24 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

24 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN "Memleketin Hayrı,, A Silanıyla değil lılar değil bâtıl hisleriyle düşünenler, müsbet kafa- itikatların hâla esiri olanlar ka- til Mesut Sunanın, daha yakalandığı anda söylediği şu sözler üzerinde düşünmelidirler: "Ateş ederken, memleketlin hayrına ise muvaffak olsun, memleket- tin hayrına değilse muvaffak olmasın dedim." Gökler, İsmet Paşanın bir türkün kurşununa kur- ban gitmesinin memleket hayrına (oolmadığı hükmünü vermişlerdir. Fakat mesele bu kadar basit değildir ve Mesut Su- na bunu söylerken samimi dahi olsa Türkiyenin hayrı- nı, Türkiyenin kaderini, Türkiyenin saadet ve huzuru- nu böyle bir saç teline bağlı bırakmak hakkına hiç kim- se sahip olmamalıdır. Şimdi, hadise henüz bütün Ha- raretini muhafaza ederken bu topraklar üzerinde ya- Geçenlerde Türkiyeye gelen bir amerikalı ga- zetecinin, New York Times'dan Jay Waltz'un, şu müşa- hedesi ibret vericidir: "Türkler, tabiattan icabı Kıbrıs- taki 100 bin soydaşlarının dâvasında ( birleşebiliyorlar da Türkiyedeki 27 milyon türkün meselelerinde aynı hassasiyeti gösteremiyorlar." Eğer İnönüye sıkılan kur- şunlardan sonra gene birleşemezsek ve hiç bir zaman başarıya alma 3 duyguların zehirli tohumlar olarak saçılmasına göz yummakta devam edersek, bu duyguların köklerini Meclisin ta içinde hâlâ tutarsak af- fedilmez bir akılsızlık yapmış oluruz. Millet olarak, memleket olarak çok partili bir açık rejimi seçmiş bulunuyoruz. Etrafımıza baktığımızda he- men görürüz ki bu sistemin iştiyakı her milletin gönlün- dedir. Toplumlar vardır, onların başındaki kimseler va- tandaşlarının böyle bir idare altında yaşayamayacakla- rım ve onları ancak kendilerinin ihya edebileceklerini düşünmektedirler. Bu çeşit yerlerde kirli ellerin ateşle- diği tabancalar, meçhul şahısların yerleştirdikleri bom- balar bir nimet yerine geçmektedir ve işbaşindakiler bun- dan faydalanarak şahsi hâkimiyetlerini her türlü kayıt- tan âzâde hale getirmektedirler. İsmet Paşa, bunun tam aksi istikamette düşünen bir insandır. Suikasttan bir kaç saat sonra kendisiyle görü- şen yabancı televizyon muhabirlerinin ilk sorusu "Tahki- kat, katilin muhalefetteki A.P. ile ilişiğini ortaya çıkar- maktadır. Ne dersiniz?", olmuştur. Başbakan buna ihti- mal vermek istemediğini belirtmiş, her halde böyle bir ihtimali Muhalefete, çok partili ohayat tarzımıza karşı kullanmayacağım ve kullandırmayacağım söylemiş, hadi- senin iç politikamızdaki tepkilerini elinden gelen nisbet dahilinde yumuşatmaya çalışacağım bildirmiştir. Ama, İsmet Paşanın "elinden gelen'in yanında "elin- den gelmeyennin de bulunduğu hatırdan hiç çıkarılma- malıdır ve İsmet Paşa "Sizi artık ben bile kurtaramam" Metin TOKER diyecek bale getirilmemelidir. Çok partili hayat, en acından iki parti, yani bir par- ti muhalefete geçti mi. on İktidarda bir alternatif ge- rektirir. A.P. nin bugünkü haliyle böyle bir alternatif teşkil en açıkça ve cesaretle söylemek lâzımdır. mleketin sağlam kuvvetlerinin karşısında, İsmet Paşaya dabanca ateşleyen adamın yüreğindeki kin, nef- ret, intikam duygularını besleyen teşekküldür. Eğer Me- sut Suna adındaki bedbaht bir Meclis kürsüsüne çıka- cak seviyede olsaydı ve bu imkânı bulsaydı Sait Sina Yü- cesoy gibi konuşacaktı. AA.P. Sait Sina Yücesoyu hâla saflarında barındıran ve kendisinden bu hakkı almak is- tidadındaki Siyasi Partiler Kanununun karşısında olan takımdır. Memleketin büyük iki partisinden biri bu ol- dukça, onu, temelini 27 Mayıstan alan demokratik Tür- kiye Cumhuriyetinde bir alternatif olarak kabul etmek imkânı yoktur. A.P. lilerden pek çoğunun, suikast günü. Başbakan İnönü Meclise geldiğinde gösterdikleri manza- ra bu partinin A.P. değil, D.P. olduğu intibaını sadece kuvvetlendirmiştir, sadece desteklemiştir. Bu memleke- tin, bu milletin kaderini bir D.P. ye hiç bir şart ve şekil ALE sağlam kuvvetlerin teslim etmeye razı olmaya- cakları, buna İsmet Paşanın bile gücünün yetmeyeceği ln kırk paralık nasibi olan herkesin gördüğü bir husustur. O halde ne olacaktır? Rejimimizin, hayat taramı- zın ideallerimizin istikbali nedir? Bir sonsuz çekişme içinde, başka bir çok memleket gibi biz de, milletimizin asıl ve içten iştiyakı olan çok partili açık sistemi yürüt- mek imkânını KAKA GRAZ hüsranını hissederek bu- na veda mı edeceğiz? Asla! a mani olanları, gayretleriyle ve tutumlarıyla Msn; Sunaları yaratanları, besleyenleri yaşatanları mut- laka bertaraf edeceğiz, yolumuzda yürüyeceğiz. Üzerinde bu kadar, tartışma yapılan ve A.P. cephesinden bu kadar çok ok çeken Siyasi Partiler Kanununun sadece lüzumu değil, âcil zaruretini hiç bir şey, Başbakanlığın önünde sıkılan kurşunlardan daha iyi gösteremezdi. Siyasi haya- tımız pisliklerinden temizlenmedikçe, iki devrim, Atatürk Devrimleri ve 27 Mayıs Devrimi üzerinde, açık ve kapalı olarak, içten ve dıştan, zahiren olduğu gibi gerçekten de partilerimiz mutabık kalmadıkça sadece bir parti mem- lekete hakim kuvvetlerin güvenini sağlayacak, ama bu bizi, yılların ötesinde bıraktığımız kapalı sisteme götüre- cektir. Buna fırsat vermeyeceğimiz, her kanattan ma- ceracı tarafından iyice bilinmelidir. Hadisenin tahkikatı ne getirecektir, bugünden söy- lemek imkânı yoktur. Ama Mesut Sunanın hangi mela- net yuvasıyla irtibatı tesbit edilirse, o yuva ve onun bü- tün sorumluları artık en büyük şiddetle mutlaka takip edilecek, yuva kökünden kurutulacak tır. Türkiyenin saadeti bu asimde şimdi yatmaktadır. AKİS/5

Bu sayıdan diğer sayfalar: