24 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

24 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şiyah deri cilti küçük bir defter. Kalın parlak sayfalarının yarısı yuvarlak, muntazam bir el yazısıy- la kaplı. Dikkatli bakılınca bunla- rın tarih ve kısa notlardan ibaret okluğu anlaşılıyor. San sayfayı çe- viriyorum. En altta: "Tümgeneral- liğim -30 Ağustos 1960" yazılı. Bir kaç satır yukarda da "İstanbul As- keri Vali ve Belediye Reisliğine tâ- yinim M.B.K. 27 Mayıs 1960 Cu- - Saat 04. SA Di yl ba- şın. a dönüyorum. "Doğdu- gum tarih - 8/1. Vek zi (1907) - salı gecesi. “İşte bu Od kayıt ara- sında İstanbulun Askeri Vali ve Be- lediye Başkam Tümgeneral Refik Tulganın 54 senelik ömrünün hikâ- yesi yazdı. Bu hikâyenin kadın kahraman: karsımda oturuyor. Jale Tulga iri Ee muntazam hafif kalkık bu- runlu, sivri çeneli, esmer ve güzel Gülerken etelerinin içi parlıyor, a arının m muzi, vrilışı var. al saçları tabii dalgalat ml geniş alnını o çerçeveliyor. Üzerinde siyah düz bir etek, yaka- sının etrafı çiçek motifleriyle süs- lü siyah bir bluz var. Enerjik, şah- siyet sahibi ii insan olduğu her halinden belli. Çok muntazam ve tatlı aş. Tolgalar İstanbulda Jale hanı- mın annesinin evinde oturuyorlar. Jale hanım telefonda adresini "Bo- ğanağa Mahallesi" diye verince bir an dur: u isim insana, ge- çen asrın cumbalı, kafesli konaklar rını, feraceli ii kü- çük beylerini eml mu? Jale hanım çok düşünceli. "Ekseri- yetle şoförler bizim buraları karış- tırır" dedikten sonra semti iyice tarif etti. O kadar ki, Mae şe Marmara Sinemasının Yy: Pp, m oradan sola, Si sonra da aşağı inince bahsettiği bak- kal dükkânını elimle koymuş gibi buldum. İçimden "Sinekli Bakkal" demek geliyor ama, bu O değil. Taksri den inip Vali beyin evini soruyorum. Adam sol tarafta, bir kaç adım aşa- gıda bir evi işaret ediyor. Yol as- falt değil, eski faytonların tekerlek- lerine alışık dar, parke taşından... Yokuştan aşağı İniyorum. Dört kat- 24 Eşlerin GUNUN ağzından ADAMLARI Bayan lulga Refik Tulganın çocukluğu Alın yazısı lı, içindekilerin hayatlarına dair en ufak bir ipucu vermeyen, mah- fuz cumbalı ahşap bir konak. Kapı- sı doğrudan doğruya sokak üzerin- de, alt pencerelerinde demir par- maklıklar var. En üst kat daha içerlek, önünde geniş bir' teras gö- rülüyor. Kapıyı açan çocuğun pe- şinden fayans döşeli loş bir taşlık- tan geçiyorum. Duvarda eski, buğu- lanmış bir ayna asılı. Merdivenle birinci katın sahanlığına çıkıyoruz. Nazik ev sahibem beni salona gö- türüyor. Cumbalı bir oda, yan pen- cereden deniz görünüyor. Yeşil ipek kumaş kaplı, yaldızlı eşyalarla dö- şenmiş. Dip tarafta bir piyano du- ruyor. Üzerinde bir genç kızın ko- lej üniforması ile çekilmiş fotoğra- fı var. Davarlarda eski aile resim- leyince Jale hanım gülüyor —- Hakkınız var. Evimiz, daha doğrusu anemin evi bir asırlık. Ne- rede ise antika sayılacak. Bazı mah- zurlarına rağmen, meselâ kalorifer tesisatı yok, o kadar seviyoruz ki, ne annem başka bir yere taşınmayı aklına getiriyor, ne de biz İstanbu- la gelince başka bir yerde oturma- yı düşünebiliyoruz." odalı, eriş bir haremlik içük bir selam- icabedince gelen ustalar kullanılan malzemenin br el hag ike kalıyorlar. Bağda ir inşa- at tarzında yapılmış, “duvarlara a- d. harp modern m m vazifesini görüyor. Yazın sıcağın, kışın soğuğun içeriye işlemesine mâni oluyor. Bu izahatı verirken Jale hanım âdeta heyecanlanıyor. Evin hayırlısı Payan Tulganın evine düşkünlüğü- nün bir başka sebebi var. Eşi Refik Tulga ile evlenmesine vesile olan bu konak. Elimde eni ğım defteri işaret ederek " bunun 21 senelik kısmı müşterek hayatınıza alt" dediğim zaman Ja- hanım "Ama Refikle tanışmamız çok daha eskidir" diye anlatmaya başladı. Bayan Tulga bir asker kızı İz- mirde, bahası Hürrem bey Tümen Kumandanıyken doğdu. Bahasını küçük yaşta kaybedince varlıklı bir anım olan annesi uriye kızını ve iki oğlunu alıp, aileden kalma bu eve yerleşti. 1927 senesin- de küçük Jale henüz ilk mektep ta- lebesiyken, evin selâmlık kısmına Refik beyler kiracı olarak taşındı- lar. O da bir subay ailesinden geli- yordu. Babası Hamit bey Kütahya- da vazife ile bulunduğu sırada doğ- muştu. Bir ablası vi de ikiz kız i ölünce, çok otoriter olan babası, tekrar evlendi ve bu izdivaçtan da bir kızı oldu. Refik bey ablası, eniştesi ve kız kardeşi ile oturmayı tercih etti, Genç adam o sene Harb Okulunu bitirerek Fen Tatbikat Okuluna de- vama başlamıştı. İki aile arasında- ki ev sahibi kiracı münasebeti kı- sa samanda yakın bar dostluk hali- -- aldı. İki ev hanımı kışları bütün vakitlerini bir arada geçirmekle AKİS, 24 NİSAN 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: