21 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

21 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NAAM 21 Tesriniavvel 1932 Akşam Tire civarında yeni bir köy 150 aileye erazi tevzi edilecek İzmir 20 manlar civarında yeni bir köy kurulacaktır. Bu köy; Rahmanlar köyüne 20 dakika mesafede ola caktır. Tirenin Hacı Mukaddes çifliği de senelerden beri yarıcılık ede- rek geçinen 150 türk ailesi var- dır. Karşaklı aşireti namını taşı- yap ye öz rk olan bu halk mü ül şerait içinde yaşamakta idiler. Satım almak isteseler bile bu ha lide arazi bulamıyorlardı. Vilâyetçe maliye vekâleti mer dinde © yapılan teşebbüs üzerine bu türk ailelerinin yeni bir köy teşkil etmeleri ve kendilerine Tepeköy emlâki milliye çifliği arazisinden şimdiye kadar köylüye tevri edilmemiş olan 2000 dönüm Arazinin tevzli muvafık görü müştür. New - York şehir bütçesinde tasarruf NewYork, 18 (A.A) — New - York şehremaneti, bundan bir müddet evvel bankalara karşı yapmasinı teahhüt ektiği tasarruf” ları icra etmediği taktirde ken- disine artık © mali müesseseler tarafından avans suretile para verilemiyeceği bildirilmi Inhisarlar Birleştirme işi ay sonunda bitecek Gümrük ve inhisarlar vekili Rânâ bey, dün inhisarlar umum müdürlüğünde, inbisarlara ait iş- İlerle uğraşmıştır. Verilen malümata göre, inbi- sarları birleştirme işi, vilâyetlerde bu ay nihayetine kadar bitecektir, Esasen birleşme işi pek az vilâ- yetlerde olmamıştır, bir iki gün 8onrs, umum müdür Hüsnü bey, ve imemurin müdürü Abdülkadir bey, Sıvas, Amasya, Samsun ta raflarma, gideceklerdir. Bir luz vapurdan denize düştü Dün akşam üzeri Büyükada iskelesine yanaşmakta olan vapur yakalan Fi iade, be ae İskeleye çıkarken başı dönmüş ve denize düşmüştür. Kızcağız mak üzere iken kurtarılmıştır. GÜNÜN HABERLERİ Tütüncülük Memlekete giren para gittikçe azalıyor Tütün ihracatı yüzünden her Sene memleketimize giren para gittikçe azahyor. Son istatistik” İ lerde bu azalış daha bariz surette görülmektedir. 330 senesinin dokuz ayında tütün ihracatı 28 milyon 988 bin lira idi, 931 senesinde ise 16 milyon 480 ira olmuştur. 932 senesinin dokuz ayında ise bu ktar 14 milyon 99 bin liraya ile, 930 senesine ün ihracatı geliri yarı yarıya azalmıştır. M. Henderson'un amele fırkası liderliğinden istifası Londra 19 (A.A) — M. Hem derson, bir mektubunda eski bir ananeye rucu etmek arzu etmi olduğunu izah etmiştir. Bu ana- neye göre fırka reisi, fırkayı par- lâmentoda temsil eden zattı Kendisi bu sebepten dolayı Misrda Nil nehri kabarmağa başlayınca merasim yapılır ve bir zamanlar nehre bir kız atılır- dı. Şimdi aynı merasim yapılıyor, fakat kız yerine bir manken atılıyor. Bu sene geçen hafta nehir k: bardığından. ve sular arazi lamağa başladığından bu mera- sim yapılmıştır. Resmimiz mer: sim tertip heyetinin bindiği eski larada gemiyi gösteriyor. m Atinada nada vaziyet Yunan buhranı devam ediyor Kabine meselesi elân halledilemedi Atina, 20 (Hususi) — Bugün siyasi mahafilde, ahali ve abrar fırkaları arasında yeni kabinenin teşkili hakkında bir anlaşma hasıl olduğu rivayeti deveran etmişse de aslı çıkmamıştır. Ahali fırkası, kabine teşkilinde hiç bir veçhile Venizelistlerle birleşmeği kabul ai Milli bir temerküz kabinesinin veyahut küçük cumhuriyetçi furka- ruesasından mürekkep bir kabi- menin teşkili teşebbüsleri akim kaldıktan sonra şimdi muhtelif siyasi | fırkalara mensup fakat faal bir rol oynamamış olan şahsiyetlerden mürekkep bir iş kabinesinin teşkili gibi bir bal garesi düşünülmektedir. M. Venizelosun, yeni meclisi feshederek tekrar halkin reyhte itacaat etmesi keyfiyetine ge- lince, Yunan reisi cumhurunun böyle bir fesih kararını ancak âyan meclisi verebilir. Buda yeni par lementonun. toplanmasına müte- vakkıftır. Bu itibarla, Yunanistan- da yeni bir kabinenin teşkil ve yahut meclisin feshi zamanına mütevakkıftır. Amerika filosu Yeniden 120 gemi inşasını istiyorlar! Londra, 18 — Amerikadan ge- len haberlere göre Amerika hükümeti Atlantik filosunu Bahr mubiti kebirde muhafaza etmeğe karar vermiştir. Bu karar Ame- rikada büyüle bir alâka uyandır- mıştır. Hükümet bunun, yakında yapılarak manevralardan ileri gel diğini söylemektedir. Manmafi| efkâri umumiye başka sebepler e Amerika doranma cemiyeti, Ame» rikanın donanmaya kâfi derecede ehemmiyet © vermediğinden, bir kaç sene sonra Joponyanın do- nanması Amerika ile müsavi bir dereceye geleceğinden babisle bir beyanname neşretmiştir. Donanma cemiyeti 120 harp gemisi inşasını istiyor. Zeytin satışı Son hafta zarfında piyasa canlandı Son günlerde zeytin Fatlerinde canhlik başlamıştır. Bundan hafta evvel Gemlik ve civarından Sovyet Rusyaya 30 ton Romanyaya da 50 ton zeytin gönderilmesi, fiztler üzerine iyi tesir yapmıştır. 5 Son hafta içinde, geçen sene mahsulü 15 kuruşa kadar çıkmış. tr. Daha evvel, 10 - 12 kuruşa kadar zeytin satılıyordu. Belgikada bir Alman casusu tutuldu Bükreş 20 (A.A) — Çinden gelen Trebiteh Lincoln adlı bir Alman casusu tutulmuş ve hudut haricine çıkarılmıştır. Bu casusun üstünde Buda ruhani reislerine mahsus elbise ve kâat- ları arasında Almanyaya gitmek üzere verilmiş bır pasaport vardı. bir Mançuri hükümeti Tokyoya bir heyet gönderdi Tokyo, 19 (Hususi) — Yeni Mançuri hükümeti tarafından gön- derilen bir heyet Japon paytab- tana Heyet hariciye nazırını iyaseti altındadır. Heyet Japon imparatoru tara- fından kabul edilmiş ve yeni hükümetin Japonya | tarafından tasdikinden © dolayı teşekkürde bulunmuştur. Trabzonda iki konferans Trabzon 19 (Hususi) — Mebus- larımızdan Daniş ve Raif beyler, balk fırkası salonunda, dünya buhranı vermişlerdi Raif bey konferansında dünya bubranının Türkiyeye olan akislerin izah etmiş, serbest iktisat sistemi | ve devlet iktisadiyatı farkları anlatmıştır. Konferans münakaşalı olmuştur. Bazı gençler, bu mevzu üzerinde sualler sormuşlardır. arasındaki kanda birer konferans | Uzlaşılamadı Silâh ve mühimmat satışı meselesi halledilemedi Cenevre 19 (Hususi) — Silâh ve mühimmat yapılması ve satışı meselesini balledecek olan silâh- ları bırakma konferansı komisyonu bilâ müddet tatil edilmiştir. Her teklif iktihamı gayrı kabil müş- külüta tesadüf ettiğinden komis- yon hiç bir karar verememiştir. Silâhları bırakma konferansı riyaset divanı 21 teşrinisanide içtimaa çağırılmıştır. Fransa - Cenubi Amerika hava seferi stres 19 (A.A) — Tayyareci Mermoz ile Mailloux'un cenubi Amerikaya yapmağı düşündükleri hava seferine bu sene çıkmaktan kati surette vaz geçtikleri teyit olunmaktadır. Boussotrot ile Resi, hava şara- ilini müsait bulurlarsa yarın yeni bir teşebbüste bulunacaklardır, Tefrika No. 68 Sahile $- 21 Teşrinlevvel 1932 Harp zengininin #zelini Büyük milli zaman Lebip, kar- yolasını Suada verdi; yer bulun m adığı — kendi da apenin üzerine — bir battaniye'aldı, Dayı beyle yenge hanım, Sabahleyin kal- kıp ta Suadın. geldiğini ha- ber alınca ağızları bir karış açılırken Lebip hikâye, girişmişti, Tasarlanan plânı, bir çok ilâveler ve mübalâgalar katarak, baş tan aşağıya nakletti. Tahmininde hiç yanılmaz Dişli, Karı koca, ikisi de ellerini çe" Belerine dayamışlar; — Bak edepsizlerel.. Bak ma- balle karılarnal,, Artık bu oyunun sakalı bitti. Razı olup kendi bas nışmağa kalksa bile vallabi bizim rızamız yok. Kızcağız yabancımız mi? Alâküllibal geçinip gideriz. Mü- nasip bir kısmeti de çıkınca gene ev bark sahibi olur. Allah kulun- dan geçmez! diyorlardı. Yalaz valide hanım bir az mütaassıpça idi. — Ikiniz de kardeşsiniz; bir aras da büyüdünüz; birbirinizde gözü- müz yok amma şimdi eskisi gibi değil, Suat kadın sayılır. Bir oda- da yatmanıza katiyen razı değilim. Elâlemin ağzımı açtırıp cihana dümbedüdük olamam! diyor ve başını sallayarak, O kocasım da reyine iştirak ettiriyordu. Ertesi sabah, Lebip ilk trenle Istanbula indi. Suat hanım, mutadı. veçbile, Saat ona kadar yataktan çıkmadı. O günkü heyecandan, üzüntüden bitap kalıp dalmıştı. Uyanıp ta biraz aklı başına gelir gelmez, yüreğini bir el sıkmağa başladı.) Akşamı edinceye kadar, araplar, bubranlar geçiriyordu. Zaman geçtikçe, bizzat kendi terbiyesizliği ve muhakemesizliği yüzünden bu işkence başına gek diğine, buraya düştüğüne muazzep oluyor, bunalacak hale geliyordu. Pek gecikmeden Lebip çıka geldi. Kapıdan içeri girer girmez, müjdel diye bağırdı. Babası, öteberi almağa çarşıya çıkmıştı, Anası taşlığa koştu. Lebip, muzaffer bir tavurla ap tutuyordu: — Fesi bastım; Kalemimahsus müdürüne istidayı duyadı cevap alacağım. amma anacığı haberin yok. Er e TE Istanbulda da | kalıyorum. Suat hanım da muallime oluyor. O'da, ayda yüz papeli, cebellezi ede- cek... Boru mu? Yoktan, evin içine iki yüz lira giriyor. Çarşıdan gelince, müjdeyi pe- der beyede yetiştirdiler. Onun da içi genişledi. Sırıtarak pişmiş kelleye döndü. Hava kararınca, valide hanım eteklerini topladı, paçaları sıvadı. , senin meseleden | | aşağı yüz lira | İ aylıkla muallim oluyorum) üstelik Muharriri: Sermet Muhtar Suadın Lebibi görecek hiç gözü yoktu, yüzüne bile bakmıyordu... Misafir odasına Suadın yatağını taşımağa koyuldu. — Bu gecelik burada yatsın; yarın, komşu Hafize hanıma ha Der ederim; el birliğile sandık odasını boşaltırız, Suat hanına tahsis ederiz! Diyordu. Suat, bu vaziyet içinde adete perişan "gibiydi. Başıma kan hü cum ediyor, üzerine İspazmoz g6” lecekmiş gibi oluyordu. Kahve filcanı deha elinde iken, valide hanım uyuklamğa başladı. Peder beyde, bizim Hamdi beye uğrayıp bir tavla atayım diyerek sokağı boyladı. Suadin, Lebibi görecek hiç gözü yoktu, Yüzüne bile bakm yor, bir söz bile söylemiyor, bir Şey sorsa cevap bile vermiyordu. Lebip, bu muameleyi yanına bırakacak değildi amma daba dün bir, bugün iki. — Fettan fındıkçı! Bak seni nasıl yola getireceğim diye diş bileyardu. Valide hamım, kısa bir şekerle- meden sorra gözlerini açtı. — Haydi kızım, helâya m gideceksin, ne yapacaksan yap te odana gir. Kapıyı üstüne kilitliye- ceğimi dedikten sonra Suadın peşi sıra yürüdü. Kapıyı üzeime bir âlâ kilitledikten sonra oğluna seslendi: — Sende yatacaksan yat, Sabahı edecek değiliz al, Suat, odanın içide bitkin halde idi. Alt katta, lodosa karşı, ham: balveti gibi bir oda; yalın kat bir şilte; yamrı yumru bir yastık; pire tersi içinde bir çarşaf; dört par- mak kalınlığında, kazık gibi, kara İ kışlık bir yorgan. Suat, ( ayyar Hamza ) da daki ihtiyara dönmüstü. Onun, “nereder © vapurun içine girdiniz? , nakaratı gibi mütemadiyen kendi kendine : — Nereden Lebibe uydum da evden çıkım? diye dövünüyordu. Bu kadar çile yetmiyor.nuş gi üzüntüden bimecal yatağa uzenir- ken tahta kuruların hücumu; arı kovanı gibi sivrisineklerin istilâs, Velhasıl kirpikleri kavuşmamış, sabahı sabahlamıştı. (Arkası var) i i

Bu sayıdan diğer sayfalar: