19 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

19 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 mi — Akşam Süpürgeciler çarşısında bir saat.. Sinemalar, tiyatrolar çoğaldıktan sonra süpürge satışı azalmış.. İnce sanattır kör olasıca.. öyle herkesin eli yatmaz. Taranması, kesilmesi, tellenmesi var.. Balıkpazarını geçince gözüme, eski soluk bir lavha ilişti: “ Sü- pürgeciler çarşısı,,. Etrafıma bak- tım bir iki süpürkeci dükkânı... Dükkânlarda dehşetli. bir faaliyet: süpürgeler bağlanıyor, telleniyor, sarılıyor, sırıklaniyor... Bir süpür- geci dükkânının uzaktan hakika- ten heybetli bir manzarası var.. Tavanda süpürgeler, duvarlarda süpürgeler, yerlerde süpürgeler.. Hem bu süpürgelerin henüz uçları kesilmediği için saçak saçak hal- leri dükkânı âdeta bir süpürge ormanı şekline sokuyor. Karşımda dükkânda ihtiyar bir süpürgeci, uzun boylu gözlüklü bir efendiye yüksek sesle dert yanıyordu : — Hani Suriye, Filistin de olmasa halimiz harap.. Bereket dışarıya (o göuderiyoruz.. Yoksa dahilde satılana kalsa iş duman- dır efendi... Sen gene ihracattan şaşma.. Süpürge ihracatı?. Memlekette bilmediğimiz amma garip ihracat oluyor muş. Merak ettim.. Süpür- gelere bakmak bahanesile ibtiyar süpürgecinin dükkânına yaklaştım. Kendisile o ehbaplığı | ilerletmek benim için güç olmadı.. Dükkânında süpürgeler arasında bir iskemleyi işaret etti, oturdum. Ibtiyar süpürgeci zarif ve nük- tedan bir adamdı. O beyaz uzun sakalı, derin manalı gözlerile bir süpürgeci ustasından ziyade lâle devri şairlerini andırıyordu. Ehli- dilâne bir eda ile sözüne devam etti: — 24 senedir bu işteyim.. Gü- lümsedi. Bu 24 sene içinde titiz bir belediye reisi gibi memleketin temizliği için çalıştım, çabaladım. Fakat buna mukabil bugün elimde avucumda bir şey yok.. Bey oğlum, bey oğlum... 20 sene evvel bu sokaktan geç- tin mi?.. Zannetmem daha genç- sin.. Bu sokak o zaman baştan aşağıya kadar süpürgeci idi.. Ismi o zamandan kalmadır: Adile, sanile meşhur Süpürgeciler Çar- şısı dedin mi bir tane idi.. Fakat şimdi say bak kaç kişi kaldık.. Eskisine nazaran Istanbulda sü- pürge satışı öyle azaldı, öyle azaldı ki sorma.. Bu da Istanbullu- İarın günden güne temizliği ihmal ettiklerine delildir. Bazı evlere bakıyorum da ortalığı toz götü- rüyor, içim parçalanıyor.. 20 sene evvel ne süpürğe satardık, ne süpürğe.. Sana daha tuhafını söy- leyim de cerideye yaz... Manidar manidar gülümsedi: — Istanbulda süpürge salışı ne zaman düştü biliyor musun.. — Yooo.. — Sinemalar, lar fazlalaştıktan sonra.. Sana yalan bana sahi.. Sinemalar, tiyat- rolar, balolar çoğalınca Istanbul- lular süpürge almamağa başladı- lar.. Evelden bir ayda bir süpür- ge alanlar sekiz ayda, on ayda bir süpürge almağa başladılar. Anlıyorsun ya evlerde: temizlik niçin ihmal edilmiş... sinematuğraf çıkmış diyorlar.. Mu- hakkak ki bu sesli sinematuğra- fin da ucu yine biçare süpürge- cilere dokunacaktır.. Gülüştük.. Biraz da zenaattan bahsettik, Bir günde bir süpür- tiyatrolar, balo- | Şimdi sesli (8 Çarşıdan iki dükkân geci 100 süpürge yapabilirmiş. Ya- pılan süpürgeleri daha ziyade Suriye, Filistin, Arabistan, bilhassa Berut ve İskenderiye çekermiş. Süpürge ihracatı noktai naza- rından İstanbul âdeta mühim bir sanayi şehri imiş. Bazan bu cenup memleketlerinden Istanbul süpür- gecilerine gayet ehemmiyetli sipa- rişler yapılırmış. Şimdi süpürge- cilerin en büyük korkusu bu memleketlerin mukabil kontenjan yaparak bizim süpürgeleri hudut- larından içeri sokmamaları imiş.. Ibtiyar süpürgeci âdeta sanati- nin âşıkı idi. Bana biraz da süpürgecilik sanatinin incelikle- rinden bahsetti: — ince sanattır kör olasıca.. Öyle herkesin eli yatmaz.. Bunun taranması, bağlanması, tellenmesi, sırıklanması, kesilmesi var.. Bunlar öyle kolay kolay olmaz.. Türkiyede, yalnız Türkiyede değil bütün Bal- kanlarda yegâne süpürge otunun yetiştiği yer Edirnedir. Biz sü- pürge otunu Edirneden getirtiriz:. Telefon Emlâk ii Üzüntü ve zahmet çekmeden Çok irat almak isterseniz Emlâkinizin idaresini UMUM EMLÂK ACENTESİNE tevdi ediniz! Bahçekapı, Taş han No. 20-21-22 Bize okkâsını 17 kuruştan verirler. Bir okka süpürge otundan iki, nihayet 3 süpürge çıkar.. Yaptı- ğımız süpürgeleri, artık süpürğe- sine göre 15, 20, 22 kuruşa ka- dar satarız.. Bazan çok iş olur.. Günde 500-600 süpürge elden çıkardı- gımız, sattığımız olur.. Fakat ba- zan, haftalarca, hattâ aylarca ne ihracat olur, ne de sipariş.. İşte o zaman hal berbattır. Hele şu yeni icat toz makinaları yok mu.. Şu toz makinalari.. Süpürgecili- ğimizin canına rahmet ookuyor vesselâm.. Dükkânın bir köşesinde 15-20 tavan süpürgesi duruyordu.. Gö- zümün onlara iliştiğini görünce izahat verdi: — Karnaval vardıya.. için yaptık iyi gitti. Gere gülümsedi: Onun derler... Evlât.. Hikmet Feridun 20307 — Posta kutusu: 658 İstanbul — Ehhh.. Ne yaparsınız.. Zaman | sana uymazsa sen zamana uy | | | Askeri bahisler 19 Mart 1932 Makinelerimiz için yerli mahrukat meselesi Bu maksat için kömürden mi yoksa Alkolden mi istifade edebiliriz ? Memleketimiz ve makine ve motör günden güne çoğalıyor. Bu çoğalış bir bakıma | göre şayanı arzu olmakla beraber bunlarınistihlâk ettikleri mevaddın hariçten gelmesi iktisadiyatımıza iyi bir tesir yapmıyor. Fakat bundan daha mühimmi vardır: Bir harp, halinde orduda ve memleketteki bu makinelerin her gün istedikleri mevaddı müs- tehlike hariçten gelemez ise ne olacaktır? Bizzat ordu safları arasındaki makinelerden o sarfınazar (dahili memleketteki en ufak bir makinenin de milli müdafaanın bir unsurunu İteşkilettiği artık anlaşılmıştır sanırım. Harple beraber memleketin her insanı ve hayvanı gibi makineler de milli zafer ve müdafaa işi ile tavzif olunur. Bunların canlılardan yegâne farkı daha kudretli olma- larındadır. . O halde bunların tağdiye (meselesini de (daha şimdiden halletmeliyiz ki seferde bize icabeden işi görebilsinler. Bu mesele diğer memleketler- de senelerden beri mühim tetkik- lere mevzu teşkil ettiği gibi bizde de arasıra mevzuubahs olmakta- dır ve ne kadar münakaşa edilse yeridir. Bizdeki münakaşalara nazaran makine ve motörlerimizin mahru- katını yerlileştirmek için iki yol teklif edilmektedir. 1 — Mevcut kömürlerimizi ve kömürden istihsal olunan benzol, benzin gibi mahsulâtı kullanmak ve bunun için icabeden tesisatı yapmak. 2 — Alkol isüihsaline, çok müsait olan mahsullerimiz ile alkol istihsal ederek meotörleri- mizde bunu istimal etmek... Bu yollardan her ikisi de baş- ka memleketlerde tecrübe edilmiş ve tetkikat sahasına iyi neticeler vermiştir. Binaanaleyh her ikisi de muvafık birer usul ve yoldur. Yalnız bunlardan biz hangisini tatbik edebiliriz? Burada onu mü- nakaşa etmek istiyoruz. Kendi fikrimizce ilk bakışta bunlardan memleketimiz için en ziyade birinci yolun şayanı tercih ve kabili tatbik olduğunu görürüz. Çünkü memleketimizde en ucuz / ren bir kısım sanayii .manyada ordumuzda | ve mebzul olan malzeme alkolun istihsal edileceği mevaddı iptida- iyeden ziyade kömürdür. -Saniyen kömür istihsal ve istihlâki alkoldan daha fazla inkişafa namzettir. Unu- tulmamak lâzımdır ki sırf harp maksadı için daha hazardan itiba- doğurmak ve yaşatmak hemen hiç bir devle- tin kârı değildir. Biz ancak mü- dafaa maksadı ile iktisadi zaru- retleri | telif o etmek (suretile harp için faydalı ihzaratta bulu- na biliriz. Aksi takdirde memle- ket sermayesinden bir kısmını heder etmekten başka bir netice alınmaz. Bir defa bu nokta göz önünde bulundurularak memleketteki sabit makine: tesisatımızın kaidei umu- miye olarak kömür ile işletilmesi esası prensip olarak kabul, hattâ kanunlar ile takyit olunmalıdır. Tesisat büyük olmadığı için buhar turbini kullanamıyan her yerde buhar makinesi pekâlâ istimal olunur ve demiryoluna malik her yerde bu, diğer maki- nelere nazaran daha iktisadidir de. Bu suretle sabit tesisatın mahru- katı yerlileştirildikten sonra, her gün tezayüt eden hak ihtiyacı- nızda nazarı itibara alınmak üzere gene kömürden benzol veya “ Syntehese ,, tarikile istihsal olu- nan benzin temini düşünülmelidir. Alkol meselesine gelince, hali- hazır istihsal (o vaziyetimizde bulunan (Oomakinelerde istimali mümkün değildir. O halde alkolun ( istihsalini (o çoğaltmak ve ucuzlatmak için esaslı tesisata ve paraca fedakârlığa ihtiyaç vardır. Bu takdirde fedakârlığı akibeti şüpheli bir meseleye yap- maktan . ise istihsal ve istimali her gün bir az .daha artmakta olan bir mahsulümüze tatbiki bize daha muvafık görünmektedir. Al- senede ( 350,000 ton benzol istihlâk edildiği ve bu sayede bu muazzam sanayi mem- leketi itiyacının üçte biri dahilden tedarik : olunduğu (düşünülürse kömürlerimizin oObizim için ne bulunmaz bir servet membaı oldu- gu anlaşılır. M. $. İngilterede altın satışı Ingiltere altın mikyasını bırakdıktan sonra bu memlekette altının kıymeti kâğıt paraya nazaran yüzde elli derecesinde yükselmişti. Bunun üzerine hemen her kes altınını satmağa başlamıştır. Piyasaya o kadar çok altın çıkarılmıştır ki bu teşebbüs yüzde otuza düş- müştür. Resmimizde altın müzeyyenatını satan bir kadın görülüyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: