18 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

18 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

,v iv 18 Kânunusani 1932 Serbes güreş dünya şam- piyonu yunanlı Jim Louw- dosla güreşe hazırlanıyor Cihan şampiyonu Yunanlı Jim- londosla Türkiye başpehlivanı kara Alinin karşılaşıp karşılaşamıyaca- ğını omütehassıslara o sormuştuk. Gelen cevapların ekserisi, kara Alinin serbes güreş bilmediği için bu karşılaşmada tehlikeli vaziyet- lere düşeceğini bildiriyordu. Ba- zıları da kara Alinin kilosu çok hafif olduğu için Yunanlı gibi bir güreşçi ile tutuşamayacağından bahsettiler. Bu bahisler yürütülürken asıl söz sahibi olması icap eden Kara Ali ile gürüşemiyorduk. Kendisi köyünde çifti çubuğu ile uğraşı- yordu. Kara Ali geçen gün Istanbula geldi. Bura gazetecilerinin neşri- yatını takip eden baş pehlivanımız Yunanlı ile karşılaşmak kararını verdikten sonra köyünü bırakarak buraya gelmiştir. Kendisile Yu- nanl: meselesine dair görüşürken makul ve yapacağı işin ehemmi- yetini tekdir eden bir şampiyon karşısında olduğumuzu görerek sevindik. Kara Ali bazıları gibi yüksek- ten atmıyor. Serbes (güreşin alaturkaya benzemekle beraber başka bir tarz olduğunu, cihan .şampiyonile karşılaşmak için Ser- bes güreş oyunlarını iyice öğren- mek lâzım geldiğini söylüyor. Kara Ali sıkletinin az olduğu hakkındaki şayıalara : — Ben iyi obeslenemediğim zamanlarda bile 110 kiloyu tutuyorum. Idman ettikçe üste koyan bir vücudum vardır. Burada kalacağım müddet ekmek paramı daha rahatça kazanıp hep güreşle uğraşacağım için kilomun 115 veya 120 ye kadar artacağını ümit ederim. Öğrendiğime göre Yunanlı Londos da 105 kiloyu .geçmiyormuş. Ben beş altı ay “Yusuf Hüseyin pehlivanla serbes güreşi talim edersem, Yunanlı ile çarpışacak hale gelirim zannın- dayım. Görüliyorki, Kara Ali mütevazı ve yapacağı işi bilen pehlivanlar- dandır. Kanaatımızca böyle bir pehli- vana güreş itibarımızın hariçte temsilini emanet edebiliriz. Yunanlı ile çarpışmağa gelince Kara Ali beş altı ay sonra ser- bes güreşte göstereçeği derece daha doğru bir miyar olacaktır. Jim Londos - Kara Ali güreşi çok mühim bir çarpışma olduğu için son kararda acele etmeme- lidir. Kara Alinin serbes güreşi bir an evvel adam akıllı öğrenmesini temenni ediyoruz. ES. , İngiltere kupasında fiatler Vimblee Stadyomunda yapıla- cak olan İngiltere kupa finali için fiatler ikişer şilin artırılmıştır. Bu buhran esnasında fiatlerin artırılması büyük bir cesaret addedilmesine reğmen muazzam ıstadın gene geçen sene gibi toplu iğne düşmeyecek kadar kalabalık olacağı temin edilmektedir. Macaristan Çekoslovakya Yedi Şubatta, Peştede yapıla- cak Macaristan - Çekoslovakya güreş müsabakaları için, iki mil- > Jetin takımı seçilmiştir. Yunanlılar takımını da davet ettiler i Federasyonumuz fransız milli teşebbüs ederse, Fransızlar buraya da uğrayabilirler Yunanistana davet edilen Fransiz mü karşı Fransız milli takımının yaz bidayetinde Balkanlarda bir kaç maç yapmak üzere turneye çıka- çağını, bu fırsattan istifade edip Fransızları davet edersek ucuz bir kunturat yapınak kabil oldu- gunu bundan iki ay evel haber vermiştik. Verdiğimiz haber teeyyüt et- miştir. Belğradda ve Romanyada iki milli temas yapacak olan Fransız milli takımı Yunanlılar tarafındanda davet edilmiştir. Yu- nanlılar akıllı hareket ederek Fransızlara Romanyadan sonra Atinayıda ziyaret etmelerini teklif ettiği için Fransız federasyonu bu teklifi müsait telakki etmiştir. Istanbul Romanya ile .Atina yolu üstündedir. Acele davrerıp Yunan - Fransız maçının tarihi kati surette tespit edilmeden biz de araya girersek yeni bir temas çığrı açmış oluruz. Fransız milli takımının memle- ketimizi ziyareti her cihetten fa- ideli olur kanaatindeyiz. Fransız sporcularile çok anlaşa- bileceğimizi geçen sene şehri- takimi ailmariâra oynarken mize gelen Paris OUniverciste takımını ağırlarken gördük.. Paris darülfünunları takımı memleketi- mizden avdetinde Fransız gaze- telerinde sporcularımız hakkında çok sitayişkâr yazılar çıktı. Fransız milli takımını davet etmekle misafirperverliğimizin yeni bir misalini daha göstermek şe- refini elde etmiş oluruz. Spor tarafındanda çok seri oynayan ve bilnispe ferdi ustalığı bize faik bulunmıyan Fransız fut- bolile boy ölçüşmek meraklı bir hadise olacaktır. Fransız milli takımı memleketi- mize hiç görülmemiş bir fudbol tarzı getireceği ve burada hiç görülmemiş bir takım olması iti- barile ahaliyi fazla alâkadar ede- cektir. Bunun için hasılât cihetin- den (o korkmıyarak (davetimizi hemen yapmalıyız. Hem Fransız milli takımının Istanbula geleceği tarik yaz baş- lanğıcı olduğundan seyirci kala- balığınada havanın muhalefeti mani olmayacaktır. Yunan çeklere Macarlar Italyan sistemini istiyorlar Avrupanın her tarafında baş gösteren iktisadi buhran Macar kulüplerini de sarsmıştır. Macar kulüpleri bir içtima yaparak Ital- yan sistemini, yani amatörlerle profesyonellerin beraber oynama- larını kabül etmiye karar vermiş- lerdir. Bu projeye vergi daireleri ver- gilerin azalacağından bahsile itiraz etmektedir. Kulüpleri muhakkak bir iflastan kurtarmak için başka çare olmadığını hükümete bildiren kulüp murahhasları bu sistemin ne olduğunu tamamile izah için Italyan federasyonu kâtibi umu- misi M. Zanettiyi Peştede umumi bir konferans Overmeğe davet etmiştir. milli takımile karşılaşacak Fransız karşı oyuncularının maçları Çekoslovakyada sistem değişiyor Çekler futbol şampiyonası sis- temlerini değiştirmeğe karar ver- mişlerdir. Yeni projeye nazaran Çekoslovakya şampiyonasında ama- tör klüplerle profesyonel klüpler ayrılacaklar ligler de üçe tefrik edilecektir. Bu fikre bazı idare- ciler itiraz ediyorlarsada şampr- yona hasılatının yükselmesi için bu projenin kabül edilmesi zaruri görülmektedir. Fransada Profesyonellik Franız federasyonunun nizam- name komitesi altı aylık tetkikat- tan sonra, profesyonellere ait mu- fassal nizamnameyi ikmal etmiştir. Nizamname neşrediliği için ama- tör futbulculardan profesyonel olmak isteyenlere son mühlet verilmiştir, MACERALARI, AHMET CEZMİ. Mürüvet hanım öldü mü, öldürüldü mü? Sıra numarası: 7 Behçetin gözlerini bir sis bürümüştü. Bu sisin altında bir tomar sarı ipek saç, iki munis mavi göz, cana yakın bir yüz gördü. Işte bu Hadiye Muhlisti. — Konağa kaçta avdet ettiniz? — Biri yirmi geçe. — Emin misiniz? baktınız mı? — Hayır saat kullanmam. Ge- lirken şoföre sordum. — O mu söyledi? — Evet. — Ben gelirken bahçede biri vardı. Şoförünüz o mu? — Evet. — Bahçe kapısında mı sordu- nuz, konağın kapısında mı? — Konağın kapısında. — İçeri nasıl girdiniz? — Kapının anahtarını almıştım. — Âlâ. Bütün bunlar çok vazıh. Behçet, isticvabı bitti zannede- rek sevinirken, Ahmet Cezmi gene suallere başladı: — Konağa girince ne yaptınız? — Hemen odama çıktım. — Hizmetçiniz kalktı mı? — Hayır, kimse kalkmadı. — Yengenizin vefatını ne vakit haber aldınız? — Ertesi sabah saat yedide haber aldım. Daha ben uyuyordum. Hizmetçi odama telâşla girdi: Yengemin hizmetçisi (o hanımını odada ölü bulmuştu. Hemen kalk- tım, yengemin odasına koştum. Nefesini dinledim, nabzına bak- tım, ağzına ayna tuttum... Cansız olduğunu farkedince doktoruna haber gönderdim. Akmet Cezmi kaşlarını çattı : — Limonata bardağını muayene ettiniz mi? — Bardak boştu. — Hizmetçiniz o zamandanberi yanınızda mı? — Evet; isterseniz Makbuleyi isticvap ediniz. — Bunu daha sonra düşünürüz. Şimdilik benim bir tek düşüncem var. Hakkınızda kimsenin şüphesi kalmasın . Ahmet Cezmi kalktı. — İki sualim daha kaldı, dedi, bu iki sualden sonra başka sora- cağım kalmıyor. — Sorunuz Cezmi beyfendi. — Yengenizin yegâne varisisi- Saatinize niz değil mi? — Evet. — Bütün mirasına konacağınızı biliyor o muydunuz?.. Malını size hibe ettiğini söylemiş miydi? — Hayır. Şemi Musa bey yen- gemin yegâne varisi olduğuna beni ikna etmişti. — Yengeniz sağlığında size para sıkıntısı çektirdi mi? , Mehlika hazin hazin içini çekti: — Hayır. Bana istediğim kadar para verirdi. Bir kere ayda yüz lira cep harçlığım vardı. Ben bununla da iktifa etmezdim. İster- dim, reddetmezdi. Bir dediğimi iki etmezdi. Allah rahmet eylesin, | yengeciğim çok cömretti.. Buğazında hıçkırıklar düğüm- lendi. Ahmet Cezmi etrafına ba- kındı. Duvar raflarındaki kitaplara gözgezdirdi. Bu esnada kapı acıldı. İçeriye genç bir kız girdi. Mehlika haykırdı: — Hadiye. Hadiye duraladı.Odadaki iki er- keği görünce bir adım geriledi. Mehlika, bir çok şeyler ifade etmek istiyen, fakat muvaffak olamıyan bir el işaretile ilâve etti; — Hadiye, işte Ahmet Cezmi bey. # merkezi idaresi: İstanbul Ü Galata. İstanbul. İzmir. Samsun Gençkızın beti benzi uçtu. Sa- rardı. Behçete doğru ilerledi. Behçet yerinde mıhlanmış gibi duruyordu. oHadiyel Hem Ali Samiye,) hem Ahmen Cezmiye katiyen tanımadığını, mevcudiye- tinden haberdar olmadığını söy- lediği. Hadiye Muhlis işte karşısın- daydı. Halbuki o, bu genç kızı tanıyordu. Bu kızla tanışmış, ko- nuşmuştu. Hadiye Behçete elini uzattı: — Geldiğinize sevindim beye- fendi. Geleceğinize emindim. Behçetin gözlerini bir sis bü- rümüştü. Bu sisin altında bir tomar sarı ipek saç, iki munis mavi göz, küstah olduğu kadar sevimli, canayakın bir yüz gördü. Mahçup bir tavırla, kısık bir sesle kekeledi: — Tabii gelecektim... değil mi? Ahmet Cezmi Hadiyeye gülüm- seyerek baktı. Bu gülümsemesin- deki mânayi Behçet sezdi. Ahmet Cezmi: “ Behçet çocuğum, sen abayı yaktın! ,, diyordu. e Behçet yer değiştiriyor Kitapların bulunduğu oda, uzun- lamasına büyüktü. Nihayetinde iki pencere, sağında üç büyük pen- cere vardı. Soldaki bir kapıdan şömineli bir odaya geçiliyordu. Bu şömine, Avrupai olmaktan ziyade, kazasker yapısıydı. Orta Anadolu köylerindeki (o kerpiç ocaklara benziyordu, yalnız sıvası olçinadan idi. Tutkallı (kireçli sıvanmıştı. Dört duvarın rafları kâmilen kitap doluydu. Ahmet Cezmi, elinde tuttuğu bir kitabı yerine koydu: — Merhum Ali Ekber efendi mürekkep yalamış bir zatmış. Yüzlerce cilt elyazısı kitabı var. Altı yüz senedenberi yazılan bü- tün tarihler mevcut, Reşat bey merhum da, bu kütüphaneye kendi bilgisine ait bir çok frenk asarı ilâve etmiş. Eserlerin çoğu antikacılığa dair. Şu: “Varisül Firaun,, a bak. Alda: “Tereketül Musa, ya göz gezdir. Behçet Cezmiye sokuldu. Cezmi: — İşte, dedi, Ingiliz çiniciliğine dair bir kitap daha. Ismini okur musunuz? — /ngiltere çiniciliğinin menşei. Ahmet Cezmi bir kitap daha çekti, aldı. Ismine baktı: “Eczai şedidei semiye,, Söylendi: — Kuvvetli zehiriere dair bir defter. (Bitmedi) SELANİK BANKASI Tarihi te'sisi: 1888 Sermayesi: Tamamen tediye edilmiş: 30,000,0009 Frank Türkiyedeki şubeleri: Adana. Mersin Yunanistandaki Şubeleri: Atina. Selanik. Kavala. Her nevi banka muameleleri Kredi mektupları. Her nevi meskükât ile hesap küşadı- Çek servisleri kiralık kasnlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: