3 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

3 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© İnönüyü Cevriye hanım bir sabah erkenden komşusunu ziyaret etti, Allahım em- riyle oğlu kaymakam İsmet beye, e- vin kızı Mevhibe hanımı istediğini söyledi. Harp devam ediyordu, üste- lik talip askerdi. Zavallı Saadet ha- nım ne cevap vereceğini (o bilemedi. Belki de bu yüzden mutabakatını bildirdi. Hemen nişan yüzükleri ta- kıldı. Onbeş gün sonra da evlendiler. Düğün Mevhibe hanınım evinde ya- pıldı. Gelin, tül üzerine pul İşlemeli elbisesi ile pek güzeldi. Damat da bü- yük merasim üniformasını giymişti. Çok yakışıklıydı. İsmet bey 20 numaralı ere yerleş- ti. Ne yazık ki balayı sayılabilecek bu devre çok kısa sürdü. Yirmidört gün sonra İsmet bey genç karısını barkıp, Diyanbekir cephesine hare- ket etti. Mevhibe hanım yalnız kal- mıştı. Uzakta, ateş hattındaki yirmi- dört günlük kocasından ancak çok seyrek haber alabiliyordu. o Mektup gecikince merakından, nihayet gelin- ce sevincinden döktüğü göz yaşları- nı annesi görüp üzülmesin diye oda- sına kapanır, saatlerce ağlardı. lece uzun ondört ay geçti. Kocası evine döndüğü gün Mevhi- be hanım geçirdiği sıkıntıların hep- sini unuttu. İsmet bey tir ay kadar evinde din lendikten sonra karısını ve bütün ai- lesini aldı, Bursaya götürdü. Bu se- yahat Mevhibe hanınım İstanbuldan ilk ayrılışı idi Vapurla Bandırmaya geçtiler. Mevsimlerden yazdı. Bütün Bursa ovası yemyeşildi. Vagonlarının yanı açık olan tren çiçek ve meyve arasından geçerken Mev- yordu. Tren çok kalabalık olduğu i- çin İsmet beyin şerefine katara bir vagon ilave etmişlerdi. Orada rastla- dıkları bir aile dostu, genç kumanda- na sokulup sordu: "Mühim birisi var- mış trende, kim olduğunu biliyor mu- sun?" İsmet beyin gözlerinin içi gül dü, genç eşi de gururundan kızardı Bursada çok iyi vakit geçirdiler. Fa- kat tabii, tatilleri kısa sürdü. Daha oradayken İsmet bey hareket emrini aldı. Yuvasına avdetinden kırk gün sonra tekrar cepheye döndü. Süleymaniyedeki evde bir sene da- ha oturdular. İsmet bey İstanbula AKİS, 3 NİSAN 1961 EŞLERİNİN AĞZINDAN GÜNÜN ADAMLARI Anlatıyor döndükten sonra Mustafa Kemal bu evi bir kaç defa ziyaret etti. 19 Ma- yıs 1919 dan itibaren İsmet bey her an harekete hazırdı. Mevhibe hanım ilk çocuğunu bekliyordu. Sene sonun- da bir oğlu dünyaya geldi. İsmini İz- -et koydular. O Ramazan ayında İs- met bey karısıyla birlikte oruç tut- tu, doğum haberini beklerken heye- candan namaz kıldı. Savaş, savaş, savaş, İzzet kırk günlükken kan koca be- beği tartmağa götürdüler. O gün yemekten sonra da İsmet bey eski kumandam İzzet Paşayı ziyarete gi- decekti. Âdet üzere, bonjur denen el- bisesini giymiş, hazırlanmıştı. Bir arkadaşının kendisini görmeğe geldi- ğini haber verdiler. Aşağı indi. Tek- rar karısının yanma döndüğü zaman halinde bir tuhaflık vardı. Mevhibe hanımın ellerini avuçları içine aldı, yavaşça "Ben gidiyorum" dedi. Gene kadın şaşırmıştı, pek âlâ bildiği hal- de, "nereye?" diye sormaktan ken- dini alamadı. Kaybedecek vakit yok- İsmet İnönü Tarih olan adam tu. İsmet bey babasına veda etmeğe koştu. Maalesef Hacı Reşit bey evde değüdi. Genç adam babasının elini ö- pemeden Anadoluya hareket etti. Bir daha onun yüzünü görmek kısmet ol- mayacaktı. Mevhibe hanım gene yanlız kalmış- tı. Şimdi zayıf bünyeli oçocuğunun mesuliyeti de onun üzerindeydi Ko- casından haber almak hemen hemen imkânsızdı. Üstelik (Anadoluya ge- n asker ailelerinin İstanbuldaki vaziyetleri çok nazikti. Evler aranı- yor, aileler sıkıştırılıyordu. Hacı Re- şit bey endişe içindeydi. £ Karısını, çocuklarını ve oğlunun ailesini alıp, Malatyaya gitmeyi aklına koydu. Dikkatli hazırlıklardan sonra "tüc- car ailesi" ler. etmiyordu. Heyecanlı günler geçti. Birkaç defa sorguya çekildiler. Ni- hayet başka bir vapura nakledilerek Samsuna hareket ettiler. Oradan da atlı arabalarla yollarına devam etti- ler. Sivas ve Amasyada durarak yir- mibir günde Malatyaya vardılar. Ha- cı Reşit beyin orada evi, kardeşi var- dı. Fakat bu çetin yolculuk yaşlı a- damı bir hayli sarsmıştı. Hastalandı, zatürrie dediler. Kırk gün sonra merhum oldu. Bu Mevhibe hanım i- çin çok acı bir darbeydi Kayınpe- derini çok sayardı, o da ona fazla- sıyla düşkündü. Aile gene erkeksiz kalmıştı. Çevriye hanım idareyi eli- ne aldı. O sıralarda İstiklâl harbi bütün şiddetiyle devam ediyordu. e Birinci, İkinci İnönü muharebeleri yapılmış, İsmet Paşanın zafer haberini, ailesi Malatyada duymuştu. Mevhibe ha- nım kocasıyla iftihar ediyor, onu ko- ruması için Allahına yalvarıyordu. Sağlığı için duyduğu endişeye bir yenisi eklendi. Küçük oğlu İzzet ra- hatsızlanmıştı. Doktorlar ne olduğu- nu anlıyamıyor, derdine bir çâre bulamıyorlardı. Yavrucak, gitgide za- yıfladı, genç annenin bütün ihtima- mına, çırpınışlarına rağmen mum gibi söndü gitti. Mevhibe hanım bu büyük acıya da tek başına göğüs gerdi. Kocasına haber vermekte ne fayda vardı? Yirmiüç aydır, tstan- buldan ayrıldığından beri, onun yü- zünü görmemişti bile. Küçük İzzeti 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: