12 Ağustos 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

12 Ağustos 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TARİHTE üt adamların Mütercimi: Büyük adamların metresleri imperatorlarla kralları nasıl idare etmii çiçeği Mari Lezinska ihtiyar Lehistamın ucra bir köşesinde Valeviç şatosu var... 1803 te bu şatoda , yetmişlik bir ihtiyar, kont Kolonna dö Valeviç namında bir Leh asilzadesi münzevi bir hayat sürüyordu. İhtiyar kont büyük uniformasını giymiş, göğsüne Be- yaz kartal nişanını takmış olduğu halde ögeçe civar asilzadeleri ile | Rus zabitanı şerefine vereceği büyük —müsamereye — davetlileri karşılamağa hazırlanmıştı. Kadınların meclüp - ve pereş- tişkari olan ihtiyar kont, dans eden, etrafa zevku neşe saçan genç Leh dilberlerine mest ve hay- ran bakıyordu. Müteveffa dostla- rından Lezinskinin pek şuh ve düber kıı, Mari Lezinska'nın karavel ve şuhluğu ihtiyar asilza- dede derin bir tesir uyandırdı. Mari sehhar gözleri küçük ağıı, bembeyaz ve gayet munta- zam dişleri, cazibedar çehresi, mütenasip endamı ile öyle bir mecmuai taravet teşkil ediyordu bu güzelliğin sıhra füsununa kapıl- mamak mümkün değildi. Mari o akşam sade ve fakirane beyaz bir tuvalet giymişti. Genç kızın bu. fakirane giyinişi simü zer ile ve pek kiymetli, Şgiranbaha tuva- letlerle dolu salonlarda garip bir tezat teşkil ediyordu. Mari Lezinska, fakir bir aileye mensaptu. — Annesi — kocasından kalan pek cüz'i bir iratla altı çocuğunu geçindirmeğe mecburdu. Mari'nin bu fakru - sefaletini ihtiyar kont fali hayır addetti. Zira kont Valefski, kral gibi ya- şayan diğer asilzadeler derecesinde hesaba sığmayan pek muazzam ve namütenahi bir servet sahibi olmamakla beraber iradı, malikâ- meleri yabana atılacak derecede az degildi ve Mari'yi ferih fahur geçindirmeğe, herzevk ve arzı- sunu tatmine kâfi idi. Varşovada , Versayda , Peters- burgta çılgın bir sefahat hayatı yaşamış, her kadından kâm almış olan ihtiyar kont, Mariyi görünce ona çıldırasıya aşık oldu, ve her ne Babasma olurca olsun elde etmeğe Fakat Mari'yi elde etmek için ancak bir çare vardı:. Onunla evlenmek. Kont buna canu gönülden razı öğ Bu güzel çiçek, memleketinin düşmamı biamanı olan kaba Rus zabitlerinden birinin şehevi sar'a GINGENEI.ER Muharriri: Konrad Berkovitchy olunur gibi değildi: Bu toz, yiye- ceğe, içeceğe, ağıza, buruna, her yere giriyordu. Hattâ, yeni insan- lara ve makinelere karşı duyduk- ları çocukça merak ve alâka bile, nefretlerini — azaltmaya teşkil etmedi. Romanyalı işciler Pazar günleri, Tatarların sebep Kara Murattaki müslümanlar, kadınlarını içeri alır- lar ve kapılarını, pençerelerini sımsıkı kapıyarak, yabancılara ters ters, söylene homurdana bakar- lardı. Nesut olan, sade, Nay ile Ay: 11 Ağustos 1929 A. Hilâli tarihte ne ol oynamışlar ve kontla ları arasında solacağına ölümün eşiğinde bulunduğu bu ihtiyar ve hasta halinde soğumağa başlıyan |kendi vücudunu ısındırması, elbette müraccahtı. | Kontun Rus zabitlerini şatosu- na davet etmesi onlara karşı te- | veccüh ve muhabbetinden ileri gelmiyordu. O vatanını parçalamış, müstakil Lehistamı haritadan silmiş olan Prusyalılar, Avusturyalılar gibi Rusların da candan düşmanı idi. Fakat Lehistan gibi kont da çarnaçar kahbar Rus ordusunun süngüleri karşısında tekâpu etme- ge ve arasıra Rus zabitlerinin şerefine bu kabil ziyafetler ter- tibine mecburdu. O gece, yani 1803 tarihinde Valeviç şatosu i nurlar içinde müstağrak — iken | Mari Lezinska, genç ve gürbüz kavalyesinin kuvvetli kolları farasında mest ve bitap dans ediyor- du. Bu ne güzel bir çiftti? Hare- ketlerinde, ayak atışlarında öyle bir ahenk ve tenasüp vardı ki bütün davetliler bunlara takdir- kâr nazarlarla bakıyorlardı. Dans bittiği zaman güzel kız | © kadar büyük bir heyecan için- de iydi ki kavalyesinin derin re- | veransına — mukabele süratli ve telâşli köşeye çekildi. Mari'nin bu telâş ve heyecanı, hiç de manasız ve sebepsiz değildi. Zira genç ve güzel zabit dan- sederlerken kulağına iğilerek ken- disine izdivaç teklif efmiş, Mari bu tekliften hayrete düşerek: — Ben mi sizinle evleneyim diyerek dansa devam etmişti. —| Genç Rüs zabitinin bu teklifi ihtiyar kontun güzünden kaçmadı etmeden adımlarla / bir Zabitin bu teklifi Mari'nin ho- | şuna gitmemiş değildi Fakat ilk | heyecan zail olup da Rus- zabi- | tinin bu teklifini soğuk kanlılıkla | muhakeme edince ilk zamanda | gösterdiği zaaftan utandı. — Aslen ve neslen Lehli bir kız, vatanının biaman bir düşmanile nasıl evlene bilir ve onunla nasıl bir yuva kurabilirdi? Buna imkân ve ihti- mal varmıydi? Sonra büyük hemşiremin hayali gözünün önüne geldi. Büyük hemşiresi | kendisine Avusturyalı bir zabitle | evlenmek teklifinde — bulunduğu | zaman — hicap teessüründen | delirmiş tımarhaneyi boylamıştı. | Hayır, hayır böyle bir denaeti | biç bir zaman irtikâp edemezdi. (Mabadi var) M Ağustos 1829 * KAHRAMANI Mütercimiz ( Vü - Nü ) idi. Delikanlı, her sefer edişte, evine, yeni yeni eşyalar götürürdü. Yeni ailenin yegâne gayesi, yav- ruyu mümkün olduğu kadar iyi süslemekti. ve Bir gün sabahleyin, taş ocakları buhar makinistinin muavini, işi başına gelince, makinenin kırıl- mış olduğunu gördü. Büyük ka- yışı, lime — parçalamışlardı. Demir aksam de burde baline getirilmişti. Yerde bulunan bir. fes, bu marifetin, tatar köyü tarafından yapıldığı kanaatını herkese verdi Nay, © sabah, işbaşı düdükleri, Hörli, * İsmet Paşa Hz. refikası ve validesi hanımefendi- ler olduğu halde İstanbula inmiş- | lerdir. Paşa, Hazretleri ve aileleri öğle | yemeğini Sirkecide Ai Efendi lokantasında yemişlerdir. * Yeni nümaratajğ — Yeni numarataj için cedveller hazır- danmaktadır. Cemiyeti belediyeye verilecektir. * Askeri terfiler — 30 ağus- tosta neşredilecek askeri terfi defteri Reisicumhur Hazretlerinin tasdikine arzedilimek üzere hafta içinde İstanbula gönderilecektir. * Yerli mallar sergisi — Yerli mamulâtı sergisi bugün saat on altıda açılacaktır. Sanayi birliğinin reisi hamisi olan Başvekil İsmet paşa Hz. yerli sanay kında bir nutuk irat buyuracak- lardır. * Hakkı huzür. — Eylülden itibaren tatbik olunacak barem kanununda hakkı huzurlar kaldı- rılmaktadır. Haber verildiğine göre komis- yonlarda hariçten, çalışacak olan Azaya mükâfat ve ya sair suret- lerde hakkı huzur verilecektir Hergün Tarabyada, Tokatliyan otelinde te dansan. Elettrich Jazz, Neler var? Bir çivi yapacak kadar demir, bir fincan kahvelik şeker.. Kimyager profesör May bir in- sanın — vücudundaki — maddelerin kıymetini hesap etmiştir. Profesöre nazaren orta boy ve sıklette bir adamık vücudundaki yağ miktarı ile yedi parça sabun, demir ile büyücek bir çivi fosfor ile 2,200 kibrit yapılabilmektedir. Mevcut şeker ancak bir kahve fincanma — kâfi — gelebilmektedir. Bir fotoğraf alabilecek kadar magnezium vardır. Vücutta bulu- 'nan potas ile kükürtten bir şey yapılamamaktadır. Profesör bunların fıatlarını h sap ederek bir insanın kıymetini ancak 25 frank olabileceğini an- lamıştır. * Fransa ile ticaretimiz — Fransa ile aktedilecek yeni tica- | ret muahedesi için Ticaret odası tarafından hazırlanan rapor bi hassa, Fransa ile vaki ticari mi nasebatımızda bir senelik ithalât ve ihracatımız arasındaki 10 mil- yon lira açığın izalesi için bazı tedabir zikredilmektedir Ezcümle — Fransaya pamuk jl racatımızın pekâlâ arttırılabileci aldığımıza göre yeni muahedelerimizin tanzi- mütekabil menafi esas ihaz edilmektedir. Müotörleri ve tezgâhları Veresiye size takdim eder Beyoğlu Tünel meydanı Metro han: İstanbul Beyazıt elektrik evi Büyük Tenis Turuvası M. Tokatlıyan oteli taratından tertip edilmiştir. 16-18-23-25 Ağustos 1929 tarihlerine müsadif cuma ve pa- zar günleri Tarabyada icra edile- cektir. Turnuva heyeti berveçhi âti zevattan müteşekkildir. Fahri reis SE. Nr. J.G. Grew Amerika Sefiri Azalar: Tevfik Hacar Bey Cok C.E. Binns Sait Selâheddin Bey Coll N. Görüdetzki Hakem: B. de Markouzene Turnuva Erkek ve Hanımlar tek çift erkek ve muhtelit müsa- bakaları ihtiva edecektir. Turnuvalara kaydedilmek için 12 Ağustos 1929 pazartesi günü saat 12 ye kadar: Tarapyada Summer palas tenis sahalarına ve Tarapya ve Beyoğ- lunda Tokatliyan otellerine müra- caat edilmelidir. Turnuva için DUNLOP topları kabul edilmiştir. Müsabakalar 16 Ağustos cuma günü saat 10 da başlıyacaktır Turnuva hakkında sair malü- mat “JURNAL DORYAN,, ga- zetesinde intişar edecektir. Musabakalarda kazananlara Mükâfat verilecektir. Tarapyadaki Tokatlıyan otelinde ikamet eden oyuncular için hu- susi Tenzilât yapılacaktır. Kazananlara tevzi — edilecek mükâfatlar Tokatlıyan pastaha- nesinde teşhir edilmiştir. vaktüzamanında işitmediği için, meraka düştü; ne olduğunu anla- mak için, fırladığı gibi, taş ocak- larına gitti. Bu işten dolayı öyle hiddete (kapıldi. ki, bissini / gizliyemedi. Makineyi seviyordu; taş ocaklarını, oradaki - fasliyeti, kaynayan ha- yatı, bu yeni muhitte gördüğü herşeyi seviyordu. Hem, bütün bunlardan kendi — istifadesi de olmuştu. Taşçı amele de, fena halde hiddet ve heyecanda idiler, | Hepsi, hemen hatırlayıverdiler: Tatarların, onlara, nasıl ters ters, lânet lânet baktıkları, nasıl onla- 'yın yüzlerine, kapılarını, pencere- lerini, kapadıkları, akıllarına geldi. | Ne demekti bu? Ne rezaletti bu? Romanya - toprağı idi. Tatarlar, ne de olsa, burada | sığıntı halinde oturuyorlardı! Ma- | kinenin kurılması demek, faaliye- iş ücretlerinin alınmaması demekti. Nay, o gün zarfında, Tatarlarla karşılaştığı zaman, yumruklarını sıktı ve on- lara fena halde çıkıştı. Hiddetin- den ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Akşama doğru, Sulin'den iki | zabiti, bütün tatarları huzuruna çağırdı. Alemi muhakemeye baş- ladı. Nay, hem Romence, hem de tatarca bildiği için, tercüman va- zifesini - görüyordu. — Yedisinden yetmişine kadar, bütün erkek tatarlar hazırıbilmeclisti. Hepsi de birer birer, zabitin (yani mah- makinist geldi, kırlan makinenin “keme reisininjbuzuruna geliyorlardı; tamirine girişildi. Fakat makinist- 1 lerle beraber , altı tane jandarma ve bir jındamı;ıı:ıhın4 geldi. Hepsinin sırtlarında kara- | binalar ve fişekliklerinde sıvama fişekler vardı. Makine tamir edile dursun, jandarmalar, tatar köyünün ya- nında çadır kurdular; ve, çadırın üzerine Romanya bayrağımı astılar. Kırmızı, sari ve mavi renkle diğer bir. Romanya bayrağı ile | / örtülü — bir masanın - başında Pür azamet oturarak — jandarma ayni suale, ayni veriyorlardı. — Hiç bir şey görmedim; biç bir şeyden haberim yok! Bunun üzerine, zabit tercüman vasıtasile, Tatarlara şunu bil — Üç gün size müsaadel Bu müddet zarfında, mücrimi bana teslim ederseniz, ne âlâ! Yoook, eyer, inadınızda devam eyleyecek olursanız, keyfiniz bilir: Kanunun en şiddetli maddelerini aleyhinizde kullanacağım! şekilde cevap (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: