28 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

28 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Taeen —4 Seni geberteceğim! v Morrisi tuttuğu gibi havaya kaldırdı. Marselin kolları arasında kalan Morris — Seni gebertmiyeyim de ki geberteyim?Diye bagırarak M: tuttuğu gibi bavaya kaldırdı. Mar-| selin kolları arasında çırpınan Moris | can hevli ile haykırdı: — Yahu me dürüyorsunuz ?. Haydi bizimkiler.. Haydi yahu.. Koğuştaki mahkümlar bir daki- kada ikiye ayrıldı. Ve zindan içinde kanlı bir döğüşme başladı.. Her kes eline ne geçirdi ise karşı- sına çıkanın kafasına yerleştiriyor- du.. Bazen de gürültü arasında boğuk sesler işitiliyor: — Ah bittim!.. — Vay başıml.. — Ulan sen bizden değil misin? — Sizdenim. — Ne vuruyorsun bana - öyle ise? — Yanlışlık oldu.. — Al öyle ise bir yanlışlık da ben yapayım... — Ay karnım... Ay karnım.. — Gardiyanlara haber verin.. Gardiyanlar nerede? — Adam iyorlar.. — Yetişir Ben bir tarafa büzülmüş, hiç sesimi — çıkarmadan oturuyordum. Hiç bir taraftan değildim ki kav- gaya karışayım... Mamafih buna rağmen iri yarı bir adam gelerek dam çeneme müthiş bir yumruk indirdi... Gözlerimden şemşek çaktı zannettim.. Bu o kadar müt- | biş bir yumruktu.. Baktım ağzım- dan kan geliyor. Adama sordum : — Niçin bana vuruyorsun -. — Vururum ya. — Neden 2m: — Sen Kalini misin ? Herif böyle söyledikten sonra çeneve, aynı yere bir yumruk daha vurmaz mı? Bu sefer benim de başımdaki cinler ayaga kalktı. Hemen yerimden fırlayarak ada- | min bogazna satıldım. Alt alta Üst üste durmadan boğuşuyoruz.. Herif mütemadiyen - karnıma , geneme yümrük atıyor. Bir aralık Ganımım acısı ile kulagına yapıştım. — Ulan birak kulağımı... — Bırakmam... — Birak diyorum.. Fena olur.. — Ne olacak.. yap bakalım. Bereket versin ki bu esnada gelip de bizi ayırdı. Yoksa de hali dumandı... taraftarı değil Hapishane mahkümların böyle iki grup olarak dövüşmesinin se- bebi vardı. Güyanda mahkümlar Tet.Nos4 UTı:rı»ıw 929 Şarlak Talnes'in Marilelleri Müteresimi (Vâ-Nü) * Naz ediyordu. * Gözümü aralıktan ayırmıyor; | büyük bir alâka ile seyrediyor- düm. * Manzara, nadir bulunur man- zaralardandı doğrusu ! “ Madam Blanche, sedire yat- | mak Gzere ilkönce nazeder gibi görünürken, bu sefer, o, âşıkı bileğinden yakaladı. Attı kendi yastıklar arasına... Ceffey haykırdı: — Yetişirl Tahammül edemi- yorum. Yel can hevli ile haykırdı.. Gurup gurüp ayrılan mahküm- lar kendilerine birere reis intihap ederler.. Bu rcisin kendi adam- larımı her şeyden korumağa, adam- larıda reisin her emrine itaat etmeğe mecburdur. Bizi o gün bir daha muhakeme | ettiler. Zından da boğuştuğumuz Şeytan odasına gönderilme- mize karar verildi.. Bize kalın kalın cibiseler, İkalın başlıklar verdiler... Çamaşırları- mızı birer torbaya yerleştirdiler. ir vapura bindik.. Şeytan adasma Mmüteveccihen hareket ettik.. Yolda tıpkı Avrupadan gelirken olduğu gibi bizi büyük kafeslerin içine soktular.. Mamafih eziyet ve cefaya ©o kadar alışmıştık ki bu demir kafesler bize eziyet vermeyor, oluyordu. Bir aralık canımız sıkıldı. güzel bir şey teklif eti — Şu demirler arasında bir salıncak kuralım, mükemmel eğ- le Kalini — Alâ.. Derhal yapalım. r birbirini. boğmasın diye bizim yanımızda ip, uzun kuşak - ve saire birakmıyorlardı. Bundan |dolayı - saıncak için ip bulmak mesele idi. Kal Diye kafesin durüyordu .. Nihayet meşhur Moris : — Ben size ip bulayım... Dedi. Kafesin içinden gardi- yana bağırdı : — Yahu burada birbirimizin Üstünde duruyoruz.. ver, salıncak kurahm da hiç değilse bir kısmımızın ayağı yerden kalk- miş olur. Gardiyan bir müddet homur- dandı sonra gayet kalın bir ip uzatarak bağırdı — Alın ama bir yaramazlık etmey - ık, hemen bir salıncak kurduk, başladık kolan vurmağa Hem uçuyorduk, hem de Gi yan şarkısını bağra bağra söyle- yorduk,. İşte bu şarkıdan bir kaç parça:.. Bittabi fransızcadan ter- cüme oldğu için kafiye filan ara- mayınız: ( Arkası yarın ) “Türkiye Iş Bankasından Cumhuriyet bayramına 29 Teşrinievel 929 Salı günü Ban- kamız kapalı bulunacaktı — Efendim, esasen ben de fazla tahammül edemedim. Zira, manzara öyle bir hal almıştı ki, beni çileden çıkaracaktı. *Pencereden ayrıldım. Kapıya yaklaştım. Zili çaldım. * Uşak, kapıyı açtı. Beni, inti- zar salonunda ayııca - bekletti Bir çeyrek sonra, Mobray, yanıma geldi. Bana, lâzım gelen talimatı verdi. Sonra çekildim. ile tekrar buluşmanız ne zaman idi.? Bir e randevu vermiş — Evet, Efendim! Buluşacağız. Fakat, muayyen bir randevumuz yok. Zabıta tabibi demişti “Ne zaman söyliyecek birşeyin olursa, gel bana bildir. — Pek âlâl Gerçi şimdi, söy- liyecek - şeylerimiz epi - toplandı. n KLET p is eğlence vesilesi | içinde — dolaşıp LKLT çet bey bugün İstanbul maarif | inden ayrılacaktır. Yeni | | maarif emini Muzaffer beyin de bugün vazifeye başlaması muhte-. | meldir, * Üzüm ve ü * Maarif eminilği — Maraş W | Bu senei ik mahsulâtı tesiratı havaiyeden bo- zulmuş ve ihracat kabiliyetini | kaybetmişt İ Buhrana mani olmak için müs- kirat idaresince piyasadan doğru- dan doğruya yapılan (3) milyan (440) bin irahk mübayaata - il veten yeniden (1,500,000) liralık | üzüm mübayaa edilmesi vekiller heyetince kabul edilmiştir. * Vilâyet memurlarının zam talebi Barem — kanunundan istifade edemiyen vilâyet me- murları da emanet memurları gi zam talep etmişlerdi. Encümeni daimüi vilâyet bugün Muniddin beyin riyasetinde toplanarak bu | talebi tetkik edecektir. & Yunanistandaki vakıflar — | Lozan — muahedesine — nazaran Yunanistandaki vakıf emlâkin ay- nen iadesi lâzım gelmektedir. Mütevelliler bu emlâke ait tapu senetlerini tapu idaresinden ala- rak bükümete — göndermişlerdi Bu emlâkin kaymeti 5,000,000 al- tın kira tahmin edilmektedir. Bi na dair evrakın hükümetçe mi badele komisyonuna verilmesi muhtemeldir, * İstanbul adliyesinde mühim tebeddülât — İstanbul mahke- | mei asliye azalığna Karaköse as- liye veisi Rifat, “Mardin —asliye İstanbul azasından Ce mal, İstabula İzmit asliye re Abdüssamet, İzınilc Mardin ve n e Van re Şevki, Vana ai z Tzti Ethem, İstanbul azalığına İstan- bul müstantik azasından Hayret- tin, onun yerine Diyarbekir ağır ceza reisi Hakkı, Kütahya aza- lığına İstanbul azasından Şakir Zühtü, İstanbula Kütah « aza- sından Salim beyler tayin edil- mişlerdir. * Katil Fikret efendi tıbbı sevkediliyor — — Feyziati | talebesinden Bedia Hanım | bir aşk mes'elesinden dolayı öl- | dürmekle maznun olan Fikret || beyin muhakemesine dün ağırce- zada devam olunmuştur. | Maznun, bundan bir müddet evel tevkifanede intihara teşebbüs etmiş, bu hadise Tevfik Fikretin | muvazenei akliyesinde bozukluk olduğu suretinde tefsir olunmuştur. Mahkemenin mazaunun tıbbıadliye sevkine ve müfus kaydının nüfus dair iden — sorülmi verilmiştir. karar 'akat, onun yamına siniz! Benim azıcık misafirim ola- rak kalacaksınız. Ben de, “bu müddet zarfında bazı işler yapa- cağım, Londra'da kaldığınız müd- detçe muavinim John'dan ayrıl- mıyacaksınız. O nereye giderse siz de orayal Sonra, muavinine döndü. —Siz şimdilik oraya gitmiyecek- siniz.Sizin yerinize ben göri ceğim... Söylediğim gibi, şimdil John, sizinle beraber Londra'da | kalacak gezdirecektir. John, ya: Nerye gidersen, bu delikanlıyı da yanında gezdir. Kanunen, kendisini hapsetmeğe salâhiyetiniz yok! Fakat onu, ser- best bırakmak da işimize gelmiyor. Binacnaleyh, hem serbest kalmalı, hem de kalmamalıdır. Hasılı, sen şu delikanlıya gözkolak ol, oğlum! Üstat, muavini ile mevkuf de- Â Gündüzleri saat 18 ÇAYLI KOLONYA SUYU MELEK sinemasında BABALARIN GÜNAHI Meşhur aktörün en güzel filmini tekdim edecektir . melerini bildirdi. meşhur bir polis hafiyesi avini ile şehri gezeceği yağı, vaziyetten memnun bile kab Onlar dışarı çıkar çıkmaz Hı- | ram Gelirey haykırdı: — Allah aşkina söyleyin karımın, idam ve ya müebbet kürek cezalarına carpılmasından bahsetmiştiniz. Bunun manasını anlıyamadım. Bana karşı re rülen muamele idamlık, kü değildir. O halde.. — Hayırçazizim, zevcenizi idam- hık ve küreklik bir cani addedi- yorsam bunun - sebebi, size karşı | reva gördüğü muamele değildir. Bunun / sebebi, zevcenizin katil olmasıdır. Zevceniz, biraderinizin katillerinden Biraderinizin tabii ölümle ölmediğini zannedi- DÜZTABAN ve BASTI BACAK YAMYAMLAR ARASINDA MÜLEN RUJ “Müzik hol,, Varyete, tiyatro, revü, sinema, dansing HER GÜN ve HER AKŞAM âilelere mahsus fevkalâde lübiyat, büyük Orkestra Mükemmel çay ve patiseri büfesi içkiden mada bilümum meşrubat Pek yakında küşat edilecektir.. Bu gün LKAZARDA İstanbulda ilk defa olarak den 20 ye kadar : DANS COLOGNE | ELHAMRA SiİNEMASI MORİS ŞÖVALYE nin temsili PARİSLi ŞARKICI Filimi azim muvaffakiyetlerle irac- Sine devain ölmektedir. İzdihama kalmamak üzere yerlerin evelden tedaziki rica. olunu ŞEHI[HANETİ BU AKŞAM saat 21 buçukta * MARY DUGAN 3 perde Cuma — günleri melne MAL buçukta W İ H YER yorum. Hıram, bir 'adım sendeledi. — Edmond'un katlolunduğunu demek? — Peki amma, tıbbı adlinin verdiği rapor?... Hani, kalp ille tinden ölmüş diyı Şarlok Holmes gülümsedi. — Zabıta tabibi kim? — Gördünüz mü ya? Sevcenizi cinayete sevkeden sebebi bulmak mükül değildir... Bu suretle, ev- velâ, servetinizin hepsine birder konmak imkânını elde et lunyordu. Saniyen, kendi daima tehlikeli olacak bir adamı başmdan | sayyordu. Bü adamı ün, kendisi için püsküllü bir. beli olabilirdi. Zira, memurları- nız, onun işleri beceremeğini ea Hanlae — Badlika (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: