21 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

21 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Teşrinievvel, 1932 Alaşam İSUMER KIZI | rika No. 9 Telibas ve terime hakkı nah Alamlar, Yarar Sumerlileri pusuya di 1SKENDER FAHRETTİN işürerek kafalarını kesmişler ve köyün methaline dizmişlerdi. Hükümdar bu kanlı manzarayı görünce şaşırmıştı... Bilge dokumacı kadının anlattığı hikâyeyi büyük bir merak ve alik ti. Babasının ve ecdadının mezarlarını göz yaşlarile ıslattıktan sonra, bu temiz yürekli kadıncağıza sordu: — Göğsüme bu ismi kim dağı başını salla, — Kınık Azak babanın düşma- mıydı. “ Ben onun sülülesini sön- düreceğim!,, diyordu. Ben de kor- kumdan seni götürüp bir çobanın kulübesine bırakmıştım. Sikçibaz Kaban, Bilgenin mazi- sini (Efsar ) a anlatmıştı. Ertesi sabah, Alamlar üzerine hareket eden ikinci orduya Esfar da karışmıştı, ipurlu delikanlı, (A-Su) mun dediklerini unutmamış. Sumer ordusu (Suz) şehrine girmeğe muvaffak olursa, Efsar ilk fırsatta derhal Alam hükümdarın görecek ve ona her şeyi anlatacaktı. Ilk çarpışma Sumer ordusu © akşam Alam topraklarını geçer geçmez düş” manla karşılaşmıştı, Sumer ordusu çok kuvvetliydi. Karşısına çıkan düşman askerinin. yolunu bir hamlede kesip takibe başlamıştı. İki saat devam eden kanlı bir muharebede Alamlar büyük tele- fat vermişler, en meşhur cengâ- verlerini bu harpte kaybetmiş» lerdi. Kınık Azak ordunun. başında gidiyordu. Sirtella delikanlıları alâmlardan öc almak için durup dinlenmeden koşuyorlardı.. Alam köyleri birer birer istilâ ediliyordu. kişilik bir kuvvet ordudan ileride yürürken, birdenbire nasılsa pu- suya düşmüştü Alamlar, Sumer süvarilerini birer birer kestiler, atlarının kı rnlarını deşerek bağırsaklarını bir- ine eklediler ve dar yolları bun- larla örttüler. Yolun ağzına iki yüz. Sumerlinin kafasını dizdiler ve cesetlerini bir çukura doldurup yaktılar, Arkadan yetişen Sumer ordusu köyün medhaline yaklaşınca, insan kokusundan o kadar sersemlemişti ki.. Hava karardığı halde bir türlü köyün içine giremiyorlard. Ordunun yeni piştarl in müşkilâtla köye girdiler ve Sumer suvarilerinin Alamlar tarafından gördüler. biraz. geride çadır kuran ve istirahate çekilen hüküm- dara vaziyeti anlatmışlardı. Kınık Azak bu hadiseden çok müteessir oldu. Gece sabaha ka- dar uyuyamadı. Güneş doğmadan ordunun ba- şına geçti. Köye doğru yürüdüler. Azak, köyün methalinde, en güzide süvarilerinin düşman as- keri tarafından kesi ve ka falarının yere dizildiğini görünce gözleri sulandı. Başını arkaya çe- virdi ve askere; — Ya göç. Ya öc. Diye haykırdı. Sumer hükümdarı düşmandan intikam alamazsa, Sumerden göç etmeğe karar vermi Sumer askerleri bu korkunç manzara karşısında Gitrediler.. Kesik başları birer birer topl yarak köyün güzel bir bahçesine götürüp gömdüler. Kesilen başlar. arasında Sumer imdarının en sevdiği bir cen- gâverin başı da vardı. Azak, bu başı gördükten sonra, Sumer askerlerine şu emri verdi : — Avdetimde, bu köyde kar galardan başka bir şey görmiye- ceğim... Sumer suvarileri köyü yakmağa başlamışlardı. Bu kadar insafsızca hareket eden düşmana ne suretle mukabele edilse azdı. Sumerler o kadar coşmuşlardı ki., Ordu, köyden temamile uzak: aşmadan, her tarafı ateş kap- ladı.. ve insan kokusundan başları dönen kahramanlar köyde fazla duramadılar. Sumer ordusu, o gün öğlene doğru, Alam topraklarından mu- zaffer bir yürüyüşle geçerek düş- manı takibe koyuldu. (Ark: M. de Valeranın bir beyanatı Dublin 20 (A. A. ) — Irlanda am kamarasında bir nutuk söyliyen M. de Valera, geçenlerde Londrada yapılmış olan müza- kereler hakkında izahat vermiştir. Mumaileyl, imparatorluğu teş kil eden muhtelif memleketler murahhaslarından mürekkep bir hakem © mahkemesi © müstesna olmak üzere her hangi bir hake- me müracaat edilmesi teki reddetmekte israr eylemiş oldu ğunu söylemiştir. M. de Valeraya nazaran şim- diki Jegiliz hükümeti Irlanda mutalebatını kabule mütemayil değildir. Matbaacılık şubesi Rekabet kabul etmez derecede ucuz fistlerle iş yapar. Kitap, Mecmua bastırmak isteyenlerin bu ucuz fiatlerden i de etmelerini tavsiye ederi Bundan başka en müsait şeraitle kartvizit, adres kartı, mektap ve zarf başlıkları, makbuz, fatura, sirküler ve sair tap işleri yapılır. Telefon: 21434 | lerde İ findik müstahsilleri arasında Fındık fiatleri Bir birlik yapılması tavsiye ediliyor Son bir kaç hafta içinde, fındık | fialerinin düşkünlüğünden bahset- miştik, Ticaret odası mecmuasın- daki bir makalede, fındık fiatle- rinin düşmesindeki sebepler şu Fındık fiatleri her sene mevsim başlangıcında düşer, Noel yortu- wlâtin fazla olduğu sene- fındık fiatlerinin düşmesi pek tabiidir. Netekim bu sene de böyle olmuştur. Fakat diğer ta- raftan suni sebepler de, fındık fiatlerini düşürmektedir. Almanya gibi fındık mabreci olan memle- ketlerde, ucuz fındık almak için | spekülâsyon yapmaktadırlar. Paraca sıkıntılı vaziyette bulu- nan memleketlerde bu spekülâsyon hareketlerine mukabele | etmek pek yüçtür, hattâ ekser memle- ketler, ileride fındık fiatlerinin çıkacağını bildiği halde, elindeki malı ucuzca, karşısındaki ecnebi tcarethanelerine kaptırır. Diğer taraftan Hamburg, Mar- silya büyük piyasa merkez- lerinde, o fındık tiarethaneleri, fındık rekoltesi hakkında uydurma raporlar neşrederler. Bu rapor- larda, dünya findik mahsulünün pek bol olduğu, fiatlerin düştüğü yazılır, bu sene Hamburg piyasa- sında diğer senelere (nazaran, daha ziyade spekülâsyon olmuş tur. Alman bükümeti fındık itha- lâtına az döviz vermektedir. Meselâ, Almanyanın fındığa olan ihtiyacının altnışı nisbetinde döviz verilmektedir. Bu vaziyet karşı- sında Almanyaya fındık itbalât hükümet müdahalesile azalmak- tadır. Tabii bu azalış oradaki fındık ticarethanelerinin kârlarına dokunmaktadır. Bu ticarethaneler, geçen seneki kârlarmı muhafaza etmek için, müstahsel memleket lerden mümkün olduğu kada ucuz mal koparmağa gayret edi yorlar. Yukarıda yazdığımız gibi işlerine girişmektedirler. Bu spekülâsyon hareketlerine karşı cephe almak, fındığı bahçe sahiplerinin, tüccarın elinden yok bahasına çıkarmamak lâzımdır. Bunun için, Trabzon ve Gireson bir salış birliği teşkil etmekten başka çare yoktur. Bu fikir senelerden beri Trak- zon ve Gireson ticaret muhafilinde tasavvur halinde kalmıştır. Şimdi- ye kadar Trabzon ve Gireson tacirleri aralarında birleşerek bir fındık temin işinin bir elden idaresini edememişlerdir. EMLÂK SAHİPLERİ! Kira kontratları tecdit zamanı yaklaşıyor! Kiracılarla > münakaşa ve pazarlık “her vakit müşkil ise de bu sene ahval dolayı sile daha güç olacaktır. Bu nahoş münakaşalardan kurlulmak isterseniz. EMLÂKİNİZiN iDARESİNİ 20-21-29 de Bahçekapı Taşan muki UMUM EMLÂK ACENTESİNE TEVDİ EDİNİZ! TELEFON Prameiğe mrlriyn SEE lâl, madalyası © müstesna - her türlü nişan ve madalyaları lağ- etmiştir. Bir türk, ecnebi bir devletlen aldığı nişan ve madalyayı da takamaz. Bir çok garp cumhuriyetlerinde / elân, nişanlar mevcuttur. Fakat, çocuk aldatmak için ele verilen oyun- caklar — gibi, saçlı | sakallı adamların göğüslerine takılan nişanlar, umumun istihzasını mucip olmaktadır. Fransız mu- harrirleri, bir çok roman, tiyatro we hikâyelerde. lejyondenör'le alay ederler. İşte bir nümunesi: J M. Alerion sabırsızlıkla, Paris Üreninin gelme saatini bekliyor. Letil oturdukları © heye Bugün şeriki kasabaya dönerek, ona, canlı haberi getirecek. Fabrikanın yazıhanesinde, ev yakla meşgul olurken, başım kak dırıyor. kaldırıyor; karşı duvardak #aate bakıyor. “Bir çeyrek kaldı, on dakika kaldı... Acaba bugün mutlaka gelecek mi... Ah şu Letil ah insana mektup da yazmaz ki... Birdenbire, kapının açılındığını, bissederek başımı çevirdi. Şeriki eşikteydi: uzun boylu, esmer, mev- zun, takriben 30-35 yaşlarında, mütebessim: — Merhaba, azizim.. — Oooo.. Maşallah! Sefa gek diniz.. Vallahi, gözlerimiz yolday- di. Nasıl, iyi seyahat ettiniz mi ükemmel,, - dedi. - işler yolunda, kimi görmem icap edi- yorsa, hepsini gördüm. sonra, — Sizin iş te oldu. Alerion, anlamamazlıktan gele- rek, fakat, kalbi, heyecanla güm- güm çarparak: — Hangi iş? - diye sordu. — Nişan almanız mesele: Gelecek ay mutlaka, si lejyondonör. sahibi olaca Matlal Alerior'un yüzünde büyük bir menuniyet ve gurur alâmeti be- lirdi. Yerinde zıpzıp sıçramamak için kendini güç zaptediyordu. — Aman azizim... Nasıl?.. Bütün kendi işlerinizi bıraktınız da, hu kadar meşguliyetiniz are- sında birde benim işimle mi ağraştınız ? M. Leti'in Parise bu seyyahar tındaki asıl sebep, şerike bir ni- şan almak için uğraşmaktı, Bunu nasıl söylesin? tebessümle iktifa etti, Sadece: — Azizim! Sizin için uğraşa- mam gayet tabii. Bununla gayet bahtiyarım.. — Teşekkür ederim. (Bir kaç dakika muhavereden sonra, ilâve etti) Bu akşam, yemeğe herhalde bize buyuran. Karma haberi siz veriniz... Öyle memnun olacak kin, — Gelecek hafta çıkacak resmi gazetede İsiminiz yazılacak... Fer- dası günü, şerefinize bir ziyafet verceğim. O akşam, müjdeyi, genç kadına Letil verdi. Kadın, kocasının boynuna atılarak, onu, iki yana- Şından şapır şupur öptü. Alerion, sevinçle: — M. Letili de öp, karıcığım - dedi. - bu nişanı, onun sayesinde kazanıyorum... Genç kadın, kocasının tavsiye- sini yerine | getirdikten sonra, içeriki odaya koştu. Kırmız bir kordele getirdi, Alerion'un yaka dı taktı, (Lejyondonör ba- milleri, yakalarına karlar.) — Ha bir hafta evvel, ha bir hafta sonra takmışsın.., dedi. Filbakike, Letil yalancı çıkmadı. Ertesi hafta intişar eden resmi gazetede şerikinin ismi var Ertesi akşam, Letil, şeriki şere- fine Alerion'un şerefine ziyafet verecek... bu işareti te- Faknğ ani yel cile ME Madam hak e oldu. eneden beri siliğini yapan © kadını, çıkartmış. Hizmetçi pür hiddet, M. Alerion'a müraçaat etti, — Efendim |. - dedi. - Ben, onun için iki senedir saçımı sü- pürge yapayım, o, tutsun da beni kapı dışarı etsin! bu eri — Bu, çekilmez! Bu çekilmesi... İşte, size madamın anahtarlarını getiriyorum. Gardrobun sol tara- fındaki üstten anahtarla açınız. mektup bulursunuz, Okuyun. Buda ne demekti? Fakat adamcağızı bir meraklır sardı. Çekmeceyi açarak, içinde, haki- katen bir paket mektup çıkardı. Birde ne görsün? Şerikinin e yanısile mektuplar... Bunların zarilan da yok. Acal vasıtayla karısın gönderilmi Okumağa başladı. Aman yarabbi... Sakırlardan vazih surette anlaşılıyor! Karısı, şerikinin metres. Hattâ, Paristen gönderdiği son mektupta de şı satırları yazıyor: “Nişanı uydurdum. Fabrikada uslu uslu çalışarak bizi rahatsız etmediği için, kocan, böyle bir nişanı, hakikaten hak etmiştir. Hem mademki kocanın lejyondo- nör hamil olmasın istiyorsun, citim, işte, emrini yerine getiri” yorum. Alerion, sendeliyerek, bir is- kemle üzerine çöktü. Vücudunu bir müddet raşesi kaplamıştı. Adam öldürmek, kan dökmek istiyordu. Sonra, düşünceye var- dı. Müthiş bir rezaletin patlak vermesi, Her şeyin mahvolma: yerli yerine, brikaya döndü. hiç kimse fark etmiyecektir.. Fakat, hiddetten hâlâ triyordu. Kinle, gayzla işlerine devametli. Dişleri arasın- dan, şeriki için: — Ah alçak! Ah alçakl - diye söyleniyordu. Maamafi, ertesi gün, M. Letil kendi şerefine verdiği ziyafete icabet etli ” Mektupları zamla koydu. Meseleyi bildi Yunan zelizelesinden zarar gürenlere yardım Geçenlerde Yunanistanda vu- kubulan zelzeleden zarar gören binlerce halka muavenette bulun mak üzere şehrimizdeki Yunan konsoloshanesinde bir iane def- teri açılmıştır. İlân tarifemiz Teşrinievel 1931 tarihin- den itibaren gazetemizin ilân tarifesi şu suretle | tesbit edilmiştir: Santim Sall kuruş 1 400 2 250 3 200 . 100 İç sahitelerde s0 Son iki sahilede 30

Bu sayıdan diğer sayfalar: