16 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

16 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

heyecanlı bir şekilde geçeceği anla- şılıyordu. İktidar organlarının yay- lım ateşi karşısında ise bir C.H.P. bü- yugu şoyle diyo dıdın kurusuna da, sulusu- karnımız tok.. Memleket me- selelerının hal şekli, o yol değildir". Bunda, Muhalefetin seçmen ekse- riyetini temsil etmesinin verdiği gü- veni hissetmemek kabil değildi. Politikacılar Üzgün değilim ama... ndam aynaları, palmiyeler ve son derece şık koltuklarla süslü salon tıklım tıklım "geçmiş olsun"a gelmiş misafirlerle doluydu. Son gelen misa- ire de yer gösteren sarışın, topluca hanım kendisi de bir kol- tuğa oturup ayak ayak üstüne attık- tan sonra: 1— Üzgün değilim ama, hayret edıyorum dedi. Sesi on derece sakindi. Kısa sü- ren bir sessızhk oldu. Bu arada.göz- lerini salonun bir köşesinde — duran boş bir koltuğun uzerınde dalgın dal- gın gezdıren han — Tabii çocuklar çok üzüldüler, hele Fatoş" diye ilâve e Konuşurken parke zemine sereser- pe yayılmış Isparta halısının üzerinde ayakkabısının burnu ile mevhum bir takım daireler çiziyordu. Konuşmanın tatsız bir mecraya sürüklenmesin- den çekinen şakrak sesli bir hanım sehbanın üzerinde duran gazeteler- den birini göstererek: "— Bakın, dedi, daima papyon takar, bu en meşhur hususiyetlerin- den biridir." Mevzuu değiştirmeye çalışan bu hanım Bülent Sokullu idi. Salonda- ki misafirler başka şeylerden bah- setmeye başladılar. Tam çocukların okuldan dönme saatiydi. Ne olur ne olmazdı! ise bu haftanın başında Se- lanik caddesindeki bir evin salonun- da cereyan ediyordu. Ev, eski Ekono- mi ve Ticaret Bakanlarından ve C. H. P. nin son seçimlerdeki Gazian- tep adaylg_rından Cemil Sait Barlasın eviydi. "Üzgün değilim ama hayret ediyorum" diyen sarışın ve topluca hanım ise Cemil Saitin hayat arkada- şı Emine Barlastı. Eski Ekonomi ve Ticaret Bakam Barlas bundan bir hafta önce bir sabah polisler tarafın- dan evinden alınarak savcılığa gö- türülmüş, orada kendisine tevkif e- dıldıgı bildirilmiş ve gene hemen ay- ni gün bir otomobille Adana Cezaevi- ne sevkedilmişti. Adana Cezaevinde Cemil Sait son seçim kampanyasın- da beraber çalıştığı '25 arkadaşıyla karşılaşmıştı. Bunlar da tıpkı Cemil Sait gibi sorgusuz sualsiz tevkif 'edil- miş ve ana Cezaevine sevkedil- mişlerdi. Aradan geçen bir haftadan fazla zaman içinde eski Ekonomi ve Ticaret Bakanı ile arkadaşlarından başkaca hiçbir. haber alınamamıştı. Ancak bu haftanın başında gazete sütunlarında yer alan bir haber; Bar. las, Cumhuriyet Gazetesi Yazıışlerı 'Mudurlerınden ve Gaziantep C. H. P. adaylarından Ali İhsan Göğüş ve ar- kadaşlarının muhakemeleri yapılmak üzere Adanadan Yozgata sevkedildik- lerini bildiriyordu. Bilinenlerin — de hepsi bu kadardı. Barlasların küçüğü Emıne Barlasın * uzgun değilim a- ma hayret ediyorum", dediği ve Cemil Sait Barlasın evinden bir köşe Koltuk sahibim arıyor AKİS, 16 KASIM 1957 YURTTA OLUP BİTENLER Ali İhsan Göğüş Adanadan Yozgata kocasının tevkif edilişine bir türlü akıl erdiremediğini söylediği' günün akşamı Barlasların en küçüğü Selim annesinin eteğinden ayrılmıyor — ve e Anne cgm ne olursun, beni de götürsene" diye yalvarıyordu Ce- mil Sait Barlas ve arkadaşlarının Yozgata götürülmeleri üzerine Emine Barlas kocasını görmek üzere Yoz- gata gitmeğe hazırlanıyordu. Babası- nın daima Memo diye çağırdığı bü- yük oğlu Mehmet, zaten üzgün olan annesini küçük kardeşının de ayrıca üzmesine kızıyor ve Selimi kendısıy— le beraber Ankarada kalması için ik- naya ugraşıyordu Nasıl olsa babası bir kaç gün sonra gelecekti. Şı “beni de götür, beni de götür" dıye annesini üzmeğe ne lüzum vardı? Ama bunu bir türlü küçük Selime anlatamıyorlardı. İllâ o da annesiyle beraber gidecek babasını görecekti. Hakikatten bu haftanın başında Ankaradan Yozgata doğru yola çı- kan otomobillerde yalnız Emine Bar- las değil, Turhan Feyz oğlu, Cemal Eyüboğlu gibi C. H. P. nin tanınmış hukukçuları da vardı. Muhalefet i- çinde bütün gözler, Cemil Sait Bar- lasa ve 'arkadaşlarına çevrilmişti Hukukçular heyeti Yozgatta yapıla- cak bir iş olup olmadığını tetkik e- decek, mevkuflarla meşgul olacak, meselenin ne olduğunu anlamaya ça- lışacaktı. Osman Bölükbaşı bile i kinci plâna geçmiş ye eski Ticaret Bakanının hadisesi aktualıtenın ön safına çıkmıştı. Hâdise hakkında ö nümüzdeki günlerde çok şey duyaca ğimız anlaşılıyordu. 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: