3 Nisan 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

3 Nisan 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ateşle Oynayanlar Dünyadaki diğer ülkelere milletlerarası anlaşmazlıkların çözümünde sabır ve karşılıklı görüşme öğütleyen Birleşik Amerikanın, kendi çıkarları işin içine girince askeri gücünü kullanıvermesi, dünya barışını büyük teh- likelerle karşıkarşıya bırakmağa başlamıştır. Bu hafta içinde gelen haber- ler, Vietnam durumunun hergün biraz daha çıkmaza sürüklendiğini göster- mektedir. Bu durum çıkmaza doğru sürüklendikçe de Birleşik Amerikanın tutumu sertleşmekte, Vietnam savaşı nerede ve nasıl duracağı belli olma- yan bir döneme girmektedir. Washington'lu idareciler yıllar süren uykularından uyanıp Vietnamda ei yapmak gerektiğini anladıkları zaman, iş işten çoktan geçmişti. Fakat bu gerçeği böylece benimseyeceklerine, komünistleri görüşme masası basına oturtabilmeklerini sanarak Kuzey Vietnamı bombalamaya başlamış- lardır. Bu bombalamaya girişirken bunların hiçbiri elbette ki Vietnama kendi istedikleri gibi bir biçim verilmesini sağlayacak türden, kesin başarı beklemiyordu. Birleşik Amerikanın bütün istediği, önünde sonunda otur- mak zorunda kalacağı görüşme masası başına daha elverişli arılarla gel- mekti, Oysa bombardımanlar başladıktan sonra evdeki pazar çarşıya uy- mamış, Hanoi ve Pekin eski tutumlarından bir adım bile ayrılmaya yanaş- mamışlardır. Birleşik Amerikanın Vietnam politikasının daha ilk gününden başlaya- rak yanlış temeller üzerine oturtulduğuna şüphe yoktur. Bir kere, daha si- yasi düzen ve istikrara bile kavuşamamış bir ülke olan Güney Vietnamı bü- tün bir Güneydoğu Asya politikasının kilittaşı yapmak bu yanlışların en büyüğü olsa gerektir. İkinci yanlış, iktidar değişikliğinin yaratacağı boşluğun nasıl doldurulacağım düşünmeden Diem'i devirmeye kalkışmaktır. Üçüncü- sü, Birleşik Amerika Güney Vietnamın içine düştüğü anarşiyi yalnızca ko- munisi oyunu sanmış, ülkenin sosyal ve ekonomik gelişmesine hiç önem vermemiştir. Oysa bugün Kuzey Vietnam ve Komünist Çinle yakın ilgiler kurmuş bulunan Vietkong, birçok tarafsız gözlemcilerin de belirttikleri gibi, başlangıçta ülkenin ilkel durumuna ve politikacıların Oo küçük hesaplarına karşı bayrak açan milliyetçi bir kuruluştu. Bu kuruluşu silâh gücüyle dağıt- maya çalışmak, bugünkü içinden çıkılması güç durumun doğmasına, başka bir deyişle Vietkongun Hanoi ile Pekinin deneti altına girmesine yol açmıştır. ik Amerika Vietnam savaşını hâlâ silâh gücüyle kazanabileceğini sanmakla yanlışlık, dizisini sürdürüp gitmektedir. Bu inanışı yüzünden Gü- ney Vietnamda ülkenin ekonomik gücüyle ölçülemeyecek kadar büyük bir ordu kurmuş, askerleri ülkenin en kuvvetli baskı topluluğu yapmıştır. Buna karşılık halkın çoğunluğu ordu eliyle kurulup yönetilen sözde sivil düzene hâlâ ısınamamiştır. Öteyandan, Kuzey Vietnama karşı girişilen bombardıman hareketleri de beklenen sonucu yaratmış değildir. Birleşik Amerikanının bu harekete girişirken de bir yanlış hesap yaptığı, Doğu ile Batı arasındaki gev- şekliği bozmak istemeyecek olan Sovyetler Birliğinin bu olup bitti karşısın- da Hanoi idarecilerini ılımlı davranışlara zorlayacağını sandığı a tadır. Oysa şimdi açıkça ortaya çıkmıştır ki Moskovanın Hanoi üzerinde nıldığı kadar etkisi yoktur, Hanoi'nin ipini çekenler daha çok Pekinili yöne- ticilerdir. irleşik Amerika Kuzey Vietnamı bombalamaya başlamakla, Pekin karşısında bozguncu durumuna düşmek istemeyen Moskovayı da ister iste- mez Kuzey Vietnamın yanında yer almaya zorlamış bulunmaktadır. Eğer ya- pılan bombardımanlar Hanoi ile Pekin üzerinde Birleşik Amerikanın umdu- gu etkiyi yapsaydı, bunun o kadar önemli sonuçları olmazdı- Fakat Hanoi ve Pekin bombardıman karşısında görüşme masası başına oturmaya yanaşa- caklarına daha da sertleşmek eğilimini göstermektedirler. Şu gerçeği iyice anlamak lâzımdır: Birleşik Amerika Komünist Çini at- layarak veya karşısına alarak Güneydoğuda hiçbir düzene kuramaz. Uzakdoğuda kurulacak her düzen, ancak Komünist Çinin de katılmasıyla başarıya ulaşabilir. Peki ama, Komünist Çinin işbirliğini sağlamanın yolu nedir? Eğer amerikan idarecileri bunun yolunu kuvvet kullanmakta görü- yorlarsa, şimdiye kadar yaptıkları yanlışlara en kötüsünü ekliyorlar demek- tir. Yediyüz milyona yaklaşan bir Çin karşısında kuvvete başvurmaya kal- kışmak, ateşle oynamanın ta kendisidir. Birleşik Amerika anlamsız inadın dan vazgeçmeli, Komünist Çinin Asyada söz ve nüfuz sahibi olmasının ka- çınılmazlığını anlayarak onunla pazarlığa girişmelidir. Aksi halde, herkesi korkulu günler beklemektedir. 26 daki gerginliği biraz daha çoğaltacak gibi görünmektedir. Seylan Karanlıkta vuruşanlar Dünyanın ilk kadın başbakanı, bun- dan beş yıl önce Seylanda işbaşına gelmişti. Seylanın tanınmış devlet a- damlarından Dr. Bandaranaike baş- bakanlık yaptığı bir sırada ölüverince, partisi onun yerine karısını işbaşına getirmiş ve Bayan Bandaranaike de o zamandan bu yana yerine iyice ısın- mıştır. Fakat geçen hafta Seylanda yapılan seçimler sonunda, dinyanın kanlıktan ayrılırken kadın gelenekle- rine uygun olarak gözyaşı döküp dök- mediğini bildirmemektedir ama, ayrı- lışın Hürriyet Partisinin bayan lideri- ne pek acı geldiğine şüphe edilemez. Seylandaki siyasi gözlemcilerin söy- lediklerine bakılırsa, oOBayan Banda- ranaikeyi koltuğundan eden seçimlerin kampanyası pek hararetli ve hareketli geçmiştir. Bütün muhalif basın, Ko- münist Çinle yakın bağlar kurmak ta- raflısı başbakanı şiddetle tenkit eder- ken, Bayan Bandaranaike de elindeki devlet radyosunu (alabildiğine kendi propagandası için kullanmıştır. Öte- yandan, bu kampanya sırasında Ko- lombodaki Sovyet, Amerikan ve Kızıl Çin elçiliklerinin dünyanın hiçbir ta- rafında eşine rastlanmayan o biçimde kulis çalışmaları yaptıkları bildirilmek- tedir. Seçim sonuçları Amerikan El- çiliğinin bu çalışmalarda en başarı gös- teren elçilik olduğunu o açıkça ortaya koymaktadır. Geride, bıraktığımız hafta a da yapılan se çim mile e milletvekilli çıkarabilmiştir. Eğer ufak partilerle koalisyona gitseydi belki ço- gunluk sağlayabilirdi ama, Bayan Ban daranaike uğradığı bu bozgundan son- ra muhalefete geçmeyi tercih etmiş- tir, Seylanda yeni hükümeti kurmak görevi şimdi Milli Cephe Partisi lideri Sananayakeye verilmiştir. Gerçi Milli Cephe Partisi 151 üyeli Temsilciler Mec- lisinde yalnız 66 milletvekili bulundur- maktadır ama, 14 milletvekilliği kaza- nan Tamii Federal Partisi ile diğer bazı ufak partilerin de desteğiyle yeni başbakanın 90 kadar oy toplayabilece- ği sanılmaktadır. AKİS, 3 NİSAN 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: