20 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

20 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: k 4 j Sahife 8 İDRİS EFENDİnin tetkikatı AHRET var mı? yok mu? Ruh, bedensiz yaşar mı? Evvelki/ tefrikalarımızın ghülâsası aris Sfendi, mirasyediletden yEbbiride, n p otuz b kadar arabaya binmişter; Bey “Diyarıbekirin — havası bizim müteverrim refika- ya yaramadı. Günden gü- ne soldu. sarardı, günden güne soldu. sarardı. Öle- ceğini anlıyor gibi idi. En ziyade — eseflendiği, — bir yaşındaki oğlumuz Gıya- seddin ix “—Ab, o, anasız ne yapacak ? Ona kim süt verecek, kim terbi) sa'yedecek? - diyor İ Sen başka bir kadın alır- sın, Bey, Gıyaseddinimiz, üvey ana elinde harap olur. Bari ehli insaf bir üvey | 'ana olsa.. - diyor i * Biçareye teselliler veriyordum. * — Niçin öleceksin? Maşallah günden güne iyileşiyorsun! - diyor idim . “ Fakat, duruğu maslahat amiz| nevinden söylediğim bu yalanlar kâr etmedi;, refikanın hastalığı artiş ' ve; . | “ — Giyaseddin! Giyaseddin ! - diyerek, sizlere ömür, gitti kadıncağız . i, evin içinde ahuvah | Küçük kıyamet, “ Zevcemin — vefatına kadar, odalarımız ayrı idi. Çocuk yaya geldikten sonra ayırmış idik. Ben, geceleri tetebbuat ile meş- gul olduğumdan çoçuğun gürül- tüsünden bizar olurum diye bu hodbinliği yapmış idim: Refikanın irtihaliden sonra, çocuğu dadısı- nin edasına verdim. “Merhume, bir iki gece, sıra ile rüyama girdi: — Dadının uyküsü ağır! Ço- Cuğu onun odasında bırakmal Evlâdımızıin başına / bir felâket gelebilir! - dedi. “Dedi amma, ben chemmiyet vermedim. Her gece, mülema- madiyen rüya görürüm. Bunları da o kâzip rüyalardan biri merhumenii gecesi i ufulünün —on ( inci Rubuna hatim indiriyordum. İki cüz kadar okuduktan sonra, mumu söndürdüm. Yatağa girdim. Üç ihlâs bir fatihadan sonra, etrafa üfledini; ve, sağ tarafıma dönerek yattım! “Beynennevmi vel'yakaza depen bir haldeydim, tam içim geçiyordu ki, ansizıin uyandım, Kapı tık tık vurulüyordu. Allah Allah! Kim ola gerekti bu? *— Kim 07 - diye seslendim. “ “Cevap yok! “Yanıbaşımda ağır ağır bir so- “Haşyetle - başımı çevirdikten sonra, korkum büsbütün arttı. “Elim ayağım buz kesildi. Ser- tabepa lerzedar oldum. Apti Efendinin gösterdiği erkek ruh ve din medium resmi “Zira, gördüğü: jacip manzara * Karşımda merhumeyi görüyor idim, Lâkin, nurani, esiri vücut halinde idi. Şeklüşemailir bari eseri var Sağlığında melihülvecih, mütena- sibülendam olan zevcem, - şi çarpık bir aynaya inikâs eyler gibi, uzamış, acaipleşmiş görünü- yordu. Ayakları mevcut değil Muallâkta — gibi - duruyor ve, etekleri sallanıyor idi. * Ne derece korktuğumu dil ile tarif edemem. Kelimeci - şahadet getirerek yatağımdan doğruldum. * Merhume, bana el etti: * — Geleyim mi? - diye - sor- “ Evetl * Arkası sıra yürüdüm. Kap dan dışarı çıktım. Refikanın ha- yali, dadı ile Gıyaseddinin yat- tığı odaya girdi. Ben de arkasın- dedi. dan.... Hayal, — beşiğe yaklaştı. Ben de arkasından... uzattı. Yastığın p baktım ki, iki tane kos- kocaman — akrep. — Yavrucağızın boynunu ha soktular ha soka- “Derhal, çocuğu yataktan çı- kardım; fnaşayı kapıp akrepleri öldürdüm. “Arkamı — döndüğüm — zaman, zevcem, sır olmuştu. Ayakta du- ramıyacak bir halde Gıya- seddin kucuğımda, kendimi yatağa attım. Âsabıma bir rehavet tari olduğundan uyumuşum . *“Uyandığım zaman, rüya gör- düğüme kail oldum. Lâkin, oğlu- mun yatağında bulunması ve da- dının odasında iki ölü akreple bir maşanın yerde durması, hayal görmediğine dair, beni mutmain eyledi.,, Apti Efendinin bu - sözlerini paşazade ile dalkavuğu da can kulağı ile dinlediler. Bunun üze- rine, Apti Efendi, cebine el at ve bir fotoğraf çıkardı: — Şu resme bakın! -dedi- İçin- da, temessül etmiş bir erkek ruh ile, bir medium kadın görünüyor, (Arkası yarın) Akşam Havada intihar Bir kız 24 2.000 kadem irtifanndan kendini | aşağıya attı Nev Yorkta 18 yaşında genç bir kız>Long İslamland üzerinde kendisini yerden 2,000 kadem irtifada bulunan bir tayyareden kendisini atarak intihar etmiştir. Tenezzüh - tayyarelerinin — bulun- duğu bir aerodroma alaca karan- hkta gelen genç kız en yüksek tabakatı havaiyede kısa bir tenez- züh yapmak istediğini söylemiştir. Kızın müracaat eylediği tayya- mi bin kademe çıkabile- ü ve fakat bunun için bir az fazla yüksek ücret vermesi icap eylediğini söylemiştir. Genç kız üzerinde beş dolardan fazla ol- çıkılabilecek irtifalara çıkılmasını rica etmiştir. Kız tayyareye girerken kamı rasının kapısı nasıl açılp kapan- dığını öğrenmiştir. Pilot bu isti- zahları kızın asabiyetine atfetmiş ve kendisini temi kapıların içerden kilitlendiğini söylemiştir. Rut Rokvel Tayyare yükseldikçe yükselmiş ve 1,500 kadem irtifaa çıktığı vakit arkasına dönüp kıza bak- mıştır. Kiz daha - ziyade irtifaa çıkılmasını işaret etmiştir. 2,000 kadem — irtifaa — çıkıldığı — vakit pilot bir bakmış: Kız kapısı açık . var. | Kız bıraktığı pusulada nevmit z olduğundan değil belki n abes ve beyhüde olduğun- | dan intihar eylediğini yazmıştır. İntihar eden kızın ismi Rut Rokveldir. yok, kamaranın Sabih sarai 2 Kaligulanın gemileri meydana çıkarıldı Roma imperatoru mecnun Kali- gülanın Nemi gölünde batırmış olduğu saltanat gemilerinin mey- dana çıkarmak için gölün suları makineli tulumbalar ile boşaltılı- | ikisi meydana çıkmıştır Bulunan — gemiler- Romalıların meşhur barp çektirmeleri biçimin- de olmayıp belki — imperatorun teşkil eden bir saldır gu 1971/2 ve eni 60 ayaktır. Sonradan bulunan daha büyük olup boyu 232 ve eni B0 ayaktır. Vaktile bu gemiler gayet mükel- lef olup mecnun imperator bun- ların içinde gölde tenezzüh ede- rek fevkalâde eğlentiler yapardı. Gemilerin teknelerinden başka gemilere ait bir' çok kıymettar eşya ve levazım bülünmuştur. sefahetine mahsus “sabih bir saray,, Gemilerden ilk bulunann uzun- | madığını söylemiş ve bu para ile | 20 Teşrinisani 1929 İntihar etmek yasak. | Kendisini iple tavana asmaga teşebbüs ederken Mahkeme fakir kunduracıyı 15 gün müddetle çalışmağa mahküm etti İngilterede intihar etmek ya- saktır. İntihara teşebbüs ederken kurtulan kurtulan kimse derhal mahkemeye gönderilir. ve teşeb- büsünün sebebine göre bir kaç ay ve ya bir kaç sene hapse mahküm olur. Geçenlerde Leiçester de Jozef Zaylor isminde fakir bir kundu- racı, kendini tavana asmak sure- tile intihara kalkışmış, fakat kom- şusu — tesadüfen — içeri — girerek görmüş ve Jozefi kurtarmıştır. Mesele polise aksetmiş ve kundu- racı mahkemeye - sevkedilmiştir. Jozefin muhakemesi — görül, gün — reis intiharının — sebebi sormuştur. Jozef demiştir. ki: — Şimdi 58- yaşındayım. seneden beri her gün 40 sabahın altısından gecenin dokuzuna ka- dar çalışmaktayım. Karımı ve beş çocuğumu geçindirmek- için hep çalıştım. Şimdi çocuklarım bü- yüdüler ve evlendiler. Fakat zaman pek fena, eskisi kadar çalıştığım | halde karım ile kendimi z0r | geçindiriyorum.“ Belki buna da daha arkasına — dönüp | Ortada bir pusula | Şimdiye kadar bu gemilerden | tehammül edecektim fakat öm- rümde bir gün tatil yapma- dım. Yazda olsun, yortu günleri olsun hep sabahtan akşama kadar meşguldum. Nihayet istirahat etmek, hiç olmazsa — bir iki gün geç kalkmak, şehrin civarına giderek “ormanları, akan dereleri görmek için büyük bir arzu duydum. Kunduracı Jozef Taylor Fakat işini bırakıp gitsem karım aç kalacak. Zaten tramvaya bi- necek param bile yok.. İyisimi intihar edeyim de bu dünyadan kurtulayım, olmazsa — orada rahat ederim dedim.., Jozefin sözleri mahkemede bu- lunanların hepsini müteessir et miştir. Hakimler müzakere etmiş- ler ve reis: — Size asgari bir ay hapis cezası vermemiz lâzımdır. Fakat gösterdiğiniz sebepler ve yaşınız bu cezanızı tahfif etmiştir. Sizi on beş gün çalışmağa ve k: şehir civarında ormanlıktal de oturmağa mahküm ediyoruz. On beş gün zarfında edeceğiniz masraf, belediyenin fukaraperver cemiyeti tarafından ödenecektir demiştir. / Bu süretle kanunun hükmü ye- getirilmiş, karı kocaya da İatirahtt imkâi verilmiştir. Karısından kurtulmak için.. 12 sene hayatta old_uğunu bildirmemiş, fakat bir gün... Fransada garip bir vaka olmuş- tur: Bordo şehri arında bir çok bulunan Jan biri harbi umumi İlk zamanlar ailesine muntaza- man mektup gönderen Jan yavaş yavaş mektupları seyrekleştirmiş Ve nihayet hiç yazmamağa başla- mıştır. Seneler geçmiş, harp bitmiş, Jandan bir türlü ailesi baber ab Mayınca öldügüne hükmedilmiş ve karısına hükümet tarafından maaş bağlanmıştır. Geçen ay yaşlıca biri Fetişin evine gelmiş ve vesikaları ile Jan Fetiş oldu- gunn ispat etmiştir. Jan, karısının pek kavgacı ol duğunu, beraber yaşarkân buna tehammül ettiğini söylemiştir. Fa- kat harbe gittiği zaman başının dinlendiğini anlatmıştır. Harbin daha iptidalarında Almanlara esir olmuş ve bunu ailesine haber verememiştir. Sonraları bu hale alışmış ve karısına sağ olduğunu bildirmeyerek rahat yaşamak is- temiştir. Mütarekeyi müteakip Jan Fran- saya gelmiş fakat mej değil, Bretanyaya giderel lik etmiştir. memnun etmiş, fakat, olan çocuklarını görme büyümlüş arzusunu hissetmeğe başlamıştır. Bu arzı suna galebe edemiyerek, Jan birakmış ve memleketine gel 'Büyük kızı evlenmiş, Üiğerleri de nışanlanmıştır. Jan, - servetini On sene süren bu hayat Janı | Jan Fetiş eskisine nisbeten üç misli artmış bulmuştur. Janın avdeti karısı ile mükem- mel bir kavga etmelerine sebep olmuştur. Mesele şayi olunca, hü- kümet tahkikata - başlamış iki sene hakkı olmadı karısına - maaş sebep olduğu İ mesi lâzim . g miştir. Mahkemede Jan meseleyi ol duğü gibi anlatmıştı. Reis: — Karınız ile aranızda olan mesele adar etmez. Yal vız hükümeti dolandırdığınız için üç ay hapse mahküm ediyorum... demiştir. Jan, hiç olmazşa üç ay karı- sından uzak yaşayacağına mem- 'nun olmuş ve verilen cezaya itiraz etmemiştir. diğine karar veril

Bu sayıdan diğer sayfalar: