29 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

29 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 193 Meyva ihracı Bir tavsiye Marsilyaya gönde- Taze sebzeleri çürümeden nasıl muhafaza etmeli? rilen kavunlar İngiltereye, Rusyaya meyva gönderilecek Taze meyva ihracatı hakkında, henüz bir ambalaj usulü buluna- mamıştır. Bundan bir iki hafta evvel, Marsilyaya gönderilen ka- vunlar, Marsilyaya gidinceye kadar yolda çürümüştür. Diğer taraftan, Sovyetle, Ingil- tereye Almanyaya mütemadiyen ve külliyetli (omıktarda kavun sevkediyorlar. Ihracat ofisi, Soviyetlerin ka- vun ihracatını ve kavun amba- laj usulleri hakkında tetkikata başlamıştır, bundan bir kaç gün evvel, Parise günderilen kanvunlar hıç bozulmadan Parise varmıştır. Buğday bübayaasına devam ediliyor Ziraat bankası muhtelif mınta- kalarda buğday mübayaasına de- vam etmektedir. Alınan haberlere göre bankanın Sivas, Çorum taraf- larında 5 buçuk kuruştan buğday almasına lüzum kalmamıştır. Çün- kü bu taraflarda, buğday tacirleri 6 kuruştan buğday satın almak- tadırlar. Teftiş Gümrükler müdürü Istanbula geldi Gümrük ve inhisarlar vekâleti gümrükler müdürü Cemil Etem bey, dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Mumaileyh burada bir ay kadar kalacak, bu müddet zarfında İstanbul gümrüklerine ait teşkilâtla alakadar olacaktır ve gümrükleri teftiş edecektir. Tablo ve antikalar Gümrük ve inhisarlar vekâleti, tablo ve antika gibi hariçten eşya getirilmesini menetmiştir. Bir maç Demir spor 3 Çelik spor 1 Eskişehir 28 |Hususi|) — şebri- mize gelen Konya çelik spor futbol takımı cuma günü şehri- miz demir spor takımile bir maç yaptı. Meslektaş iki klubün yapa- cağı maçın heyecanlı ve güzel olacağını düşünen halk erkenden sahayı doldurmuştu. Saat beşte Sedat beş'n ha- kemliğiyle ve Demir sporun akını ile oyuna başlandı. Oyun ilk daki- kada çok seri bir şekilde devam etti. Bir kaç dakika devam eden bu seri akınlardan sonra her iki taraf ta kendi takımı lehine sayı kaydetmek için çok çalıştı. Ve ilk devrede demir spor 3 gol attı. Ikinci devrede, rüzgâr altına düşen Çelik spor daha güzel bir oyun gösterdi. Müdafaalari Demir sporun akınlarını durdutuyor ve çok çalışıyordu. OBu devrede Çelik spor bir gol yaparak 1 - 3 Demir spor galip geldi. Çelik sporun umumiyet itibarile oyuncuları sahaya yabancı olmakla beraber iyi bir oyun gösterdiler. Demir spor takımını takviye için diğer klüplerden aldığı Salâhaddin ve Zeynel başlı başına takımda iyi bir varlık gösterdiler. Dün akşam Çelik spor ıstas- yonda sporcular tarafından parlak surette teşyi edildiler, Sebzenin ve meyvanın en bol mevsimindeyiz. (o Taze domates, patlıcan gibi sebzeleri nasıl mu- hafaza etmeliyiz? Kimyager Nu- reddin Münşi bey, bu mesele etrafında, aile sahiplerini alâkadar ederek, şu malümatı vermektedir: — Evlerde kışın taze domates yemek kabil değildir, ekseriyet itibarile, kışın domatesten salça suretile istifade edilir. Bazan, do- matesleri fazla tuz içinde muhafaza etmek kabil olur. Fakat her ikisi de taze domatesin evsafına halel getirici muhafaza usulleridir. Me- selâ, tuz içinde saklanan domates pek tabii olarak tuzlu olur, tuz- ların tesirile, domateslerin kabuk- ları çatlar. İçeriye tuzlu su girer. Halbuki domatesi, hiç bozul- madan taze bir halde saklamak için pek basit usuller vardır. Her kesin evinde, bir bodrum katı, bir mahzen ve hasılı soğuk bir yer bulunur. Taze domates, biber, patlıcanı kışın yemek arzu edenler, bunları, bir kül tabakası içinde saklıyabilirler. Hava, bu kül tabakasından içe- riye girebilir. Domatesler de, bu arada uzun müddet, bozulmadan çürümeyebilir. Külden başka bir usul daha var- dır. Evlerde odun kesildiği zaman, bunun talaşlarını, sokağa atmamalı, bu tozlarla, külle olduğu gibi, uzun müddet domates veya pat- lıcan muhafaza etmek kabil olur. Fakat sebzeleri kül tabakası içinde saklamak, daha doğrudur. Bu şekilde, muhafaza edilen domateslerle, kış ortasında doma- tes salatası yemek mümkün olabilir. Brezilyada Asiler kati bir mağlubiyete uğradılar Rio de Janeiro 27 — Brezilya- daki ibtilâl nihayet hitam bulmuş- tur. 36 saat devam eden şiddetli bir muharebeden sonra hükümet kıtaatı asileri tam bir mağlübiyete uğratmış, işgal ettikleri mevziler- den çıkarıp atmıştır. Bunlar biraz geride Copoa Paita mevkiinde tekrar mukavemet gös- termeğe (o kalkışmışlar (o ise de burada da mağlüp olmuşlardır. Yakında tam bir sükün teessüsü bekleniyor. 6000 kilo tütün Bir alman kumpanyası, Muğla taraflarında tütün satın almakta- dır. Kumpanya şimdiye kadar 6 bin küsur balya tütün almıştır. ihracat Al GÜNÜN HABERLERİ) lik defa Almanyaya patlı-- can gönderiyoruz! Avrupada patlıcana rağbet artıyor Piyasada bir tacir, Almanyaya yapacaktır. £ Aldığımız malümata göre, son zamanlarda, Almanyada (opatlıcan istihlâki artmaktadır. Bunu bilen bulgar tacirleri, bu sene Almanyaya ehemmiyetli (omiktarda patlıcan sevketmişlerdir. Verilen malümata göre, bu hafta içinde ilk defa olarak Almanyaya iki vagon miktarında patlıcan ihraç edilecektir. Patli- canlar, buradan Herman vapurile Tiryeste, oradan şimendiferle Berline naklolunacaktır. Vapurda patlicanları, soğuk bir yerde muhafaza edecek tertibat vardır. Tiryeste de, patlıcanlar buzlu sandıklara konulacak, bu suretle Berline naklolunacaktır. Fransada sıcaklar Paris 27 — Fransada sıcaklar devam ediyor. Yalnız Bordaux havalisinde şiddetli (Oyağmurlar yağmış, burada hava serinlemiştir. Yağmurdan bir çok nehirler taş- mış, tarlalar su altında kalmıştır. Lehistanda Bir çok şehirlerde müsademeler oldu Varşova 28 (Hususi) — Lehis- tanda iktisadi vaziyet gün geçtik- çe fenalaşıyor. İşsizlik gittikçe artmaktadır. Bu yüzden bazı şehirlerde hadiseler olmuştur. Kattovicg şehrinde vuku bulan müsademelerde oObazı kimseler ölmüştür. Yaralılar çoktur. Bir çok şehirlerde ufak tefek hadiseler ( olmuştur. | Hükümet asayişi muhafaza için tedbirler almaktadır. Asılacaklar mı ? Almanyada beş faşist hakkındaki idam kararı Berlin 27 (Hususi) — Fevkalâde mahkeme tarafından idama mah- küm edilen beş faşist hakkındaki kararın tatbik edilip edilmiyeceği henüz malüm değildir. Rayhiştag meclisi toplandıktan sonra bu hususta bir karar verileceği anla- şılmaktadır. Diğer taraftan idam çezasının afvı için bazı teşebbüsler vuku bulmuştur. oOJ. Hitlerin bazı adamları bu bususta çalışmak- tadır; Idam cezasının müebbet küreğe tahvil edilmesi muhtemel- dir. Mamafih sol cenah gazeteleri verilen kararın tatbik edilmesinde ısrar ediyorla. Müşteriyi soyan şoförün cezası nedir? Üsküdardan Şileye gazete gö- türen bir gazete bayiini soyarak yüz elli lirasını gasbettiği iddia edilen bir şoförün şoförlük ehli- yetnamesinin istirdat ( edilmesi lâzım gelip gelmiyeceği Üsküdar kaymakamlığı tarafından belediye riyasetinden sorulmuştur. Bu kabil hadiselerde ehliyetna- melerin istirdat edilip edilmemesi henüz prensip itibarile halledil- mediğinden belediye riyaseti bu mesele bhalledilmeden ehliyetna- menin istirdadına emir verilmesi “doğru olmadığı fikrindedir. Tefrika No. 12 Sahife 5 29 Ağustos 1932 Earp zengininin Gelini : Büyük milli roman Lütfi, yatsı üstü avdetleri bir iki kere daha tekrar ettirdikten sonra baktılar ki neye teşebbüs edilecekse bir ayak evvel etmek farzı ayın. Ana kız paçaları sıvadılar. Tango yataklarından başlıca biri Kadıköy değil mi? Evvelâ Huriye hanım çarşafını örttü; (o Kadıköyündeki ahbapla- rından birini boyladı. Olanı, biteni olduğu gibi anlattı; derdini döktü; münasip bir şeye göz kulak olmalarını rica ederek avdet etti. Kızı da Beşiktaş ve Cihangir taraflarındaki (o ahbaplarına baş vurdu. O'da aynı lisanı kullandı. Gülfidan bacı bile, eski efendileri zamanından ahbap bir kaç konağa uğrayıp kız soruşturmağa çalıştı. Lütfi beye tango hanım arana- Mi bir gün sokak kapısının zili, Arkasında bir ham- malla bir madam. — Kimdir? Kimi isti- yor? Nenin nesidir? De- meğe kalmadan bohçacı madamlardan biri olduğu, öteberi sattığı anlaşıldı. Madam, Bedriyeyi karşısında görünce küçük bavulunu açmış, renk renk taşlar, firuzeler, mer- canlar gösteriyor, hamalın sır- tındaki bohçada, ipekli kumaşları, eşarpları, pudraları, levantaları da bulunduğunu sayıp döküyordu. Bedriye: — Haminnel.. Annel.. Koşunl.. Gelin! Neler de var neler! diye haykırınca aşağıya indiler. Çö- melerek, bağdaş kurarak mada- mın etrafını aldılar. Bu madam, o zamanlar İstan- bulun dört bucağını dört dönen, konaktan konağa baş vuran, girdiği yerde bin bir lakırdının belini büken Avusturya yahudisi madamalardandı. O vakit, bu nevi madamlar müteaddit. Ellerinde bir valiz, arkalarında koca yüklü bir hamal, kapı kapı dolaşırlar. Gayet bin oğlu hin ve kurnazdırlar. Hangi (ohanımların Okandırılıp mal satılacağını, (hangi evden para sızdırılacağını kurt gibi bilir- ler; tanımadıklarını sorup sual ederler; yerlerini öğrenirler; hattâ sokaktan geçerken, evin dışından anlarlar. Bedriye, cahil kızcağız olduğun- dan ve Allah bereketini artırsin, babasının kesesi de maşallahını aldığından, çarşıya çıktı mı her gördüğünü, beğendiğini almağa hevesli idi. Böyle, genç işi, cicili bicili şeylerin ayağına kadar gelip önüne yayılması, onu çılğınca sevindir- mişti, Madam bohçadan neyi çıkarı- yor, neyi eline geçiriyorsa derhal gözleri parlıyarak yerinden sıçrı- yor: — Haminneciğim!.. Anneciğim! Bunu ayıralım!.. Bunu alalım!.. Diye yalvarıyor. Büyük hanım paranu hakiki kıymetini ( bilenlerdendi. Öyle paçavralara, çocuk oyuncaklarına, kolay kolay okesenin ağzını açtıracaklardan değildi. Kaşlarını çata çata kızı Seher hanımın (okulağına (Okumandayı »veriyordu : — Öyle har vurup harman savurmağa, selef dağıtmağa kati İrzam yok. Para dediğin çeşme Muharriri: Sermet Muhtar Bohçacı madam © gibi daima akıp gelmez; bir gün olur arkasının kesileceği tutar. Bohçacı madam, sabahtan beri dünyayı dolaştığından, Nişantaşı yakasından (başlıyarak (buraya kadar kaç paşa, kaç bey konağına uğradığından söz açarak, uflayıp puflarken : — Ben çok yorğun; bana bir bardak su! diyerek bir sandal- yanın üzerine yıkılı verdi. Nede lâubali, teklifsiz tekellüf- süz kadın. Sanki nice senelik ahpapmış gibi sohbette. Seher hanımı, Bedriyenin büyük hemşiresi zannettiğinden, büyük hanımın torun sahibi alacak kadar yaşlı görünmediğinden, o Allah birbirinden ayırmasın , üçünün de çok sıcak kanlı hanımlar olduğun- dan, hattâ Gülfidan bacının ka- dife gibi tenine ve inci gibi diş- lerine bayıldığından ( tutturarak lâkırdı deryasına daldı. Ne çene, ne çene? Garip ve çetrefil aksanile sanki makine gibi işleyordu. Bu mada- manın meğerse İstanbulda bilme- diği, tanımadığı konak yokmuş. Askeriyeden, mülkiyeden paşa, bey, efendi aileleri; sarıklılardan hoca efendi, molla bey takımları.. Kimler yok kimler? Hem öyle, uzaktan duyma, kulaktan işitme, üstün görü biliş değil. Hepisini, ayrı ayrı, isimlerle, cisimlerile iç yüzlerinden tanıyış. Filânca paşanın, karısının üstüne taya kalfayı gizlice odalık tuttuğu, falanca beyin, küçük baldızı hanıma göz koyup kara sevda getirir gibi olduğu; bilmem ne paşa kerimesinin kocasından nef- ret ettiği ve karşıkı konağın da- madına gözüktüğü; o feşmekân Molla (o mahtumunun © tiyatrocu küçük Amelyaya âşık olduğu. lib.. lb. Büyük hanım, elini şakağına, kızı ortanca hanım da çenesine dayayıp bu havadisleri işiderek bir yaşlarına daha girerlerken, Huriye hanımın fikrinde, birden bire bir şimşek çakar gibi oldu. Kızıma omuzuna yaslanıp ve ağzını kulağına verip dedi ki: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: