29 Temmuz 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

29 Temmuz 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 3 Tensar VA 6 HNYELPAZE Ii Selâmi İzzet ERRERRAAA AAA Numara: 45 Bir zaman - benimle nasıl ko- masıl güldü, bana nasıl sa, bugün de, aynı tarzda Lutfiye bakıyor, konuşuyor, yordu. Yarın da, Lutfinin yerini başkası tutacak ve o da, aynı samimiyeti, ayaı şekilde bulacaktı. Hayatımın en keşmekeşli anın- da, Sacideden ayrılmış, Feyhanla nişanlanmış olduğum esnada, gene Şakireyi — Lutfiden - kıskanmağa imkân buluyordum! Nihayet, yeni ğelen bir kaç kişi Feyhanın etrafım - sardılar. Ben bir aralık, kendimi kurtara bildim, Sacideyi aramağa başla- . ona kidecek ve diye cektim Fakat ne diyecektim ne ğ bekliyormuş gibi duruyordu. Ü: tünde dekolte, ince bir tuvalet vardı. Yaklaştığım zaman sende- | lediğimi hissettim ve herkes bana bakıyormuş, — halimi anlıyormuş zannına düştüm. Kalbimin çarpın- tısın düyüyordum. Dizlerine ka- panmak arzusuna kapıldım. Elinde, benim hediye ettiğim yelpaze vardı. | Yanına geldiğim zaman, kımıl- damadan, yavaşça dedi ki: — Sana seni seviyorum dedim- se, yalan söyledim. Kâmil - Seni | biç bir zaman aşkla sevmedim. Sen benim sade arkadaşımdın okadar. Ben daha yavaş cevap verdim: — Doğru söylemiyorsun Saci- de; inanmam eğer şu dakikada gözlerini görmüş olsaydım, bu söylediğine sen de inanmazdın. — Gözlerinde ne var? — İnan kâmil Benden evleneceğini sakla- dığım için sonra öyle kızdım ki, ağtma geleni söyledim Hem on- ları biraz da, seni müşkil mevki- de birakmak için söyledim. Seni tecrübe etmek istiyordum. — Ah bu gözlerin Sacide! Göz- lerini — görebilsen... — Bakışların, sözlerini cerhediyor. Bakışlarının hiç bu derece hüzünlü olduğunu görmemiştim. — Çıldırıyor musun? Evleniyorsun diye mahzun mu olacağım zanne- ı? Eğer canın isterse, elin- geliyorsa on kere evlen, on kişiyle evlen. Bundan bana ne? Kendine gel kâmil. Mabzun deği- Tim. Arkadaşlığımıza — halel - gel- meyecek olduktan sonra, neden mahzun olayım istiyorsun... Bunları” öyle tabü öyle soğuk kanlılıkla söylüyordu ki, inanmama imkân kalmıyordu. — Geçen gün söylediklerine mi inanayım Sacıde, yoksa şimdiki ÇİNGENELER Muharriri: Konrad Berkovitehy “Reis kabilesinin başında - bulun- malı; kabilenin dert ortaklığını etmeli! , dedi. Hakkı vardı. Gitti. Artık, bizim kabile için meydan boş kaldı demekti . Zira, Tatar- dar, başlarına bu fırtına felâketi geldiği için rakabet edip bizi mahvedemiyecekti. Hem, karısını barındırdım diye, Sender Mehmet, bana, bir mıska verdi. Onu gös- terdim miydi, en korkunç ye çerilerin bile zararını görmiye- cektim. Benim sana anlatacaklarım ne Sender Mehmed'e ne de onun dördüncü karısı olan taze ve dilber kadınma dairdir, oğul! çerkes Senin anlayışın daralmış.. Doğruyu söylediğimi anlamıyor musun? Bu- gün artık tek bir arzum var: Senin mesüt olman için karını çok sev, her halde onun da seni seveceğine emin ol. Sevdiğin ka- | dar sevilirsin. sevilmesini ve mes- ut olmasını öğren. Bunun için ne apmak lâzım geldigini bilmiyor San, fakat sen bir kere dene. | Bunda muvaffak olan insanlar var. Belki sen de onlardan biri — Sacide, ben seninle evlen- mel oldukça seni sevmek, seninle mesut olmak isterdim... — Sus... Nişanlın biraz, ötede duruyor... Ayıp değil mi bu söy- lediğin. ömrü ilmiyorum Sacide... Fakat yım, senden uzakta yaşa- yamıcağımı, sensiz mesut olama- yacağımı biliyorum. Neden evlen- diğimin farkında değilim.. Bu çok feci şey. Nişanlımı seviyorum zannediyordum. Aldanmışım. Seni seviyorum Sacide, halbuki sen de hiç bir zaman benim olmıyacak- sın. Doğru söyle Sacide, onbeş gün evel, bana geldiğin zaman: “Kalt, deseydim kalacak miydin? — Kalmama imkân varmıydı Kâmil.. Sen beni ne zannediyor- — Peki, ya seninle evlensey- dim? — Se önüne gelenle evlenmek, istiyorsua... Bu bir hastalık galiba? — Kuzum alây etme. — Sana - kocandan ayrılmak ifimi söyledim zannederim. — İnanamiyorum Sacide. Bana geldiğin zaman başka tasavvur- İarın vardı... — Hayir. Benim arkadaşımdın, çaadan bir dostumdun, gidecek başka yerim de yoktu. — Neden “idin , ile konuşu- yorsun? Artık dostun, arkadaşın (Bitmedi) değil miyim? , Sigara sarfiyatı iyor 1928 senesinde muhtelif mem- | leketlerde adam başına ne kadar sıgara sarfolunduğu hesap edil- miştir. Yapılan istatistike göre en çok sigara sarfedilen yer çekoslo- yakyadır. Burada adam — başına bir senede 790 sigara isabet etmektedir. İngilterede adam başına bir senede 626, Belçikada 560, Al- manyada 489, İtalyada 284, Sır- bistanda 264, Fransada 225, İsveçte 216, Romanyada 226, sıgara isabet ediyor. Bu sarfıyata pro, pipo tütünleri dahil değildir KAHRAMANI Mütercimi: ( Vâ-Na ) — Çerkes kadın, bizim çeride ikram gördü; itibar gördü. Lâkin havada bahar kokuları başlayınca, Sender Mehmed'e bir haber ilet- tim; dedirttim ki: “Senin karın yosma şey! Kendisi, genç de... Ağaçlara su yürümiye başladı... Benim uşaklar arasında parlak, ateşli delikanlılar var... Sen ise, benim dostumsun! Tatarların reisi, karısını, 'tam vaktüzamanında aldırttı. O sıralarda, ben, gayrı, aşk ve sevda meseleleri Karım bir müddet evel ölmüş bulunuyordu. Fakat, Sender Meh- met, genç karısı ile, bende, den i düşünmiyordum. | ye | GÜNÜN HABERLERİ * Kadriye H. ile arkadaşları- 'nın beraeti istendi — Kadriye H. ve rüfekasının dür muhakemelerine e devam edilmiştir. Müteakjben — müddei miş Kadriye hanımın hayalperest ve kendine göre olan düşüncek söyleyerek hepsinin beraetlerini talep eylemişti Maznunlar salı günü müdafaa | yapacaklardır. Mahkemeden çil | ken hepsinin yüzleri gülüyordu. * İktisat meclisi azaları — Âli | İktisat meclisi azalarından bir Reü kısmı dün Ziraat bankasında su- reti hususiyede - toplanmışlardır. izdeki — perşembe — günü azalarından Sabe hattin Vehbi, Nurullah Esat, Raif Necdet, Muhtar, Bekir beyler Ana- dolu tetkik seyahatine çıkacak- lardır. * Ankara yangını — Yangın | sarhoşluk- neticesinde atılan bir “sigaradan. çıkmış olduğu anlaşıl- mıştır. * Felaketzedelere yardım — Hidiv Abbas Hilmi desi hanımefendi Of ve Sürmene seylâpzedelerine 2000 lira teberrü etmiştir. * Ankaranın plânı — Ankara plânında tadilât yapıldı yüksek binalar yalnız umumi müessesat için inşa edilecektir. * Elektrikli trenler — İstanbul banliyö hattı ile Anadolu demir yollarında — trenlerin — elektrikle tahriki için hükümete halen bir teklif yapılmamıştır. Banilyö hat- tında elektrikli trenlerin idaresi ihtimali mevcuttur. şahitlerin ifadelerini tahlil eyle- | rinin bu vaziyeti ihdas ettiğini | Hühümetin şirketlerle | olan hesapları . Düyünu umumiye hesabatı ha- ricinde kalan ve kuponlar mesele- sile halledilmiyen bazı eenebi şi ketlerile hükümet arasındaki he- sabatın ayrıca tasfiyesine başla- nacağı evelce yazılmıştı. Bu meyanda Fenerler idaresile olan hesabat ile maliye müfetti; leri meşgul olmuşlardır. Şimdiye kadar yapılan tetkikat neticesinde fenerler idaresinin umumi harp içinde hükümete vermedigi rüsum miktarı tesbit edilmiştir. Yakında tasfiye muamelâtına başlanacaktır. Kuponlar itilâfı haricinde kalan diğer — şirketlerin — hesabatı da yakında bitecek ve hükümetin harbi umumiden müdevver bulu- nan hesapları tamamile intaç edil-| miş olacaktır. * Vapur ücretlertne zam ya- pılmıyacak — Seyrisefain idaresi ile vapur idarelerinin bazı hatlara ait vapur ücret tarifelerini arttı- racakları mevzu bahsolmaktadır. Bilhassa Karadeniz sahili hattına ait ücretlerin çok ehven olduğu ve bunlara zam yapılacağı söy- lenmektedir. * Adliyede bir kaza — Ad- liye binasında dün üç buçuk yaşında bir çoçuğun — ölümüyle neticelenen bir facia - olmuştur. Makbule Hanım isminde bir kadın bir iş takibi için, üç buçuk ya- şındaki kızı Perihan ile beraber adliyeye gitmiş ve merdivenler- den çıkarken Perihan on beş metre yükseklikten taş zemin üzerine düşmüştür. Zavallı çocu- ğun beyni patlamış ve derhal vefat etmiştir. Kuraklık İngilterede müthiş bir kuraklık hükmünü sürüyor. Kuraklığın ne za- man kesileceğine delâlet eden alâmet olmadığından büyük endi- şeler izhar — olunuyor. — Bahusus büyük şehirlerin su depolarınde az su kalmıştır. Bir çok şehirlerin depolarında kalan sular bir aylık ihtiyaca ki- fayet etmiyor. Bazı şehirler sularını kesmiştir. Londra / şehremaneti belediyeye ait sular ile bahçelerin ve sokak' ların sulanmasını menetmişti, istanbul Tramvay şirkı Otobüs servisi Müdiriyet, Beşiktaşı Maçka ta- rikile Beyoğluna - rapteden Otobüs - servisi tesis edildiği muhterem ahaliye ilâ . servis Beşiktaş vapur iskelesi vas sıtasile Beyoğlu ile Üsküdar ve Boğaziçi bi vasalayı temin edecektir. HAREKET VAKiTLERİ Beşiktaştar İhlamur caddesir sinden 150 metro mesatededir.| Beyoğlunda: Harbiye meydanı * » — hareket 10 dakikada bir defa * ünlerinden mada saat 7 dakika 30 dan saat 21 e kadar. | Cuma ve tatil günleri saat 7 dakika 30 dan Sabahın 1 ine kadar. Cuma ve tatil günleri hareketler her 7 dakika bir defa vaki ola- caktır. Servis süratli ve rahattır. BUZ Karaadaç müessesatı kâlibi nanmiliğinden: Muhterem Halkın nazarı dikkatine Şehremaneti BUZ bayilerine ait depolarda ihtiyaca kâfi buz bulundurulmadığı anlaşılmaktadır. Müessesenin buz fabrikası şehrin ihtiyacını (Bol’ Bo]) temin edeck derecede buz çıkardığından her hanği bir sebep ve bahane ile buz bulunmadığı ve ya bulunamadığı şeklinde ileri sürülecek iddialara muhterem ehalimizin inanmaması ve istenilen miktarı yok cevabiyle reddeden ve buzun yetle rica olunur. kadın - sevebiliyor d: için sevemesir Bütün bur tıyorum, oğul?... Ben, seni, ancak dündenberi tammaktayım ... İhtyarım; — ve, insanların maye- lerini bilmektayim... Öyle şeyler mevcuttur ki, onlar hakkında hiç- | kimseye — birşey — söylemem; — hattâ, çocukluktanberi — tanıdık- larıma bile... Zamanın mürürile, bakırın / cinsi iyileşmez. Bakır, hiçbir zaman altın olamaz.. İnsan, birile dost olacaksa hemen dost oluverir .. Ehli, şarabın cinsini Janlamak için parmağına sürüp bir katra tatsa kâfidir; koskoca fıçıyı mideye indirmesi lâzım gelmez. Şayet tacir, şarabı iki kere tatıp tec- rübe etmiye kalkışırsa, bu, fena alâmettir. Sana bir şey daha ki, Tatarların | şaraplı Telefon Numarası: ü 1904 Beyoğlu ileşel Şimdi artık hikâyemi anlata- cağım, oğul; ve sen, benim, bun- dan böyle niçin kabilemize reis olarmyacağımı anlıyacaksın, Büyükbabam Lupu, — kabileye bir yasa koymuştu; yasa şöyleye “Şayet çeride bir somun ekmek kalırsa, somunu ikiye böl; yar çocuklarla kadınlara ver; — yarı somunu umumun adı Son parçayı çeribaşı Şayet çeribaşı, herkes için bir yasa, çıkarırsa bu yasa kendisi için de yasadır., Diğer bir yasamız şöyle idi “Erkeği aldatan kadın öldüri — İşte ben, bu sonuncu yasayı bozdum, oğul. Tatarların reisi Sinder Mehmet karısım bizden götürdükten sonra, alacaktır. kayyesini (uç kuruştan ) fazlaya satmak isteyen bayilerin isimlerinin atideki numaralara heman telefonla bildirilmesi muhterem halkımızdan ehemmi- Kanımı kâynatan baharın geç mesini istemedim. Hemen, en atımı eğerliyerek, Kil'ye gittig Orada beni gayet iyi tanırlardı; Giderken, atımı iki defa dutup geri çevirdim. Kendikendime: — “ Murdol - Murdol - Sers ihtiyar! - diye söylendim - Nerej gidiyorsun? Niçin gidiyorsun?.. Buna rağmen, gene gitti Felâkete götüren yol, ne zasızdır... Arızasız yolun sonuni biçbir. zaman saadet belirı Büyük — rüzgârlar dinmiş yerde ayıya ve kurta rastlamad Hattâ, atımın ayağı bile sürçmec (Mabadi var) İ OO O —

Bu sayıdan diğer sayfalar: