26 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 2

26 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2. Sahife 2 Aleşam ahki 'Telgraflar | M. Venizelos kazanıyor Yunan intihabının ilk neticeleri M. Venizelos'un lehinedir Atina 26 (Hususi ) — Mebus dün yapılmıştır. Intihaba sabah erken başlanmıştır. Atina ve Pirede sandık mahalleri çok kabalıktı. Muhtelif fır- kalara mensup hatipler propaganda yapıyorlardı. Bütün fırka reisleri rey vermişlerdir. Bu dakikaya kadar toplanan malü- mata göre Âtina ve Piredeki muhacır- ların yüzde seksen beşi, Venizelistlere tihabı uğramıştır. rey vermişlerdir. Vilâyetlerde de neti- cenin böyle olacağı Muhacırların Kralıyetçiler lehine dön- dükleri rivayetleri bu suretle tekzibe | ümit ediliyor. Vilâyetlerden gelen müstacel tek graflar, Venizelistlerin kazandıklarını caktır. bildiriyor. Eğer ilk neticelere bakılırsa Venizelistlerin galibiyeti büyük ola- Ihracat Trabzonda piyasa canlanıyor zon 24 (Hususi) — Fındık, tütün mahsulünün satışları piya sayı canlandırmıştır. Hafta içinde Türk, ecnebi vapurları sık sık gelip mal yükletmektedir. Dün limanda dört ecnebi, üç Türk vapuru vardı. Bu vapurlar, tütün, findik, yumurta, koyun üklemişlerdir. Piyasa gayet sağ yle yasa gayet sağ” Tüccar, mahsulün henüz üçte biri Satılmasına rağmen bankalara borçlarını ödemektedir. Bankaların piyasada ancak iki yüz bin lira kadar bir alacağı kalmıştır. Bu paranın otuz beşer bin lirası Ziraat, Osmanlı bankalarının mü- tebakisi Iş bankasmındır. lik tütün mahsulü, dün İskem deriyeye / yüklenmiştir. Sigorta şirketlerinin nakliyeyi sigorta yap- mamaları şikâyetleri mucip ol- muştur. Son günlerde tütün fiat- leri yükselmeğe fındık fiatleri inmeğe yüz tutmuştur. İnhisar idaresi, tüccarın verdiği fiati tütüne vermemektedir. Müs- tahsiler bu cihetten müteesdir- dirler. İsmet paşa Başvekil Gaziantepe vasıl oldu Gaziantep 25(ALA. ) — Bap vekil İsmet paşa. hazretleri azat e a gok candan tezahüratla karşılan - Başta “Birinci umumi müfettiş Tbrahim Tali, vali Akif beylerle belediye reisi, C. H. Fırkası idare heyeti, hudut kumandanı, Fevzi Paşa istasyonda, vilâyet meclisi azasile lardan gelen heyetler de vilâyet hududuna paşa hazret- rinini. karşılamışlardır. Bütün halk at ıdudundan merkeze kadar olan 35 kilometroluk köylülerle dolmuş idi. imtidadınca ü rile donatılmış süslenmiş idi. Şehrin methalinde fırka binası- na kadar olan mesafe dahili mektepler, jandarma, polis kıtaları ve halk birikmişti. Başvekil paşa hazretleri bu mesafeyi halkın iz- dihamı ve tezahüratı a saatte katedebilmişt Fırkada bir müddet istirahat eden Başvekil paşa hazretleri hal- kım tezahüratı arasında ikametle- rine tahsis edilen vali kı gitmişlerdir. Bu akşam belediyede 150 şilik büyük bir ziyafet verilecektir. takı zaferlerle Ceneral Arthur Muhterem misafirimiz dün geldi, akşam Ankaraya hareket etti * Amerika ordusu umum erkân harbiye reisi ceneral Mac Arthur dün Daçya vapurile Romanyadan gelmiştir. Cenerala yaverleri bin- başı Jeazer ve yüzbaşı Davis refakat ediyordu. Ceneral, kolordu kumandanı Şükrü Naili paş: & umum müdür mua Münür Ibrahim, mihmandarı mir- alay Sadık ve Orhan Tahsin beylerle Amerika “sefaret erkânı, diğer bir çok zevat tarafından istikbal edilmişi Ceneral kendisine ordu namına * hoş geldiniz, diyen. miraley Sadık beye: “öledenberi takdir. kâr olduğum türk ordusunun gösterdiği misafirperverlikten pek memnun oldum. Teşekkürlerimi lütfen orduya tebliğ ediniz. demiştir. Ceneral karaya çıktıktan sonra muzika Amerika marşını çalmış, ceneral selâm vaziyetindeki bölüğe kumanda eden zabitin kendisine takdim edilmesini istemiştir.Bölük kumandanı yüzbaşı Sami bey kendisine takdim edilince ceneral: izam ve mükem- pek fevkindedi Ceneral askeri mihmandar Sa- dık beye de demiştir ki: “Türk ordusu ile talebelik zamanından beri alâkadar oluyorum. Bu sebep- le türk harp tarihini büyük bir dikkat ve alâka ile tetkik ettim. Bu husustaki hislerim tak doludur. Boğaza girerken güzel liklerine şahit (olduğum güzel İstanbulu pek az zaman zarfın terketmek mecburiyetinde kaldı ğım için pek müteessifim, çünkü 1 teşrinievvelde Cherburgtan reket edecek olan vapurla Ame- rikaya dönmeğe mecburum. Bundan sonra Perapalas oteline gidilmiş, burada bir müddet isti- rahattan sonra evvelâ vilâyele gidilerek vali, sonra kol ordu ku- mandanı ziyaret edilmiş, bu zevat tarafındanda iadeyi ziyaret edil miştir. Caneral beşte motörle Hay- dar paşaya geçerek Ankara tre- nine bağlatan bususi vagonla ba reket etmiştir. İstasyonda kol ordu kumandanı şükrü Naili paşa ve fırka kumandanı Rüştü paşa bulunuyordu. Ceneral, selâm ziyetinde duran /asleri teftiş etmiş ve kıta kumandanı yüz başı Sabri beyi çağırararak şu sözleri, söylemiştir: “— Sizi takdir ve tebrik ederim, bu kadar muntazam bir kıt'a gör” medim. Bunu arkadaşlarınıza ve efrada söyleyini General gösterilen misafir per- verlikten dolayı Şükrü Naili Paşa- lhassa teşekkür etmiştir. Cemiyeti Akvam Umumi heyet bugün içtima ediyor Cenevre, 25 (Hususi) — Cemi- yeti akvam heyeti yarın toplana- sail Iptida reis intihabı yapılacaktır. Yunan murahhası M. Politisin reis intihap edilmesi çok muhte meldir. Bu def'aki içtimaa yeni bir devlet iştirak edecektir. Bu devlet Iraktır. Meclisin, müddeti biten üç âzası Lehistan, Yugoslavya, Peru yerine yenilerin intihabı * muhtemeldir. Lehistan koyacaktır. tekrar. mamzetliğini Yugoslavya . yerini Çekoslovalıya brakacaktır. Perunun! yerine Meksikanın gelmesi muh- temeldir. Şeker bol Fiatler tabii haldedir belediye icap ederse seket satacak Şeker itbal bazı şeker tacirleri fintl metin ihtikâr yapmak istiyenleri şiddetle cezalandıracağı anlaşı- İinca bu yükselme durmuştur. Piyasada vaziyet tabil şekilde- dir. Her tarafta şeker boldur ve eski fiatle satılmaktadır. Belediye Reis muavini Hâmit bey de şeker meselesi hakkında gazetecilere şu beyanatta bulun- muştur; — Şeker itbalinin kontenjana tâbi tutulması hakkında hükü- metçe verilen karardan istifade etmek istiyen bazı toptancı ve perakendecilerin bir kaç günden- beri fiatleri yükselttikleri görül mektedi Şehrimizde kâfi miktarda yerli ve ecnebi şeker mevcut bulunduğu gibi, Alpullu şeker fabrikası da eski fiatlerle istenildiği kadar şeker satmağa amade olduğunu n etmiş ve Liman kooperatifi de şeker fiatlerine hiç bir zam yapmamıştır. o Binaenaley şeker fiatlerinin arttırllması için hiç bir sebep yoktur. Vaziyet bir kaç gün bu suretle tetkik ve takip olunacak, belediye icap ederse, kendi teşkilâtı vasıt sile halk perakende şeker sat bu yolda dahi mücadele cektir. (Baş tarafı birinci sahifede) ren sinir bastırıyor. Bir kerre şehirdeki seyrüseferin berbatlığı Istanbul kadar seyrüseferi gayri muntazam olan bir bilmi yorum. Bir de bakarsınız. bilyül bir caddede sıra sıra tramvaylar Sıra sıra otomobiller durmuş... Tramvaylar o mütemadiyen çan çalar, Otomobiller korna üstüne korna öttürür, Fakat bütün bun- lara rağmen bir adım bile ilerle- mek imkâni yoktur. Yayaj kaldırıma inin ve biraz yürüyün. Bekleyen tramvay ve otomobillerin en önünde bir öküz | arabası göreceksiniz. Arabanın ya bir tekerleği yerinden çıkmış ya dingili kırılmışlır ve arab: olduğu yerde tamir ile meşguldür. Bu öküz arabasının tekerleğinde bir tek çivi yüzünden bütün şe- hirdeki seyrüsefer faaliyeti felce uğrar. Siz daireye geç kalırsınız, ben hastaya yetişemem, arkada- gım vapuru kaçırır. Paris vesaiti nakliye itibarile dünyanın en kalabalık şebirlerin- den biridir. Fakat) bir dakika bile orada seyrüseferin durduğu val değildir. Istanbulf caddelerindeki bu hali görüp, siz olunda sinirlen- Daha buna göre neler velâ vapurunuza altı dakika eciden bir taksiye atlar- sınız, soför taksiyi kapatır, fakat sü — Köprüyel, Der demez.. Der- hal otomobilin kapısını açar: — Müşterim var.. Gidemem. Ne kadar ısrar etseniz nafiledi Şoför vereceğiniz 30:40 kuruşa beğenmez, eger şehirde bir seyrü- sefer merkezi olmasa vay halimize Kısa mesafeler için sıramı kaçıra- mam diyen diyene olurdu. Sinirime # dokunan şeylerden ibiri'de köprünün merdivenleri Evvelce, bu merdivenler iki kısma ayrılaıştı.. Bir inmeğe, öteki çık- mağa mahsustu. (Üzerlerine de “iniliri,, “çıkılır! yazdırılmıştı. Arasıra seyrüsefer merkezi bu iniş, çıkışı kontrol ederdi, her nedense bu usul kak “Vapurdan çıktıktan son acele bir itiniz için merdiveni tırmanırken bir de bakıyorsunuz karşıdan grup halinde bir aile sepetleri, paketleri, çantaları ile beraber aşağıya iniyorlar. Arka- sından bir grup daha. Meselâ sırtında yatak denkleri veya san- dıklar taşıyan bir hamal kafil ile burun buruna geliyorsunuz. Bu vaziyet karşısında merdivenden çıkabilirseniz çıkın.. Köprü mer divenlerine konulan bu usul neden kaldırılmış bilmiyorum. Aynı tarzda sinirime dokunan birşey daha vardır: Kalabalık bir caddede kaldırımda sağ tarafı takip ederek yürürken bakarsınız karşınızdan birisi çıkar. Hem sizin geçmenizi müşkül bir bale sokar, hem arkanızdan gelenleri. Bele- diye bir zaman bu meseleyi hal etmeğe karar vermişti... Sağdan yürümeği halkde âdetâ bir bele- diye vazifesi haline sokacaktı, Bu bazı kimselere - ne için bilmiyo- rum? - pek tuba gözüki — Şehremaneti acaba sokaktan geçenlerin sağına sarımsak, soluna soğan mı asacak?. Diye tenkide başladılar. Şahirdeki pislik bir insanı sini | den hasta etmeğe küfidir. Vakti kimsenin yere | tükürmem için icap eden tedbirler alınmıştı Şimdi bu eski belediye ahkâmına riayet edilmiyor ?. Herkes, b canı istediği yere, her istediği saatte tükürebiliyor 2. Ne kadar | müstekreh bir hal ve ne kadar İ muzurrilssıhha bir vaziyet değil mi Vapurla meselâ Adalara gidi Nelere sinirleniyoruz? yorsunuz. Limandan bir türlü ayrılamıyorsunuz. Birdenbire va purunuz, yavaşlar durur... Bunun sebebi nedir. biliyor musunuz ?.. Adamcağızın biribir çift kürekle koca bir. salapuryayı yürütmeye çabalar, yahut yelkenini açmış. Yelkenle karşıdan karşıya geçe meğe Çalışıyor... Bu asırda liman- lara hele İstanbul limanı gibi akıntılı bir yerde böyle sala purya veya mavnayı yelken açarak veya kürek çekerek idareye — çalişmak ne demek- tir?. Bu gibi merakip yüzünden bazen bütün bir limanın faaliyeti velevki muvakkat bir zaman için olsun altüst olur. Acaba hangimiz şehirde ki ba mallara sinirlenmeyiz?. Bir kere elinizde bir çanta ile rılıtım üze rinde göründünlü zmli hamalın biri gantanızı, biri yakanızı, biri ete ginizi yakaları — Efendi, verin © götüreyim, verin götüreyim... O çeker, öteli çeker. Eğer bu badirede kendinizi Ve çantanızı parçalamadan kurta- rabilirseniz ne âlâ.. Aksi taktirde işiniz berbattı. Köprünün vapur iskelelerindeki halini görüp te sinirlenmemek im- kânı yoktur... Köprüde yolcudan ziyade seyyar satıcıya rast geli- niyor. Bu ise mürur ve uburu gok bozar. Bumu bir şekle koymak elzemdir. Şehrin manzarasına ait sinirlen- ii soruyorsunuz. İstanbul kelet itibarile, yapışı itibarile çok güzel bir şehirdir. Fakat onu biz çirkinleştirmişiz. Meselâ denizden şehre girerken Üsküdarın perişan hali göze çarpar. Üsküdarm göze bu derece çirkin görünmemesi için biç olmazsa (cepheyi teşkil eden evlere birer beyaz boya veyahut badana vurulmak mümkün değil mi? Bir iki kelime ile bulâsa etmek lâzm gelirse sinirlenecek şey o kadar çok ki saymakla bitmez, Hakiki türkçe (Baş tarafı birinci sahifede) hususunda bazı istimzaçlarda b lundular, a Bugünkü yaşıyan nesil Gazi bazretlerinin ne kadar büyük bir dahi olduğunu hakkile takdir edemez. Fakat müstakbel nesil, onun ne kadar büyük bir adam olduğunu hayretler ve minnetlerle yadedecektir. Türk dili inkılâbı, şimdiye ka- dar yapılan inkılâpların ön safında bulunacak ve Türk tarihinin bir dönüm noktasını teşkil edecektir. Türk dili kurultayna işti etmekle yurttaş | vazifemi etmiş olduğuma kaniim, Bilümum yurttaşlar da kabiliyet- leri derecesinde çalışmalıdırlar. esinde © kurultaya faydalı olduğum takdirde kendimi bahtiyar addedeceğim Ermeni patrikhanesi tarafından Agop efendinin şerefine bir ziyafet verilecektir. Kadına taarruz eden eski bir memur Eski memurlardan Ziyaeddin efendi isminde birisi vazife esne- sında bir kadına taarruz etmek ve silâh çekmek O cürümlerinden mazaunen birinci ceza mahkeme- sine verilmiştir. Mahkeme bu hususta tetkika- tini yapmış ve davayı salâbiyeti haricinde görerek evrakı ağır ceza mahkemesine vermiştir. Ziya efendinin muhakemesi ağır ceza mahkemesinde yapılar caktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: