16 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

16 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇALI İşçiler Fransada pahalılık F elix Gaillard'ın binbir güçlükle ku- rulanı kabinesi geçen hafta bir- den bire yeni bir tehlike ile karşılaş- tı. Fiatlar bir hafta içinde yüzde ilâ 8 nisbetinde yükselmişti. Bu ani yükseliş bilhassa işçi muhitlerinde pek kötü bir reaksiyon — uyandırdı. Aylardan beri Fransız işçilerine zam yapılmamıştı. Şimdiki — Başba- kan Gaillard bundan bir kaç ay önce Maliye Bakanı iken — işçilerin zam taleplerini şiddetle red etmiş ve sert bir "fiatları dondurma" politikası ta- kip etmeğe başlamıştı Ama işte bu politikaya rağmen geçen hafta içinde kömür, kumaş, elbise ve otomobil fiatları birden — yükselmişti. Felix Gaillard yeni bir politika peşındeydı Fransız tediye bilânçosundaki açığı kapatmak istiyordu. Mali krizden kurtulmak lâzımdı. Bunun için de bütün ithal maddelerine yüzde 20 nis- betinde zam yapılmıştı. Bu yüzde 20 zam ise frankın değerinde evvelce yapılmış olan indirmelere ilâve ola- rak yüzde yirmi nisbetinde yeni bir değer düşüşüne sebep — oluyordu. Bundan ise en çok zarar görecekle- rin Fransız 1şçılerı olduğu muhak- kaktı. Bu yüzdendir ki, Fransız işçi- leri emeklerının karşılıgını alama- malarına sebep olan ve kendilerini hayat pahalılığının yükünü taşıma- ya hküm eden —Cezayir harbine cephe alıyorlardı. Fransanın Ceza- yirde güttüğü, sömürge harbi Fran- sız milletinin altından kalkamıyaca- ğı kadar pahalıya maloluyordu. Bu yükün en büyük kısmı da Fransız isçilerinin omuzlarına düşüyordu. İngiltere nflâsyonla mücadele eden İngi- liz hükümetinin, milli sağlık tesis- leri personeline evvelce kararlaş- tırılmış olan yüzde 3 nisbetindeki zamları vermekten — vazgeçmesi İn- giliz işçileri arasındaki memnuniyet- sizliği artırmağa devam ediyor. İn- giliz işçileri bilhassa mutabık kalın- mış olan bir zammın Verılmemesını İngiliz tahkim sistemine karşı ve- nin silinmesi olarak kabul edıyorlar Halbuki İngilterede — bugüne kadar çok iyi işlemiş olan bir tahkim siste- mi vardı. ükümet bu tahkim sisteminin degerını sıfıra indiriyor- du. İşçiler hükümetin bu hareketini "Sendikalara karşı açılmış bir sa- vaş" olarak vasıflandırıyorlardı. İngiliz hükümetinin, kesinleşmiş zamları vermekten açınması, de- miryolu işçilerinin ücret Zzammı ta- leplerini kabul — etmiyeceği yolunda da bir delildi. Halbuki demiryolu iş- çileri de son günlerde — ücretlerine zam yapılması için gerekli teşebbüs- lere geçmişlerdi. Bu arada emiryo— lu işçileri son derece önemli ve acı bir haber aldılar. Sendıkalarının Baş— kan ve Genel Sekreteri Rusyada bir 20 -ileri ŞMA otomobil kazasında ölmüşlerdi; İngi- liz demiryolu işçileri ücret artışı mü- zakerelerine girişecekleri kritik bir devrede en değerli iki arkadaş ve 1i- derlerini kaybetmenın üzüntüsü için- de idiler. Bu üzüntü hükümetin yeni ücret politikası sebebı ile bir kat da- ha artıyordu. Hükümet ücretlere zam yapmak 1stemıy0rdu İngiliz Başba- kanına göre ücretlere ancak istihsa- lin artması halinde zam yapılabilirdi. Hâlbuki bugün İngilterede istihsalin arttığına delâlet eden bir hareket gö- rülmüyordu. İstihsal artmadan üc- retlere yapılacak Zzammı haksız ve sebepsız bulan İngiliz Başbakanı böy- İngiliz ışçılerının tıpkı Amerikan iş- gibi ellerinde kuvvetli bir koz Kârlar ve temettüler. Gerçek- ücret zamla- pahalılığını ve vardı. ten Amerikan işçileri rının aslında hayat enflasyonu arttırmadığını iddia edi- yorlar ve bunun için de bazı deliller ortaya atıyorlardı. Bunlar arasında en kuvvetlisi kârlarla temettüleri indirmekti. İş ve sermaye sahipleri- nin kazançları şüphesiz işçilerin ka- zancından yüksekti. Şu halde enflâs- yonla mücadele etmek isteyen hükü- metler ücretlerle uğraşmayı bırakıp kârları ve temettüleri kontrol etmeli ve bunlara bir sınır çizmeli idi.. Hal- buki tatbikatta bunun aksine rast- lanıyordu Herkes ücretleri dondur— mağa çalışıyor ve bunda da vaf- fak oluyordu. Fakat hiçbir hukumet kârlara sınır koymayı ve buna uyul- masını sağlamayı ciddi bir şekilde düşünmüyordu. Doğrusu Amerikan işçileri meselenin can alıcı noktası- nı bulmuşlar ve kuvvetlerini bu nok- taya toplamakla isabet etmişlerdi. Meselâ çelik sanayii işçilerine yapı- lacak zammın çelik fiatlarını artır- madan ve çelik sanayıcılermın kâr- larını kısmak suretile —mümkün ol- duğunu Amerıkan işçileri delıllerle ispat etmişlerdi. Şimdi sıra İngiliz işçilerinde idi. Bir defa enflâsyondan ENDÜSTRİLEŞME alkınma hareketleri Ikıncı Dun- a Harbinden sonra bütü m- leketlerın genel politikası haline gelmiş bulunmaktadır. — Yalnız ik- tisaden geri kalmış — memleketler degıl fakat ileri batı memleketle- ri bile kalkınma hareketlerine gi- rişmişleri Fakat kalkınmanın asıl. önemli netıceler doğuracağı yer iktisaden geri kalmış memleketler — olacak- tır. Çünkü bunlar ileri memleketler gibi mevcut bir endüstriyi tamam - lamak ve yenilemek değil, yeni bir endüstri kurmak duru- mundadırlar. Türkiyenin İktisaden geri kalmış memleketlerden oldu- ğu ve bu bakımdan kalkın temelini endüstrileşlemenin etmesi gerekliğ eydandadır. Cumhuriyetin ılanınclan be ri başla- yıp İkinci Dünya Harbi sırasında bir duraklama devresi geçirdikt son memleketimizin — kalkınm: meselelerıne gittikçe artan bir ol- vermekte olduğu aşi- kâr dır Bununla beraber, — şurasını hemen belırtmek isteriz ki, kalkın- anı endüs ıleşme sayesinde mkün ol bıle eği hakkındaki ılk iîkırlere Reşıt Paşanın rapor- arında, Tanzimat devı'inde bile rastlanılmasına rağmen bu fi- kirlerin gerçekleştırılmesı yolu nda ciddi adımlar atılmış değildir. Yan- lış anlaşılmamak için şu nokt ayı be- lirtmek isteriz ki. bir mleketin endustrıleşmesı ziraat ini ıhmal et- ek değildir. Aksi dem: eğildir. sine, — bir memleket bizimki gibi ekonomisi bakımından esas itibarile ziraate dayanıyorsa, orada endüstrileşme ancak zıraatın gelışmesı ve yardı- mı sayesinde mümkün olabilir. Bun- dan başka endüstrileşen bir mem- leket aynı zamanda ziraat yapmak imkânlarına sahipse ve bunları mu- hafaza etmesi mümkünse, ziraatı tamamen veya kısmen terketmesi dahi düşünülemez. Endüstrileşmenin sadece maki- ne, fabrika ve tezgâhlara sahip ol- makla gerçekleştirilmesine imkân olmadığı bu (istihsal vasıtalarını kullanmak için ol emeğine ve kali- teli teknisyenlere ihtiyaç bulundu- ğu meydandadır. Memleketimizin endüstride mazisi olan memleketler bir vana, Yugoslavya gibi bir Bal- kan memleketinde İkinci Dünya Harbinden sonra endüstri alanında kaydedilen ilerleme sevıyesme bile ulaşamamanın bir bak el e- meği ve teknisyen azlıgına atfet- mesi pek te yersiz değildir. Bunun- la beraber, liberal kapitalist bir dü- zen içinde hususi sermayenin han- gi yönde bir gelişme göstereceğini Ve yol tutacağını bilemeyen mil- yonlarca insanın kendılerını âkibe- ti meçhul meslekler için önceden hazırlamalarına da imkân yoktur. Bu sebeple, bizde mecburen evvelâ endüstrileşme yoluna gidilecek on- dan sonra el emeği ve teknisyen sağlanmasına bakılacaktır. İşte bü- tün problem de bu noktada toplan- maktadır. ugün memleketimizde idareci çevrelerin tuttukları yol meydan- dadır: Endüstrileşmek için serma- yeye ihtiyaç vardır, onan için de kapıtalızmı ve sermaye terakümü- nü teşvik etmek — gerekmektedir. Kalkınma hareketlerinin — temelini teşkil eden bu felsefeye göre, mem- AKİS, 16 KASIM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: