10 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

10 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CE M İ YE T Milli İnkılâp Hükümetinin iki göz de Bakanı Ekrem Alican ile Ci- hat İren, geçen haftanın ikinci yarı- sında İzmire yaptıkları seyahati Ga- zeteciler Cemiyetinde tertipledikleri bir basın toplantısıyla tamamladılar. Aynı yerde, şimdi ağzından bal dökü- len çiçeği burnunda Milli inkılapçı- lardan Nihad Kürşad ikibuçuk ay ön- ce düşük Başbakan ve avanesine, İz- mir Gazeteciler Cemiyeti İdare He- yetine danışmadan ve bir emri vâki yaparak mükellef bir kokteyl vermiş- ti. Basın toplantısından sonra genç Bakanlar hasbihâl ederlerken, iri ki- yim ama sevimli İren'in gür sesi işi- tildi: "Politikacılığın en kolayı gazete- cilikle yapılanıdır. Bir politikacı ya- lan söylerse tepetaklak düşer. Hal- buki gazeteci yalan yazarsa, "gazete- ciler saten yalancıdır*" derler ve kim* se umursamaz. Avrupa Müşterek Pa- zarının Pariste yapılan son toplantı- sı sırasında gazeteler, İngiliz temsil- cisi Lord Home'un Dilişleri Bakanlı- ğına getirileceğini yazmışlardı. Ha- beri tahkik için Lord Home ile ko- nuştum. Bana verdiği cevap, "Nasılsa gazeteler bir. kerecik doğruyu yas- mışlar" oldu. Harp Akademisinin diploma tören İstanbulun en sıcak günlerinden bi- rinde yapıldı. Törenin yapıldığı sa- lon sıcaktan durulur oturulur gibi değildi. Toplantıda davetli bayanla- rın sayısı bir kaçı geçmiyordu. Onlar bile, elbiselerinin vücudlanna iyice yapıştığım hissettiler. Törene saat tam onbeşte başlandı. Açış ve Baş- kan Gürselin konulmasından sonra diploma dağıtımına geçildi, tik ça- ğırılanlar arasında Milli Birlik Ko- . Salona önce maylar salondan çıkar çıkman kendi- lerini serin ve çiçekli bahçeye atı- yorlardı. Törenden sonra sunulan il limonatalar çok makbule geç- Hemen herkes "Keşke tören bah- gede yapılsaydı" demekten , kendisi- ni alamadı Başkan Gül biraz kilo vermiş gi- biydi. Başkanın özel doktoru güler yüzle bu tahmini doğruladı. Floryada fırsatını bulabilmişti. Denizde az ka- lıyor, çıkar çıkmaz da etrafını elan kalabalıkla sohbet ediyordu. Güzellik oMüsabakalarının son yıl- larda iyiden iyiye çığırından çık- tığını bilmeyen kalmadı. Bir çok ak- 32 lı ewveller bu işi bir çeşit ticaret ko- nusu yapmağa başlamışlardır. Allah için de iyi para kazanmaktadırlar. İyi niyetli bir çor genç kız da, mak- sadı tertipliyenlere sâdece para ka- zandırmaktan ibaret olan organizas- yonların âleti haline gelmektedir. Bu yılki güzellik müsabakasının hikâyesi oldukça eğlenceli. Bu ( yıl müsabaka, Adapazarında yapıldı. E- sas mesleği öğretmenlik olan ama bu Isde daha çok para kazandığı için gü- zellik müsabakaları düzenlemeği ter- cih eden birisi tarafından o yapılan müsabakayı Mürüvvet Seyfioğlu a- dında genç ve güzel bir kız kazandı. de çıktı. Mağdure Kraliçe Mürüvvet Seyfioğlu ise hakkını aramak için adalete başvurmuştu. İsviçreli otelci ,Loher kendisini dün- halde. Gerek Hiltonda gerekse Çınar Otelinde çalıştığı süre içinde, bütün personele ettiği küfürler onun bu alandaki ününü belirtecek ölçüdedir. Hiltonda çalışırken personele kö- tü muamele etmesi, gazetecilere ha- kareti il tanınan Loher birden bire buradan ayrılmıştı. Hiltonun bütün personeli bu ayrılışı bir bayram, se- vinci içinde kutlamışlardı. (o Fakat Loher'in Çınar Otelinde vazife almış Harp Akademisinde diploma töreni Göğüsler kabardı Organizatör olan öğretmen kendisiy- takım sözleşmeler imzaladı. i Kraliçesi Mürüvvet Seyfi- oğlu, Amerikada yapılacak olan Dün- ya Güzellik Kraliçesi müsabakasına gönderilecekti. Ama her nedense organizatör öğretmen, bir süre sonra gene Adapazarında ikinci bir güzel- lik müsabakası daha düzenledi. Bu- nu da Güler Kıvrak adındaki bir genç kıs kazandı. Bu suretle 1960 yılı Türkiye Güzellik Kraliçesi iki tane olmuştu. Amerikaya hangisi gidecek- ti? Hikmetinden sual olunmaz, Öğ- retmen organizatör Amerikaya Gü- ler Kıvrakın gitmesini oOuygun bul- Ama tam Amerikaya gitmesi gerekirken Güler Kıvrakın ortalar- dan kaybolduğu haberleri gazeteler- olması bir çok kişiyi şaşırttı. Hat- ta Hiltondan Çınar Oteline yapıl- ması beklenen bir takım transferler sırf Loher'in yüzünden yapılamadı. Ünlü Loher Çınar Otelinde işçileri dövdüğü için mahkemeye verilmiş, üç aya mahküm olmuş fakat cezası tecil edilmiştir. Çınar Oteline asılan Cemâl Gürselin resminin indirilip indirilmemesi de uzun tartışmalara yol açmıştır. Allahdan otelin efendi personel müdürü Özdemir Duru ta- rafından tartışma güç hal ile yatış- tırılmıştır. Ama Loher'in marifetleri bu kadarla bitmedi. Şimdide Türk- lüğe hakaretten mahkemeye verti- di. Bu sefer adaletin pençesinden pek kolay kolay kurtulacağa benzemiyor. AKİS, 10 AĞUSTOS 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: