30 Mayıs 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

30 Mayıs 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

falan yapmadılar. Oradan oraya geçilmişti. Beyfendi memnun ve mesuttu, Gülüyo mukabelede bulunuyordu. Sıhhiyenin önüne gelince iş değiş- ti. Ter yer "Yaşa Hürriyet" etleri duyulmağa başlanmıştı. Bu işte mu- hakkak bir yanlışlık olacaktı. Zira baağıranlar Mehmet Akının silahsör- leriydi. Bu iş nasıl olmuştu? Bu a- damlar nasıl olur da "Yaşa Hürriyet" diye bağırırlardı. İş sonradan anla- şıldı. Gene sakallılar işleri karıştır- mıştı. Âkının silahşörleri, yanlarına yaklaşan gençlere gelen misafirin is- mini sormuşlardı. Sakallı (gençler, masumane, misafirin adının "Hürri- yet" olduğunu söylemişlerdi Esas gürültü gene meşhur Kızı- lay meydanına yakın koptu. Tak he- celik bir kelime yeniden ortaya çıkı- verdi. Başbakana Ankara halkı bir defa daha Yuh çekiyordu. Şahane Cadillâc'ın şoförü Kızılayda gaza bi- raz daha fazla basmak mecburiye- tinde kaldı. Allahtan misafir başba- kan Türkçeyi bilmiyordu. Otomobil 100 kilometre süratle fırladı. Ve sonuncusu.. Ertesi gün hava son derece sıcaktı. Sokakta gezilecek gibi değildi. Böyle bir havada değil nümayiş yap- mak, dolaşmak büe mümkün sayıla- mazdı. Bu bakımdan Örfi İdare Ku- mandanı Namık Argüç sıcağa rağ- men rahat bir gün geçireceği fikrin- deydi. Halbuki ortada dolaşan söy- lentiler pek iyi değildi. Bir gün evvel polisin bir subayı dövdüğü görülmüş- tü. Harp Okulu talebeleri polislere AKİS 30 MAYIS 1960 larıydı Meclis Başbakanın evinin yanında yeni açılann yoldan beşer o- nar Harp Okulu talebeleri sıcağa rağmen sert adımlarla Kızılay a doğ- ru inmekteydiler. Gruplar arasında beşer metrelik mesafe vardı. Harbi- yeliler oKızılaya yaklaştıkça mesafe daraldı. Kızılayda bütün Harp Okulu talebeleri bir anda toplandı. Ağır ve sessiz adımlarla Orduevinin önünde- ki Atatürk anıtına gidiliyordu. Hay- ret edilecek nokta, ortada bir tek po- lisin bulunmayışıydı. Trafik polisleri dahi kaybolmuşlardı. Harp Okulu ta- lebeleri oanıtın yanindan döndüler Aynı şekilde Çankayaya doğru yü- rümeğe başladılar. Başlarında su- bayları vardı. Grup Meclis Reisinin evi önünde, bir süvari bölüğü tarafın YURTTA OLUP BİTENLER lu Bu arada kahraman ganeral Bur- han Uluç grupa katılmıştı. Babacan general bir Örfi İdare cibi bulmuş ve üzerine binerek (kalabalığın (başına geçmişti. Etraftan gelenlerle toplu- luk 40 ilâ 50 bin kişiyi buldu. İşte bu sırada Örfi İdare kumandanı Argüç işe el koyma lüzumunu hissetmiş ve Harp Okulu'talebelerinin arasına gi- rerek ricaya başlamıştı. Ne var ki genç Harbiyeliler, Kumandanın laf- larını pek umursamıyor hattâ kendi- sine cevap vermek lüzumunu bile his- setmeden hançerelerinin bütün kuv- vetiyle marş söylüyorlardı. Kalaba- lık Milli Savunma Bakanlığının Önü- ne kadar böylece geldi. Orada ikiye ayrıldı. Harp Okulu talebeleri Okul- Harp Okulu vazife başında İftihar dan karşılandı ve ileri gitmemeleri söylendi. Suvari bölüğünün başında bir teğmen bulunuyordu. Harp Oku- lu talebelerinin arasından çıkan bir binbaşı yolu açmasını teğmene rica etti. Teğmen tereddüd ediyordu. E- mir almıştı. Yapamazdı. Binbaşı yo- lu açması için bu sefer emir verdi Aksi taktirde zora müracaat edecek- ti. Teğmen başını öne eğdi ve atların başını çevirerek grupa yol verdi. Göz- lerde sevinç parıltıları vardı. Yol a- çılmıstı. Harp Okulu talebeleri barika tı aştılar. Beş-on adım yürüdükten sonra geri döndüler ve tekrar Kızılay istikametinde yürümeğe (başladılar. İstense Çankayaya gidilebilirdi. Kı- zılaya gelen grup Orduevinin önünde en azından 20 bin kişi olmuş, Harbi- yelilere halk ta katılmıştı. için yapılan ihtiram duruşundan son- ra birden coşuldu ve haftanın plâğı edilecek bir tablo larına doğru yola koyuldular. sivil halk aksi istikamete yöneldi. Nüma- yişe katılanlar işte o sıralarda kala- balığın peşinden gelen kireç gibi be- yaz yüzlü bir adamı farkettiler. Bu adam Ethem Menderesti. kiler Milli rek aramıza katıldı" dediler. Ayrılan gruplar birbirlerine sevgi tezahüratı yapıyordu. Harp Okulu talebeleri "Türk Milleti çok yaşa", sivil, halk ise "Harbiye çok yaşa" di- ye haykırıyor ve samimiyetle birbir- lerine el sallıyorlardı. İki grup birbi- rine çok fazla kaynaşmış, birbirini şok fazla sevmişti. ir serencam Sokaklarda bu hâdiseler ocereyan ederken barut fıçısının ateşleme

Bu sayıdan diğer sayfalar: