14 Eylül 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

14 Eylül 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Sahife 6 Sahife 4 Polis Cemil efendinin hatıratı| 6 ay bekledikten sonra.. Nihayet divanı harp heyeti içtima etti, beni salona soktular.. d — Üç gün, sabık ittihat ve terakki| bey polis nizamnameı binasında mevkuf kaldıktan sonra | caya / tercüme ettirerek / divanı bizi beş fransız ve iki italyan | harbe - verdi ileleye “azla S lün B linda ” Te | Ede OTİ ve AĞ tevkifhanesine götürdüler. Burası, belediye dairesinin tanzilat ara- balarına mahsus yerdi. Kumkapıda / Fransız” tevkifha nesine geldik. Bizi orada ser gardiyana teslim ettiler. O da üzerimizi adam akıllı aradıktan sonra götürüp bizi umumi koğuş- lardan birine tıktı. Koğuşta biz- den başka 20-30 kişi daha yardı. Bir köşede bana yer ver- oturdum. Akibetimin neye yaracağını düşünmeğe başladım. Kim bilir ne olacaktım ? İhtiyar babam, annem mahzun çehreleri fransız- ledi. O günden sonra bana ya- pılan müamele değişti, ve gazete okumak hakkına — sahip oldüm. Bir kaç gün sonra divanı harbe çıkarlacağımı söylediler ve tet- kik etmesi için ifadelerimi - bir Tum tercümana verdiler. Bu esnada ifadelerime baktım tamamen değiş- tirilmişti. Bundan başka altına hiç imza atmadığım bir çok yeni iladeler meydana çıkarılmıştı. Bunu tercü- mana söyledim. t armesl eee L Di Muhakeme — yarın - olacak.. ç gün sonra arkadaşımı polis | Reise söylersi Hamdi efendi tahliye çdildi. Ben |— Dedi.. Martm onuncu — gün yalnız. kaldım. Bu vak'a üzerine | divamı harp heyeti ictima etti, büsbütün korkmağa başladım. Be- | beni salara Hükr. üi ni yalpız bir odaya kapattılar. Tür Tn Te Faraaa aa ça l katta | mevküne oturdum.. — Muhakeme fransız askerlerinin oturduğu sa- | başladı. Terceman vasıtası — ile lonun yanında-idi. Birdenbire ko- | meseleyi anlattım. guşun önünde bir gürültü oldu. |— — Pelis —müdiriyetinin — avukatı, ktim fransız askerleri... Bu p_,m":__ A Ğ adamların halinden, arkadasları. | Sube müdiri Cevdet beyler de öldürmeğe karar verdiklerini an- | orada idiler. Mahkeme reisi Nu- reddin beye fransızca bazı sualler sordı. Vak'ada şahit bulunan bir fransız baş çavuşu ile bir arnavut dadım. Lâkin bilmem neden bir müddet aralarında konuştuktan sonra çekilip gittiler. Odamın — tozunu alan adam | şıracı dinlendi. Şayanı hayretti ki her kapıyı açışında beni ir | fransız baş çavuşu tamamile be- ediyordu. Bir ay bu işkenceli K K eç e nim lehimde ifade verdi. Arna- vut şıracı beni göstererek : — Vak'a olalı 7 ay oluyor.. Onun için ben bu efendiyi tanı- mıyorum.. Lâkin fransız asker- lerini polisler vurdu. Dedi. Nihayet kısa bir içtima- dan sonra — mahkeme kararımı verdi. Karar fransızca okunduğu n bir şey anlamadım. - Bir ter- iman kulağıma bağırdı — On sene kürekt.. Nekadar çalışsam bu üç keli- acılığını size anlatamam (Arkası yarın ) hayat devam etti. Muhakemenin tebiri ne olacağım bilmemek maneviyatımı fena halde sarstı. Ben vazifeme merbut bir zabıta memuru idim ve hükümetimin kanunlarına güvenerek sırtımdaki uniformanın şeref ve baysiyetini gözetcrek bu ıştım, Bence bu bir cürüm değil bir vazi Ö halde mensup olduğum daire miçin bana sahip çıkmıyordu. Kapımda bekleyen Senegalli nefer beni boğacak diye geceleri gö- O — - gün sonra gene beni aşagıya indirdiler. Bu benim için bi kir iyilikti. Hiç olmazsa bi insan yüzü görüyor, iki üç kelime kenuşabiliyordum. Burada tamam beş ay kaldım. Beş ay sonra iki italyan jandarma: sının refakati altında Bakırköyün- deki fransız divanı harbi binasına sevkedildim. Burada yi türkçe konuşan bir adam bana davanın ancak bir ay sonra görülebilece- iyledi. Akşama doğru şimdiki Fatih merkez memurü ve © zamanki Bakirköy serkomiseri - İhsan bey gelerek beni tesliye etti. Ve her neye ihtiyacım olursa temin ede- İzmirde satılmıştır. Mersin, İzmirde satmıştır. Tarsus, İzmir, maksadı ile hareket ettiğimi söy- | Bu gün MELEK SİNEMASINDA BEBE DANİELS ATLATMA YARIŞI Bon Ğ h ı Gtmektedir. İki at aeti ELHAMRADA KIZIL SAÇLAR Fevkalâde sevimli komedi Mümessilesi: Amerikanın en büyük yıldızı KLARA BOV Köprü başımda, Beyoğlu 2362. Şuhe Acentası: Mahmuidiye Hant altında. İstanbul 2740 RTA ) vapnru 15 Bylül psrar 1O da Galata rih- ketle İzmir Gül- Rados Fethiye gidecek ve dönüşle mevkür iskelelerlebir- tükte Dalyan Marmaris Sakır Çanakkale — Geliboluya yarak gelecektir. Trabzon hirinci postası (CUMHURİYET) — vapuru 16 Eylül pazarlesi 12 de Ga- lata rıktımımıdan hareketle İne- bolüu Samsun Gireson Trabzon Rize H paya gidecek Ve dö- nüşte Pazar iskelesile Rire Sürmene Trabzon Tirebolu Gi- vesön Ordu Ünye “Samsun İne- bolu “Zonguldağa — ğrayurak gelecektir. tmından ha dük Bodrum Antalyaya uğra- Hareket günü yük “kabul Satılık Yeni kesme lâstikli Fransız kupa arabası satılıktır. Adres: Kadıköyünde altıyol ağzında Çilek sokağında 23 unmarada boyacı Âziz usta. Tayyare piyankosundan ikramiye kazananlar 35,000 lira isabet eden "19901,, numaralı bilet İstanbul, Bergam: Sarıkamış, İzmir, Zara, Samsunda satılmıştır. 18,000 lira isabet eden “16611,, numaralı bilet İstanbul, Burdur, 15,000 lira isabet eden "802., Numaralı bilet İstanbul, Ankara, 12,000 lira isabet eden “378S1., Numaralı bilet İstanbul, Edirne, Korkurteli, İzmir, Tavasta, satılmıştır. 10,000 lira isabet eden *53133,, Numaralı bilet İstanbul, Ankara, Mudurnuda satılmıştır. Büyük bir ehemmiyet ve itina ile seçilmiş filimlerile vasi ve em- salsiz salonu ile, musiki adaptasyonun ustadı olan Maestro POLYANSKİ tarafından idare olunan orkestrasile MAJİK SİNEMASI Geçen seneler oldüğu gibi bir sebe dalı iperveramı mahuya edere FRAHSA ÇİÇEKLERİ KOLONYA SUYU EAU DE COLÜGNE AUX FLEURS DE FRANCE, Portumdri L. T hmet Bey sokak No, 56 . FİVER A, $Ş.. İstanbul Şubesi Tel. Beyoğlu 3044 Bayazıt Dairesinden : Şahzade camü yanında ve Aksarayda tramvay caddesinde bulunan iki Zabitai Belediye kulube: satılacaktır. Almak isteyenlerin şartnamesini görmek üzere fen kalemine muracaat ve ihale günü olan 7 birinci Teşrin 929 Pazar- tesi günü saat Tdte Daire Encümen ankazi Şehremanetinden: Zührevi hastane için lüzumu olan edevat kapalı zarfla “münakasaya konmuştur. Taliplerin listeyi görmek ve şartname almak için her gün Levazım Müdürlüğüne gelmeleri teklif mektuplarını da ihale günü olan 5 teşrini evvel 929 Cumartesi ünü saat onbeşe kadar mezkür Müdürlüğe vermeleri. Maden kömürü ve odun münakasası istanbul Müddei Umumiliğinden: Dairci adliye kalörileri için 300 ton kıriple maden kömürü ile 450 çeki Rumeli meşesi odun mübayaası tarihi ilândan itibaren 20 gün müddetle münakasaya konulmuş olmakla talip olanların şeraiti anlamak üzere cumadan mada her gün Adliye Levazim dairesine ve münakasaya iştirak edeceklerin yevmi ihale olan 15/9/929 tarihine müsadif pazar günü saat on beşte İstanbul Defterdarlığında Umuru Hukukiye Müdiriyeti nezdinde müteşekkil ihale komisyonuna müra- caat eylemeleri ilân olunur. Devlet matbaası müdürlüğünden: 1000 kilo mücellit tutkalı 1000 ,, kalın paket ipi 10000 yarda kanaviça Miktar ve nevileri balâda gösterilen üç. kalem Jevazımın tedariki için 31 ağustos 929 tarihinde yapılan münakasai aleniye neticesinde verileri fiatlar muhammen kıymetlering nazaran yüksek görüldüğünden yeniden münakasa icrasma karar verilmiştir. Talip olanların 17 eylül 929 sah günü matbaada müteşekkil mübayaat komisyonuna ve şart- nameyi görmek isteyenlerin de her gün muhasebeye müracaatl; ceğini söyledi. Ertesi günü İbsan “183 Eylüi 1928 <No: 4 AMERİKALI Valşleri Aykı iücercme ĞA iorturictr VA Nü Rodrigo, tamamile sustu. keyfi yerine geldi Rodrigo, pazarda, halkı ve es- nafı, dirseklerile iterekten, ileri sokuldu. Tarif ettiği şekilde, satı- cıların tam> ortasında, kendine, mükemmel bir yer buldu. Derken, yanındakilerle münakaşa ve kav- | ğaya tutuştu. Neticede, onları razı V ederek, Pakita'ya, kendi yanında Sukütu ihlâl eden Pakita oldu. | bİ" yer ayırttı. Fakat, Rodrigo'yla konuşurken, Karles, onların yanından yavaş Karlos'u düşünüyordu. Bu çocuk, | yavaş geçti. Onlar, ticarete' baş- ağabeysi gibi kuvvetli ve işgüzar — lamışlardı bile. Fakat, delikanlı, olmamakla beraber, — herne- — hâlâ kendine yer bulamamıştı. dense — daha fazla hoşuna gidi- | — Garip şey! Bu iki delikanlı, kardeş oldukları halde, nasıl olu: yordu da birbirlerine benzemiyor- yordu. Farkına varmıştı ki, Kar- dos'un - kendisine yaptığı — iyilik, ağabeysinin hoşuna - gitmemiştir. | lardı! Delikan'ı, Bunu, fena bir iş gibi | — Güneş doğunca, çarşı, vığılvığıl talâkkı etmşti. kaynamağa — başladı. - Vapurları Çarşıya vardıkları vakit, Rod- | abtıma bir gün evvel yanaşmış bu- rigo'nua kendi — nefsine karşı iti- | lunan ecnebiler , karaya çıktılar madı yeniden hasıl oldu. Neş'esi, | ve, alışverişe başladılar. Karlos'- —İ ğ İı " aa z 'un bulunduğu tarafa, beman hiç yaklaşmıyorlardı Rodrigo: — Hele, kardeşime de bak! - diye alay ediyordu. - Ben, ma- limin yarısını sattım. O ise, ağzmı açıp da kendine müşteri çağırmaş akledemiyor. Hem önündeki malları satıyor, hem de fırsatını bularak, Pakita' Tün — papağanları ile — muzlarına müşteri” tedarik edebiliyordu Genç kız, bu sayede, umduğundan, takriben iki ücret ahyordu. Öyle tatili sırasında, Rodrigo, Karlos'a sordu — Epice birş eyler satabildin mi bari ? — Hiçbirşey satamadım. — Ben, ik Pezoslük (1) sat- 'tım, Matta Pakite bile bir Pezos kazandı. (D Pezos, 1 lza 85 kuruşa Cakabül Üde Karlos: — Anlaşılan, siz benden bah- tiyarsınız! - dedi. — Bahtiyar, yahut da... Radrigo, kardeşine, kaba bir şey söylemeğe hazırlanmıştı. Zira, Karlos'un , Pakit'aya ait sepeti taşımasını bir türlü çekememişti. Fakat, genç kızın nazarını üzerin- hissederek, durdu; © kaba sözü söylemedi. Karlos: — Evet, bugün işim iyi gilmi yorl - diye tekrarladı, - İyisi mi, eve döneyim ban Ağabeysi omuz silkti; ve, “Sen işte böyle tembel herifin birisin! Gözünü açıp çalışmıyorson!,, de- meğe getirdi. Hakikati halde ise, karlos'un gidip de, kendisini Pa: le yalaız bırakmasına mem- nun olmuştu. Akşam üstü eve dö- nerken başbaşa kalacaklarını dü- şündü, Güneş battığı zaman yola di zelince, Rodrigo, bütün gayretini sarfederek kızın dikkat ve alâka- sını üzerine celbe uğraştı. Para kazanmah hususundaki maharetile cesaretile, kuvvetile öğündü. Pakita'nın oturduğu kulübe, iki biraderinkinden — bir kilometro kadar ötedeydi. Kulübeye gülü- şerekten — yaklaştıkları — vakit, güneş çoktandır. batmış; ortalık epice kararmıst — Rodrigo, yolda bir iki kere durmuş; Çinlilerin dükkânlarından şekerler — alarak kıza ikram etmişti. Kulübe önüne varınca, Rodrigo içeriye koştu; ve boş/ sepetini çuvallarını bıraktı. Pakito da, bu esnada, onu, evin di. Oğlanın annesi kızı görünce, Rodirga'nın kendine bir çift bı doğun anladı.. Pakita'eın oğluna na halde gönül verdiğine emi, di Bu, kızu yüzünde yanılı gibi” (Mabadi var) *

Bu sayıdan diğer sayfalar: