18 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

18 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 10 : 5 Mart a MUHABİR MEKTUPLARI Anadoluda halk nasıl eğlenir? Akhisar 11 ( Hususi ) — Bir kısım İstanbullular Istanbuldan dışarı çıkmak istemezler, taşraya gitmeyi âdeta bir mesele addeder- ler. Hattâ Anadoluda maaşı fazla bir memuriyete bile rağbet et- mezler. Bunlar Anadoluda hayatın çok yeknasak olduğundan, hiçbir eğlence bulunmadığından bahs- ederler. Halbuki bu doğru değil dir, Anadoluda da bir çok eğlen- celer vardır. Bu mektubumda bunlardan bahsedeceğim: Anadoluluların en büyük zevki tabii güzelliklerden istifade et- mektir. Bilhassa ilk baharda zümrüt gibi kırlar, bahar kokulu çam ormanları vadilerden akan çağlayanlar her halde Istanbulda bulunamıyacak kadar zevklidir. Her yerde olduğu gibi burada da eğlenceler halk sınıfına nazar ayrılmıştır. Eşraf, doktor, memur aralarında oOhemen hemen her zaman bir toplantı yaparlar. Dans edilir, çaylar verilir. Kır eğlen- celeri tertip ederler, günler geçi- rirler. Bu zümreye dahil olanlar seviyei içtimaiyeleri yüksek kim- selerdir. Ve daima aralarında anlaşma olur, hariçten yapılan dedikodulara kulak asmazlar. Bir de ikinci tabakaya mensup zevat * vardır. Bunların eğlence tarzları bambaşka olup yegâne eğlentileri yazın çay başlarında kışın mangal başında dedikodu ile uğraşmaktır. Bu tabakaya mensup bir çok zevat bu tarzın fenalığını anladıkları için yüksek sınıfı kendilerine örnek addederek o yolu takip etmeğe başlamış- lardır. Yazın çiftliklerde bir çok eğ- lentiler tertib edilir, civar köy- lerden çiftliklere giderler çay kenarlarında köy kızları, köy delikanlıları ellerinde davul zur- nalarla eğlenirler, bir birlerine, papatya, lâle demetlerini gönde- rirler. Bir kaç gün sonra işitirsiniz Mehmet Ayşeyi gönlünün rızası üzerine kaçırmış. Çay kenarla- rmda anlaşmışlar... Babası razı olmuş, delikanlı on beş atlı ile Ayşeyi tarlasından alıp kaçırmış. İşte o köyde yeni bir dedikodu. Köylülerden işitirsiniz kız oğla- nın dengi değilmiş amma ne ise?.. Istanbullular (o baloda, çaylarda tanışır, Anadollulular kır âleminde, dere kenarında, papatya tarlasında antaşırlar. o Taşranın eğlenceleri yukarda >zikrettiğim gibi tabiatın güzelliklerindedir. Sonbaharda bağ bozumu gelir. Bir kaç gün evelden hazırlıklar başlar, yemekler yapılır, bağlara gidilir. Son üzüm salkımını yedik- ten sonra güle eğlene şehre dönerler. Anadoluya gitmek için çok fedakârlık yapmak lâzım diyen- lerin her halde © yanıldıkarını zannediyorum. Rağıp Bu asırda Ticaretin ruhu Reklâm! dır Malınızı çok satmak için Akşam'a ilân vermeniz kâfidir. Zira: AKŞAM Bütün Türkiyede en fazla satışı olan gazetedir ... . öğreniyor Belçika kralı Abert ski Kar üzerinde yapılan kış sporu umumiyetle sporların en sıhhisidir. Çünkü açıkta, saf havada hareket ediliyor. Soğuk hava kanın hareket ve deveranını şiddetlendiriyor. Temiz karlar üzerinde, saf hava içinde bir kaç saat ski ile dolaştıktan sonra insan kendini daha genç ve daha dinç hissediyor. Ski ile kaymak ayni zamanda çok kibar bir spordur. Avrupada buna şimdi küçük yaştan başlanıyor. Fakat yaşlılar arasındada skiye heves edenler pek çoktur. Son zamanlarda Belçika kralı Albert öteden beri spor meraklısıdır. Bilhassa dağlara tırmanmağa çok meraklıdır. Kral ski ile kaymağı öğrenmek için İsviçrede St. Antona giderek ders almağa başlamıştır. Biraz dikkat ettikten sonra ski ile kaymak güç değildir. Bunun için kral nisbeten çabuk bu sporu öğrenmiştir. Resmimizde Albert, muallimin nezareti altında kaymağa çalışırken görül”yor. Dört yaşında artisler orkestrası ev sarman mananın yen, Sinema şebri olan Holliyut aynı zamanda dünyanın en garip yeridir. Burada dünyanın başka hiç bir tarafında bulunmayan bi insanlara tesadüf edilir, Meselâ en uzun, en kısa boylu, en zayıf en hı şişman insanlar Hollivuttadırlar. Marifetli hayvanlar, yaşlarına nisbetle büyük işler gören küçük çocuklar gene sinema şehrinde otururlar. Bu çocuklar arasında bir çok filim artistleri bulunduğu gibi sanatkâr (o addedilebilecekler de vardır. Resmini dercettiğimiz üç çocuk bn zümredendir. Bunlar mükemmel bir orkestra takımı teşkil ediyorlar... Çocukların üçü de dört yaşındadır. Bunların hepsi keman çalıyorlar. Bazen gene diğer küçük çocuklarla artistlerin iştirakile güzel konserler veriyorlar. Orkestrayı dört yaşında Billy Barty ismindeki çocuk idare ediyor. KARİ MEKTUPLARI Dr. Tagan beye cevap Akşamın 8 mart 1932 tarihli nüshasında “ Başkürdistanın Ay- rupadaki mümessili Dr. Alimdjan Tagan,, imzasile bir mektup çıktı. Bu mektup münasebetile diye biliriz ki: Bütün türk aleminde türkçülü- ile tanınmış edip Ayaz Isbaki beyin “Kudüs Islâm kongresine, iştiraki filvaki, teaccüp edilecek bir vakıadır. Tahafıda şudur ki, Ishaki beyin elinde, ne Kazan Tatar cumhuriyetinden, ne de “ Türk elinden ,, ( Türkistandan ) hiç bir türlü itimat ve vekâletna- mesi olmasa gerektir. Ve bence Ishaki beyin bu faaliyeti hiç te tasvip edilerek bir hareket de- ğildir. Lâkin, bununla beraber, Ishaki beyi protesto eden Tagan beyin de vaziyetinde büyük bir tuhaflık vardır: Dr Tagan bey mektubun- da, pekte türkçe olmıyan bir lisanla, diyor ki; “Biz bununla ilân ediyoruz ki Rusya haricinde Başkürdistanın sabık milli hükümeti azaları ve ülkeyi lâzım gelen yerde temsil edecek komitesi mevcuttur ve ben bu komitenin Avrupadaki mümessiliyim,, Birkere, doktor bey bilmeli ki, hiç bir millet ve devletin sabık hükümeti o millet ve devleti tem- sil edemez. Zaten “sabık,, kelimesi de bu gibi hükümetin nerede olursa olsun, milleti temsil vazifesi elinden alınmış olduğunu ifade eder. Ikinciden, “Ölkeyi temsil ede- cek komite,, ye gelince, bu ko- mite bizce namalumdur. Eğer bu gibi bir müessese mevcutsa, hangi millet tarafından ve ne tarzla ona bu temsil salâhiyeti verilmiş, bu komite nerede ve azaları kimlerdir? Madamki siz kendinizin bu komi- tenin mümessili olduğunuzu gizle miyorsusunuz, şu halde komitenin yeri ve azaları dagizli olma- ması icabeder. Çünkü namalüm bir müessesenin mümessili de hiç bir kuvvet ve manâ ifade etmez. İşte, ancak bu komitenin mahi- yetini öğrendikten sonradır ki, biz sizin Ayaz Ishaki beyi pro- testo etmeye hak ve salâhiye- tiniz olup olmadığını takdir edebiliriz. Yoksa şimdilik sizin bu yüksek unvanınız ve aldığınız kahramanane vaziyetiniz okuyucu- lar için hiç bir şey ifade etmez. Çünkü bu gibi unvanları herhangi bir şarlatan takınabilir. Sabık «Tatar Millet Meclisinin» Avrupa Heyeti mümessilesi sabık azası Fuat Toktar Belçikada bir posta trenini soydular 16 (A. A) — Elleri bıçaklı bir Brüksel, tabancalı ve belleri takım şerirler, Hobokear arazisinden geçmekte olan Anverse - Brüksel treninin posta vagonuna taarruz ederek yüz binlerce frank kiyme- tinde bulunan iki torbayı gasbet- mişlerdir. Seyyah Dumas seyahatine devam ediyor Rio Grande, 15 (A.A.) — Bir kaç tonluk bir yelkenli ile yalnız başına Atlas Okyanosunu geçmiş ve Rio Grande açıklarında kazaya uğramış olan münzevi seyyah Dumas yatını tamir ettirmek ve Buenos Airese doğru yoluna devam etmek tasavvurundadır. 105 yaşında bir adamın vefatı Nanoose Bay 16( A.A.) — Kanadada kâin Nanoose Bay kasabası sakinlerinden olup bu kasabaya ismini vermiş olan Bob Nanoose, 105 yaşında olduğu halde vefat etmiştir. | Müteveffa, bir çocuk ve torun bırakmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: