2 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

2 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli- Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? emokratik rejim içinde yaşa- mağa azimli bir millet, deyin- ce akla ilk gelen, bu milletin, konuş- ma, yazma, toplanma, kendi idareci- lerini seçme ve istisnasız herkesle kanun karşısında eşit olma hakla- rının kendisine kanun — yapıcının ötesinde bir kuvvet tarafından ve- "hürri kimse tarafından gasp ceğine veya hiç bir bedelle değişti- rilemiyeceğine, varlıgının her zer- resile iman etmiş olmasıdır. Eğer bir millet bu imana sahi bir diktatör veya diktatör bir par- lâmento ekseriyeti bile olsa Hür yaşamağa azimli bir mil- let, oyuna gelmiş yüzsüz demagog- lar tarafından aldatılarak, demok- ratik yoldan, bir diktatörü — veya 'diktatör bir parlâmento ekserıyetı- ni başına belâ etmiş olabil devlet nizamı ıçınde, vatan- daşların, ilâhit haklarım, müsama- hasız, koruyacak müesseseler yok- veya noksan ise yahut anayasa- dakı boşluklardan istifade edilerek ve kasten çiğnenmiş ise, haklarının ihkakı, bizzat millete düşer. Devletin hikmeti vucudu, vatan- daşların, şahsıyetlerının bir parça- olan, hürriyetin, herkese hattâ bızzat kendisine karş İ runması- dır. Bir devlet ister diğer fertlere, isterse kendisine karşı, vatandaşın haklarını koruyamıy r veya koru- muyorsa, aciz veya ihanet halinde- dir. Ve her iki halde de ayakta dur- ması gayrı meşrudur. İktidar sahipleri, vatandaş hür- riyetine kasdetmemişlerse, kendile- doğru yolu gösterenler, mu- halifleri de olsa, yapılan tenkid v tavsiyeleri hüsnü niyetle karşılar, mukni değillerse, fikire, fikirle kabele eder ve hatalı yolda ısrar etmezler. İcap ettiğinde de çekinme- yi, vazifeye devam kadar — şerefli telakkı ederler Şayet ıktıdar sahipleri, kendi i- nançlarım millete zorla kabul ettır— ek yolunu tutmuşlarsa, anayas çıgnenıyorsa ve devlet kuvvetlerı- nin, vatan daş hurrıyetını koruması- na mani olunuyorsa, devlet meşnıı yetini kaybetmıştır Adi bi mü- tecaviz, alelade bir zorbadan başka bir şey değildir. 16 - XVIL - Hiç bir müstebit, bir — milleti, bir anda hükmü altına alamaz. Sı- ra ile, icra organını, parlam entoyu, adalet organını, ilim müessesele- rini ve efkârı umumıyeye tercu- man olan gazeteleri, ıdaresıııe bo- yun eğdirmek ister. Durumunu mu- hafaza edebilmek için de, kendine sadık kalacağına inandığı, kimse- lere, haksız rütbeler tevcih — eder ve kendi nüfuzunu kullanarak, gay- TI eşı'u kazançlar temin etmelerı- mkân M b tlerin bazan gasp ettik- leri, hurrıyet karşılık, maddi refah V ttâ temin ettikleri va- hidir. Halkın mukaddesatı okşana- rak, mler yapılarak, pole— mıkler çıkarıla ak, ârı umumiye aldatılmak istenir. Eğer halk, her- şeye rağmen hakla istemekte ise son çare, etrafa dehşet saçmak- tır. rafı ilk hissedenler o mem- leketin aydınlarıdır. Ve ilk direnme Müsabaka Şartları İS'in bu seneki yazı mü- dındaki kagıtlarla iki cavüz etmiyecektir. 3 elen yazılar önce AKIS - in yazı işleri kadrosunda, rulacak bir küçük jüri tarafından incelenecek, uygun görülen AKİS'- âe neşredilecektir. sayfayı te- Nısaıı 1968 den sonra en yan- lar müsabaka dışında bırakılacak— ır. 5 — AKİS'te neşredilen yazılar 1968 Mayısı basında toplanacak kaya tılacak yazı- ların ecmuası, yazı müsabakası servisi P. 82 - Ankara" adresine postalanman la- zımdı. Faruk BİNGÖL de onlardan gelir. Şerefli bir me- mur verilen haksız bir emre uymak, tansa sinei millete çekılmeyı tercih eder. İlim adamları, ciler ve hurrıyete iman etmış erkes müt- tehit bir cephede toplanırlar. Ve mücadele başlar. Bir taraf devlet zırhına ve silâhlarına bürün- müştür. Hürriyet mücahitleri ise, yalın göğüslerini, mazlumlara sıper ederek dıllerı ve kalemleri ile döğü- ürler. Ceza hükümleri sırtlarında kamçılar gıbı şaklar Birinin şu n e kadar namertçesine ise diğe- ı'ınıu, direnişi o kadar erkekçedir. O eler, azimkar milletin ruhunda akısler yaratır Artık, hapishaneler ve darağaçları bu u: gurda girenle- re ve asılanlara ebedi şerefler geti- vuru- Fakat "Fikirler cebir ve şiddet- le yok edilemezler!" Bir memleketin aydınları, kılı- cın ağzı, merminin ucu veya bir şeddi zorlayan ilk dalgalar gıbıdır Millet onların açtığı izden geçer Bir g n bakarsınız ki, o durgun ve sessiz bir nehir gibi lakayt gö- runen millet, hışımla kabarmakta- Durgun nehrin dalgaları, dag- başları kadar yükselir. En sedleri yıkar, bütün engellerı devı- rir gene bi rguu bakarsı ki, hürriyet guııeşı ufukta yukselmış nehir mecrasına çekilmiş ve eskisi gıhı, hiç bir şeyden haberi yokmuş- sına akışına devam etmektedir. Hürriyete kavuşmak isteyenle- rin, iradesi çelikten, kalbi ise sora altından olmalıdır. Ve köle — olup serbest gezmektense, hür kalıp zin- cire vurulmayı ve ölmeyi bilmelidir. am rahı vatanda, çak 0- lursa çevrı mihnetten Yok eğer.. Bir mlekette kor- ku ve menfaat dıllen baglamış ka- lemleri körletmiş, başları eğmişse; aydınlar şahsi kaygulara kapılmış- sa, yazarlar, müstebitlere methiyeler yazıyorsa, ilim adamları bu gaddar icraata ilmi formüller aramakta i- seler, milletin son ilticagâhı hakim- ler, zalimlere hürriyet, mazlumlara ceza veriyorsa, yazık o millete ki, hiç bir zaman hür yaşamanın insa- na verdiği hazzı ve gururu duyamı- yacaktır. "Milletler layık oldukları idare ile idare olunurlar. AKİS, 2 KASIM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: