11 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

11 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın İçinden En Kötü dnan EN hayranı çok olan bir adamdır. Kendi- e peygamberlik, evliyalık, dehâ izafe eden saf rülen. bahsetmiyorum. Söz konusu, fanatik Demok- ratlar da değildir. Hatta mm, iyi işler yapmamış sa- yılmaz; şu yollar başka türlü açılır mıydı?" tarzında sathi görüş sahiplerini de bir kenara bırakıyorum. Ama Adnan Menderes, kendisiyle seneler senesi, hem de en sert şekilde mücadele etmiş siyasi hasımlara, yahut ikti- darını devirmiş şahsiyetler arasında hayranlara sahip- tir. İnsana garip gelir ama, milleti hiç anlamamış bu- lunduğu için milletin sillesini yiyen bu adara hakkında "bu memleketin politikacısı" olduğu yolunda bir çok çevrede yaygın inanç vardır. Böyle düşünenlere bakılırsa Adnan Menderes bu toprağın insanlarım, milletvekille - rijle ve gazetecileriyle, muhalifleriyle ve muvafıklarıy- la, hocalarıyla ve hâkimleriyle gayet iyi tanımış, her birine gerekli notu verip gerekli muameleyi yaparak hepsini parmağının ucunda çevirmiştir. Kullandığı tak- tikler başardı olmuş, arzuladığı istikamette, bale sanat- kârları gibi iki adım ileri atarsa bir adam da geri at- mak suretiyle ilerlemiştir. Zaten memlekette, demok- ratik hayatla birlikte bir belirli politikacı tipinin de or- taya çıktığı gerçektir ve her siyasi partide, hattâ dev- let idaresine karışan her zümrede bu tipin örnekleri bu- lunmakla beraber şampiyon gene de Adnan Menderes- tir. Ancak, tipin şampiyonunun akibeti pek o şekilde gözler önünde bulunduğundan hayranlar Adnan Mende- resin bir de hatâ yaptığını itiraf etmekten geri kalma- maktadırlar. Evet, D.P. Genel Başkanı bu memleketin realitelerini ve bu toprağın insanlarını iyi tanımıştır ama, işte bir gaflet içine yuvarlanmaktan kendisini kur- ta mışt Ah, o gaflet anı Menderesin hayatında bulama. vii aklını kaçırmamış olsaydı.. Bu, bir dik- tatör yuvarlandıktan sonra bütün diğer diktatörlerin ta - lihsiz meslekdaşlarının arkasından kopardıkları sayha- dır. Kral Faruk, Nuri Saide göre o bir anlık gaflete ka- pılmasaydı yerinde kalırdı. Nuri Said, Syngman Rhee'ye göre o aynı gaflet anının kurnanı olmuştur. Syngman Rhee, Menderese bakılırsa bir hatalı taktiğin bedelini ödemiştir. Menderes Yassıadaya tıkıldıktan sonra ise taç sahibi eski bir ideal arkadaşının omuzlarını silkip "o, acemi politikacıydı" dediği hatırlardadır. O yuvarlanınca da geri kalan başkalarının aynı yolda fikirler ileri süre- ceklerinde zerrece şüphe yoktur. Bu, kestirme yolların faziletine esasta inananların bu yolu tutanlar pusulayı şaşırdıklarında "kestirme yoldan gidenin çok dolaştığı" hakikatini unutup teferruat üzerinde durmaları netice- sidir. Adnan Menderesin yaman bir politikacı olduğuna kalben inanıp onun bir takım usullerine heves böyle bir yanlış teşhisin tesiri edenler altında bulunmaktadır- D. P. Genel Başkanının hayranlık uyandıran usülle- rinden biri oyalama politikasıdır. On yıl müddetle Men- deres, ne zaman bir tasarrufu çok şiddetli tepkiler ya- ratmışsa havayı yumuşatmak için tedbirler almış, ha- tâdan döneceği ümidini umumi efkârda yaratmış, munis davranmış, meselenin üzerine yürümemiş, fakat fiili- yatta hiç bir düzeltme yapmamıştır. “Bahar Havası" oyunları, misallerin en meşhurudur. Temyiz hâkimleri- AKİS,1I OO KASIM 1960 Politika nin ilk emekliye sevkedilişleri, İspat Hakkına karşı işin başmdaki tutum, Grubun 1955 ayaklanması üzeri- ne söylenen lâflar, basın kanunlarının çıkarılış tar- zı, basına af masalı ve nihayet üniversite mese- lelerini ele alışı Menderesin oyalama yoluyla ge- çici başarılar kazandığının delili olan hâdiselerdir. Ama D.P. Genel Başkanının unuttuğu, bu usülün aslında yaraları içi cerahat dolu halde tutmaktan başka işe yaramadığıdır. Haksız tasarrufları uyutmak, bunların düzeltileceği, haksızlıkların tamir edileceği yo- lunda şeref sözleri vermek, fakat bunu bir iyiniyetin ifa- desi, bir basiret olarak değil de günün güçlüğünü yenmek için yapmak, bulutların sıyrıldığı zehabı uyanır uyan- maz bütün sözleri unutup küçük parmağı kıpırdatma- mak Adnan Menderese biç bir hayır getirmemiştir. Bi- lâkis, cerahat dolu yara bir gün patlayıvermiş ve akan- lar, beraberlerinde Menderesi de, iktidarını da sürükle- yip götürüvermiştir. Türk milletini oyalanabilir, kandı- rılabilir, hakkım sonuna kadar aramaz sanmak hatâla- rın en büyüğünü teşkil etmiştir. Bu toprağın insanları- nın hislerinin saman alevini andırdığı inancı Menderesin de, onun akıl hocası Bayarında hareket prensibini teş- kil etmiştir. Böyle bir inanca sahip kimseler bugün de çoktur. Tıpkı Menderes gibi o alevin sönmesinin beklen- mesi gerektiğine, saman dibine gelince her şeyin unu- tulacağına, ortada sâdece şikâyet konusu tasarrufun ne- ticesinin kalacağına inananlar bir alaturka kurnazlığın faziletine fazla bel bağlamaktadırlar. Düşük Başbakanın, bir ara horozlanmış olan Üni- versite hocalarını nasıl yatıştırdığı taklid edilecek bir husus değil, bir ibre larak hatırlanmalıdır. Gürültü kopar kopmaz enderes kendisine taraftar olarak bi- linen veya aşırı sayılmayan dört hocayı Ankaraya ça- anlar gürültü, hakikaten dinmiş, bir bekleyişin süküneti ortalığı kaplamış, Menderes arada kuvvetlendiğini his- sederek yoluna devam etmiştir. Ta, 27 Mayısakadar.. Menderesin şarklı tarafı, işte bu olmuştur. Batıda formül "Dürüstlük en iyi politikadır" dan ibarettir. An- cak şarkın geri cemiyetlerindedir ki bu alaturka kurnaz- lık, cambazlıklar, kelime oyunları revaç görmüştür. Men- deresin o bakımdan hayranları Türk cemiyetini hâlâ o seviyede hayal eden kimselerdir. Aldatabileceklerdir, vaadlerle yatıştırabileceklerdir, bir cümlede virgülün oraya değil de buraya konduğunu, yâni sözün şu mâna- ya değil de bu mânaya geldiğini vakti geldiğinde belirte- rek taahhütlerinden kaçacaklardır ve herkes bunu kabul edecektir. Zor! Menderes böyle bir hatânın, uyutulan ya- raların tedavi edildiğini sanmanın acı ve pahalı bedelini ödemiştir. Bir müddet bekleyen kuvvetler ilânihaye bek- lememişlerdir, iyi niyetli bulunsaydı samimiyetle berta- raf edeceği tehlikeler, yâni herkesin hatâ dediği tasar- ruflarını tamir suretiyle kazanacağı prestij belki mev- kiine malolurdu ama, onu bugünkü duruma sokmazdı. O halde, adamın politikasının vardır, lütfen söylenir mi? heves edilecek nesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: