21 Şubat 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

21 Şubat 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Şubat 1929 Bi a Mozayik çiçeklikler Kışın fena havalarda bazen yapacak bir şey aradığımız, pek bek vakidir. İşta size eğleneli bir meşçale: 1) Üzunca ve şefaf taneli bir larak beş altı kısma idiniz. — Üzerine ancak her traflarını ıslanacak - mıktarda Mmühtelif renklerde mürekkep dö- kerek boyayınız. Pirinçleri gâat ine yayarak kurumağa terke- H Beyendiğniz şekilde içi ve ağrının diş tarafi sirli toprak veya testiler tedarik ediniz #ırlı kısım çıplak kalmakla ağızdan Aki üç parmak aşağısından başla- yarak intahap eyleyeceğiniz bir nıı. kurşun kalem - ile çiziniz. luhtelif renklere boyamak arzu ettiğiniz aksamı işaret ediniz. 2) İnce deve tüyü bir fırça ile bir şişe koyu zamk tedarik ediniz. Bilfarz resminiz mavi ve kırmızı çiçeklerdir. Evela mavi olacak bısımları iyice zanbağınız üstüne mavi renğe boyadığınız pirinçler- den bolca serpiniz. Ertesi günü karmızıya boyanacak aksamı zamk- bayıp üstünü kırmızı - prinçlerle Örtünüz. daha ertesi günü çiçek- lerin ortasındaki sarı tohum yer- İerini, sonrada yeşil yaprakları aynile muamele idersiniz. Pirinç taneleri bolca serpip katiyen el ile itmek suretile yapış- fırmaga teşebbüs etmeyiniz. Zira zamga bulaşır ve çirkin bir manzara| eyda eder. Mozaik tamam olup bir iki gün iyice kuruduktan son- Ta çanak veya destinin aşağı kıs- ya yaldızlarsınız. iki her tarafını (verni) ile cilalarsiniz. 'Tuvaletinizi Muhi- tinize uydurunuz Bu, netice itibarile mühim ol- gu kadar kolay bir şeydir. &'l'-.yz. artık bir kanape, iki koltuk, altı sandalyadan mürek- kep salon takımı tarihe karrştı. Her kes evine bir günde, ayaı yerden alınmış yeknasak eşya yerine beğendikçe, gelişi güzel, ğiıa birer edindiği Parçalarla döşiyor. Demek ki bir odada bir kaç lü eşyaya tesadüf edilebiliyor. halde, sırasına göre pencereye arka dönmek ve ya penbe aba- İurun sayesine sokulamak gibi k masum hilelerimize, oturaca- ğmıı 'yeri de kendi tarzı telebbüs 've tipimize uydurmak feraseti Mlâve edelim. Her tuvaletin kendi- me mahsüs bir oturuşu - olduğu içim, meselâ daracık tayörlü bir kadına sedir üstüne uzanmak yaraşmadığı — kadar, — arşınlarla ganlel ve volanlara bürünmüş za- İf bir kızcağız da ince ve dik bir sandalyada iğreti durur. FPik ge olmaşan” yüzlcre to: ya renk bir koltuk ve ya duvar Balısının teşkil ettiği zeminin yap- Yü Amaz Narin farla zaif göste- yüksek, geniş bir gerek arkası )ltak semizliğe meyal, orta yaşlı lmların en büyük dostudur. Bir odaya girilince, oturulacak yer fatihabında yalnız ziyayı nazarı itibara alanlar bir az da şekle ehemmiyet verseler aldanmazlar. Yeni şapka modelleri Alın gittikçe meydana czhıyar Bütün Avrupa —— kara kış altında çırpınırken mo- dacılar boş dur- mayıp gelecek ilk bahar için yeni modalar ha- zırlıyorlar? Yeni modalar- dan biri Kadın şapkasına aittir. Bu modanın en ziyade nazarı dikkati celbeden ciheti şudur: Şapkaların alnı gittikçe açılı- yor. açık alınlı veya top çehre- lilere bu moda pek yakışmayacak benziyor. Resi lerini dercettiği- miz 4 şapka Parisle gözleri örten kenarın kalkmakta modellerde de görülüyor. 'en son moda olan şapkalardır . Bir zamanlar ve alnın açılmakta İngilterede mebus intihabatı Kadınlar kendilerinden mebus intihap etmiyorlar Kadınların kanaatına göre mebusluk erkeklere mahsus bir iş imiş! İngilterede kadınların bu fikirde olmasmma rağmen Fransada kadın- lara intihap hakkı verilmesi için büyük bir mücadele açılmıştır. Fransız feministleri bu mücadeleyi idare için 5 kişilik bir komite intihap etmişlerdir. Fransız kadın- ları bu defa intihap hakkımı ele geçireceklerini kati surette ümit ren bütün kadınlara meb'us ü habı hakkı verildiği halde kadın müntehipler kadınlarından nam- zet çıkarmağa heves göslermiyor- lar. İngilteredeki üç siyası fırka 615 dairci intihabiyede kadınlar- dan meb'us olmak için ancak 51 namzet bulabilmiştir. Siyasi fırkaların buldukları bu kadın namzetlerden sekizi muha- fazakâran, — yirmisi Liberal ve yirmi üçü Sosyalist — fırkasına mensuptur. Muhafazakâran fırkasının yeni Fransız feminisilerinin icra komitesi kadın namizetleri arasında Mec- lisi vilayet azasından Mis yones kingsmill, -Loral ( Sterndale ) nin kızı ve fabrikalar müfettişi Mis Piekforot vardır. Siyasi fırkalar tarafından şim- diye kadar yapılan tecribelerden anlaşıldığına göre kadın münte- hipler erkek mebus namzetlerini kadın namzetlere tercih ediyorlar. İngilterede halâ kadımlar ara- sında parlamentonun erkek işi olduğu Kanaatı vardır. Mahalli ap komitelerinde kadın na- izetler gene kadın müntehipler tarafından reddolunuyor. Londra polislerinin keyfleri yerinde değil Londra polisleri tütün mübtelâ- sıdırlar. Fakat vazife başında tütün içmek memnu olduğundan polisler ağızlarında bir nevi sakız çiğnerler idi. Polis müdüriyeti şimdi bunu da menetmiştir. olduğu bu | Sabırsız bır msanlı... Düğünü tesri etmiyen kaynanasını öldürdü “| Mahkeme 4 dakika zarfında katili idama mahküm etti, genç ölmezden evel evlenmek ıshyur Bir ay evel İngilterede Liver- pol şehrinde bir Facia olmuş, Josef Klarke isminde bir genç Müstakbel kayın valdesini rovel- verle öldürmüştü. Cinayete sebep kaynananın, kızi ile - damadının izdivacını mütemadiyen tehir et- mesidir. Katil cinayeti müteakıp tutulmuş ve mahkemeye sevke- dilmiştir. Mahkemede rcis katile sormuş- tur. — Müstakbel kaynananızı öl - dürmekle ittiham ediliyorsunuz, doğru mudur? — Evet doğrudur. — Hareketinizi mazur göster- mek için bir diyeçeğiniz var mı? Josefin muhakemesi geçen haf- ta icra edilmiştir. Muhakeme ta- mam 4 dakika sürmüş ve katilin idamkararile neticelenmiştir. — Hayir, yoktur. — Vakit nakittir, binaenaleyh sizi idam cezasına mahküm ede- rek başka işe geçiyorum. Jozef idam kararını lâkayt bir tavrla karşılamıştır. Yalnız dahi- liye nezaretine bir istida vererek asılmazdan evel nişanlısı Mis Betti ile evlenmesine müsade edilmesini istemiştir. İngilterede idam mah- kümlarının asılmazdan evel evlen- Fal yüzün Katilin nişanlısı Mis Betti dikleri bir kaç defa görülmüştür. Fakat kaynana 'katilinin, öldür düğü kadının kıziyle evlenmesine müsade edilmiyeceği zannolunuyor. den talâk! Amerikada bir kadın falcının sözleri üzerine kocasından boşandı San Fransiskoda garip bir talâk davası olmuştur. Edna Vürt ismin- de genç bir kadın mahkemeye müracaat ederek kocasından ay- rılmak istediğini bildirmiştir. Bu talebin sebebi pek gariptir: Edna bir gün bir arkadaşiyle tesadüfen falcıya gitmiş, ve falına baktırmış. Falcı kadtn kendisine kocasından —ayrılmasını — tavsip etmiş ve: “Bu adamdan size bi yük fenalıklar gelecek, arzu etseniz etmeseniz kocanızdan ayrılacak- sınız. Kâğıtlar böyle gösteriyor ben hiç bir zaman falımda aldan- mam,, demiştir. Edna bir kaç gün düşünmüş ve nihayet kararını — vermiştir: Madamki istese, istemese, koca- sından ayrılmak — muhakkakmış, hiç olmazsa bir fenalığını görme- den ayrılmayı tercih etmiş ve talâk talep etmişti. Rcis bu fikirden vaz geçirmeğe çalış- mışsada Edna bir türlü muvafakat her ne kadar kendisini etmemiş ve reise: « Eğer talebimi reddederseniz, ben hiç rahat yaşayamayacağım. Her gün acaba . Madam Edna Vürt bu gün kocam bana ne yapacak?,, diye düşünerek sinirleneceğim. Nihayet bir gün artık b bale tahammül edemiyerek belki de kocamı öldüreceğim. O zaman kocamın . katlinden siz de mesul olursunuz. demesi üzerine, derhal talâk kararı verile Edison, insanların zekâ ve ka- biliyetlerini ölçecek bir alet icat ediyor Amerikalı —meşhur mucit muhteri Edison çoktan beri, mü- him bazı aletler icadına çalışıyordu. Edison bu aletlerden - birinin son tecrübelerini yapmış ve mu- vaffak olmuştu. Bu aletle insanla- rın zekâ ve kabiliyetlerinin dere- celeri anlaşılacaktır. Edison bu ihtiramda tamamiyle muvaffak olur ve alet dünyanın her tarafında taammüm edecek Ilnılinıie pek cur'etkârane bir hırsızlık Berlinin en işlek mahalli olan Vitesberg meydanında Diskonto bankın kiralık kasaları yer altından su boruları ve elektrik kabloları arasından bankaya uzun bir tünel açmışlar ve milyonları aşırmışlar- dır. Kasa/ sahipleri çalınan para ve mücevherlerinin tanzimini bane kabiliyetli - ve kabiliyetsiz ları sülmletle tayir ve tefe etmek mümkün olacaklır, $ ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: