13 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

13 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sabife 5 ıng.ı.ı ordusu son zamanlarda büyük askeri manevralar yapmış;. Bu: esnada: iıuıı l ilraç tecrübe- leri de icra edilmiştir. Resmimiz bu manevralardan bir kaç aşağıda : tanklara karşı köylülere yolu sorarken, tırmanırken görünüyor. gösteriyor.. Yukarıda : süvari' lataatı icat edilen makine, faaliyette ikem, ortada: askerler Rus- Çin vakayünin askerlikçe manası Karşı karşıya duran iki ordu neden biribirine taarruz etmiyor? Aylardanberi devam eden ha- vadislere, —arasıra Rusların Çin Sele lilerin Rus top- a tecavüz ettiğine dair olan Tübilere yağmen Kcnk Çörlür harbi — başlamamıştı. Asırlardan beri askerlikçe malüm bir kaide vardır Harbe girmeğe karar verildiği zaman, basmnından evvel seferber- liğini “ikmal ederek ilk hamleyi yapmak , ilk darbeyi vurmak ve bu sayede harbin — nihayeti, kadar faikiyeti muhafaza etmek... İhtira edilen ve edilmekte bi lunan fenni vasıtaları bu kaidenin ehemmiyetini tenkıs değil, bil'akis tezyit etmiştir. Yani müstakbel hiç bir tecemmü ve tahaşşüt ol- madan ve — müharebenin - ilânile birlikte ordular, hiç olmazsa ha- vadan derhal biribirine karşı ta- arruza geçeceklerdir. Rus - Çin vakayünde ise bu ezeli kaidenin temamile bilâfına hareket edildiğini, yani karşı karşıya duran her iki ordunun aylardan beri harekete geçmeğe teşebbüs etmediğini görüyoruz. Acaba bu- 'nun sebebi nedir? Vakayie yakın- | dan alâkadar ve vakıf olmadığımız için bu bususta kendi düşünce- mizden ziyade maruf bir Avrupa | askeri mecmuasının bu husustaki | ni dikkat mütaleatını kayt | K Büh ae | * Hazar mevcudu. 563,000 in- şandan “ve » barpte . çıkaracağı | kuvvet 7,200,000 kişiden ibaret olan kızıl ordu. 29 muvazzaf ve 41 müstahfız fırkadan mürekkep- | tir. Fakat asıl ehemmiyeti garbe veren ve gerek dahili, gerekse harici “sebeplerden — kuvvetlerini garpte toplayan Ruş hükümeti 29 muvazzaf fırkadan ancak Snü ve | 41 müstahfız. fırkadan ise ancak 2sini Sibiryada bulundurmaktadir.. Yani Çin hududuna mücavür mın- takada teman 45 tabur piyade ve 26 bölük süvari vardır. Garpte bulunan kıtaatım mançır ri hududuna en yakın demir yolu ile mesafesi ise 6400 kilümetredir. Sibirya demir yollarının h: ihtiyacı tatmin. etmediği nazarı itibarla alınırsa Rus sefer- berliğinin maruz kalacağı müş- külât anlaşılır. Keza malzeme itibarile de Rus seferberliği müşkülâta maruzdur. Çünkü gene Rus sanayli kızıl orddunun hazar ihtiyacını bile tamamen tatmin edemiyor. Tekmil Rusyada / iaşe darlığı bulunduğuna göre arkasında Gobi çölü bulunan, ve buradan iaşe itibarile biç bir muavenet bekli- yemeyecek olan ordunun aç kal- ması muhakkaktır. Rus maliyesinin — bugünkü hali ile bu. ilitiyacatır kariç menba- lardan tedariki de mevzuu bahs- Kızıl erdunun kaymeti dahiliye- inzibatın, talim ve terbiyenin iyi olduğunu işidi; vın Ka Banei ee d N değildir. Fakat erdu mevcudunun yüzde altınışının Sovyet hüküme- tinden pekte memnun olmayan ve - vaziyetleri daimi — surette gizli polis teşkilâtının - kontrolu altıda tutulam köylülerdem olduğu düşünülürse, bir harp ha- linde bu inzibat ve itaatin ne ka- dar devam edebileceği suali ha- tıra gelir. Köylülere — karşı olan itimat- sızlık — hasebile kıtaların amele doldurulması senayün, ve bin- netice ordimun zararını mucip! olacaktır.. Daha Harpr Haberinir çıkmasile Beraber Leningrat ve Moskovadaki kıtaat mevcutlarının: fazlalaştırılması köylüye burjüva- ziye olam itimadin — derecesini gösterir. Kumandanlik mes'elesine gelince Japon harbinden beri Rus ordusu İyi kumandanlara malik olmadığını göstermi; Evvelce iyi bir baytar olduğu söylenen ve fakat iyi bir başku- mandan olduğu meçhul bulunan Ceneral Vroşilofun seleflerinden daha mümtaz olduğunu ve daha fazla muvaffak - olabi i bule sebep yoktur. Mevcudu umumisi 750,000 ne- ferden ve 60 fırkadan mürekkep olan Çin ordusunun kıymetçe Kızıl ordudan / aşağı — olduğu muhakkaktır. - Yalnız bu. ordü- nun en iyi kısnım teşkil eden 15-16 fırka hudut civarın- dadir ve binaenaleyh ilk merha- lede Rus kıtaatından daha fazla efrat çıkaracaktır. Maamafili Çin | ordusu da hasmı üzerinde bir faikiyet temin edemiyeceğinden ve dahili sebeplerden dolayı ta- arruza geçemiyecektir. Aşikâr olarak görünmemekle beraber, bu sahada harbi durdu- ran diğer mühim sebep te Japon ordusudur. Ham mevaddını Man- çuriden tedarik eden Japonya Burada cereyan edecek harbe asla bigâne kalamaz. Hulâsa. olarak - denilebilir. ki; harbe gayri kâfi bazırlık, münar kale güçlüğü, ve dahile ademi itimat Rusları harbe teşvik edici şeyler değildir. Bu gibi müşkü- İâtla çarpışan hükümetlerin harp le nasıl yıkıldıklarını Sov- M. Ş. Karanlıkta — İstanbul; Beyoğlu ne tulaf oluyar, ne garipı oluyor.. Düm akşamı matbaadan çıktımı, Sirkeciden tramvaya bi dim. İki adım gittik, gitmedik, hopi ceryan - kesi Bundan sonra işiniz yoksa- bekleyin.. Beş dakika geçli cereyan yok, on dakikx geçti cereyan yok, yirmi dakik geçti. cereyan yok.. Trame vay yavaş yavaş boşaliyordu.. Ben de indim... Aman allakımı; ne Karip Sirkeciydi o.. Sıra sıra dizilen tramvaylar, insana kableb şamış efsanevi maliluklar hissini veriyordu.. Lâle devrindeki Çırağan âle- minde olduğu gibi her tarafta, yürüyen, hareket eden bir sürü mum.. Biraz ilerideki küçük bir dükkâmım önü kalabalıktan kırıl yordür.. Baktım mum alanlar. Mumcunun — dükkân — komşuları aralarında konuşuyorlardı : — Garip kuşun yuvasını Allah yapar.... Gördün mü sen tali... Piyankonun — arifesinde —adama ikramiye çıktı. Mum aşığı yolcuları pervane H geliyer.. Vak hazın önünde ir sörü satıcı toplanmıştı .. Bun- lar tablarına, işportalarına birer ilişer mum dikmişler, onun için Berkesi Bur aydınlık kaldırımı ter- ci ediyordu.. Köprüye geldim, para bozdu- racağım.. Gişenin önünü ” tıklım hlıluı. Kulübede — ihtiyar bir sir tek mum... İhtiyar u— özündeki münün trik tiril titriyen ışığında - iğiliyor, verilen paraya: Balayor, titrek eli ile nikel Kuruşları ağır ağır, şıkır şıkr sayıyor.... Gişenin önündeki bu Bekleme ve para bozduruş | esaasında: ufaktan ufağa müare- | eler tesiz ediliyor, ahbaplıklar ileriye gölürül T lalyertim Şimik bir ee elevar:.. Acaba Tünel işliyor mu, işlemiyormu?.. İlerledim..Felâket Tünel kapkaranlık, yalnız bur rağmen içeriye bir kalabalıktır giriyor... Bittabi ben de girdim... Methalde bir tek mum yanıyor. İçerisi zifiri. Bilet aldım, tornike- den geçtim. Tünelin dün geceki manzarası hakikaten görülecek manzara idi... Memurların hepsi- nin elinde birer mum vagonlara | girip çıkanlara aydınlırk tutuyor- lar.,. Bindik, vagonlar harekete geldi.. Bilmemem amma yolda Allahu âlem şapırtı nevinden ga- rip garip sesler kulağıma çalındı.. Yukarıya çıktık.. Büyük caddede de aynı kargaşalık.. Löbon ay- dınlık.. Her masanın üstünde en aşağı üç mum, şaka değil aristok- rat muhit.. Bu esnada yanımdan bir fayton arabası geçti.. Bu ka- ranlık sokak ve bu Nuhünebiden kalina — arabanın — giçirtisi beni yirmi beş sene evveli ile burun istanbul Kara;&ı İstanbul.. Elektrik cereyanının inkitat kimlere yaradı? Mum satanlar, sinemalardaki âşıklar sevindiler, traş olanlara gelince.. bilhassa buruna getirdi. Abdülhamit dev- rindeki Beyoğlunu hatırladım, cad- dede atlı tramvay aradıı ilerideki bardak, tabak satan dük- kân camekânma bir sürü petrol lambası koymuş ve bunların hep: de yakmıştı. Gelip geçenler bu ay- dinlik vitrini hayretle seyrediyor. lardı. Türkuazda dün gece kay ziya- feti vardı.. Perdeler bermutat kapalıydı.. Aralıklarından - bak- tum.. Gene içerisi hayli kalabalıl Yalnız burası Löbon kadar ariş tokrat davranmamış... Masalarda birer mum var, pek hatırı sayı- lanlarda ikişer sokağı, Glavani so- öyle her gece ol insana - sataşmıyorlar, karanlıkta kendilerine vakur bir kadını süsü vererek börüm kağı sakinler Bir aralık gözüm tramvaylara Pencerelerde - kıpırdayan gölgeler vardı.. Bunlar İstanbulun 'en saburlu Cereyan gelinceye kadar ne müddet bek- lemek lâzımsa/ bekleyecekler ve bu surette paraları yanmayacak.. Cereyanın kesilmesinden en çok kim kazandı, bilir misiniz ? Bir parça aydınlıktan kurtulmak için sinemaya — giden Aşıklar.. Bunlar çifte kavrulmuş karanlığa kavuşunca sevinçlerinden ne ya- pacaklarını şaşırdılar ... Cereyan- dan en ziyade müteessir olanlar da dün ıiî.ım saat altı buçukla yedi arasında berbere gidenler.. Meselâ tam yüzünüz sabunlandı ve berber yüzünüzün bir tarafını aldı, fakat bu esnada cereyan kesildi.. Düşünün fecaati .. Mum ışığında traş olmak.. Hafazanallah: aranlık sinemaların önünden geçen birisi bir elektrik feneri tuttu.. Gağri - ihtiyari Benim gibi herkes irkildi. Elek- trik fenerini tutan iki hanımdı. Işıklarının açtığı yoldan kolaylıkla ilerlediler. Bu bana Amerikan Höllilerinin lt ö ertele Daln ziyaretlerini hatırlattı.. Gönüllüler Parise gelmişler, bakmışlar ki her yer kalabalık kaldırımlardan geç- menin imkâmı yok.. İçlerinden biri kurnaz çıkmış, bastonun sa- pına bir otomobil kornası taktır- mış ve kaldırımları geçerken bu- 'nu çalarak kendisine yol açmiş.. Bu hanımlar da galiba Amerikan gönüllüsünün macerasını okumuş olacaklar.. Yazımı — bitirmeden şunu da söyleyeyim. - Elektrik - şirketinin Şişliye, Maçka ve © taraflara kastı var.. Çünkü dün gece Har- biyeye kadar cereyan geldiği halde, Şişli ve Maçka ancak saat sonra cereyan yüzü gördi Hikmet Feridun ;;.a.d. a elektrik cereyanı veren Silihtarağa fabrikası e a

Bu sayıdan diğer sayfalar: