19 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

19 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: 19 Mart 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Zıvanasızlıklar Son zamanlarda, Almanya'da birçok zıvanasızlıklar oluyormuş. Meselâ, sirkatle maznun bir ka- dın, kendini müdafaa etmek için hâkimin karşısına çıkınca sırtın- dan mantosunu atmış; mahkemede anadan doğma çırılçıplak arzı didar etmiş. Berlin'de ve diğer şehirlerde kısa bir zaman içinde bu nevi birçok garip vakalara rastlandığına dikkat eden bazı âlimlar o düşünmüşler; bu gibi hâdiselerin mütemadi içtimai fe- lâketlerden mütehassıl bir tezahür olduğunu, o Alman'ların ( başına buhran vurduğunu söylemişler. Almanya kadar değilse bile, buhrandan biz de müteessiriz... Bu nevi başa vurmaları bizde de görmüyor musunuz?... Ben,sokakta yürüdüğüm esnada, bazı insanların kendi kendilerine söylendiklerini, ellerile, yüzlerile bir takım işaret- ler yaptıklarını (o görüyorum. Bunlar, bir kere tımarhaneye gir- miş olsalar, her halde kolay kolay salıverilmezlerdi... Sonra, dairelerde bir iş takibi için dolaştığınız yok mu? Erbabı mesalih memurlardan, memurlar, erbabı mesalihden daha aksi... Eskiden bu derece aksiliklere, mütekabil ( çatışmalara, © ancak ramazanlarda rastlanırdı. Ismine de “oruç keyfi, derlerdi. Buhranın tevlit ettiği zaruri “ oruç ,, bu “oruç keyfi, aksiliği her güne teşmil etti. Hattâ gecelere bile... Meselâ evelki gece, saat bir raddelerinde Beyoğlundan geçi- yordum. Otuz kırk dane genç, kavgaya ( tutuşmuşlar... Altalta üstüste... e Kavgalar, eskiden de olurdu... Amma, bir sebebe isti- nat ederdi. Halbuki, tahkik ettim. Bu dövüşenler, birbirlerini tanı- mayorlarmış. Ilkönce iki kişi incir çekirde- ğini doldurmaz bir sebepten kavgaya başlamış. Üçüncüsü ayır- mak teşebbüsünde ( bulunmuş. Ayrılmadıklarını görünce, o da sille tokat başlamış. Sonra dör- düncüsü, beşincisi, on beşincisi, ilh ilb... ayni şekilde kavgaya devam etmişler... Bizim de . sinirlerimiz efendim, fena bozuk... Bozukluğun diğer bir isbatı da, gazetelerdeki münakaşalardır.. Diğer bir isbat: (Belediyenin verdiği kararlar.. Yolları yapmadan otobüs işletmeğe, plâj yapmağa İalkışmak, normal bir düşünüş tarzı mı?.. Sonra, bazı meslektaş- larımızın bu beldi tedbirleri alkış- laması; ondan da şayanı kayt değil mi? Bana kalırsa, Alman ajansları, oradaki kadının mahkeme huzu- runda yaptığını telgraf haberi olarak nasıl dünyaya bildirdi ise, Anadolu ajansı da burada bubran neticesi olup biten muvazenesiz- likleri dünyaya haber vermelidir. Zira bütün bunlar, vesika olacak, yirminci asır tarihine geçecek hâdiselerdir. Akşamcı bozuk, Şehir bütçesi Bu sene bütçesi geçen seneden 997 bin lira eksik Bu sene idarei hususiye ve be- lediye varidat bütçesi 10,174,010 lira olarak kabul edilmiştir. Hal- buki 931 idarei hususiye ve belediye bütçesi 11,171,971 lira idi. Şu halde geçen sene ile bu sene arasında 997,961 lira bir eksiklik vardır. Bu seneki bütçenin 6,417,605 lirası belediyeye, 584,811 lirası idarei hususiye ile belediyenin müşterek (masraflarına (o tahsis edilecektir. 3,785,951 lirası da idarei hususiye bütçesini teşkil edecektir. Daimi encümen, bütçeyi tanzim ederken iktisadi buhranı, vergile- rin tahsil edilememesi ihtimalini her hangi bir sebepten dolayı varidatın azalmasının muhtemel olduğunu Odüşünerek © varidatı asgari bir şekilde kabul etmiştir. Meslâ encümen mezbaha, buz fabrikası ve sair müesseselerden ibaret olan Karağaç müessesele- rinin varidatını 1,250,000 olarak tesbit etmiştir. Halbuki geçen sene bu varidat 1,500,000 lira olarak bütçeye konmuştu. Daimi encümen bu seneki asgari tahmininde mezbahada kesimin azalması, mezbaha resminin indi- rilmesi gibi sebepleri düşünerek hareket etmiştir. Bundan başka tanzifat ve ten- virat vergisi 931 bütçesine altı yüz küsur bin lira olarak ko- nulmuştu. Bu sene 'bu iki vergi 150,000 lira noksanile 450,000 lira olarak kabul edilmiştir. Vapurlara kapı Belediye yaz için hazırlık yapıyor Belediye yazın bilhassa cuma ve pazar gibi umumi gürlerde vapurlardaki izdihamı nazarı dik- kate almış ve şimdiden bazı ted- birler odüşünmeğe ( başlamıştır. Tramvaylarda olduğu gibi, bir kazaya meydan vermemek için vapurlarda da, yolcuların çıka- cağı yerlere birer demir kapı konulmasına karar verilmşiti. Be- lediye vapurlar yürürken bu kapı- ların açılmasını Oo menedecektir. Vapur iskeleye yanaştiktan sonra kapılar açılacak ve yolcular çıka- caktır. Bu suretle kalabalık gün- lerde yolcuların vapur adamakıllı yanaşmadan iskeleye atlamalarının önüne geçilmiş olacaktır. Demir kapıların temini meselesi için belediye seyrisefain, şirketi hayriye ve haliç şirketile temasa başlamşıtır. Keçi eti Belediye bu hususta tahkikat yapıyor Mezbahada kesilen hayvanlar- dan mühim bir kısmının keçi olduğunu, fakat buna mukabil kasaplarda keçi eti ismi altında et satılmadığı nazarı dikkati celbetmiştir. Belediye bu mesele hakkında tahkikat yapmaktadır. Kasaplar: — Keçi, manda, oğlak etleri satılmıyor... Biz de almıyoruz.. demektedirler. Belediye iktisat meselesine çok ehemmiyet ver- mektedir. Asım Süreyya bey et meselesini hal için belediyece esaslı tedbirler alınmasına kanidir. Iktisat müdiriyeti eti sun'i su- rette ucuzlatmak, kesim vergisin- de tadilât yapmak gibi muvakkat tedbirlerden ziyade daha şümullü çarelere baş vurulmasına taraf- tardır. Belediyenin et satışında ihtikârın önüne geçmek, fena etin halka satılmasına mani olmak için çalışacaktır. Sayfiye zamanı Hamallar ve arabacılar fazla ücret alamıyacaklar Sayfiye zamanı yaklaşıyor. Şe- hirde sayfiyelere taşınanlar eşya nakli hususunda her sene bir çok müşkilât karşısında kalırlar. Bir kerre sayfiye zamanı yakla- şınca hamallar, arabacılar, komı- yon sahipleri ücretlerini arttırır- lar, sayfiyeye gideceklerden fazla para almanın yoluna bakarlar. Belediye bu sene kendi tarifesi haricine çıkanları şiddetle ceza- landırmağa karara vermiştir. Bu yaz tarifenin tamamile tatbikine çalışılacaktır. Bunun için de ha- mal, araba ve kamyonların mu- ayyen mesafeler arasında alacak- ları ücretlerin listeleri (o şebrin muhtelif yerlerine asılacaktır. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi Bezli 1400 kuruş (| 2700 kuruş GArLx 750 > 40 > SAyLık 400 5» 80 > JAyLık — 1599 »> — doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. ruşluk pul göndermek lâzımdır. Zilkade 12 — Kasım:133 S. İmsfk Güneş Öğls İkindi Akşam Yatsı ME. 10,6 11,48 6, 927 12 1,31 Va, 4,27 Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 müdürü Asım Süreyya bey et j ye” Abone ücretleri doğrudan Pi Adres tebdili için yirmi beş ku- 6,7 1221 15,46 18,19 19,49 Kömürcüler Dükküânlara birer camekân konulacak Şehir içinde bulunan oduncu ve kömürcü dükkânları hakkında belediye yeni tedbirler düşün- mektedir. Her hangi bir yangın ihtimaline karşı bu dükkânların döşeme ve tavanlarının ahşap olmamasına karar verilmiştir. Hal- buki Istanbuldaki bir çok oduncu ve kömürcü dükkânları ahşap klubeler ve tahta barakalardan ibarettir. Bunlardan mühim bir kısmı da sık ahşap evler bulunan mahalle aralarındadır. Belediye bu gibi yerlerde bu- lunan mahrukat depolarının kâgir binalara naklini düşünmektedir. Bundan başka oduncu ve kömür- cü dükkânlarındaki toz ve duma- nın sokaklara Okadar çıkması umumi sıhhat için mahzurlu görül- mektedir. Belediye bunun için de oduncu ve kömürcü dükkânlarının önüne birer camekân konulmasına taraftadır. Bir ihtilâs maznunu Seyfi efendi isminde birisi geçende bir zimmet meselesinden maznunen ağır ceza mahkeme- sinde muhakeme altına alınmıştı. Fakas maznun o zaman ortadan kaybolmuş, polis tarafından uzun müddet arandığı halde buluna- mamıştır. Yapılan tahkikat neticesinde maznunun İzmite gittiği tesbit edilmiştir. e Zabıtanın müracaatı üzerine Seyfi oOefendi İzmitte yakalanarak buraya getirilmiştir. Yakında muhakemesine başlana- caktır. El çabukluğu Biri lâfa tutmuş, öteki çekmeceyi açmış! Hulüsi ve Sabahaddin isimle- rinde iki kişi Üsküdarda bakkal Kâmil efendinin dükkânına gide- rek şeker alacaklarını söylemiş- lerdir. Bunlardan birisi bakkalı işgal etmiş, diğeri de el çabuk- luğile çekmeceyi açıp içindeki paraları aşırmıştır. Bunlar dükkândan çıktıktan sonra Kâmil efendi işin farkına vararak derhal polise müracaat etmiştir. Polis, hırsızların ikisini de yakalamıştır. Bakkal dükkâ- nından aşırdıkları paralar da üzerlerinde bulunmuştur. Cengâver köprüsü Beldiyenin O Anadoluhisarında yaptırdığı beton hünkâr köprüsü bitmiştir. Köprünün kat'i kabul muamelesi yapılmıştır. A.B. — Ne ağlıyorsun yavrum?.. Çocuk — Annem dövdül.. e — A. B. — Çorba tabağın mı devirdin... i Amca Beye göre... .. Kediyi mi azdırdın... .. Yoksa gene kardeşini mi korkuttun?.. Sahife 3 SE, İ HEir>» çamppadiz İ Amca Bey Sokak köpeği— Elini vicdanına koy da öyle söy- le Amca Bey.. Şu yer yüzünde bizden daha sa- dık, bizden daha muti bir mahlük var mıdr? Amca Bey — ( Pencereden ) Haydi oradan nankör seniii. Sokak köpeği — Neden Amca Bey ?.. Amca Bey — (Sokaktuki dev- rilmiş çöp tenekelerini, kemik parçalarını, süprüntüleri göstere- rek) Hiç bir yerin köpekleri bu kadar iyi beslenemez. Siz eğer nankör olmasaydınız bu nimet- lerle perverde olduktan sonra belediyeye kadar gidip bir teşek- kür ederdiniz. “Sokak köpeği kuyruğukısar ve kaçar., Bu, Amca Be- yin sayısız tuhaf- lıklarından biri- dir.. Nasreddin Hocayı düşünür- ken onun bir çok fıkraları aklınıza gelir. Hocanın fincancı katırların ürkütmesi, “Ye kürküm ye hikâ- yesi,, , karısının “Biraz öteye çekil yahu!,, demesi üzerine memleket haricine çıkması, “Git eşeğe su ver,, hikâyesi, “Aklın varsa suya koş,, hikâyesi.. Hocanın borçlu- suna pencereden: “Hoca evde değil, demesi, Hocanın borcunu ödememesi için evinin önüne diken ekmesi.. Amca Beyi düşününce insanın aklına Amca Beyin bir çok mace- raları geliyor: Amca Beyin evden kaçmasın ve ucuz olsun diye hiz- metçiyi nikâhla- ması, “Amca Bey ben bir kadeh içince arslan ke- silirim!,, diye övü- nen ayaş ahba- bına: “Aman sus, kafesi hazırlar!,, demesi.. Amca Beyin “Şu Istanbul ne münevver şehir,, derken karanlık sokakta sırtüstü yere düşmesi, Amca Be- yeyin Beyoğluna çıkmadan evvel türkçeden başka 7 lisan öğren- mesi, Amca Beyin caddeden ge- çerken meyhane bolluğu yüzünden kokudan sarhoş olarak yıkılması.. Bütün bunlar bir hamlede insa- nın aklına geliyor. Amca Beyin tuhaflık ağir Nasreddin Ho- canınki kadar şişkin ve kabarıktır, ve Nasraddin Hocanın hikâyeleri nasıl zamanımıza kadar geldi ise << AmcaBeyinde e bu maceraları hiç değilse bir kaç nesle kala- (0 caktır. Amca Ve Bey bugünkü Ni yaşıyanlar ara- sında sesini yarına işittirebilecek bahtiyarlardan biridir. Bu babti- yarlık da Babıâli caddesinin değme kahramanlarına nasip olmamıştır. Amca Beyin babası, yahut zarif oğlu Cemal Nadir, Amca Beyin en güzel maceralarını bir albüm şeklinde çıkarmıştır. Amca Bey albümü türk mizahının en kuvvetli eserlerinden biridir, Hikmet Feridun Ç. — Hayır Amca Bey... Şey... kom şu hanım «< Annen kaç yaşında?» diye sordu. Ben de « 45 » dedim!... A. B. — Tevekkeli sana dayak stmışl,, Sen aile sırrını fâş etmişsin a yavrumlş

Bu sayıdan diğer sayfalar: