31 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 35

31 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 35
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RADYO * Ankara Kırlmayan ümit v7 Mayısdan sonra bilhassa Ankara Radyosunda büylik değişikliklerin yapılacağı beklenmekteydi. İnkılâbı takiben yayınlanan konuşmalarda, haber bültenlerinde 10 yıldanberi rad- yonun itibar etmediği demokratik düşüncelere yer veriliyor, yine 10 yıl- dan mikrofonda söyienmesinden korkulan meselâ “İsmet İnönü”, “A- KİS Mecmuası” veya “Ulus Gazete- si” gik: adlar da rahatça kullanılı- yordu. Bunlar ilk günlerde y değişikliklerdi. Radyoculukla bütün şahıslar yalnız Ankara Radyo- sunun değil, bütün Türkiye radyola- rının baştan aşağı değiştirileceğine inanmaktaydılar. Değerli eleman, kaliteli program, sağlam idare ve bütün bunlardan önce de yıkılmaz prensiplere dayanan bir radyoculu- ğun memleketimizde kurulması için artık zaman gelmişti. Eğer radyolar kurtarılmak isteniyor ve bu iş gere- kiyorsa biran önce kolları sıvayıp işe girişilmeliydi. Nitekim de öyle oldu. İlk iş olarak Basın Yayın ve Turizm Bakanlığında radyoları içine düştük- leri çukurdan kurtarmak ve bir düze- ne sokmak için aydınlardan meyda- na gelen bir komite kuruldu. Bu ay- dınların kimi yazar, kimi profesör veya doçent, kimi de radyoculuğa he- vesli gençlerdi. Hepsi de neticeden €- mindi, En önemlisi onları tanıyanlar dr bu komitenin radyoları kurtaraca- hna güveniyorlardı. Komite büyük bir şevkle çalışmaya başladı. Ne ya- zık ki daha ilk günlerde komite üye- lerinin radyoculuktan zerre kadar anlamadıkları meydana çıktı. Ama onlara bel bağlayanların ümitleri kı- rılmamıştı. Çünkü herkes bu şahısla- rın radyoculuk bilgilerinden daha çok radyolara sokacak oldukları görgüle- rine inanıyorlardı, Birkaç hafta son- ra Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı- nın bu komiteye hiçbir yetki verme- diği ortaya çıktı. Komiteye inananla- rın ümitleri yine de kırılmamıştı. A- radan birkaç gün geçti. Komitenin yalnz Ankara Radyosu ile ilgilendi- ği anlaşıldı. İstanbul ve İzmir Radyo- ları kendi başlarına buyruk, istedik- leri şekilde yayın yapıyorlardı. Bü- tün bunlara rağmen komiteye bel bağlayanların oümitlerinde halâ bir değişiklik olmamıştı. laf çok; ip yek A mraradaki komite bu yenide Gl *» Şirken İstanbul Radyosu Kuman- danlığı hemen hemen bütün İstanbul gazetelerinde radyoculuk prensiple- rinin neler olduğunu birer birer ilân ediyordu. Aynı radyonun idarecileri de kendilerine göre programlar has zırladılar, reklâmcılık kaidelerini koy dular ve yayınlarım kendi istedikleri gibi âyarladılar. İzmir Radyosu ile ilgilenenlerin sayısı her devirde oldu- gibi bu devirde de pek azdı. Bu toplantılardan toplantılara Ortada yalnız büyük lâflar dolaşıyor, işin tatbikat safhasına bir türlü geçilemi- zulan her işi, her müesseseyi, hattâ her insanı bir âyara sokmak, d - lemek ancak 27 Mayısdan sonra kag- bil olabilirdi. Danışma Kurullarının, komitele- rin yaptıkları toplantıların neticesin- de İstanbul Radyosu sivil ve askeri idarecilerin işbirliği sayesinde yeni programlarına geçti ve 27 Mayıs İn- kılâbının önemini küçük çapta da ol- sa kenui yayın sahasına pekâlâ du- yurmaya çalıştı. Ankara Radyosunun ise İnkılâptan sonra bu hareketin mânasını bütün Anadoluya duyurma- sı bekleniyordu. Fakat hiç te öyle ol- madı. Kimsenin aklına günlük gaze- tenin gidemediği yere Ankara Rad- yosunun sesinin gittiği, okuma yaz- ma bilmeyenlerin bu sesten kolaylık- la faydalanabileceği gelmedi, Bir memleket radyosu olan Ankaradaki istasyonun 27 Mayısdan sonra İnki- lâp hakkında Anadoluyu gereği gibi aydınlatamadığı açık bir gerçekti. Kimsenin hâlâ farkında olmadığı bu büyük fırsat ne yazık ki kaçırılmış- tı, Fakat radyoculuğun inkişafını 1 lerin ümitleri yine de kırıl- JİNEKOLOG - OPERATÖR Dr. NİHAL SİLİFR Kadın Hastalıkları - Doğum Mütehassısı Muayenehane : (Samanpazarı Bilüör Han, Kat 2, No. 32 19031 AKİS, 31 AĞURTOS 1960 madı. Bu arada radyolarda soruştur- ma da başlamış ve hattâ “temizliğe” bile geçilmişti. Bütün bu karışıklık arasında Ankara Radyosundan &80- rumlu üç kişi radyonun programları- na bir istikamet vermek için gece düz çalışıyorlardı. Gerçi uzun sü- reli toplantılarda büyük kararlar a- lınmış, prensipler kâğıt Üzerinde bel- W olmuştu ama en sonunda bütün iş bu ilç kişinin omuzlarına yüklenmiş- ti. Koskoca bir devletin başkent rad- işin yürümesi için bol para ve bol ele- mana ihtiyaç vardır. İşin başında bir veya iki kişi bulunabilir. Bu bir veya iki kişinin işi yürütebilmesi için ye- tişmiş ve fedakâr elemana ve rahat- ça yerinde harcanabilecek paraya sa- hip olmak gerekir, Bu gerçeğin hâlâ anlaşılmamış olması da radyoculuğu- muza bel bağlamış olanların Ümüitle- rini kırmamıştı. Çünkü onlarda, An- kara Radyosunun 1 Eylülde başlaya- cak olan yeni programlarını hazırlı- yanlar da gayet iyi biliyorlardı ki es- ki günler geçmiş, güvenilir günler gelmiştir. Nüksedes hastalık Ns yazık ki geçen hafta cereyan © den bir hâdise bir türlü kırılma. yan ümitlerin artık bu sefer hiç ol- mazsa biraz azalacağı zannını kuv- vetlendirdi. Bu hâdise, Ankara Rad- yosu Batı Müziği Yayınları Şefliğine birisinin eski bir usülle tâyin edilme- siydi. Eskiden pek alışılmış olan bu usülün ne olduğunu anlatmak için bir kelime söylemek yeter de artardı bile, Bu kelime, her devirde karşımı- za çıkan ve bir türlü tedavi edilemi- yen, bize mahsus korkunç bir hastalığın ismi idi. Bu hastalığa “ka yırma” deniliyordu, Fakat bu hasta- lığın yeniden baş göstermesine rağ- men bile radyoculuğumuza bel bağ- layanların tlmitleri kırılmamıştı. Ortada bol sözden başka birgey de yeni programlara geçmesi çok Zor- laşıyordu. Radyolarımızın daha uzun bir zaman boynu bikük birer dilen- ci gibi her önünden geçene “aman be- na yardım et" diyeceğine şüphe yok- tu. Ama herşeye rağmen hâlâ Umit- leri kırılmayanlar mevcuttu, Ümitle- ama yalnız ümitle Türkiye radyol& rının kalkınacağını, bir düzene gire- ceğini düşünenlerin de ue kadar Za- vallı oldukları kaçınılmaz bir haki- kattı, DOKTOR MEMNUNE ABUR Dahiliye Mütehassın Kızılay Sakarya Caddesi No. 5 Kat 1 deki muayenehanesinde | her gün saat 1$'ten itibaren hastalarını kabul eder.

Bu sayıdan diğer sayfalar: