30 Mart 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

30 Mart 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA zir çırpıda | Edebiyatta anketçilik ŞEH İR HABERE, ERİ Baklavalardan mektup «- «Bugün de diyorlar ki...» münasebetile— Eskiden edebiyat dedinimiydi, hudutları pek dardı: Cenabı hakka dair yazılırsa münacat, Peygambere dair yazılırsa na't, bir hükümdarın yahut vezirin methü senasında bulunursa met- hiye, şair kendi kendine övünürse Fahriye; (sonra, Oohamamiyeler, sakinameler, haydi haydi tasavvufi Şiirler... Bir iki şekil de siz bulun; bütün edebiyat, bunların içinde yuvarlanır dururdu. Edebiyatımıza Avrupa tesir ettikten sonra, şekiller ve mev- zular çok, pek çok genişledi; hergün de genişliyor. Gün geç- miyor ki, yeni bir tarz, edebiyat ölkesinde vatandaşlık hakkı alma- sın.. Meselâ son zamanlarda, an- ketçilik diye yep yeni bir edebiyat şubesi doğdu. Garpta, sade bu sayede şöhret alan, mevcudiyet temin eden üdeba vardır. Biz de ise, buna, on küsür Sene evvel, “Diyorlar ki..,, isimli eserile evvelâ Ruşen Eşref bey başladı. “Diyorlar ki..,, Türk edebiyatı için, ne güzel bir vesika halinde kalacaktır. Üze- rinden zaman geçtikce, eskiyen şarap gibi, kıymeti artacaktır. Onu okuyan müstakbel nesiller, yirminci asır başlangıcındaki türk ediplerinin onasıl ( yaşadıklarını, nasıl oturup kalkıp konuştuklarını, evlerinin barklarının ne şekilde olduğunu, biribirileri hakkında ne düşündüklerini görecektir .* Fakat, “diyorlar ki...,, üzerinden seneler geçtiği için, zihniyetler değişti: eskilerin bir kısmı Rah- meti rahmana kavuştu; yeniler araya karıştı. “Akşam, gazete- sinde kapukarşı komşum Hikmet Feridun, bu ciheti nazarı itibara alarak yepyeni bir edebi anket yaptı. Bunda da yirminci asrın üçuncü uşrundaki edebiyatçıları, yaşayışı, oturuşu, kalkışı, düşü- nüşü, münakaşa edişi, dedi kodu yapışı tarzlarile görmek mümkün... Hikmet'in anketi de, tarihe, pek güzel, pek esaslı bir vesika olarak intikal (o edecektir. Ayni eser, bugünkü vatandaş için de, cidden eğlenceli ve istifadeli bir kitaptır. Hihmet Feridun, objektifi pek hassas bir fotoğraf makinesine benzeyen bir muharrirdir. Onunla birlikte bir yere gidiniz. Orada, sizin belki hiç bir şey nazarı dikkatinizi celbetmemiştir. Fakat Hikmet Feridun, mutlaka alâkayı calip şeyeler bulmuştur. Bunları, karikatör haline getirerek size anlatmağa başladığı vakit, “sahil bak doğrul Ben bunlara dikkat etmedimdi!, dersiniz. Bu dimaği hususiyet, edebiya- tın yeni şubesi olan anketcilikte aranılması iktiza eden belli başlı hususiyettir. Sonra, suallerle ce- vapların ve (bilmukabele yeni suallerin tevalisi için, sürati inti- kal.., Bu mazhariyette, Hikmet Feridu'nun tabii hasletlerinden- dir... Onun için, genç edip, “ Akşam ,, gazetesinde vaktile neşretliği edebi anketlerde son derece muvaffak olmuştur; hattâ Tüccar kime denir?) Otel hırsızları Hususi mektepler etrafındaki münakaşa Ticaret odasının hususi mek- teplerin de £ ticarethane ( olarak kabul ettiğini evelce yazmıştık. Idare heyetinin bu kararı hukuk müşavirliği (tarafından (tasdik edilmiştir. Ticaret odasında bu işlerle ala- kadar zavat, odanın noktai naza- rini şu misallerle izah ediyor: — Ticaret demek, yalınız emtia satmak demek değildir. Modern ticaret telakkısına göre, sıbhat yurdu açmak, mektep açmak ta bir nevi ticaret işleridir. Netekim bu noktai nazarla sinemacılar da tüccar kabul edilerek ticaret oda- sına kaydolmuşlardır. Eğer, Sıhhat yortları, hususi mektepler ticaret odasına girmez- lerse, tüccarı yalnız emtia satan adam diye kabul etmemiz lâzım- gelir, halbuki tüccar telekkisi bu değildir. Bu mes'ele ortaya ilk defa ileri sürülmüyor. Mes'eleye bir iki (o senedenberi (odamız hukuk müşavirliği, iktisat ove- kâletinden O tetkik edilmiştir. Hukukcularımız , bu gibi iş sahiplerinin tüccar olduğu kana- atındadır. Başka memleketlerin ticaret odalarındaki telakkı da böyledir. Bu şekle itiraz eden doktor beyler, ecnebi memleketlerinde hususi hastanelerle tedavi yurtla- rının ve hususi mekteplerin tica- ret odasına kaydolup olmadıkla- rmi öğrenebilirler, oda bütün bunları tetkik etmiştir. Darülbedayi Bu seneki hasılât daha fazla Darülbedayiin bu seneki kış mevsimi hasılâtı neticesi henüz kat'i surette anlaşılamamıştır. Ancak şimdiye kadar yapılan hesaplara göre hasılât geçen seneden daha fazladır. Belediye, tiyatroya fazla rağbet olduğunu nazarı dikkate alarak bu sene Darülbedayi bütçesine pi bir miktar zam yapmağı muvafık edebiyat muhitinin haricinde bile derin bir alâka uyandırmıştır; yazılari, dikkatle takip edilmiştir. Şimdi, Hikmet Feridun un an- ketleri, “ özgün de diyorlarki... , sernamesi altında, REMZİ KÜ- TÜPHANESİ tarafından kitap halinde neşredilmektedir. Bu ki- tabı okuyanlar, memleketin /kırk kadar edibini içli dışlı öğrene- ceklerdir. (Va - Na) Abbas ağa — Bizim Tahranın torpağı çoh münbittir Emce Bey... . Yere bir o dane arpa ekendeeee... teslim etmiştir. Zabıta otelcilere yeni talimat verdi Son günlerde otellerde hırsızlık vakalaları (o çoğalmıştır. £ Zabıta bunu nazarı dikkate alarak bil- umum polis merkezlerine bu hu- susta bir tamim gönderilmiştir. Bu tamime nazaran, bundan sonra otelciler her yolcudan be- hemhal hüviyet varakası soracak- lar ve bu hususta son derece müte- yakkızane hareket edeceklerdir. Bundan maada yolcular da üzerlerinde ne kadar para ve kıymettar eşya varsa otelciye tes- lim edeceklerdir. Otelciler icabında bir yolcudan şüphe ederlerse derhal polise malümat verecekler ve zabıta bu hususta tahkikat yapacaktır. Esasan evvelce de otellere bu maalde bir talimat verilmişti. Son tamimde ilâve edilen mevat ile eski talimatnameye gerek otelci- lerin ve gerekse zabıtanin fazla dikkat etmeleri bildirilmiştir. Polis merkezleri yeni emri mıntakaları dahilindeki bilumum otellere teb- liğ etmişlerdir. Yakalandılar Beyazıt civarındaki hır- sızlıkların failleri tutuldu Bir müddetten beri Beyazıt civarında muhtelif ev ve dükkân- lar soyulmakta ve hırsızlıkların failleri bulunamamakta idi. Beyazıt polis merkezinin son tahkikatı neticesinde bu civarda faaliyette bulunan bir hırsız şe- bekesi Oomeydana çıkarılmıştır. Yapılan ilk tahkikatta bu şebeke efradından Ethem ve Ali isimle- rinde iki kişi yakalanmıştır. Bunların bir kumpanya halinde çalışarak o civarda muhtelif yer- leri soydukları tesbit edilmiştir. Bu iki kafadar hırsızlıktan maada gene o civarda iki karmanyolacı- lık cürmünden de maznundurlar. Polis merkezi her ikisini de adliyeye AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş S AYLIK 750 » *1450 > 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » map” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. — 1 Zilkade 23 — Kasım:144 S, İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 983 118 547 9,0 012? 1,33 Va, 4,6 o 5,48 12,19 15,51 18,31 20,5 —————— ——— Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Amca Beye göre... arpa alupturl... vee Ferdası sene seçciz yüz Çilek ihracatı Ihracat ofisi bu hususta tetkikat yapıyor Ihracat ofisi, taze meyva ihra- catı için, hazırlıklara başlamıştır. Ofis bu sene, çilek ihracatını temin edecektir', Geçen sene Bulgaristan, tay- yare ile Almanya ve Avusturyaya mühim miktarda çilek ihraç et- mişti. Bu yüzden Bulgaristana külliyetli miktarda para girmiştir. Ihracat ofisi, Istanbuldan Alman- yaya çilek ihracı için bir tayyare şirketile © anlaşacaktır. (Bundan çilek sepetlerinin ne şekilde amba- laj edilmesi lâzım geldiği tetkik edilecektir. Diğer taraftan verilen malümata göre iktisat vekâleti muhtelif meyve ambalajları için, Avru- padan mutahassıslar getirecektir. Meyva enstitüsü büyültülüyor Istanbul vilâyetinin Büyükderede tesis ettiği meyva enstitüsü bu sene tevsi ve ıslah edilecektir. Macaristandan getirilecek müte- hassıs enstitüyü fenni bir hale koymağa çalışıyor. Enstitüde mey- vacılığın ıslahı, fidanlık tesisi, köylere aşı vermek, hastalıklarla mücadele etmek gibi usuller öğ- retilmektedir. Nail efendi hakkındaki tahkikat bitti Mersinde yakalanarak buraya getirilen belediye mutemitlerinden Nail efendi hakkındaki tahkikat bitmiştir. Tanzim edilen evrak ağır ceza mahkemesine verilmiş- tir. Yakında mahkemeye başla- nacaktır. Yeni bir masraf mı? Otomobil plâkaları değiştirilecek mi? Otomobillerin ön ve arkalarına konan plâkaların geceleri görül- mesi kabil olamıyordu. Belediye plâkaların geceleri de! görünmesi için birer elektrik ampülü konul- masını muvafık görmüştür. Bu münasibetle belediyeye bazı plâka nümuneleri teklif edilmiştir. Bu nümunelerden biri tercih edile- cektir. Bize kalırsa şu dar zamanda yeni plâka masrafı ortaya çıkar- maktansa bu günkü plâkaların görülecek bir şekilde bulundurul- ması kâfidir. Ticaret odası tütüncüler komisyonu toplanıyor Ticaret odası, Tütüncüler komis- yonu yarın toplanacaktır. Bu içti- mada, Sofya, Atina, Selânik de tetkikat yapan Hakkı Nezihi beyin raporları tetkik edilecektir. A.B. — Bu bir şeymi Abbas ağa, bizim İstanbulun toprağı daha münbittir | A.A. — Nece çimin Emce Bey? Arkadaşlardan birine Suriyeden bir kutu Şam baklavası getir mişler.. Fakat kontenjan listesinde Şam baklavasına dair bir kayıt olmadığı için canım kutu güm- rükten çıkarılamamış. Dün bu baklvalardan bir mektup aldık, deniliyor ki : “ Azizim efendim. İşte altı günden beri gümrük müdürünün odasında bekliyoruz.. Bazan bu odaya girenler bize öyle alıcı gözle ve öyle Iştiha ile bakıyorlar ki tüylerimiz ürperiyor, bizi bu işkenceden biran evvel kurtarıp, midenizde iskân etmenizi rica ederiz... Size bir hikâye anlatayım: Afrikada bir yamyam kabilesi yaşıyormuş.. Bu kabilenin garip bir adeti varmış.. Kabileye men- sup olanlar altmış yaşına gelince kabile erkânı tarafından kesilir ve kemâli lezzet ve afiyetle ye- nilirmiş.. Bu ziyafetten maksat 60 yaşına gelen adamın etinin, kanının, yağının başkasının kur- sağına gitmemesi imiş. Günlerden birgün bu kabile başka bir kabile ile muharebeye tutuşmuş ve bu kabileden 60 yaşına yaklaşan bir zenci düşmanlarının eline esir düşmüş.. Düşmanlar bu adamı kıtır kıtır kesip, kebap ettikten sonra yemeğe karar vermişler.. Fakat bu esnada 60 yaşındaki esir bir gece kolayını bulmuş, bin bir tehlikeyi göze alarak düşman kabilesinden kaçmağa mu- vaffak olmuş... Adamcağız çöllerde gece gündüz yürümüş, aç bülaç yollarda dolaştıktan ve bir çok müşkilât geçirdikten sonra niha- yet yorgunluktan ayakta duramı- yocak bir halde kabilesine gelmiş... Bitap, yarı ölü yere yıkılarak bağırmış: z — Aman evlatlarım ben 60 yaşına geldim.. Az daha yaban- cıların Ookursağına gidecektim. Hemen beni yeyin.,, Hikâye burada bitiyor. Bizde altmış yaşındaki yam yam gibi diyoruzki: Bin bir müşkülâtla, denizler aşarak, Tirans atlantiklere bine- rek yollarda, deniz üstünde ge- celer geçirerek Istanbula geldik, tek siz yeyesiniz diye.. Şimdi buradan tekrar dönüp de yaban- cıların midesine inmek revayı hak mıdır?. Artık, gümrük müdürü beyin insafına kalmış. Ne diyelim bilmem ki..,, imza: Gümrük odalarında boynu bükük, maili tefessüh bir halde kalan va şikem- perver midelerde sıcak bir bucak arayan bikes baklavalar. Hikmet Feridun Selim Sırrı beyin konferansı Yarınki perşembe günü akşami saat sekiz buçukta Selim Sırrı bey radyoda mutat konferansını verecektir. Mevzu: Le Brix'in tayyare ile devri âlem seyahatidir. A. B. — Ne gibi olacak, bir yere yüz liralık bir çatı kuran, “e sene yüz bin liralık kira alır!,.

Bu sayıdan diğer sayfalar: