30 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

30 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Teşrinlevvel 1932 Şanghay ekspres filminden hne: Mi Harold Lloyd Karısile birlikte meçhul memleketlere gidiyor! Bir kaç hafta evvel birlikte Avrupaya gelen meşhur artist Harold Lloyd gazetelerde ün meselesi olan ailesile vaziyete dair uzun bir makale neşretmiştir. Harold di yor kiz “ 12 yaşımda iken “tiyatroya girdim. Bir kaç sene sahnede galıştım. Epeyce muvaffak ta oldum. Fakat bu muvaffakiyete rağmen elime pek az para geçi yordu. Âdetâ karnım adam akıllı 'duyuramıyordum. Bunun üzerine sahneyi bırakıp stodyoya koştum. Iptidaları muvaffak olamadım. Bunun üzerine düşündüm, taşın dım bir şahsiyet sahibi olmak lâzım: geldiğini anladım. Kendimi ulanmak: için camsız bir gözlük sitakmağı; muvafık buldum. Bu keşfim muvaffakıyetle neticelendi mukaveleler teklif edildi kendi kumpanyam var, i kendi hesabıma çevi- Sözlü « filim çıktıktan sonra filimler ağı Adeta tiyatro tekniki hi muştu. Şimdi buular ortadan kal- kıyor. Filimler kabil olduğu ka- dar hareketli ve süratli olmalıdır. Sözlü filim umümileşecek olursa Şarlo ne yapacak? Birçok kimse- ler buna merak ediyor. Filrimce w yine sessiz kalacaktır. ünkü yarattığı tip sessiz filim içindir. Sonra Şarlonun şivesi iz şivesidir. Yarattığı zavallı tipin İngiliz şivesile konuş” ması garip olur. Bu şive ile ancak kibarlar konuşabilir. Şimdiye ka- dar tuttuğu yoldan ayrılmazsa Şarlonun sesiz filimleri de daima muvaffak olacaktır. Gerek ben, gerek karım Avru- payı çok beğendik, şimdi Cames şehrine gidiyoruz. Çocukları dadılarile orada bırakacağız, ik miz. yeni evliler gibi meçhul mem- leketleri gezeceğiz. Meçhul mem- leketlerden maksadım Italya, ls- viçre, Avusturya, Almanya" ve Isveçtir. Çok medhini işi Budlapeşteye de uğramak istiyorum. Hayatımda ilk defa olark tatil yapıyorum. Bundan adam akılı fade etmek İstiyorum, “tisadi bulrana gelince, Ame- Karım olacaksın! Filiminden bir sanne Bu hafta Melek sinemasında “ Karım olacaksın ,, filmi göste- rilmektedir. mevzu şudur: Menard kırklık © hovarda bir adam. Metresleri var, eğlenceye düşkün. Karsı Alice genç, güzel evine düşkün bir kadın.. Menard bir kabarada metreslerile konuş- mak için karısını yapa yalnız bırakıp sıvışıyor. Bu sırada genç kadınım masasına bir delikanlı oturiyor. Genç adam Alice ile ahbap olmak istiyor. Fakat kadin — o taraflı değil. Delikanlı © Aliceyi evine kadar takip ediyor. Ve kapınam önünde: — Karım olacaksın, | O günden sonra genç adam her yerde Alice'in peşini bırakmıyor ve aynı cümleyi söyliyor. Henry - delikanlı - sevgilisine daha yakın olmak için Menar: susi kâtip olarak gidiyor. İ her dakika Alice —Karım olacaksın!, dirlemekten bıkı şikâyet etmek #ınin, bir kaçgün müddetle gittiği sayfiyeye koşuyor. Alice, kocasını Lulu isminde bir genç kadının kolları arasında buluyor. Bunun üzerin şiddetli bir kavgadan sonra ayrılıyorlar. Me- nard, Lulu ile kalıyor. Ve Hanri- ği oluyor. yani Aliçe ile evleniyor. Sözünü sanıyor. Kâtibi in bir gün koca luğu n var, Fakat burada buh- tanla Amerikadan daha iyi müca- dele ediliyor. Hele İngilizler pek muvaffak oluyorlar. Geçen seneye nazaran bu sene Ingilterede buh- ran çok zayıflamıştır. ne Dietrich va Clive Brock Şanghay ekspresi Bu hafta Elhamra sinemasında Şanghay ekspresi filmi gösteril mektedir. Filimde Marlene Ditrich, Elive Erooh ve Anta May - Vong oynamaktadırlar. Mevzu şudur: Şanghay ekspresi Pekin istas- yonundan kalkıyor. Trende dik- kate lâyık bir kaç sima vardır: Dansözlü, güzel bir kadın. Yüz başı Harvey, yakışıklı bir adam.. Çâng, esrarengiz bir Çinli. Yüz- başı Harvey vagona girince Lili karşılaşıyor . Genç kadınla rabit dört sene evvel çılğın gibi sevişmişlerdir. Halâ © sevdanın tesiri altındadırlar. Fakat Çang da Liliye abayı yak- mıştır. Çangın trende Hne - Fey ismin- de bir çinli sevgilisi vardır. Hne, Çangı kendi gölgesinden bile kıs- kanmaktadır. Tren gece yoluna devam ederken Çinli haydutlar ekspresi durduruyorlar. Haydut- ların reisi Çangdır. Çang bütün yolcuları esir ettiriyor. Onları da ğa kaldırmağa karar veriyor. Çinli haydut bir aralık Lili yanma yaklaşarak ona sarkıntılığa başlayor. Lili, Çanga mukavemet etmek istiyor. Fakat haydut güçlü kuvvetli bir adam olduğu muvaffak olamayor. Bu aralık Harvey genç kadının imdadına koşuyor, Çinliyi bir yumrukta yere Çong buna fena halde kızıyor. oydurmaya Harveyin gözlerini karar veriyor. Fakat Lili, Harveyi kmak şartile her iste iğine razı olacağına dair Çonga söz veriyor. Çong da Harveyi affediyor. Lilinin yanına giderken kıskanç sevgilisi, Çinli kız Hme ken. öldürüyor. Çete dağılıyor. Bütün yolcular korkuyor, irene koşuyor- Jar, Harvey ile Lili de ev X Amerikada Rasputin isminde bir gevrilecekti Rasputinin kızı da rol al 2 Hollivutun meşhur artistle- rinden ve tombulluk modasını or- taya atan Jean Harlow geçende Paul Bern isminde bir sahne va- zii ile evlenmiş, sonra tekrar ayrılmışlardı. Bu izdivaç ve boşan- ma macerası mevzu olarak bir Tefrika No: 10 Bunun üzerine o sordu: — Doktor musunuz ? Kimonosunun ceketini çıkardım. Koltuğunun altını muayene edi yormuşum gibi, bir çimdik attım. Haykırdı : — Ay, ayl. Allasen doktor. luğunuz var mı? vet,, demek ister gibi, hazin bazin başımı salladım. Pirayenin gözleri büyüdü, kir- pikleri sertleşti, sesi kisıldı. Dik- katle muayenemin neticesini bek- liyordu... Artık gülmüyordu, alay atmiyordu. Gülecek, alay edecek hali kalmamıştı. Tırnaklarıma baktım. Sivri uç larını aşağıya doğru büktüm, çıtır: dattım. Artık bende kendime Nihayet: — Yazık, dedim, Biraz durdum ve ilâve ettim: — Çok yazıkl Nabzı elimde fakat kalbinin, gümbür gümbür attığını uzaktan farkettim. Gerinmek istedi, gerinemezdi, üstüste bir iki dafa esnedi. Dudaklarının rengi kaçmıştı, amma bir şey sormuyor, — sormuyor, | sormaya cesaret edemiyordu. Evvelâ sağ sonra sol yanağımi kaşıdım. Kısaca öksürdüm. Bu âlimane bir öksürük oldu.. Kanar peye yaslandım: — Yavrum, dedim, seni daba fazla muayene edebilirim, fakat Beye yararl., Evselden tahmin ettiğim, kor. kulu bir endişe ile haykırdı. — Yani ne demek istiyorsunuz? Haydi beni daha iyi muayene edin, bir daha muayene edinl Boynuma sarıldı, tirtir titriyordu. Ağzını kulağıma dayayarak yal vardı — Kuzum beni muayene edinl Bir hayli yalvarttım, nihayet razı oldum, Bütün vücudunu din- ledim. Sapasağlam © damarları, temiz kaniyle şişiyordu. Piraye pulat gibi bir kadındı. Muayenemi bitirdikten sonra sessiz durdum. Bu sessizliğim çok korkunçtu. Piraye gene haykırdı. — Neniz var?.. Benim nem var? “Anlamamasının , bilmemesinin ğını söyledim. Per- getnleri, terli alıma yapışıyordu, “Arkaya taradığı saçları darmadağın. olmuştu. Yalvarı etmek, © bastı istiyordu. Kelimelerimi, zehir yutuyor gibi, ağzımda geveleyerek cevap verdim: — Mademki sözümü dinlemi- yorsun, anlamak istiyorsun... — Hem de hakikatı anlamak istiyorum... Beni sakin aldatmayın, doğruyu söyle — Sen veremsin kızım.. İnler gibi — Yal. de Yüzü değişti Bütün adeleleri gerildi. Ellerini avuçlarımın içine aldım, gayrı kabili tedavi Basta- n ilerde yapacağı tahribatı birer birer anlatmıya başladım. Bu hastalığa yakalananların nasıl feci bir şekilde can çel tarif ettim. Piraye yanmıdan kalktı, tiksi- merek uzaklaştı. Şimdi, şeytandan kaçar gibi benden kaçıyordu. Fakat ben zevkimi henüz tatmin filim, yapılacaktır. etmemiştim 3 'Nakleden: Selâmi İzzet — Sinema artisti olmaktan vaz geçin, Insan sizin gibi mahküm olunca, hayata bağla- nacak zevklerden uzak durmalı" dır... Pirayenin tüyleri diken diken oldu: — Susun artk Bu çılğın gence ölüm fikri biç gelmemişti , kendi ölümünü biç düşünmemişti, Bunu onun aklına ben getirmiştim. Kanapenin üstüne sırtüstü uzan- dı. İspazmoza yakalanmış gil gırpnıyordü, kan başına sıçramış, çeneleri kenetlenmiş, gözlerinin feri kaçmıştı, Ona, şefkatle, rikkatle baktı Çehresinin © meşhur güzelliği yoketmiştim. 5 işti, fakat ben © kadar güzelliğe tercih ediyordum; çünki Piraye benim eserimdi, bu Pirayeyi ben yaratmıştı. Yaklaştım, biraz daha yaklaş tam, alnını alnıma yapıştırdım, serimi seyre başladım.. Ağır ağır sükünet buldu. — Yaşamak istiyorum! dedi. Vücudu; kıvrandı, çöküldü.. Ba- şını arkaya att, gözlerini, son nefesini veriyormuş gibi, göz ka- paklarının. altına devirdi. Ağlamağa başladı., . O geceden sonra beş gün hasta yattı, Daha iyileşmeden ben Istanbula kaçtım. Günlerden bir gün onunla Istanbulda gene buluştum, İşte ilk aşkım! O zaman ikimiz de çocuktuk. Büyüdük, bayata atıldık.. Kaderimizin cilvesine kapıldı Siz, güldüğü zaman, otuz iki meydana koyan ağız gör Bir gün bentlere gitmiştim. Adamın biri kendini az daha suya atıyordu. Omuzundân yakaladım. Kurtardım, Teşekkür makamında | sırıtt. Dudakları. bir “M.,, şekli aldı, otuz iki dişini gördüm... Uzun boylu, zeki bakışlı, esmer nedir? o Kimsiniz? Nerede oturuyorsunuz? — Ismim Sağferdur, mesçitte oturuyorum; hanında. Ben de ona ismimi söyledim, adresimi verdim: — istedij rüşelim, dedim, Bu yeni aşinadan ayrıldım, fa- kat uzaklaştım, beş on kere dö- müp arkama baktim, derdim Siritmasını görmekti. Yalmız. bir seferinde sırıttı, uzakta parlıyan düşlerini gördüm. .. Bir hafta geçtiği halde, eve gelen giden olmadı. Dayanama dım. Adamın çehresi, gülerken ağzının aldığı “M, şekli beni öyle cezbediyordu, ki kalkıp ben Asmalı- Gülbahçe zaman gelin, gö- Gülbahçe hım, Berbat bir yer. Kapıda biçimsiz bir herif: — Ne istiyorsun ? — Sağfer bey burada mı? — Onun her zaman bulunur dığını bilmiyor musun? (Bitmedi) ami a

Bu sayıdan diğer sayfalar: