6 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

6 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Eyiği 1472 AKSAMDAN Beden güzelliği, fikir fıkaralığı... Pazar günkü “Cümhuriyet, refikimizde, dünya güzeli Keriman hanımın bana verdiği cevabı okudum. Ben, Gazi Hz.lerinin beyanatından da mülhem olarak, türk gençlerinin bilhassa manevi cikette gösterdikleri meziyetler- den dolayı teşvik edilmesi lâzım- geldiğini anlatmak istemiş ve bunun için - kraliçemizin güzelliğini" tastikten sonra - demiştim ki: “Sirkeci istasyonunda size ya- pılan merasimin şatafatlılığına bakmayın ve ehemmiyet verme- yin! İşittim ki, bir Türk genci, dünyanın, en büyük ve en güç mühendislik mektebi olan Paris- teki Politechnigue'de yetmiş iki buçuk millet arasında birinci gelmiş. Elbette, hakkalinsaf tas- tik edersiniz ki, o genç, size nazaran, milletimiz namına, daha şerefli bir iş yapmıştır. Çünkü, bu uğurda, gece gündüz sa'yını, gayretini, zekâsını kullanmıştır. Buna rağmen, Istanbula geldiği vakit, kimsenin kılı bile tepren- miyecektir: Beşerin böyle dalâletleri var...» Keriman hanım, - tahminimin hilâfına - o fikrimi (o hakkalinsaf tastik etmemiş; muğber bir tarz- da, bana cevap verirken, ezcümle - diyorlar ki: “Akşam muharriri, beni, bu on binlerce vatandaşın iltifatına ehemmiyet vermemeğe teşvik edi- yor amma, affetsinler, bu nasi- “hatlerini tutamıyacağım ve bu iltifatı daima şükranla hatırlıya- cağım..., Eh, ne yapalım?.. Keriman H. varsın; bir genç kızı, sırf güzel olduğu için, ahalinin, merak saikasile istasyona dolup karşılamasını, bir memleketin, belediyesi, ahalisi, neşriyatı ve caddelerile böyle bir intihap sebebile yerinden sarsıl- masını tabii ve muhik bulsun... Fakat, Keriman hanımın bana cevabının intişar ettiği Cumhuriyet gazetesinin aynı nüshasında şöyle bir resim ve altında şöyle bir yazı görüyoruz: : “Bu resimde ne görüyorsunuz? Bir tarafta ordu mümessilleri, Vali Muhiddin Bey, öte tarafta da sıraya dizilmiş beş genç. (Devamı dördüncü sahfiede) — Bir anketçi gelip sana sorsa Amca bey. Terkos işi Komisyonda iki cereyan baş gösterdi Terkosun sene başında beledi- yeye devredileceğine göre tesisa- tın nasıl idare edileceği hakkında evelki gün Vali ve belediye reisi Muhiddin beyin riyasetinde bir içtima yapıldığını yazmıştık. Mütehassıslarla O alâkadarlardan mürekkep olan bu komisyon ya- kında terkos su tesisatına veri- lecek kat'i şekli kararlaştıracaktır. Evvelce yazdığımız gibe bele- diye, Terkos su tesisatını bir şir- kete vermeği ve şirkette hissesi olmasını düşünüyordu. Pazar günkü içtimada bir kısım zevat, terkos su tesisatının diğer belediye sula- rını birleştirerek bir şirket tara- fından idare edilmesini tavsiye etmişler, bir kısmı da şirket teş- kili fikrine itirazda bulunmuşlardır. Haber aldığımıza göre bele- diye erkânı şirket teşkili fikrine şimdilik taraftar değildirler. Bun- lara göre belediyede bir su müdiriyeli (teşkil (edilmeli ve müdiriyetin başına mütehassıs bir müdür tayin edilmeli ve Terkos su tesisatı mülhak bir bütçe ile idare olunmalıdır. Bu yeni müdürlük tamamile ticari ve iktisadi olmalıdır. lleride bir mahzur görülürse o zaman bir şirket teşkil etmek mümkün olacaktır. Adanın suyu Yakında artaziyen tecrübesi yapılacak Büyükadanın suyunu temin etmek üzere Avrupadan getirilen artazi- yen aletlerinin henüz tecrübe edilmediğini yazmıştık. Bu artazi- yen aletleri henüz müteahhit tarafından teslim edilmemiştir. Aletler Kâğıthanede Cendere boğazına sevkedilmiştir. Bugün- lerde burada tecrübeler yapılacak, makinelerin (o matluba (muvafık olduğu anlaşılırsa aletler kabul edilecek, ondan sonra bunlar Adaya nakledilecektir. Adada artaziyen tecrübesi yapılacaktır.| Belediye, Adanın su ibtiyaçını ancak artaziyen tecrübesi veya Aydos dağı ile Başıbüyük köyün- deki mebzul suların nakli suretile temin edileceğine kanidir. Fnhn$la mücadele Polis kısmı ahlâkisinin randevu evlerine karşı aldığı tedbirler iyi neticeler vermektedir. Son günlerde Beyoğlu ve Istan- bul cihetlerinde 6 evin gizli ran- devu yeri haline getirildiği tesbit edilmiştir. Zabıta bu evlerde araştırma yapmıştır. Evlerde bulunan kadın- lar muayeneye sevkedilmiştir. Ev sahipleri adliyeye verilecektir. ŞEHİR HABERLERİ Curcuna! Beyazıt kahvelerindeki gramofon gürültüsü Beyazıt Halkı, bu civarda bulu- nan gramofon gürültüsünden şikâ- yet etmektedir. Bunların içinde yalnız bir kahve “Ankaranın yürük kızı, diye bir plâğı günde beş on defa çalmaktadır. Işin garibi gündüz, bu kahvede, bu plâklar çalınırken, yanı başın- daki kahvede, rekabet olsun diye, alafranga bir parça çalınmaktadır. Diğer bir kahvedeki gramofonda da bir gazel sesi etrafı çınlat- maktadır. Bu vaziyet karşısında bir operet parçası, gazel sesi, halk şarkısı sesleri biribirine karıştığı zaman, tahammül edilmez bir gürültü hasıl oluyor. Bu tarz, halkımusikiden soğut- mağa kâfidir. Belediye dairesinin halkın isti- rahatı namına, sabahtan akşama kadar devam eden bu garip plâk konserine nihayet vermesini te- menni ederiz. Hırsız şebekesi Beşiktaşta üç hırsız tevkif edildi Bekiktaş polis merkezi bir müddetten beri o civarda calışan yeni bir hırsız şebekesi meydana çıkarmıştır. Kumpanya Nuri, Alive Şevket isimlerinde üç kişiden mürekkep- tir. Tahkikat neticesinde bunların muhtelif cürümleri tesbit edil miştir. Bu üç maznun evrakile birlikte adliyeye teslim edilmişierdir. Tahkikata vazıyet eden ikinci istintak dairesi üçünü de tevkif- haneye sevketmiştir. Şehreminnideki sirkat tahkikatı Şehremininde (o Ismail Hakkı beyin evinde vuku bulan hırsızlık tahkikatı ilerilemektedir. Şimdiye kadar yapılan tahki- kat neticesinde bu hırsızlıktan maznunen Mehmet ve Osman isimlerinde iki kişi yakalanmıştır. Zabıta bu hususta yeni bazı ip uçları daha bulmuştur. Tahkikat devam ediyor. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye (o Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6 AYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 > 1AYLIK 150 » — wap” Abone ücretleri o doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. —— Cemazilevvel 5 — Ruzuhızır: 124 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 942 10,54 537 9,15 12 134 Va. 3,47 5,31 12,13 15,50 18,36 201 — aa Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı 13 No. Eski Köprü Tamirden sonra Eyiple Sütlüce arasına konacak Gazi köprüsünün inşaat müna- kâsa: şartlarının oyakında ilân edileceğini yazmıştık. Bu köprü- den sonra şimdiki o Unkapanı göprüsünden ne suretle istifade kabil olacağı tetkik edilmiştir. Mütehassıslar, bugünkü harap ve bozuk vaziyetine rağmen Un- kapanı köprüsünün demir ve ah- şap kısımlarını çok mükemmel halde bulmuşlardır. Hattâ mütehassıslar köprünün dubaları ile ahşap kısmı tamir edilmek ve boyu biraz kısaltılmak suretile, iki üç yüz bin lira sar- file bu köprünün bir buçuk asır daha kullanılabileceğine kani ol- muşlardır. Gazi köprüsü inşa edilerek ye- rine konduktan sonra Unkapanı köprüsü tamir edilerek Sütlüce ile Eyip arasına kurulacaktır. Mekteplerde ikmal imtihanları bitti Lise ve orta mekteplerin ikmal imtihanları dün tamamlanmıştır. Liselerin kayıt tecdit muamelesi de dün ikmal edilmiştir. Bugün- den itibaren mekteplerde derslere başlanmak için hazırlıklar yapılı- yor. Liselerde tedrisata 10 eylülde başlanacaktır. Bakım evi Edirnekapıdaki eve 50 çocuk alınıyor Belediyenin tesis ettiği Edirne- kapıdaki Bakım evine alınacak elli çocuğun ne suretle kabul edilecekleri, bunların kabulü esna- sındaki muayene şekilleri ve saireye ait şehir meclisi daimi encümeni tarafından bir talimat- name hazırlanmıştır. Bu talimatnameye göre, gece- leri evlerinde geçirecek olan çocuklar, omunhasıran işçi ve kocasız kadınların çocuklarıdır. Muhitin en fakir ve hayatını yalnız geçinmekle kazanmak mec- buriyetinde olan kadınlar sabah- leyin iş başına gittikleri zaman çocuklarını bu müessesede bıra- kacaklardır. Müessesede çocuğun sütü, gıdası, giyim ve kuşamı temamile temin edilecek, çocukların küçük yaştan itibaren fikri ve hissi kabiliyet- lerinin inkişafı için terbiyevi oyun- lar tertip olunacaktır. Talimatnamenin esasları sıhhiye vekâletine gönderilmiştir. Vekâlet talimatnameyi tastik ederetmez Edirnekapı müessesine bu sene derhal elli çocuk alınacaktır. e Hürmet görmek... | Amca Beye göre... «. Sevilmek... .. Her dediği yapılmak şartile aile erkânı arasında ne olmak isterdin? .. Şeytan işi Çocukluk zamanımda “şeytenin yadigârları ,, diye bir roman oku- ınuştum. Bu romanın mevzuu şu idi: Bir genç adam şeytanla mu- kavele yapıyor. Delikanlının aklı- nın ermediği şeylere, kadınların ısrarına, istikbalde olacak vaka- lara dair şeytan kendisine izahat veriyor. Eğlenceli bir kitap.. Dün akşam nereden aklıma geldi bil- miyorum. Fakat insan şeytanla bu tarzda bir mukavele yapacak olur- sa hapı yuttuğunun resmidir... Faraza ayın on beşinci günü para alacağınızı ümit ediyorsunuz. O neş'e ve ümitle günleriniz ga- yetiyi geçiyor. Fakat bir de ba- kıyorsunuz ki şeytan karşınıza çıkıyor: — Nafile sevinme... Diyor. Para ayın yirmisinde... Bu sözden sonra bütün neş'eniz kırılıyor. Ümitleriniz berbat oluyor, günle- riniz zehir ozemberek (haline giriyo... N Mezun gününüzde şöyle bir sabah keyfi yapayım diyorsunuz, süt aldırtıp kaynatıyorsunuz. “ Ne güzel sütmüşl,,diye şapur şupur içer- ken şeytan arkanızdan sesleniyor: | — Vay aptal vay, halis terkos | suyu içiyorsun... Gel de bundan fil sonra keyif çat!.. Tabii bardağı bir kenara fırlatıyorsunuz. Sabah keyfirizden eser kalmıyor, me zuniyetiniz zehir oluyor. Günlerden bir gün bir genç hanıma rast geliyorsunuz. Hemen size iltifata başlıyor : a — Aman efendim, bu ne ve- fasızlık .. Bizi artık büsbütün unuttunuz.. Canım buyursanıza... Artık siz bu iltifattan memnun ağzınız kulaklarınıza varmış bir halde iken şeytan yetişiyor. Der- hal kulağınıza fısıldıyor : a — Inanma be eni Sana böyle söylüyor amma bak içinden söy- lediklerini de ben sana terceme edeyim: — Allah belânı versin.. Nere den karşıma çıktın?. Randevuma da geç kaldım. Biran evvel defol karşımdan da şu otomobile atlı yayım. Tabii bunun üzerine eski sevincinizin yerine dehşetli bir bezginlik geliyor. Bir ande her şeyin kıymeti gözünüzden düşüyor. Şiir meraklısısınız, bir kaç man- zume yazmışsınız. Bir mecliste “ille okuyun,, diye israr ediyorlar. Okuyorsunuz. bir alkıştır, kopuyur: — Enfes.. — Çok güzel. — Mükemmel. Sesleri yükse- liyor.. Fakat biraz sonra şeytan işe karışıyor ve dinliyenlerin asıl | içinden (gelenleri, yani onlara | doğruyu söyletiyor : — Hay keleş hay.. — Kakavan.. — Salak.. Bittabi rezil olduğunuzu anla- yıp yerlerin dibine geçiyorsunuz. Halbuki şeytanla böyle bir mu- | kavele yapmamış olsaydınız parayı ayın on beşinde alacak diye ümitle yaşayacak, halis süt içk | yorum diye keyiflenecek, küçük | hanımın iltifatlarını, şiirin etrafında savrulan takdirleri kabullenecek | ve neticede rahat rahat yaşıya- caktınız. Hikmet Feridun olmak isterdim . A.B. — Hizmetçi azizimi — AL. Estağfirullah, A.B. — Bütün bu teveccühlere maz- har olduktan sonra üste para da alırdım! nedeni

Bu sayıdan diğer sayfalar: