2 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

2 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

di işinde çalışanlarla, — memurların ve ev ekonomisinde çalışanların sayı sı da 40 milyon civarında idi. Japon- yanın gelişen sendikalizminin karşılaş tıgı problemler ekonomik bakımdan ücretler, kanuni bakımdan da iş a- kitleri ve teşkilât kanunlarında top- lanmaktadır. Bununla beraber bu problemler arasında ekonomik olanı yani ücretler başta gelmekte idi. Ja- ponya 1945 den 1950 ye (kadar en- flâsyon içinde idi. Bu sebeple o tarih- te Japon 1şçıler1 ve sendikaları gün- de sadece 3 öğün yemek parasını karşılayabilecek bir ücret için mü- cadele etmişlerdi. Fakat 1955 yılın- da Kore harbinin patlak vermesi ile endüstride görülen gelişme ve hare- ket neticesinde işçiler ücretlerinin da- ha yüksek bir hayat standardını kar- şılayacak seviyeye çıkarılması — için mücadele ettiler. İşte şimdi Japon- yanın karşılaştığı problem ucretlerın arttırılması problemi idi Fakat liberal - kapitalist bir sis- tem içinde grev son derece normal bir olaydı. Nitekim İngilterede he- men hergün grevlere rastlamak müm- İKTİDARIN GREV GÖRÜŞÜ zıt bir manzara arzediyordu. Çün- kü D.P. bir yazıda grevin ancak kuvvetli sendikalarla mümkün ola- bileceğini ileri sürüyor, öbür yan- dan da sendikaların gelişmesini ön- lemeğe çalışıyordu. Halbuki sendi- kaların kuvvetlenmemesi ve hatta bulunmaması grev hakkının inkârı için bir sebep teşkil edemezdi. rihi denemeler işçilerin sendikalar a vvel grev yaptıklarını yapabildiklerini göstermişti. Hatt Fransa, grevlerin duzenlenebılmesı için, 1884 tarihine kadar kurulma- sına müsade etmediği sendikaları resmen tanımak zorunda kaldı ve bu hususta bir kanun çıkardı. Sen- dikalar, grev için mutlak bir şart olmamakla beraber, madem ki. D.P grev hakkını tanımak için sendika- ların kuvvetlenmesini şart sayıyor ve grevin işçilerin en tabii hakları olduğuna inanıyordu, o halde parti için tutulması gereken en mantıki yol sendika kurmak hürri- yetini memlekette yerleştırmek ve sendikaların kuvvetlenmesi için ge- rekli tedbirleri almaktı albuki gerçekler ortadadır. Bu yolda 19/PA tarafından hiçbir müsbet adım atıl- madığı gibi, aksine sendika hür- riyetini kısan ve zedeleyen bir sü- rü hareketlere girişilmiştir. İşçilerin grev yapabilmeleri için sendikaların onlara para yardımın- da bulunacak hale gelmeleri gerek- tiği hakkındaki görüş te doğru de- ğildir. Fransada ve Ingılterede bi- le birçok sendikalar grev halinde işçilere mali bir yardım yapmazlar. Bununla beraber D . isçilerin grev yapabil meleri için muhakkak paraya ihtiyaçları olduğuna inanı- yor ve grev hakkını da demokrasi- nin esaslı bir şartı sayıyorsa, işçi- lerin mali bakımdan daha iyi bir duruma gelmelerini sağlam ak ta- mamen elinde idi. Devlet sektörün - de ve hususi sektörde çalışan işçi- lerin ücretleri, normal ölçülerden son derece duş' tür. Bunları artır- mak, asgari ücreti kabul edip yük- sek bir seviyeye çıkarmak, işçileri sendikalardan çıkmağa zorlamamak sendikaların mali bakımdan — kuv- vetlenmesine yardım etmek pekâlâ mümkündü Halbuki tecrübeler göstermiştir ki, devlet sektörüne bağlı birçok işyerlerinde sendikalar — kurulması hoş karşılanmamakta, sendika ku- ran işçiler de ya bu işyerlerinden alınarak yurdun dört bir köşesine dağıtılmakta veya işlerinden atıl- maktadır. Bundan- başka 3 - 4 yıl önce İzmirde liman işçilerinin ve İstanbulda tekstil işçilerinin işve- renlerin haksızlığı karşısında şle— rini bıraktıkları ve parasızlığa rağ- en bu hareketin durmadığı bir ha- kikattir. Bu işçiler parasız olduk- ları halde işlerini - bırakmışlardır. Üstelik bu hareketleri iş şartları- nın kendileri * lehine değiştirilmesi gayesini gütmeyip işverenlerin mev- cut is şartlarına uymalarını sağla- mak maksadını güttüğünden kanu- nen grev sayılamayacağı halde, bu hareketin grev sayılması ve işçile- rin tevkif edilmeleri, grev halinde işçilere hiç müsamaha edilmeyece- ğini açıkça gösteriyordu. rev yasağının kaldırılabılmesı i- çin D.P. tarafından ra"dan sonra ileri sürülen "seviye" şartına gelince bunun da tatminkâr bir sebep olma- dığı ortadadır. Gerçekten bundan 7 hatta 11. yıl öncesine kadar grev yapabilecek seviyede ve olgunlukta olan işçilerimizin bugün bu seviye- lerini neden ve nasıl kaybetmiş ol- duklarını izah etmeğe imkân yok- tur. Demokrat Partinin iktidara gelmesini saglayan oylanın kulla- nırken, medeni ve siyasi bakımdan olgunluk ve şuurluluk göstermiş ol- dukları iddia olunan İnsanların, şimdi — bu sıfatlarını kaybettikleri- ni ileri sürmek için ortada makul bir sebep yoktur. Aksine olarak 1946 dan bu yana yapılan siyasi mücadeleler, hayat şartlarının zor- , İŞÇi sayısının artması, Işçile— rin daha fazla okuyup yazmağa başlamaları buyuk sermayenin , ve devletin girişmiş bulunduğu endus— tri hareketleri gibi. ekonomik ve ÇALIŞMA kündü. Birgün dok puantörleri, ö- bür gün dok işçilerile otobüs, i leri, başka bir gün otomobil işçileri grev yapıyorlardı. Bunlar bazan ücretlerin arttırılması, bazan da iş fazla — mesainin çin başvurulan grevlerden ibaretti. Kimse bu grevleri karşılamı- yordu. Çünkü işçinin hakkını koru- ması ve menfaatini desteklemesi i- çin diğer vatandaşlar gıbı mucade— le etmek hürriyeti "tabii" idi Adil AŞÇIOĞLU kültürel faktörler işçilerin daha fazla olgunlaşmasına, zihni seviye- lerinin yükselmesine ve şuurlanına- larına sebep olmuştur. Binaenaleyh grev yasağını kaldırmak için za- manın gelmediğini iddia ederken ileri sürülen bu sebepler de hakika- te uymamaktadır. Esasen, halen tam veya yarı sömürge hayâtı ya- şayan memleketler işçilerinin bile grev yapmak hakkına sahıp bulun- dukları bir devirde, hür v bagım— sız bir memleket olan Türkiyede iş- çilerin grev yapabilecek — seviyeye ve olgunluğa sahip — olmadıklarını iddia etmek büyük bir haksızlık teşkil etmekte ve gerçeklere aykırı düşmektedir. . Bütün bunların dışında D. P. nin muhalefet yıllarında grevi demok- rasinin esaslı bir şartı saydıgını u- mak lâzımdır. z de- mokrasi olamıyacağını peşınen ka- bul eden bir parti iktidara geldik- ten sonra grev yasağını kaldıramı- yacağından bahsederse nasıl, olup ta demokrasıyı kurduğunu 1ddıa e- debilir ? . nin görüşlerindeki bu degışıkhk demokrasimiz hakkın- da şüpheler yaratmaktadır. Gerçek- ten demokraside seçmenlerin ira- desinin belirebilmesi ve gerçekleş- mesi şarttır. İşçiler i ları ile ilgili bütün i lerini yıllardanberi siyasi 'partilere , kabul ettirmeğe çalışmışlardır. Ni- hayet bunların bir kısmını kabul e de oy vermek sure tıyle onun 1kt1d ara gelmesine yar- dım etmışlerdır İşçiler bu ktidar- dan ve genel olarak bütün milletve- kıllerınden haklarının tanınmasını ve savunulmasını beklerlerken en tâ bii hakları olan grevin gerçekleşe— bilmesi için bir tek milletvekilinin iş- çi meselelerine dokunmadığını, şim- di de iktidar partisinin işçilere ye- niden "sabır" tavsiye ettiğini hay- retle görmektedirler Fakat bundan sonra Türk işçisinin gerçekleri gör- düğü ve ona göre menfaatlerini ko- ruyacağı muhakkaktır. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: