28 Ekim 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

— Beni yüzüstü bırakıp gıd SEVGİLİM Ateşli gözlerinle Bakıyorsun sevgilim; Katılmış sanki sele, Akıyorsun sevgilim.. Bilsen bu aşk ne yaman, Azap çektim ben her an, Sen gene acımadan; Yakıyorsun sevgilim... Açıldın Bir gül müsün?... Aşk mısın gönül müsün?.. Bir coşkun bülbül müsün?.. Şakıyorsun sevgilim.. Göründün şimdi gene, Rast gelinmez eşine; Bin bir genci peşine Takıyorsun sevgilim.. Okşadım ipek oldun, Uçtun kelebek oldun; Sanki bir şimşek oldun, Çakıyorsun sevgilim.. iMSET — Yeni şapka modasmdan 3e a Barça parça — Neden? — Fena değil her parçasını birine verirsin | il — Tüylendik! Avcı HİÇ DEĞİL 7 IŞE BAK Olur mu? Kanapesinin ayak ucunda bir İki eski dosttu- 4 Y ! Yemekten sonra, Kızın babası, genci kızı ile lar. k sigaralar tellen- arslan postu seriliydi. — İşte, dedi, beni yaralıyan hayvan. — Isirdi mı? — Hayır, ayağım takıldı, düş- tüm, başımı duvara çarptım" GEL KARA SEVDA GİBİ... Benim kalbim kederden Örülmüş bir ağ gibi! Ve 1ssız gecelerden, Düyümlenmiş bağ gibi! Hicran içime sindi, Can evimde gezindi... Hasret başıma indi Gurbet elde dağ gibi! Göynümü bürüdü sis, Alnımda çoğaldı iz, Bir gün bana habersiz Gel kara sevda gibi! Galip Fuat Ziyanı yok Hanım yatak odasından telâşla çıktı ve hizmetçisine haykırdı: — Eyvahlar olsun Ayşe, bey- fendiye maden suyu yerine kez- zap verdim. Bitti. Hizmetçi omuz silkti: — Ziyanı yok efendim, kaç paralık şey, tekrar aldırırız! Senelerce bera- ber yaşadıktan sonra, senelerce de ayrı yaşamış- lardı. Biri bekâr kalmış,” öteki evlenmişti. Geçen gün tesa- düf ettiler. Sarı- Lp öpüştüler. Biri: — Azizim, dedi, sana bir şey söylemek isti- yorum. — Söyle. — Darılmıya- cağını vade: — Eski bir dos- tun sözüne da- rılmam. — Arkadan de- dikodu yapıyor- lar. Güya karın- la, babasından mühim bir miras yedi diye evlen- mişsin... — Hiç değil, eğe, annesinden de böyle bir mi- ras yeseydi gene evlenirdim. hil | — Ayşe senin için taş gibi kalplidir diyor... — Onu asıl kızdıran taş gibi kalbim değil, mermer gibi dekoltem. dirilip kahveler içilirken evsahibi: — Oğlum beni çok düşündürü- yor, dedi. Ev sahibi ile pek sıkı fıkı dost değildiler. Evli olduğunu biliyorlardı am- ma, çocuğu olap olmadığını bil- miyorlardı. Sordular: — Neden? — Mesleği do- layısile. Uç muh- telif fikir war, cile (arasında ihtilâf çıktı. An- nesi doktor ol- sun, diyor. Ma- Jumya ben tüc- carım, tüccar ol- sun, işinin başı- na geçsin isti- yorum. Halbuki oğlan tutturdu: Şoför olacağım, otomobil kulla- nacağım diyor. — Ya... Oğlu- nuz kaç yaşında? — Dön! başbaşa görünce biraz sertlendi: — Maşallah!. Kızıma kur yapı- yorsunuz. Bari maksadınız ciddi mi. Yoksa keyif mi ediyorsunuz? — Ne keyfi efendim, insan keyif için evlenmeğe kalkar mı? DUMANLI BİR DAĞ GİBİ... Benim saçım pislikten, Vıcık vicik yağ gibi 1 Mor deri kayiş bir ten Kirler olmuş ağ gibi! Pislik içime sindi, Her yerimde gezindi, Ayaklarıma indi, Vücudumda bağ gibi. Tırnaklar kapkara pis Çipiller gözümde sis, Bağrımı kaplamış is, Dumanlı bir dağ gibil Celep Suat Teminat — Hayatımı sigorta ettirmek istiyorum. — Muvafık... Yalnız söyleyin bakıyım, anneniz babaniz neden öldü? — Mühim bir hastalıkları yoktu, hafif bir hastalıktan tehlikesiz, | öldüler. — Bana para canlı, parayı sever derler. — Yalan mı? — Yalan ya, ben paralıları severim! : YEŞİL GÖZLERİN Coşkun denize benzer, Senin yeşil gözlerin.. Ne olsa hemen sezer; Senin yeşil gözlerin.. Parlar, yıldız gibidir; Güler, arsız gibidir; Bir fettan kız gibidir Senin yeşil gözlerin.. İn KU MN Yalvarsam bir an için; Bakmıyor bana niçin?.. Yanıyor için, için; Senin yeşil gözlerin.. Sanki bir nurdu geçti, Bir lâhza durda geçti; Gönlümü vurdu geçti Senin yeşil gözlerin.. Aldatıyor, aldansın; Yakıyor o da yansın.. İstiyorum, kapansın Senin yeşil gözlerin.. İMSET EDENE Kİ KÜNT Ni Ni ii Mi il 1 a KA i Ya ti 7 — Hayatta bana sarılın, sizi mükemm: — Ne malüm? — Dans muallimiyim| LZ LAN SN .. ül im 2