27 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

27 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Ağustos 1934 Yenialman filimleri Önümüzdeki mevsim için hazırlanan filimlerden bir kaçı Berlin ağustos (Hususi) — Ber Jin stüdyolarında yeni mevsim için hazırlanmakta — olan | Filimler. den bahsetmiştim, Bugün de bu filimlerden diğer bir kaçını anla- tacağım: 1— Yemlik: Karl Ritterin ida- resinde ve Hans Steinhaffın re- jisörliğile almanca ve fransızca gevirilecek olan bü filmin alman- casında baş rolleri Viktor de Kowa, Jessie Vihrog, Hilde Weis- ner, — İransızcasında da Pierre Brosseur, Edorge Fevillere, Ro- ger Karl; Jessie Vihrog'oynıyacak- Jar. Çok maceralı olan filimde ce- sur bir kız, genç bir delikanlı, uy durulmuş bir cinayet var. Vaka. İstanbul ile Marsilyada ve bu iki şehir arasında işliyen Adrian Ter- meer ismindeki gemide geçiyor. ilim kahramanının İs- silyaya götüreceği kıymettar bir yüzük üzerine ko- pan kıyametl& başlıyor. “ Vakada, zabita macerası, aşk, heyecan var. 2 — Kanadadan taze hava: Brunt Dudayın idaresinde Hemz Dietrich Kenterin re; ile gevirilecek olan bu fakiyet kazanan bir sahne eserin- den mevzuunu almıştır. ş ile oyun: Max Pfeif- indeş ve meşhur ak Rolph Arthur Ro: ü ile çevirilen bu filimde baş rolleri Paul Mor. liger, Trode Marlen, Ergla Brink, Willy Schaeffers, Aribert Wörc- her oynuyorlar, Ateşle oyun, hi için midir?» düşüncesidir. Fil min kahramanı, saat rakkasi gibi iki kadın arasında gidip geliyor. Adamın karısı işi gayet idare ede- rek, vefasiz kocasını yuvasma ge- Ti getiriyor. 4 — Aşk, ölüm ve şeytan: AL manca ve fransızca olarak çevri- lecek bu filmin müdürü Karl Rit. ter olup baş rolü Köthe von Nagy oynuyor. Filmin temeli, tesadüfün getirdiği şeylerin deği in uğ Taşarak elde ettiklerinin sandet i üzerinde kurul: zaferi: Ritterin idaresinde Sehnlider.Ederkolenin rejisörlüğü ile çevrilecek olan bu filim, mevzuunu bugünkü hayat- tan almaktadır. 6 — Miras kalan ahlâk; insan- ların miras olarak ecdadından al- dıkları iyi ve kötü huylar, Alfred idaresinde çevrilecek olan bu filmin mevzuudur. Ekseri- ya, insanlar, kendi ettikleri için değil, kendilerine öyle bir hare ket miras kaldığı için o işi, iyi, veya fena, yaparlar. 7 — Hubertus Hans Deppenin rejisörlüğü ile çevrilen bu filmin baş rollerini Hans Sch- lenck, Hansi Knotceh, Paul Ri ter, H. A. v. Sehlettow, Friedricki Ulilmer oynamışlardır. mevzuu Ludvig Ganghoferin ayni isimdeki meşhur romanından elın- muştır. Vaka Bavyera dağlarında geçiyor ve derin bir aşk hikâyesi anlatıyor Zeislerin şatosu: Filmin Ceki Kogan nişanlandı Eski yumurcağın nişanlısı, çocukluk arkadaşı olan bir kızdır Çehi Kogan ve nişani Küçük sinema artisti Çeki Ko- ğanı hepimiz hatırlarız. Bir za- manlar Şarlo ile beraber çevir. diği filimlerde halkı Şarlo kadar güldüren bu küçük artist bir kaç sene Filim. çevirdikten sonra si. nema İle alâkasını kesmiş, tahsil için mektebe girmişti. Çeki Koğan senelerce mektep- te okudu, nihayet bir delikanli olarak tahsilini bitirdi, Bu defa venç rolü yapmak üzene filim &le- mine girdi. Son haberler Ceki Koğanın ni- şanlandığını bildiriyor. Bir za- manki yumurcağın nişanlısı Toby 8 — Aşk ve ilk ren: Hasso Preissin ve Kark-Heirz Martinin müşterek rejisörlükleri ile çevri- len bu filmin baş rollerini Karin Hardt, Han Brausowetter, İda Wüst, Fritz Kampers oynuyorlar. Büyük baba ile büyük annenin ev- lendikleri tarihte cereyan eden bir vaka. Bu filimde, Berlin ile Pots- dam arasında ilk trenin yapılış ve işleyişi bir mevzu alıyor. O zar manki Berlin, Potsdam ve Sehö- veberg canlandırılıyor. 9 — Punk Amerikadan gelir yor: Baş rollerini Karl Ludvig Diehi, Camilla Horn, Richard Ro- manowskinin oynadıkları bu fil. min şen bir mevzuu vardır. Vaka nın kahramanı, işsiz güçsüz, zen- gin ve haylâz biridir. Meşhur bir dolandırıcı kumpanyasını meyda- na çıkarıyor. Punks, bundan yedi sene evvel, akrabaları ile güzel bir kavgadan sonra Amerikaya hicret etmiştir. Biraz para kazanmıştır. Fakat beş parasız gibi memlekete dönmeğe karar veriyor. Onu parasız gören akrabaları tabil hiç sevinmiyorlar, ve yüz vermiyorlar. Bu sırada genç adam, kendi amcasinin mü- cevherlerin göz koyan bir dolan- dırıcı kumpanyasını yakalıyor. Bu meyanda genç ve güzel yeğenin- den yardım görüyor. Tabii iş bun- ların aşkı ve evlenmesi ile niha- yetleniyorei “mi. Toby Wing Wing ieminde genç bir artist imiş. Ceki şimdi 20 yaşındadır. Ni #anlısı da on sekiz... Bunlar go- cukken koşu imişler, beraber oynarlarmış, lan seneler geç- miş, bir gün ikisi de büyümüş ol- duğu halde Hollivutta stüdyolar. da karşılaşmışlar. Eski arkadaşlık hissi sevdaya inkılâp “etmiş, ni- şanlanmağa karar. vermişler. Şimdi Ceki ve Toby tatil za- manlarıni daima bir arada geçi riyorlar. Resmimiz aralarındaki samimiyetin derecesi hakkında bir fikir verebi de fransızca ve almanca bir filim geririlecektir. X Hanri Murgernin «Boheme» eseri berlinde almanca ve fransız- <a olarak filme çekilecektir. X Son istatistiklere göre Ak manyada 4,489 sinema vardır. Bu sinemalarda 1,862,104 kişilik yer rdı Yakında Avrupaya ge haber verilen Lian Harvay Hullivuttaki evinde bir arka- 'daşMle" kapısı" önünde Tefrika No. 39 Sahife 7 LoydCorcun harphatıratı Umumi harbin esrarı ki defa yapılan kanlı seferler #le düşmanın zalim pençesinden ancak bir kaç kilometre Fransız toprağı kurtarılabilmişti. Bu kur | tarılan toprağın her milimetresi harbin zalim pençesinin açtığı de- Fin yaralar ile sızlamakta ve müs- tahlislerin kanile yoğurulmuş bu- lunmakta idi. Fransanın yüzlerce mamur şehri ve köyü ve binlerce kilometre murabbaı zengin arazir si harabezar olmuştu. Fransanın vücudundaki her me- #ameden kan sızmakta ve düşma- nın karşısında henüz ayak dur- makta ise de ha düşeyim diyecek vaziyette idi. İşte böyle yeis ve nevmi de bulunan Fransaya süratle ha- lâs bulacağı ümidi. birdenbire parlamıştı. Eğer Fransanın bu in- Hizar ve ümidi bözülacak olursa fena halde küskün ve asabi bir hal alacaktı. Bu halin âdet veçhile bütün kabahat ve mesuliyeti iki memle- ketin yani Fransa İngiliz siyaset adamlarına yükledilecek ve bunlar şiddetle levm ve takbih olunacaktı. Bu tenkitlerin karşısında şüphe- siz başvekil Briand ile nazırları mevkilerini | muhafaza yeceklerdi. Bunlardan sonra kümetin başına kim gelecekti? Belki Klemanso, belki de Kay- yol Harbin bu safhasında sulh akti hezimeti itiraftan farksız bir şey olacaktı.” Çünkü bu sırada mağlübiyeti kabul etmeksizin sul- he yanaşmanın imkânı yoktu. Hasta bulunan Bfiyâna vekâ- let eden M. Ribot ayni mutat bir şiddet ve tahakküm ile İngiltere hüleümetinden Nivellenin hücum plâna muvafakat eylemesini ta- lep ekti, İngilterenin bu plâna mu- vafakat etmesi demek, İngiliz or- dusunun. geçen teşrinisanide Pa- riste akdolunan konferansta ka bul ve taahhüt benzemiyen bir yolda ve bi tün başka bir sahada Alman hat- zerine hücumda ve Fransız | ordusu ile teşriki mesaide bulun- ması demekti. Nivellenin başkumândan oldu- ğuna ancak on beş gün olmuştu. edemi: edilen usullere| Londra konferansı toplandığı za. man yazılan zafer marşının mü- zekkebi henüz kurumamıştı. Harp plânlarında. değişiklik yapıldığını ilk defa konferansın arifesinde işittim. Sonradan umu mi hatları hakkında bana malü- mat verildi. O zaman noel idi. Miladı Isa günü kararlaştırılan kanlı muharebe Loyd Cor; bundan sonra ceneral Nivellenin büyük hülcumunun plânına te- ferrüntile anlatmakta ve İâyıkile tat bik edildiği takdirde muvaffakiyetin muhakkak olduğu kanaatini söylemek- tedir, LAkin bu hücumun felâketengiz bir surette ilân eylediğini ve çünkü mu. yaffakiyetin esas yartı baskın dilinin mefkut bulunduğunu gu suretle anlatı yor. Ceneral Nivelle hakkında uya- nan ümit 1916 noelinde Londra- da akdolunan garplı müttet rin Ilk konferansında o ka: 'det ve ehemmiyet kesbetmişti ki bunun önüne Chemin des Daumes- tih- te alev ve ateş saçan Alman kâmlarından başka duracak kuvvet yoktu, dini ve vatanper- makul ve müfritane bütün gid- detini bulmuştu. Noel gibi hıristiyanların en mu- kaddes bir. gününde üç büyük hristiyan — milletinin 2,000,000 gencinin biribirinin boğazına atık masını icap, edecek feci bir plâ- nının müzakeresi yapıldı: Ne ça- re harp muküddesat tanımaz! Harbin barbarane *icabatı ne Fransanın ve Flândrın O muhte- şem kiliselerihi tanir, ne de kan- lı muzafferane kıtallerin plânını milâdı İsa günü hazırlamakta te- reddüt etmez. Hiç bir kimse milâdı İsa gi ünün insanlar arasında uzlaşma ve barışma günü olduğunu hatı- rına getirmez. Büyük hücumun plânı Fransız. ve. İngiliz orduları az çok eski usulde ve kendi cephe hatlarında bir taarruz yapacaktı. Fakat bu esnada Fransız cephe- si arkasmda geyet muazzam bir (manevra kütlesi) - teşkil edile- cekti, Her iki ordu hücuma ba, 8ız cephesinin. büsbütün başka bir kısmında düşmanın üzerine yüklenecekti. Bu hücum plânının vaktile Chamtiliyde kararlaştırı- lan plândan esaslı surette farklı olduğu aşikâr idi, Bunun muvaffak olması hücu- mun nagiğâni olmasına ve düş- manı esas hücumun nerede yapı- ğı hakkında iğfal, etmeğe ğlı idi. Bu hücum plânmın es ki plândan en ziyade farkı İngilia ordusunun oynıyacağı role taallülğ ediyordu. Bu'.dahi her noktadari | ziyade ceneral sir Douglas Haiginğ. muhalefetine maruz kalmıştı, Chantillyde kararlaştırılan plâiğ da hücümün başlıca yükü Ingiliğ ordusuna isabet etmişti. Bu hüm cumda en mühim rol | ceneral | Haigin hissesine düşüyordu. Halbuki. Nivellenin plânında hücumun hemen hemen bütüm €sas yükünü Fransızlar sırtlanas caktı, ri Bu plânda İngiliz ordusunun va zifesi kendi cephesinde Almanlağı rı işgal edecek ikinci derecede bili taarruz yapmak ve Almanlara dail ha cemi ğ nazi arkadaşlarına yardım i mek üzere İngiliz cephesinden as- i hücuma uğrıyacak in sevket- ker tasarruf etmek ve ayırmak im-' kânını vermemekti. Bu ikinci plânda İngiliz ordu- suna ikinci derecede bir rol ve va-| zife verilmesi ceneral Hi infialini celbetmiştir. Bu, ceneral Nivelleye gönder- diği tahrirata dercettiği mütehaks! acı kimane taleplerden dahi iyice yor, anlı Bunun için İngiliz ve Fransız başkumandanları arasında mev. cut ihtilâfı hal için uzun uzadıya teferrüata girişen müzakereler ce- reyan eylemesi zarureti hasıl ok muştur. Nivellenin taarruz hak kında iki başkumandan arasında itilâf hasıl oluncıya kadar cereyan eden bu muhaberatı, eserimde çok yer işgal edeceğinden mufas- salan nakletmeğe lüzum görme- dim, verane bir canlanmanın sgayri: (Arkasısvar) ZENER.

Bu sayıdan diğer sayfalar: