21 Temmuz 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

21 Temmuz 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Temmuz 1293 Akşam Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA Doktorlar ve Anadolu Henüz meşhur olamıyan dok- torlar, meşhur olup da çok müşteri toplıyan doktorlara, ge- çenlerde, şöyle “bir teklifte bulun- muşlardı: — “Ücretlerinizi arttırın. Size ancak zengin müşteriler gelerek kendilerini pahalı tedavi ettirsin- ler. Böylelikle az çalışır, gene eski paranızı kazanırsınız. Buna mukabil, bize de üç beş lira verebilecek orta halli ve fakir hastalar kalır; bizim de geçimi- miz temin olunur.,, Gazeteci (o arkadaşlarımızdan Abidin Daver bey, bu fikri haklı buldu; Yusuf Ziya bey: “— Doktorlar, Istanbul ahali- sini aralarında taksim edecek- lerine Anadoluyu taksim etsinler. Memleketin doktora ihtiyacı var. Oraya yayılsınlar. Istanbulda ka- zanamıyanlar orada kazansın... , dedi. Ben de bu ikinci fikre müte- mayil görünen bir yazı yazmıştım. Mektep ( arkadaşlarımdan olan, sonra, matbuat âleminde de bize arkadaşlık eden bir doktor bize bir cevap yollamış. Diyor ki: « Doktorların vizitası > serlevhasile yazdığın yazıyı okudum. o Ötedenberi Istanbulda oturan bir çok münevverle- rimizin zannettikleri ve bu defa Yusuf Ziya beyin ileri sürdüğü «Istanbulda kazanamıyan doktorlar Anadoluya git- ginler» fikrinin bu hususta tecrübe görmüş bir hekim sıfatiyle temamen yanlış olduğunu iddia ediyorum. Istan- bulda aç kalan doktor varsa Anadoluda ancak karnını doyurabilir. Refah ile yaşayabilecek kazanç temini bile hemen hemen kabil değildir. Istanbul gibi nüfusu çok bir şehirde nasıl kazanç 20-30 azami 50 doktora isabet ediyorsa nüfusu 10 veya 20 kerre az bir vilâyette kazanç 2-3 doktora isabet eder. Yalnız Izmir, Adana gibi bir kaç vilâyetimizde bu adet nihayet 65-6yı bulur. Meselâ 30-40 doktoru olan bir vilâyet merkezinde muhtelif Şubelerdeki mütehassısların heyeti mec- muasından ancak bu yukarıdaki adet nisbetinde hekim kazanç temin edebillir. Diğerleri ancak karınlarını doyurabilirler. Mütehassıs etibba bile hükümet (") veya - varsa - hususi müesseselerden mukannen para almasalar geçinemezler. Bulıran ve Etibba adedinin fazlalığı evvelki hesapları, tahminleri bozmuştur. Küçük şehirlere, kazalara gelince; tek doktoru olan bir kazada bile, doktor ne kadar kabiliyetli olursa olsun, kazancı ayda yüz lirayı geçmez. Adetleri yüze yakın hiç doktoru olmı- yan ve ancak mecburi hizmetini ifa için doktor gönderilebilen Gevaş, Şitak, Kâhta, Tutak vesair kazalarda ise kazanç ara mak abestir, Hükümetin meccanen baktığı hasta- nelerde yatak adedi de hiç bir zaman ihtiyaca kâfi gelememektedir.. Bu has- tane polikliniklerine müracaatla ekseri halk doktor ihtiyacını temin etmiş olur. Hattâ ileri gelen vaziyeti maliyesi mü- sait olanların bir çoğu fikara için olan bu meccani muayene ve tedavi müesseselerine koşup hususi muayene ücreti vermekten kaçarlar. (Devamı dördüncü sahifede ) (Vâ-Nü) () Ağır tıp tahsilinden son mecburi hizmet ve iki, üç sene asistanlık edip imtihanda muvaffak olan ve mütehassıs ismi alan hekimlerin maaşı (126)liradır. Yunan emlâki Gayrimübadil bonoları 42 liraya çıktı Yunan emlâkinin derhal ziraat bankasına devri için banka ile maliye vekâleti arasında yeni bir anlaşma hasıl olmuş ve İzmir milli emlâk müdürlüğüne bu hususta emir verilmiştir. Yunan emlâki derhal ziraat bankasına verilecek, listesi de maliye vekâletine gön- derilecektir. Müzayedelerin (sür'atle intacı ayrıca talep olunmaktadır. Izmirde olduğu gibi diğer bü- tün vilâyetlerde Yunan emvalinin müzayedelerine hararetle devam olunmaktadır. Bundan dolayı gayri mübadil bonoları şayanı hayret bir süratle derhal tereffü etmiştir. Dört beş gün evveline kadar Izmirde yüz lirası 20-22 lira arasında satılan gayri mübadil bonoları 42 liraya fırlatmıştır. Hattâ Istanbuldan yüzü kırk liraya bono temini şehrimizden talep olunmuştur. Çöp kamyonu çukura düştü Evelki sabah saat yedide Tepe- başında Galata cihetinden Şişliye giden tramvay hattı üzerinde bir çöp kamyonunun tekerleği kırıl- mış ve kamyon burada tamir için açılan çukura düşmüştür. Bu yüzden bu bat üzerindeki tramvay arabaları tevakkufa mec- bur olduğundan Şişli deposundan aşağı doğru hareket edecek ara- balar azalmış ve halk Harbiye ve diğer istasyonlarda yarım saatten fazla araba beklemeğe mecbur olmuşlardır. Saat sekize doğru seferler tekrar intizama girebilmişlerdir. Yağ fiatleri Dün fiatler bir miktar daha düştü Yağ fiatlerinin ucuzladığını yaz- mıştık, Kars yağları toptan 70 kuruşa satılmaktadır. Dün yalnız bir ticarethaneye 900 teneke Kars yağı gelmiştir. Bundan başka Ardahan yaylâlarının yağları gel- meğe başlamıştır. Bu yağlar nevi itibarile Kars yağlarından farksızdır. Evvelce de yazdığımız gibi, bu sene Karsta yağ ve peynir istihsalâtı, geçen seneye nazaran fazla olmuştur. Piyasaya fazla miktarda, Kars yağı gelmesi, Trabzon, Urfa, Mardin yağlarının da düşmesine sebep olmuştur. Toptan Trabzon yağları 85 kuruşla 90 kuruş ara- sında satılmaktadır. Yağ fiatlerinin ucuzluğu veje- talin fiatlerine tesir yapmıştır. Vejetalin fabrikalarının bir fiat birliği yapmasına rağmen, veje- talin fiatleri 60 kuruşa kadar düşmüştür. ŞEHİR HABERLERİ Sebze bolluğu Fiatler hergün bir parça düşüyor Bu sene sebze fiatleri pek ucuz- dur. Patlıcan birdenbire iki kuruşa kadar düşmşütür. Mamafih mahalle aralarında 40 paraya kadar patlı- can satanlar vardır. Fasulyanın okkası 5, bamyanın keza 5 kuruştur. Yalnız domates pahalıdır. Okkası 10-12,5 kuruştur. Mamafih yakında domates fiatle- rinin de düşeceği muhakkaktır. Bu sene sebze ve meyvenin u- cuzluğuna mukabil balık pahalı: dır. İstavrit beş kuruşa kadar satilmakla beraber diger balıklar az ve fiatları yüksektir. Balığın bollanması için bir müddet bek- lemek lâzımdır. Orta mektep muallimliğine talip olanlar Maarif vekâleti orta detrisat müdürü Fuat bey, darülfününda orta tedrisat muallimliğine talip olan ilk mektep muallimlerinin imtihanlarına nezaret etmektedir. Fuat bey, burada bir hafta kaldıktan sonra ankaraya döne- cektir. Ishal, nezle Mevsim hastalıkları çoğaldı, ihtiyatlı bulunmak lâzım Son günler zarfında şehrimizde hüküm süren şiddetli sıcaklar bir çok kimseleri ihtiyatsızlığa o sev- ketmiştir. Terli terli cereyanda duranlar derhal nezleye tutuluyor. Yaz nezlesi pek müzmindir. Bu sebeple ter soğutmağa çok 'dikkat etmek lâzımdır. Nezleden başka anjin ve bron- şit vakaları da görülmektedir. Bu sebeple doktorlar çok ihtiyatlı bulunmayı tavsiye ediyorlar. Sıcaklardan ishal vakaları da iyice fazlalaşmıştır. Bu, en ziyade mevsimsiz yenilen meyvalardan, ve buzlu meşrubattan ileri geliyor. Bunun için yiyeceklere de çok dikkat etmek lâzımdır. AKŞAM ABONE ücretleri Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » o 800 » 1AYLIK 150 » ep” Abone ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebiülevvel 17 — Ruzuhızır: 77 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 7, 99 443 842 12 1,54 Va, 2,36 4,49 12,20 16,18 19,36 21,32 m Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk oskağı 13 No. j Amca Beye göre... Borsada faaliyet Esham ve tahvilât satışı hararet kesbetti Bir kaç gündenberi kambiyo borsasında esham ve tahvilât- satışları üzerinde hararetli mua- meleler oluyor. Avrupa borsala- rından gelen telgraflarda, bazı tahvilât fiatlerinin arttığı bildiril- mektedir. Borsa acentelerinin verdiği ma- lümata bakılırsa, Lozan konfe- ransı, dünya iktisadi buhranındaki şaraiti hafifletecek mahiyetteymiş. Avrupa ve Amerikada bir çok müesseselerin tahvilâtı, bu ümit- bahş haberler yüzünden artmıştır. Bu haberler şimdilik bir kaç tahvilât üzerine tesir icra etmiş- tir. Ünifiye (oOParis borsasında 21,97 den 24,15 e çıkmıştır. Os- manlı bankası da 403 den 460 a çıkmıştır. üsküdarın güzelliği Üsküdar Cumhuriyet Halk fır- kası idare heyeti çok faideli bir teşebbüste bulunmuştur. Heyet Üsküdarın muhtelif manzaralarını, mesirelerini filme (o çektirmiştir. Filim gayet zengin olarak Be- yoğlunda oGlorya sinemasında halka gösterilmeğe başlanmıştır. Filim OÜsküdar için güzel bir propağanda vasıtası olmuştur. Bu teşebbüsün O taklidini (o temenni ederiz. Ticaret mektebi ders programı Ticaret mektebi tedrisat proğ- ramlarında bazı değişiklik yapı lacaktır. Ticaret mektebi muallim- lerinden bir komisyon yeni tedrisat proğramlarını hazırlamaktadır. Çivi birliği! Çiviciler aralarında anlaşmışlar? Piyasada çivi fiatleri yüksel- mektedir. Yaptığımız tahkikata göre çivi fiatleri de okkada üç kuruş fırlamıştır. Diğer taraftan verilen bir ha- ber, çivi tacirlerinin, çivi fiatlerini idare etmek üzere aralarında birlik yaptıkları söylenmektedir. Ticaret (o müdiriyeti, çiviciler birliği hakkında tetkikata başla- mıştır. Birliğin çivi fiatlerini arttır- dığı tahakkuk ederse, haklarında kanuni muamele yapılacaktır. Ecnebi işçiler Senayi müdiriyeti, fabrikalarda çalışan ecnebi mütehassıs işçilerin mahiyeti hakkında tetkikat yap- maktadır. Bazı fabrikalar müte- hassıs namı altında, türk işçileri- nin yapabileceği işleri ecnebilere vermektedirler. Sanayi müdiriyeti, bu gibi işçilerden mütehassıs ol- duklarına dair vesika arıyacaktır. .« Sizi çok tetkik ettim, fakat anlıyamadım. Ne ile içilmez bilmem ki.. Aşağı yukarı herkes bir şey yaptı mi ona esbabı mucibe bulmak ister. Fakat ben akşamcılık eden- ler kadar esbabı mucibeci gör- medim. Faraza | hidrellezdesiniz kuzu mevsimi.. Derhal akşamcılı- ğın esbabı mucibesini bulurlar : — Azizim kızartılmış kuzu ci- gerile de içilmez mi?. Can mı dayanır buna? Biraz sonra çiroz zamanı gelir çatar... Bu sefer başka bir sebep: — Çiroz salatasile de içilmez mi?.. Bundan sonra salatalık çıkar: — Ooo.. Buzlu cacıkla içme- mek günahtır.. Kiraz arzı didar eder: —Azizim.. Kiraz rakısız gitmez. Domatesin yüzü görünür görüm mez: — Domates salatası... Of ne meze ne meze.. Arkasından pat- lıcan: — Tasavvur et patlıcanı külde pişirmişsin.. Güzel bir kadın gibi tabağin e uzanmış... Gel sen ol da içme... Biraz sonra karpuz başlar: — Ehhh artık yahu... Karpuz zamanında da içilmez mi?. Şöyle karpuzu kuyuda çatlatmışsın... Sofrayı da rüzgâra karşı kurmuş- sun. Tabii bu esnada: — Kavunun da zevki başkadır ha... Kavunla, beyaz peynirin ya- nında anzorot ne kaçar, ne kaçar... Bir müddet sonra üzüm satıl mağa başlar... — Aaa.. Insaf artık... Üzümle de mi içmiyelim?.. Şöyle salkım- ların arasına buz parçasını otur- tursun.. Üzümlerin üstü buğu buğu olur.. Salkımları duman bürümüş zannedersin... Üzüm değil artık o üzüm dondurmasidır.. Içme de yanında yat... Bundan sonra balıklar faslı başlar.. — Lüferle iyi gider amma.. — Eh kolyoz zamanı rakı za- manı demektir.. — Barbunyanın mezesine de bir şey diyemezsin ya.. Bundan sonra soğuklar başlar: — Isınmak için şöyle bir kaç tek atmalı.. Derler.. Ilk baharda baharın zevkini çıkarmak için - bu ölümlü dünyada - içerler.. Yazın, akıntı burnunda - bu fani dünyada - biraz rüzgâra karşı serinlemek için içerler. Son baharda : — Kış geldi firak açmadadır sineme yare..,,, diye içerler.. Anlamadım gitti.. Şu imam suyu denilen şey ne ile içilmez ?. Ne zaman içilmez ?. Hikmet Feridun Dokumacı ve yazmacılar kooperatifi Şehrimizde bulunan dokumacı" lar ve yazmacılar kooperatifi ara- larında birer kooperatif yapmak için ticaret müdiriyetine müracaat etmişlerdir. A. B. — Anlamıyacak ne var iki gözüm, ay başlarında kazak, ay sonlarında kılıbıkım! € ti

Bu sayıdan diğer sayfalar: