11 Nisan 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

11 Nisan 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS, 11 Hafız-i beşer nisyan ile malul değildir. HAPİSHANEDE B iz dışardakiler gibi Ankara Hil- tonun sâkinleri de bayramın ilk sabahı bayramlaşacaklar. Aylardır analarından, babalarından, evlâtla- rından, ailelerinden ayrı olmanın hasretini ve acısını, birbirlerine bir dahaki bayramları dışarda kutla- mak temennisi ve tesellisinde din- dirmeye çalışacaklar ve birbirle- riyle şakalaşacaklar. Göz yaşlarım tutarak gülmek daha doğrusu gül- meye çalışmak ve — şakalaşmak Türk gazetecisinin dört duvar ar- kasında kendi kendine — keşfettiği bir panzehirdir. Aylardan beri ufuk nedir bilmeyen gözler ancak böyle zamanlarda parıldar. Ancak böyle zamanlardadır ki koğuşun ağır ve | basık havası, M. Bulvarının hep aynı kalan hacmi bir an için olsun unutulur ve dört meslekdaş kâh i- kişer, kâh tek sıra halinde usun ve neşeli bir yürüyüşe sıkıyorlar- | : mış gibi şevkle voltalarını atmaya | başlarlar. Bayramlar değiştirmez. Ayni koğuşun ört duvarı arasındasınızdır. kat mahkümlar kendi gayretleriy- le her günkü yeknesak hayata bil- hassa bayramlarda bir renk kat- maya çalışırlar. Bu bayram da öy- Tarık Halulu İzmir — mahpushanesinde NİSAN 1959 hapıshane hayatını | : D B Metin Toker Ankara — Hiltonda le olacaktır. Hepsi her günkünden aha erken kalkacaklar, üstleri- ne başlarına her gunkunden daha çok itina göstereceklerdir. Geç ya- tıp erken kalkmayı itiyat Metin Toker, maya kıyamadığı bayram sabahını fırsat bilerek te- ker teker kaldıracaktır. Bu suret- e her sabahki yalnızlığından da kurtulmuş olacaktır. Başka gün- â elinde tutan Şinasi, yandırmasına homurdanırdı ama bayram sabahı olduğu için sesini çıkarmayacaktır. Fatin ile Ülkü de — kalkmış giyinmiş olacaklar. İş bay- — ramlaşmaya kalacak ki, bu anda dört meslekdaşın yüzünü bir hüzün kaplıyacaktır. İçlerinden geçenleri sanki birbirlerine 'belli etmek iste- | gözleri | miyorlarmış gibi hepsinin yere eğilecektir. Evet nerede elleri öpülecek babalar, analar, — sarılıp kucaklanacak yavrular nice sene- lere denecek dostlar? Bir için — duraklıyacaklar, sonra birbirlerinin ellerini sıkarak birbirlerini kucaklayarak'bayramın içerde geçirdikleri son bayram ol- ması temennisinde — bulunacaklar- dır. er olsa geç kalkmak rekorunu hâ- - Metinin u- — BAYRAM! Her birinin dolabı şekerci dük- kânına dönmüştür. Dışardan kutu kutu hediye şekerleri — gelmiştir. Hepsi ortaya çıkarılarak her çeşit- ten azar azar yenecektir. Yığın yı- ğın gelen telgraflar, kartlar okun- maya başlanacaktır. Bu iş bittik- ten sonra her biri ranzasına uza- narak görüş saatim beklemeye baş- lıyacaktır. Bayramda her gün gö- rüşe müsaade edildiği için aılele— rını yavrularım, dostlarını daha sık ek, konuşmak imkânını bula- bıleceklerdır Ulkü Arman mektu- buna, Fatin Fuat polis romanına dalacak. 1 Mayısta tahliye edilecek olan Şinasi Nahit pek yerinde du- ramıyacaktır. Günler yaklaştıkça sabırsızlığı da artmıştır. Metin To- kerin ise iki gündür elinden bırak- madığı bir kitap vardır. Sıtkı Yır- calının son çıkan şiir kitabı... Me- tin bütün arkadaşlarını yanma ça- ğırarak, birkaç günden beri yap- tıkları gibi, pek beğendikleri ha- pishane şiirinin şu mısralarını be- raberce okumaya başlayacaklar. "Hapishane avlusu dardır, geçilmez Yıllardan teşbih dizsek, günler dizilmez Kan ağlasa içimiz, minnet içilmez Hakka baksa insanlar dağdır, ezilmez". Yusuf Ziya Ademhan Kemaliye Cezaevinde

Bu sayıdan diğer sayfalar: