2 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

2 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE 2 Eylül 1932 Akşam Iki rakip güzellik kraliçesi... Amerikada bir darülfünunda bu Mis irene Cenubi Amerika hükümetleri dahili ihtilâller içinde kıvranırken bir kaç hafta evvel şimali Ame- rikada da mühim bir hadise vuku bulmuş, Misuri şehri heye- canlı bir gün geçirmiştir. Fakat bu hadisede, cenubi Amerikada olduğu gibi, top tüfek atılmamış; yalnız sopa kullanılmıştır. Buna rağmen yirmiden fazla yaralı vardır ve polis sükünu iade etmek hususunda çok güçlük çekmiştir. Şimali (oAmerikadaki Ohadise darülfünnn muhitinde, iki fakülte talebesi arasında cereyan etmiştir. Fakat bir müddet sonra araya bu fakültelerin eski mezunları da karışmış, hadise pek ziyade büyümüştür. Vakanın sebebi Hadiseye sebep bir güzellik müsabakasıdır. Her sene Misuri darülfünununun muhtelif fakül- telerine omensup o kızlar ara- sında bir müsabaka yapılır ve bu kızlardan biri kraliçe ilân edilir, 'Bu sene yapılan müsabakada mühendis mektebi ile hukuk fakül- tesi talebesinden iki kız en sona kalmışlardır. Iki fakülte de kendi- sine mensup kızın kraliçe ilân edilmesini istiyordu. Fakat neti- cede 'mühendis mektebi talebesi olan kız ekseriyet kazanmıştır. Güzellik kraliçesi talebe cemi- yeti tarafından tertip edilen eğlencede baş köşede oturur, kendisine birçok hediyeler verilir. Bundan başka mensup olduğu fakülteye bir sene müddet bütün merasimde başta gelmek hakkını kazandırır. Kraliçe kaçırılıyor Hukuk talebesi mis Irene ismindeki mühendis talebesinin birinci gelmesini bir türlü hazme- dememiş ve yapılacak merasimde bulunmaması için kızı kaçırtmağa karar vermiştir. Bu iş talebeden beş kişilik bir komiteye havale edilmiştir. Bu beş kişi, eğlencenin yapılacağı yolda yakalamışlar ve bir otomo- bile atarak zorla: o civardaki Moberley şehrine götürmüşler, burada bir otele kapamışlardır. Talebe kızın canı sıkılmaması için kendisine bir çok kitaplar vermişlerdir. Kız bir müddet kitap okumakla vakit geçirmiş, sonra yorulunca başka bir eğlence aramıştır. Diğer talebe briç oy- namağı teklif etmişler, Mis İrene bunu kabul ederek briç partisine oturmuştur. Darülfünunda.. Bu sırada darülfünunda hazırlık yapılmış, herkes kraliçeye intizar ediyordu. Mis Irene bir türlü gö- rünmeyinçe evine telefone edilmiş, oradan kızın darülfünuna gitmek üzere yola çıktığı heber verilmişti. Kız darülfünuna bir türlü gel- meyince derhal şehirde ve civarda kendisi araştırılmış, fakat bir türlü ne olduğu anlaşılamamıştır. Bunun üzerine merasim noksan bir şekilde icra edilmiş, kraliçelik tahtına ikinci gelen hukuk talebesi Mis Betty oturmuştur. Intikam! Mis Irene o akşam serbest bırakılmış ve geç vakit evine dönmüştür. Genç kız derhal başın- dan geçen macerayı telefonla arkadaşlarına haber vermiş, ertesi gün bütün mühendis mektebi talebesi darülfünunda toplanmıştır. Darülfünunda gün kızı * yüzden kanlı bir vaka oldu Mis Betty Mis Irene nasıl kaçırtıldığını burada bütün teferrüatile anlat- mıştır. Hadise talebeyi fevkalâde kızdırmış ve intikam almağa sev- ketmiştir. Mühedis mektebi tale- besi bu sırada önlerine çıkan Patten isminde bir hukuk talebe- sini yakalayarak ceza olmak üzere saçını ustura ile tıraş etmişler ve kafasını cascavlak yapmişlardır. Birbirlerine girdiler! Pattenin feryadına: yetişen hu- kuk talebesi vakayı görünce fev- kalâde hiddetlenmiş ve iki taraf birbirine girmiştir. (Hadise az zaman zarfında büyümüş, gerek mühendis, gerek hukuk talebesi taraftarlarına haber göndermiş- lerdir. Burada ne kadar talebe ve bu fakültelerin mezunları varsa koşarak © yetiştiğinden (o kavga gittikçe ehemmiyet kesbetmiştir. Bu aralık polis yetişmiş, iki tarafı ayırmak istemiştir. Fakat sobalar ve iskemlelerle birbirlerine hücum eden iki tarafı ayirmak kabil olamamıştır. Bunun üzerine polis lâstik sopalar ve kamçılarla müdahale etmiş bin müşkülâtla iki taraf ayrılabilmiştir. Gerek mühendis, gerek hukuk talebesinden bir çok yaralı var- dır. 20 kişi yaraları &ğir oldu- ğundan hastaneye nakledilmiştir. Mısırın cenubunda kum fırtınaları Fırtına hüküm sürdüğü müddet hiç kimse sokağa çıkamıyor Son haftalar zarfında Mısırın cenubunda kum fırtınaları büküm sürmüştür. Bu fırtınalarda kumlar rüzgâr tarafından kaldırılarak sis gibi her tarafı kaplamaktadır. Fırtına sahasında ne etrafı görmek, ne de yürümek kabil olamıyor. Kum fırtınaları bilhassa Sudan havalisinde hüküm sürmüştür. Buralarda bazan fırtına çölden şehirlere kadar gelmiştir. Resmimizde Hartum şehrine fırtınada bir kum bulutunun gesi görülmektedir. Fırtına esnasında ortalık kararmakta, sokaklarda yürümek imkânsız bir hal almaktadır. Ince kumlar en küçük deliklerden girerek her tarafı kaplamaktadır. Bu sebeple kapalı pençere ile evde oturanların bile kulakları, burun delikleri kumla dolmaktadır. Tefrika numarası: 91 Yazan: Ceneral A. F. Oglander ÇANAKKALE muharebeleri Tercüme eden: Muharrem Feyzi Gazi kumandayı eline alıyor, mukabil hücumlar başlıyor Bombardıman esnasında binbaşı diğer kıtaatın gelmesine beyhude intizar edip durmuştur. Maahaza binbaşı muavenet gelsin gelmesin kendi kuvveti ile hücum yapmağa karar vermiştir. Bombardıman kesilince binbaşı Allanson askeri kendisini takip etmeğe davet etmiş ve ileri atıl- mıştır. o Gurkhalar ve yeni ordu kıtaatı binbaşı ile birlikte tepeyi tırmanmağa başlamışlardır. Bunlar mümanaata tesadüf et- meksizin sırtın tepesine yetişmiş- lerdir. Bombardıman kesildiği gibi mahfuz mahallerden siperlerine gelmekte olan Türkler bunları açıkta karşılamışlardır. Iki taraf derhal süngüye davranmıştır. Süngü muharebesinde binbaşı Allarıson mecruh olmuş ve yanın- daki Hint taburunun yegâne ingi- liz zabiti maktul düşmüştür. Fakat türkler geri çekilmeğe icbar edilmişlerdir. Bu suretle hayati ehemmiyeti haiz sırtın kücük bir kısmı tekrar ingilizlerin eline geçmiştir. Lâkin binbaşı Allansonun askeri yalnız ve takviyeden mahrumdu. Bu esnada tekrar İngilizler bombar- dımana başlamışlardır. Bombardı- man İngilizlerin şimdi işgal ettiği zirveye tevcih edilmişti. Binbaşı- nın askerleri bu vaziyet karşısında şaşırmışlardır. Bir kaç asker Zak- kum hattında görünerek burada lngilizlerin bulunduğunu anlatmağa ve işaret etmeğe beyhude çalış- mışlardır. Bu işaretler farkedilmeyip bom- bardıman devam etmiştir. Bunun üzerine küçük kuvvetin bakıyesi daha ziyade burada duramayıp eski hatlarına dönmüş- tür. Mahaza tekrar zirveyi almak için bütün gün sağ cenahtan müzaharet geleceğine intizaren hazır durmuşlardır. Bunları bulun- dukları mevkilerinden çıkarmak için defatla yapılan teşebbüsleri tardetmişlerdir. Ancak kati emir aldıktan sonra çekilmişlerdir. Ver- dikleri zayiat 200 kişiyi geçiyordu. 9 ağustosta bütün gün cephe- (deki zirve Türkler (tarafından işgal edilmemiştir. Ihtimal Türkler Ingiliz topçusun bir yardaya ka- dar mmenzili bulunduğunu anla- mışlardı. Ceneral Baldwinin livası ancak saat altıda çiftliğe doğr: ket etmiştir. Halbuki bu es- nada türk ordusu Conk bayırının pek yakınında ve şimalinde bulu- nan zirveyi pek mühim kuvvetlerle techiz ediyordu. Türkler çiftliğin sağ tarafındaki buğday tarlasına hir mitralyöz müfrezesi yerleştir- mişlerdi. Altıncı East Lancshire taburunun (oOkumandanı kayma- kam Cole - Hamilton taburunun başında ilerilerken tehlikeli surette mecruh olmuştur. Bunun üzerine de ingilizler bir çok zayiat ver- miş olduğundan ceneral Baldwin çiftliğin bulunduğu yaylânın ucuna çekilerek siperler kazmağa karar vermiştir. o Onuncu (Hampshire taburunun bir kısmı da çiftliğin biraz cenubu şarkisinde bir ileri mevzide yerleşmiş olduğundan muahharen Apex'teki Yeni Zeland kıtaatile temas tesis etmiştir. Bu sırada çok şimalden Damak- çılık çıkıntısında South Wales Borderer ve dördüncü Avusturalya bare- livası ile altıncı Kings Van tabu- runa karşı Türklerin yaptığı bir hücum inkişaf etmiştir. Burada şurası şayanı kayıttır ki Liman paşanın ağustosun yedinci ve sekizinci günlerindeki kanaatı Suvlada karaya çıkarılan ingiliz kıtaatının hedefi Kocaçemen tepesi olduğu ve Damakçılık bayırındaki ingilizlerin South Wales Borderer kıt'asının ceneral Stopfard kolor- dusu aksamından bulunduğu yo- lunda idi. Binaenaleyh Liman paşa Bolayırdan Feyzi beyin emri al- tındaki yedinci ve on ikinci fır- kalar gelir gelmez bunlarla Az- mak dere üzerinden bir mukabil hücum O yaptırmağa o evvelceden karar vermişti. Yedinci fırka vadinin cenup cihetinden ve on ikinci fırka şimal cihetinden hücuma girişecekti. Liman paşa bu kuvvetlerin Suvlaya 8 ağustos sabahı gele- ceğini hesap ve tahmin ettiğinden hücumun öğleden sonra yapılma- sını tasarlamıştı. Fakat Bolayırdan gelen kolun hareketi intizar olun- duğundan daha yavaş olmuştur. Kolordu geldikten sonra da fırka kumandanları istirahat ve istikşaf için vakit verilmesini rica etmişlerdir. Feyzi bey başkuman- dana müracaat etmeksizin fırka kumandanlarının iltimasını isaf etmiş ve hücumun icrasi 9 ağus- tos sabahı fecir vaktine tehir eylemiştir. Liman von Sanders bücumur tehir edildiğini 8 ağustos aksam: öğrendiğinden derhal Feyzi beyi kumandanlıktan azletmiştir. Feyzi beyin yerine Mustafa Kemal paşa tayin edilmiştir. Gazi kumandayı eline aldı Mustafa Kemal paşa yeni karar- gâhına çok geç geldiğinden hü- cum saatinin tacil edilmesine im- kân yoktu. Hücum 9 ağustos sabahı fecir vaktinde içra edilmiş- tir. Bu hücumun sol nısfı bütün şiddet ve sıkletile ceneral Godleyin şimal cenahı üzerine yükleniyordu. Sabahleyin saat dört buçukta yedinci Türk fırkası hatta dört tabur ve geride takviye kuvveti olarak iki tabur olarak Damak- çılık dağ kolunun şimal ucuna doğru ileri harekete başlamıştı. Abdurrahman dağ kolundaki Türk postaları da bunlarla teşriki mesai etmiştir. 4 üncü Avustralya livasının sa- ğındaki altıncı Kinğ's Own tabu- runun siperleri yandan o kadar şiddetli ateşe maruz kalmıştır ki o gün bu İngiliz taburu 6 zabit ve 120 asker zayiat vermiştir. 4 üncü Avusturalya livasının temerküz ateşine karşı Türk sol cenahı ilerliyememiş ve zayiat vererek geriye sürülmüştür. Daha şimalde bir gün evvel beşinci Wiltshire taburu ceneral Baldwinin kuvvetine iltihak için geri alınmış olduğundan dördüncü South Wales Borderes taburu gayet geniş bir cephe tutuyordu. Lâkin burada Türklerin ilerlemesi tevkif edilmiştir. Ingiliz siperleri- nin mazgallarına kadar gelen Türkler mukabil hücum ile geriye sürülmüştür. (Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: