24 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

24 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 —— Kayseri mektupları Garip bir iddia: Ev olur da akmaz mı hiç?... 40 bin nüfusu olan Kayseride bir sinema bile yoktur! Kayserinin umumi manzarası : (Solda görülen mimar Sinanın yaptırdığı Kurşunlu camidir ) Kayseri 18 (Hususi) — Kayseri umran cihetinden Anadolunun geri kalmış şehirlerinde biridir. “En geri kalmışıdır.,, desem mü- balağa etmemiş olurum. losan yirminci sasırda yaşadı- ğını ancak arasıra işdilen tren düdüklerile gece her tarafı tenvir eden elektrikten anlıyor. Istasyon caddesinden şehre gi- ripte hükümet civarındaki ağaçlık bahçeyi geçtiniz mi sukutu hayale oğrarsınız. Ancak 4 metre ğeniş- liğinde olan ve sadece Kazancılar tesmiye olunan - çünkü cadde mi, sokak mı, çıkmaz mı olduğunda tereddüt; vardır - sokakçıktan bir an evvel çıkmak ve bir az rahat nefes almak için istical edersiniz. Bu sokakcığın müntehasını döner dönmez oldukça geniş bir cadde- ye çıkılır ki bu da sizi lise mey- danına sevkeder. 40 bin nufuslu olan Kayseri şehrinin en işlek ve merkezi © sokakları (o bunlardan ibarettir. Kayseri binaları büyük, yontul- muş taşlardan inşa edilmiştir. Hiç bir ahşap bina yoktur. Fakat binaların tarzı inşası garip olduğu gibi memleketin iklimile de mü- tenasip değildir. Sokak kapısın- dan içeri girildi mi taş döşenmiş büyük bir avlu, bunun etrafında odalar, sokağa nazır kısmında ekseriya 10-15 ayak merdivenle çıkıldıktan sonra bir veya iki oda; bu suretle bir odadan diğerine geçmek için avluya çıkmak lâzım gelir. Kışı pek sert olan bu memlekette bu şeraiti haiz evler- de oturmanın ve kışı geçirmenin ne olduğunu kolayca tahayyül edebilirsiniz, Resmi dairelerle adedi ona ba- liğ olmayan hususi binalardan maada'tekmil evlerin üzerleri top- rakla mesturdur. Kışın kar yağınca küretmek, yağmur yagınca mer- dane yuvarlamak lâzımdır. Bun- lardan biriwi ihmal ettiniz mi kar ve yağmur evinizin içindedir. Geçenlerde | yağan © şiddetli yağmurlarda akmadık ev kalmadı. Tavandan akan yağmur suları bir dere halinde evlerin bir tarafın- dan girdi diğer tarafından çıktı. Kayserliler bunu tabii buluyorlar, “ Ev olurda akmazmı hiç, diyorlar. Kayserinin suyu bol ve lezizdir. Şehirde mevcut çeşmelerin suları yaz kiş gece ve gündüz akar. Fakat şehir (o haricindeki su yolları bozuk ve üzerleri açık olduğun- dan içerisine bin türlü pislik karışır ve bizde bu suyu kemali afiyetle içeriz... Burada hayat pek basit bir şekilde geçer. Gidilecek hiç bir yer yoktur. Yalnız Çıngıllı zade- lerin bir kahvehanesile Selânikli Hasan efendinin bir lokantası vardır. Kayseride (o bir sinema bile yoktur. Ankaraya 380 kilometre mesafede bulunan ve ahalisinin kurnazlığı darbı mesel hükmüne giren bir şehrin bu kadar geri kalması insana hayret verir. Inşaat namına da heman heman bir şey yoktur denilebilir. Geçen sene iki eczane inşa edildi. Bunu eczacıların fazla kazandıklarına hamletmek lâzım gelir. Bittabi bu binalar da aynı tarzda yani üzeri topraktır. Bel:- diye bu tarzda inşaata mümanaat etmezse bu şehrin yangın hara- besine müşabehetten kurtulacağı yoktur. “Xx X» (Muallim sesi gazetesi mü- dürlüğünden: Istanbul muallimler birliği tarafından neşredilmekte iken altı aydanberi çıkarılmakta bulunan (muallimler mecmuası) için bize yapılan bazı müracaatlar karşısında kalmaktayız. Ne mez- kür mecmua ile, ne de 20 şubat 932 tarihli nüshamızda tasrih olunduğu gibi - onu çıkarmış olan birlikle kiç bir alâkamız olmadığını ve gazetemizin tema- men müstakil bulunduğunu tavzih ederiz.) EMLÂK SAHİPLERİ! Emlâkiniz için süratle kiracı bulmak Emlâkinizin kiralarını muntaza- men tahsil edebilmek inizin varıdatını temin Emlâkinizin Si imek hususatında mutehassısla- Emlâk rm tecrübesinden istifade edebilmek için EMLAK İDARESİ umurunda kesbi ihtisas etmiş olan UMUM EMLÂK ACENTESİ müessesesine MURACAAT EDİNİZ! Adresi: Bahçekapı, Taş han No. 20-21-22 Telefon: 20307 Akşam Boluda yağmurlar . Buna rağmen ekmek fiyatları henüz indirilmemiştir Bolu 19 (Hususi) — Havalimiz- de, bir kaç günlük fasılalarla, feyizli yağmurlar devam etmekte- dir. Bu şekilde, mahsulâtın bol güneş ve yağmur görmesini köylü pek bereketli (o buluyor (o ve “gün dönümü,, ismini (verdiği birkaç haftalık zamanın yağmurlu geçeceğini ümit ediyor. Şehrimizde, mühim miktarda stok malları bulunan bazı zahire tacirleri geçenki kuraklıktan ümit- lenerek, fiatleri yüksetmek için piyasadan külliyetli miktarda buğ- day toplattırmış ve un fiatlerine hemen zam yapmışlardı. Fakat devam eden feyizli yağ- murlar bunlara fırsat vermemiştir. Bununla beraber o vakit zaten pahalıya satılan ekmek, bir kuruş zamla 1i kuruşa çıkarttırılmıştır. Bu fiat hâlâ devam etmektedir. Son senelerde, buğday piyasa- sının seri tahavvüllerine rağmen, belediye bir kaç ayda bir narkı değiştirmektedir. Bir kaç günden beri belediye- mizin büyük caddeleri suladığı görülmektedir. Şehre bu hizme- tinden dolayı belediyemize teşek- kür ederiz; yalnız caddeler sulan- madan evvel bir kerre süpürülse, nasıl kuruduğunu ve ne olduğunu evvelce tarif ettiğim gübre ve sairenin bir de ıslak şekli görül memiş olur. Bununla beraber belediyenin en mühim vazifesi ekmeği 3 kuruş kadar indirerek fiati makul bir şekle sokmaktır. Senelerden beri ikmal edilen bu meselelerin halledilme zamanı gelmiş ve geçmiştir bile.. Halk, dahiliye vakilimiz Şükrü Kaya beyin .hayatı ucuzlatmak ve ihtikârla mütadele etmek üzere ittihaz ettiği çok musip kararların vali ve belediye reisi tarafından (o ciddiyetle takibini beklemektedir. Incir müstahsilleri 4 temmuzda toplanıyorlar Izmir 23 — 4 temmuzda incir müstahsilleri kooperatifinin sene- lik heyti umumiye içtimaı Aydında aktedilecektir. Bu içtimada iktisat vekâletini temsilen İzmir şirketler komiseri İzzet bey bulunacaktır. Izmirde bir sandal kazası Izmir, 21 (Hususi) — izmirden Turandaki evine sandalla giden bir ecnebinin sandalı devrildi. Bu ecnebi üç saat denizde kaldı. Bu sırada geçmekte olan bir vapur tarafından kurtarıldı. Mersinde inşaat Mersin 23 — Istanbuldaki bol apartıman vesaire inşaatına mu- kabil bu sene Mersinde inşaat pek azalmıştır. Burada bu sene içinde yeni 27 ev lmıştı a 4 24 Haziran 1932 Tefrika No 65 BEŞ YÜZ Nİ 24 Hazira 1932 LYON İNSANA HÜKMEDEN KADIN Tarihi aşk, ve Nakıli ; Diğer cihetten başka bir şeyden daha korkuyordu: Bu hareket, farzımuhal, muvaffak Oo olursa, memleket dahilindeki kendi ikti- darı da sarsılmıyacak mıydı? Hakiki eşkıya haline inkılâp eden bu Boxers'lerden sülâle nasıl ya- kayı sıyıracaktı? Ye- Ho, veliahtını prens To- uan'ın oğlu olarak seçmekle, bu Boxers'lere müzaheret etmiş oluyordu. Bundan dolayı, şakilerin çesareti ve küstahlığı arttıkça arttı. Ecnebi düşmanlığı son had- dini buldu. Ecnebiler, kendileri için büyük bir tehlikenin mey- dana geldiğini anlamakta güçlük çekmediler. Muhtelif devletlerin sefirleri, hükümetlerini tehlikeden haberdar ettiler. Kendilerine süratle yar- dımcı kuvvetler gönderilmesini istediler. Ye-Ho, onları teskin etmek is- tiyordu. Bir cemile olsun diye, sefaretlerdeki kadınları ve diğer bir takım ecnebi omuhafilinin kadınlarını, büyük bir ziyafete davet etti. Bu davet esnasında onlara karşı son'derece cemilekâr davrandı. (Ecnebi (kadınlarına servetlerini, hazinelerini gösterdi. Onları celp ve cezbetmek için kendilerine hediyeler verdi. Lâkin “ Ibtiyar Buda ,, nın bu sahte tebessümü, ecnebilerin endi- şesini dagıtmağa kâfi gelmedi. Bu endişe, pek haklıydı. Ve can korkusundan ileri geliyordu. Netekim, çok geçmeden mesele patlak verdi. Hadiseler, biribirini takip etti. Ilk önce şu haber, ortalıkta çalkandı : Chan - Siu eyaletinde altmış tane katolik ve protestan misyo- neri kılıçtan geçirilmişti | Sonra, buna benzer diğer ha- berler yekdiğerini velyetti... Fransız - Belçika tetkik heyetine taarruz edildi; Han-Keou ile Pekin arasındaki demir yollarına taarruz olundu. Fakat taarruza uğrayan son iki yerde, Avrupalılar, kendi- lerini kahramanane müdafaa ede- rek üç günlük bir yere çekildiler. Fakat artık işler çatallaşmıştı. Nihai mücadele mecburi bir hal almıştı. Ye-Ho, mareşal Yongloun tavsiyesine rağmen, prenses Tou- an'ın faaliyetine karşi (cephe alamıyordu. Bu sırada, ecnebi sefirleri, son derecede heyecana, korkuya düş- müşlerdi bu hislerinde haklıydılar. Sefaretleri müdafaa ettirmek için beşyüz müsellâh adam getirmiş- lerdi. “Yeni ve garip bir tayyare macera romanı (va -No) Bunun tam da sırasıydı. Zira, ertesi gün Boxers'ler sefaretlerin bulunduğu mahalleyi muhasara ettiler. Başlarında hem prens Touau, hem de prens Tchauang ve dük Lon gibi şahsiyetler bulu- nuyordu. Bunlar da, cümleten ecnebi düşmanlariydi. Meşhur asi reislerinden Toung- Fou - Sian uzak Kan- Son eya- letinden, müslüman O askerlerile ilerliyordu. (Bunlar da, ortalığa dehşet veriyorlardı. (Sene 1900) Mareşal Yong-Lon, çıldıracaktı. Bütün bu hareketleri, her türlü hukuku beşer kavaidine zıt bul- maktaydı. Çinin itibar ve haysi- .yetinin bütün dünya muvacehe- sinde ( sarsılacağını (düşünüyor, bundan dolayı esefleniyor fakat, bir şey yapmak elinden gelmi- yordu. Ecnebilere karşı harekete geçen prensler, onun da yardımını istediler. Fakat o, Mançu asker- lerini ve elinin altında bulunan kuvvetli topları Boxers'lerin hiz- metine vermedi. Yoksa, ecnebi- lerin kendilerini müdafaa için meydana getirdikleri tertibat, kısa bir zaman içinde hakkile yeksan olacağında şüphe yoktu. Böylelikle, Ye-Ho'nun etrafında, yekdiğerine tamamile zıt bir hattı hareket takip eden iki fırka hasıl olmuştu . Bir tarafta, prens Tonan ile perens Tehouang, dük San ve tevabii,ki aralarında, Âli meclis âzasından bir çok kimseler mev- cuttu, bunlar, ecnebileri son ne- ferine kadar doğramak yok etmek niyetindeydiler. Hattâ bu katliam esnasında çocuk, kadın, ihtiyar, va- zife farkına bakmıyacaklardı. Beyaz ırka mensup olmak, yahut Japon olmak, idam edilmek için kâfi bir sebep teşkil edecekti. Diğer tarafta ise, Mareşal Yong - Lon Çinli Sin- Kig - Tehang ve saire duruyorlardı. Bunlar da, ötekiler gibi, ecnebilerden nefret etmekle beraber, Bütün dünyaya karşı isyan bay- rağı açmanın mümkün olmayaca- ğını söylüyorlardı. Ecnebi mümes- silleri katlıâma oğratmanın delilik ve tamir kabul etmez bir hata olduğunu söylüyorlardı. Âli meclisin ihtiyar azası olan prens Li'ye gelince, kendi hususi servetini (o emniyete (o koymağa uğraşıyordu. Imparatoriçe, bu karma karışık vaziyet o karşısında pek şaşkın mevkideydi. Iki fırka, mütemadi- yen kendisine müracaat ediyor, kendi noktai nazarının doğru olduğunu isbata uğraşıyor; bu noktai nazarın tatbiki ibin impa- ratoriçeyi ilzam, hattâ tehdit diyordu. (Arkası var) il Ingilterede bu sene askeri tayyarelerin gösteriş manevralarında yeni bir sistem tayyare uçacaktır. Tayyarenin pilotu Şnayder mükâfatını kazanan Stannfortthdur. Tayyare müşteri yıldızında bulunduğu zannedilen garip hayvanlar şeklindedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: