hattâ meydan o- kumaktan zevk alır. İnsanın yara- tici zekâsı tabiâat tahditlerini kismen ortadan kaldırmağa muvaffak ol- duğu gibi, sosyal maniaların da ne- ler olduğunu meydana çıkartmış- tır. Sosyal engellerle miücadele hür yaşamak icin şarttır Hürriyetin lahdıdı ancak hürriyete eşit hak- kı olan başka bir ınsanm hürriye- tini korumak için olursa haklı gö- rülebilir. Aksi takdırde bu hakkı çığniyenlere kafasiyle, kalemiyle set cekmek sahsiyet =ambı insanla- Tın hareket tarzı olur. mokrasi, fordm hürnystı hürriyet sınırlarını, çoğunluk ikti- darının hiç bır bahane ile aşma- AĞUSTOS 1957 -V — mamdır. Şayet çoğunluk kararı- na ıştırak etmeyen azıfılığın hu- kukuna, çoğunluk hlüirmet ediyor- sa böyle bır toplulukta, — toplulu- ğun hakimiyeti ile hürriyet bağ- daşmış demektir. Bunün için de ilk şart, çofunluğun bu hakimiyet hakkını sadece kendisi icin değil fakat azınlığın da dahil olduğu top- Tuluk için kullanmasıdır. Aksi ha- reket tarrzında, çoğunluğun isahet- siz ve adaletsiz kararlar almasını önlemek, bu kararların hiç değilse sıhhatlı olmasın: sağlamak ve Ço- Zgunlufun baskısını engelleyici ted- birler almaz zaruri ve kavusturul- mması en doğru yol olacaktır. Mevcut hürriyet içerisinde mü- nacafı göz ününde tu- tulmalıdır. Evet, her ne kadar Dev- lete ve halka karşı programını ger- çekleştirme taahhüdil altına giren bir partı iktıdara geldiğinde seç- men grupuna karşı en az ahlâken programı ile bağlı ise de, bu asla yeter hir temınat sayılamaz. Nasıl kı çıkan her kanunun murakabesi zaman ve şartlara göre ıslâh edi len anayasa uygunluğu araştırılma- 9 ve icabında müstakil anayasa mahkemelerine baş vurmak zarure- ti duyuluyorsa, aynı şekilde parti programları da kazal murakabeye tabi olmalıdır. Seçmen vatandaş- lar programa aykırı kanun ve ıcra- ata karşı dâva açabilmelidirler. Bu- nunla heraber en mukaddes silâh olan secim unsurunu iyi kullanmak, programından ayrı yol tutanı bu yolla cezalandırmak, haklarını ko- ruması bilenlerin ışi oladcaktır. Se- çim, çoğunluğun kararını — yerine getirmek Mmesuliyetini kimlerin Ü- zerine alacağını tayin eder Emerson; “Neticeleri vasıtalar- da aramalı” diy Eğer ınsan! ve hberal netıcelere vasıl olm e li lere ve metodlar: a göre hazırlanma- —Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli — Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? Ahmet Cemalett!'n CEM hanet etmemesi bakımından lüÜtu- munu ortaya koyar. Meselâ mek- tepten mezun olur olm sini beklediğimiz bir insanın tedri sat hakkında verilen kararlara (ık- ren iştirakte bulunmalarını mak, bu husus için atılacak İlk a- dımı teşkil eder. Eğitim yoliyle öğ- retilen demokratik âdetler, sonun- da, demokratik hayat şeklini mey- dana getirirler. İktisat sahasında ise vaziyet baş- ka zaviyeden incelenebilir. Efkârı maumiye tarafından ya serbesit husus?t teşekküller veya — devletin kontrolü altındaki Kkollektif teyek- küllerden biri tercih edilir. Hususi teşekküller hürriyeti sağlar. Fakat emniyeti garanti etme l r. Diğer- leri ise aksine hürri: emniyeti sağlar. Tek çeııth ıkusıdl teşekkülü benimseyen bir cemiyet- ten ise, muhtelif iktisadi ıeşekk—n— leri kabul edenlerin hürriyetleri da- ha çeşitli olur. Cünkü bunda deği- gik —Kaynaklardan — faydalanmak mümkündür. Şahşi teşebbüsler, ko- operatif teşekkülleri, müttehit te- şehbüsler, Hükümet teşekkülleri gibi, iktısadi — teşekküllerin böyle çeşitli oluşu iktisadi keşiflerin art- masına da yardım eder. Bunların telifi mümkün olmazsa ekonomik tecrübelerden yalnız bir tip insan faydalanabilir. Diğerlerinin kaybolur Demokratik bir Hükü- me ini muhafazaya çalışan her Devlet, çeşitli ekonomi siste- mini —benimsemelidir. Gayesi de hem emniyeti, hem de hürriyeti sağ- k alı şekilde teknolojiden insanların artan ihtiyaçlarını karşı- lamakla mümkün olur. Eğer plân- h hareket etmeyip, gaye gerçekleş- tirilmez ise, demokrasi hayıl olmı- a mahküm kalır. Çünkü insanlar çaresiz kalınca emniyeti hümyete tercih edeceklerdir. Demek oluyor ki, hürriyetleri 1- çin lütuf beklemeyip mücadele et- mesini bilen, bu yolla elde ettikleri- nı teminat altına alarak ona sahip olmasını başaran, eğitim sistemleri- ni demokratik gayelere ve metodla- ra göre hazırlayan. ekonomide hem emniyeti ve hem de hürriyeti sağlı- yabilen milletler demokratik rejim içinde yaşamağa azmetmişlerdir. Azmeden başarır! p

Bu sayıdan diğer sayfalar: