17 Ağustos 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

17 Ağustos 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER TARAFTARI PARTİLERİN İŞBİRLİĞİ ZARURİDİR Biyasi hayatımızın içinde bulundu- ğu durum ise, acı olmakla beraber pek berrak bir manzara arzetmek- tedir: Ya D.P. nin iktidarı devam edecek ve böylece demokrasiye ve- da edilecektir; yahut da, antide- mokratik gidişin buziün biricik mit- dafil olan adi. “demokrat” parti, azınlığa düştirülecek ve böylece de- mokrast kurtarılacaktır. Bir mem- lekette siyas! hayat hu safhaya va- rınca, “demokrasi — taraftarı parti- ler”"; hirbirinden ayıran kliçük gö- rüş farkları ve parti mücadeleleri, müşterek tehlike atlatılıncaya kadar sona erer. Demokratik partiler. bit- tün kuvvetlerini, demokrasiyi kur- larma gayesi etrafında seferber et- mecburdurlar. Eğer memleke- tlmlıd.. msbl seçim esası kabul e- dilmiş olsaydı, mesele kendiliğin- den halledilirdi. Ne yazık ki seçim kanunumuzun siatemi, taraftarları milletin sinesinde sadece bir azınlık teşkil eden partinin, —Mecliste ço- gunluk elde etmesine imkân vere- bilmektedir. İşte bu sebeple, demok- raai cephesine verilen reylerin bö- liğnmesine müâni olmak, millt bir borc halini almıştır. Bu kat'i lüzu- rağmen muhalif partilerin an- luamnarak demokrasi için aşikâr bir tehlike haline gelen D.P.nln 5e- çimi kazanına şansını çoğaltmaları, tasavvur olunabilecek siyasi gafle- tin azamisini ve memleket için en acısını teşkii edecektir. Gayveyi bu derece gözden uzak - tutan “demok- râai taraftarı partiler”in millet ve tarih karşısındaki mesulivetleri de, demokrasiye kıyanlarınkinden daha hafif olamar. Karsı karşıva bulunduğumuz tehlikenin azametini idrak ettikle- rt halde, işbirliğini hâlâ — tereddilt- le karşılayan azınlığın görüşit. bil- hassa üç mülahazaya dayanmakta- dır: — Milştereken alınacak karar ların tatbiki hususunda, partilerin Birbirlerine kâfi derecede itimad et- memeleri, Partilerden birinin mahal- t teşkilâtınca şuursuz bir partizan- lik yoluna sapılması halinde, gaye- nin akeameta uğrayacağı endişesiv- le, işbirliğinin müsbet —netice ver- ntesi hususunda ilmitsizliğe düemek, kanaatimizce aşırı bir köttülmserlik- tir. Her üç partinin tit kademele- rinde bulunan tanınmış simaların, derhal ve fasılasız. olarak yapacak- ları yürt gezlleri sayesinde. partile- rin tnokilâhna ve diğer llz!lllore iş birliğinin yapılmaması halindeki teh tikenin büyüklüğü kâfi derecede an- hukıılkculnnn. üzerlerine — düşen Ek&t vazifesini ve manevt me- * Am 17 AĞUSTOS 1957 suliyetlerini idrak ederek, bütün milleti “demokrasi ve hukuk devle- ti” cephesinde toplamak için, parti- siz seçmene birtliğin zaruretini tel- kin etmeleri aayesinde. oyun bozan- ların sayısı, neticeye tesir edemiye- cek bir halde düşürülebilir. — İşbirliğinin, Mmahallt teş- kilâttaki adaylık heveslilerinin mu- kavemetine sebep olacağı ve bu yüz- den bir çok rey kaybedileceği id- diası. Partililerin en ateşli müdafi- leri arasında, mehua olmağa çok büyük önem verenlerin. hatırı ne- yılır bir yer tuttuğunu göz önünde bulundurmamak, realiteleri inkâr etmek olur. Ancak, bu unsurun ro- lüunü de mübalâğa etmenmek keabe- der. Partili vatandaşların ve teşki- İAt başındakilerin çoğunluğunun, “memleketin hayati menfaati” ve- ya “kendisinin mebusluğu”ndan bi- ri tehlikeye düştüğü zaman, mebus- luğu feda edeceğini — farzetmeğe ğını kabul ettiğimiz partilerin dahi, hakiki bir parti sayılmalarına im- kân bırakmıyacak adar prensip- ten uzak, ferdi ve zümrevi menfa- atler peşinde didinen inasanlar toplu- huğu olduğunu iddia etmek gibi bir tezada düşmlüş oluruz. Azınlığı teş- kil eden mlifrid particilerin tutumu ise, vyukarda kaydettiğimirz tedbir sayesinde — düzeltilebilir. Nihayet ZS çoğunluğun elde edilmesi ha- linde. gelen Meclisin Kurucu Meec- lis vazifesini görerek rejim mesele- lerini çözdükten sonra dağılması &- sası Üç parti tarafından taahhüt e- dilir ise. mebusluk — mücadelesinin doğuracağı mahzurlar da hafifletil- miş olur. $ — İşbirliğt halinde Demokrat Partinin kanunt ve m*u zorluk&n aha da arttıracağı ildin: kü şartlar altında muha.lelet pam- Jerinden birinin aeçimi tek başına kazanmayı ülmit etmesi. hayale ka- pılmak olur. Buna mukabi! milletin çoğunluğu tarafından densteklenen hir “demokrasi cephesi”nin kurul- ması, secim mevzuatının değiştiril- mesini mümkün kılabilir. Çünktü, mevcut sşartlar altında aseçimin H iradeyi gereği veçhile tezahtir et- tirebileceğini taaavvura imkân vok- tur. Bu hakikatı Demokrat Parti li- derleri, 1948 - 1950 seneleri arasın- da sayısız defa ifade etmiş bulun- maktadırlar Muhalefetin birleşmesi hatinde, milletin büytik bir çoğun- luğunu tegkll eden mlittehid cephe- ye karşı. P.P. nin, “seçim emniyet. ıım-ı-net ve eşitliğini. mümkün kı- Jan e«ki hilkitlmler”e dönmemekte is- rar etmesi. biraz zor tasavvur olu- nahtlir. Aksi halde, normatl bir se- Muammer AKSOY çimden kaçındığını ve buna müsa- ade etmek istemediğini, açıkça iti- raf etmiş duruma düşecektir. Bu hakikatın millet tarafından şüphe- ve ver kalmıyacak surette öğrenil- mesi ise, dâvanın halli için lützumlu büyük bir merhalenin kat edilmesi demektir. Hela D.P., seçimin milli iradeyt tezahür ettirmesine mâni olacak yeni tedbirler nlmnk yoluna gider- davranışın doğuracağı arzu edilmez gelişmelerden millete ve ta- rihe karşı, sadece o mesul olacaktır. Nihayet muhalefetin, bn günkü ve müstakbel pek kötit aeçim şŞartlarını göz önünde bulundurarak. gerekir- ae seçime girmemek suretiyle, “de- mokrasi yolundan çıkuılırı mesuli- yetleri ile baş başa rakabilmesi” de, ancak işbirliği ınvnlnde ger- nltındu seçim bütün mâftaaını kay- bedince, elde kalan hu biricik mes- ru mücadele vasıtasının tesir dere- cesini, asla küçümsememek gere- * şbirliğinin — fillt ve hukukt zor- lukları. “işbirliği olmalı mı olma- malı ıdır sualini cevaplandır- eseleni yensnine. işbirliği olmndnn mı, yokâa bhirliği sayesinde mi daha kolay alaşılabilir” sualine verilecek cevap- ta saklıdır. Biz işhirliğinin. hedefe ulaşmak için bugün elimizde kal- mış tek care olduğuna kaniyiz. U- laşılacak gayenin önemi. bu husus- ter ki, gavenin hayati önemine kani BUnR Bıı gtin alelâde vatandas. artık Azunca bir tecritbe ile öğrenmistir ki, demokrasi asla bir Tüka değil, tapluluk hayatında refah ve saade- #in birtcik Aanahtarıdiır. Hürriyet. adalet. cqltllk Ve insan haysiyetine ürmetin. gereği gibi sağlanmadı- gı bir toplulukta. iİktisadi hayatın da, sonunda tahammitl edilmez bir gelişme arzedeceğini, aklı selim asxa- bibi vatııudaşııı arîık öğrenmis ol- duğuna inanıy RBir topluluğun kaderini. “thelerlnln. ılyul hayat- taki gelişmelerea karşı göstereceği Hginin ve bu bususta eıılrzeml_veoe- ği cesaret ve fedakârlık derecesinin tâyin edeceği hakikati”ni hâlA öğre- nemediysek. demokrasinin ardın- dan, yaşlı gözlerle şu acı vecizeyi bir kere daha tekrarlamaktan baş- ka yapılacak bir şey kalmamış da- mektir: Her mfmleknt lAyık olduğu rejirie sahiptir!

Bu sayıdan diğer sayfalar: