28 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Eylül 1932 Adalar şarkısı Bu hafta Melek sinemasında Adalar şarkısı filmi gösterilmek: tedir. Adalar şarkısı Lupe Velez. ve “Levrence Tibbet tarafından temsil edilmiştir. Filmin mevzuu şudur : Terry isminde genç bir bahriye zabiti Küba adasında bir fıstıkçı kızı seviyor. Bir müddet beraber Yaşıyorlar. Sonra harp ilân edili- yor. Terry Küba adasından ayrı- yor. Cepheye gidiyor. Terrynin. zengin bir nişanlısı vardır: > Kristal, Bu genç kız nişanlısını cephede bulmak için basta bakıcı kaydediliyor. Nişan- ni ararken ağır surette yarala- Bıyor. Nihayet iyi oluyor. Bu kadar fedakârlık karşısında Terry çok müteessir oluyor. Kristal ile evleniyor. Fakat aradan seneler geçtiği balde hâlâ Küba adasındaki fıstıkçı kızı unutama- şt. Nihayet dayanamıyor. Evinden kaçıp Kübaya gidiyor, fakat orada sevgilisinin yalnız mezarını buluyor. Ve birde öksüz kız... Bu kız kendi kızıdır... Çocuğunu alı: yor. Memleketine dönüyor. Zev- cesi gene onu eskisi gibi kabul ediyor. Ve çocukları da evlerini bir kat daha neşelendiriyor. Kocam beni aldatırsa Bu hafta Artistik sinemasında Alice Cocea ile Andre' Roan ım “kocam beni aldatırsa, filmi gös- terilmektedir. Filmin mevzuu Şu- dur. Çapkın, gene bir koca, 5 bir çok maceraları var. Zevcesi bunu dışarıdaki eğlence" lerinden ayırmak, eve daha ziyade ısındırmak için çareler arayor.. Kocasının dışarıda bulduğu zev ona evde vermek istiyor. Artık ev geceleri eğlenceli bir bar halini alıyor. Poker, dans, cazbant, çık şık misafirler. Bu bal genç kocanın nazarı dikkatini celbediyor. Evvelce rsı sessiz sadasız bir kadınken şimdi onun birdenbire böyle de- Bişmesine hayret ediyor. Dışarıda bulamadığı bir çok eğlenceleri evde buluyor. Bir gün birde bi kıyor ki genç güzel bir delikanlı karısına âşık. Fena halde kıskı iyor. Karısına dönüyor: — Bütün ba eğlenceleri birak artık. Sakin bir hayat istiyorum, Diyor. Zaten genç kadın da ne Zamandan beri bunu istemektedir. Misafirlere kapılarını kapatıyor. lar.. Poker masasını bir kenara çekiyorlar... Cazbanttan danstan vaz geçiyorlar. Sakin bir hayat yaşamağa başlayorlar. - yenisini ala “ml olmadığını Adalar şarkı Sevilli şarkıcı Filimden bir sahne Bu hafta Glorya sinemi çoktanberi beyaz perde üzerinde görmediğimiz Ramon Novarronun bir filmi gösterilmektedir. Ramon Novarro bufilimde hem rejisörlük hem de aktörlük etmiş- tir. Filmin ismi ,Sevilli. şarkıcı, dır. Ramon Novarro filimde genç bir şarkıcı | ve dansör | rolünü oynamaktadır. de Ramon Novarronun sesi ve dansları güzeldir. Sevilli şarkıcı Ramon Novarronun ilk Fransızca filmidir. Ramon Novarro, gayet iyi fransızca konuşmaktadır. Filmin mevzuu bir rahibenin aşkını göstermektedir. Filmde İ kadın artist, Suzi Vernondur. filminden bir sahne Kadın avcısı e Kimi düztabanla bastı bacak kadın avcısı filmi gösterilmektedir. Filim be nr bi başlamaktadır. Evlenmek üzere memleketlerine giden ili genç kır. Mektepten evlerine dönüyor. lar. Bir gramofon müremadiyen çalıyor: Gespilrlar Komparliin içinde dans ötmeğe çalışıyorlar. Bu sırada sıraların altında bir kıpırdanma oluyor.. Genç kızlar: — lndat. “Yekişin diye bagı nyorlar. Kondüktörler koşuşuyor- lar, Iskemlelerin altını kaldırıyor- lar, bast Iki bedavacı. Düztabanla bacak, Filimden bir sahne Iki zavallının ilk istasiyonda tren- den indirilmesine karar veriliyor. Genç kızlar kendi patırtılarının. Üzerine yakalandıkları için bedava- cılara çok acıyorlar. ve çıkarıp kendilerinin bilet paralarını veri- yorlar. Artık Bastibacakla Düzta- ban genç kızlarla kolkola oluyorlar. Genç kızlarım birer sevgilisi vardır. İki yakışıklı delikanlı Kızlar bunlarla evlenmek niyeti dedirler. Fakat arada bir çok maniler vardır. Fakat Düztabanla Bastıbacak ne yapıp yapıyorlar, gençlerin birbirlerile evlenmeleri temin ediyorlar, dört genç murat- larına eriyorlar. o Bastıbacakla Düztaban yeni bir maceraya atıl. mak üzere onlardan ayrılıyorlar. 9 Uzun müddettanberi senaryo hazırlamakda olan Alman sah: ne vaz'ı Fritz Lang yakında yeni Nekili Ahmet Hilâli Uganda valisinin ziyareti Projelerimize vakıf olan Uganda il filmin çekilmesini seyret- mek için kampımıza kadar gelmesi ihtimali bnlunduğunu bize haber verdiler. Fakat maalesef timsah- lara, filimde | figüran rolünü oynatmak bâlâdan gelecek bir emirle kabil değil ki... 1 Haziranda sahilde bir vapu- Tun düdük öttürdüğünü işittik. Çadırlarımızdan dışarı fırlamamızla Uganda valisinin kampımıza gek mesi bir oldu. Şelâlenin yüksek kayalıklar arasından nehre dökü- lüşü, vapur çarhlarını işitmemize mani olmuştu. İngiliz vali umu- misi resmi üniformasını giymişti. Evvelce Ingiliz valisine prezam te edilmiş olam muhasebe memurmuz, sırtıma beyaz bir gömlek geçirerek derhal karşılamağa koştu. Carey ve Miss Eoth ona iltihak ettiler, heyeti seferiyenin diğer âzası, o sırada alelâcele tıras oluyorlardı, Karargâhımızın şeref ve hay- siyetini kurtarmıştık. Umumi va- linin refakatinde, dokuz Avrupal ile beş kadın bulunuyordu. Altmış yaşında uzun boylu bir zat olan İn- giliz valisi, klâsik Ingiliz centilmen- lerinin bir nümunesi idi. Kendi bize hararet ve samimiyetle, hitap etmekle berabe, kral Corcun bir mümessili ile aramızda muhafaza edilmesi icap eden vakar ve hay- siyeti bozmıyordu. Çenkelistan ortasında bir temsil Vali Carey ile Miss Both'u yemeğe davet etti ve çek filim sahnelerinden biri beyaz perde üzerinde gösterilmesine de muvafakat etti. Yemekten sonra sahilden kısa bir mesafede beyaz perdeyi kurduk. Seyirci koltukları da bir az ötede işti, Projeksiyon maki- nesi derhal kuruldu, orkestranın vazifesini de portatif bir gramofon gördü. Bütün bu tertibatta yegâne eksik olan bir cihet varsa, oda biletleri kapıda kesen bir memu- run ve elindeki elektrik lâmbasile, seyircilere yol gösteren bir kızın bulunmamasından il Zencilerin çoğu bir sinema filminin temsilinde hazır bulunuyorlardı. Sahne, cidden nazarı dikkati calip ve esrarengizdi.. Çünki sahnenin arkasında, deniz aygır larının sık sık nefes alışları ve timsabların çocuk sesini andıran cıyak cıyak bağırışları duyuluyor, uzakta aslanlar gökriyordu. Nil sahillerinde, filime alınan bazı sahneler gösterildi. Bu <ah- neler, vahşi hayvanların av. gösteriyordu. Yerlilerin korkusu Zenciler, bunları, beyaz perde de gördükleri zaman dehşetli bir korkuya kapıldılar, sonra yavaş yavaş takallüs etmiş olan çehre- lerine sükünet geldi, korkunun, yerine gülme, ve neşe kaim oldu. Sahnede bir zenci göründüğü | zaman, zencilerin gürültülü kah- kahalerı, yükseliyordu. Günün kahramanı zenciler için Renchero dan ibaretti, Miss Edwina Both sahnede göründüğü zaman zenciler, hür metle karışık bir süküta dalıyor- lardı. Umumi vali, bu sahneleri seyrettikten sonra ertesi günü, filmi ne suretle çektiğimizi gör- mek için tekrar geleceğini vade- bir filime başlıyarak bu filim | derek yanımızdan ayrıldı. işin Gpstun Dicsseli angaja ct- | — Ertesi gün güneş bulutlu bazılarının. Fakat öğleden sonra bana «biraz« | #adifleri olduğu MR a se mlm | Afrikanın göbeğinde .. Sahife 7 elimizdeki tenvir aletleri de ve ingiliz valisinin hu- zurunda, filmin birkaç sahnesini gekmeğe başladık. Tam o esnada rüneş tamamile karardı. Artık, işimize devam edemezdik, Biz de ister istemez, işimize tatil etlik ve aletlerimiz, sırtımızda kamp mıza avdete mecbur kaldık. Timsahlar sahnede Timsahları korkutan Ingiliz ve nin huzuru mudur yoksa bindiği vapurun çarhlarından çıkan gürül tü müdür, (bilmiyoruz. Zira, tim- Sahlar, kendilerine yem olmak için adacığa iki gün evvel koy- duğumuz deniz aygırı leşine hiç yanaşmıyorlar. Maamafih biz bek- leyip duruyoruz. Amerikalıların milli bayramın: tesadüf eden 4 temmuz güni bizi oldukça (oyaladı. Burada bulunalı bir aya yakın olduğu ve timsahları tuzağa düşürecek ka- pan on beş gündeberi hazırlanmış bulunduğu hâlde, © ortalıkta hiç bir şey yok. Bir gün dehşetli bir yeis ve sıkıntı içinde kıvrandığım sırada koşa koşa yanıma bi hiç olmazsa elli büyük timsahın adacıkta bıraktığımız deniz aygırı eşini yemekle meşgul olduklarını haber verdi. Derhal avcılar ile bir harp meclisi akdettik ve bir kaç saat daha beklemeğe karar verdik. Eğer saat beşte, adacıkta elli timsah bulunuyorsa, bir kâç saat sonra bunların adedi yüzü bulacak. Çünkü timsahlar, bilhas- sa gece zamanlarında, şikârlarımı avlamağa çıkarlar. Geçe yansı, yanımda müsellâh avcılar bulun- duğu halde hiç bir gürültü çıkar- mamağa çalışarak adacık istika- metinde yola çıktık. Müthiş bir manzara Orada akıl ve hayalimizden geçiremiyeceğimiz, « dehşetli. bir zenci gelerek manzara karşısında kaldık, Sular,.... — timsahlar ile kaynaşıp duruyordu. Elektrik lâmbalarımızı tevcih etti. ğimiz bazı noktalarda timsahların kanlı gözleri parlayıp duruyordu. Deniz aygırı leşinin en etli par- çalarını midelerine indirmek müthiş bir mücadeleye girişmiş» derdi. Her saniye suyun içinden dişa- rıya fırlayan korkunç bir ejderha başının, eşten bir kaç parça kopardıktan sonra tekrar suya daldığım görüyorduk. Elektrik lâmbalarımızın ziyaları, onları biç korkutmıyordu. Içimizd ile gürültü çıkarmadan seddin bu- lunduğu tarafa seğirttik. Set, biraz. sallandıktan sonra bizim tesbit ettiğimiz. noktada suya daldı ve timsahların nehire doğru firar yolunu kapattı. ( Arkası var) EMLÂK SAHİPLERİ! Kira kontratları tecdit zaman yaklaşıyor! Kiracılarla münakaşa ve pazarlık her vakit müşkil ise de bu sene ahval dolayı- sile daha güç olacaktır. Bu nahoş münakaşalardan kurtulmak Isterseniz EMLÂKNİZİN iDARESİNi a Bahçekapı Taşhan Ne mukim UMUM EMLÂK ACENTESİNE TEVDİ EDİNİZI iki kişi, bir kaç zenei <i- 4 li

Bu sayıdan diğer sayfalar: