29 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

29 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Ağustos 1934 AKŞAM Sahife 5 Tütün mahsulü bu sene çok iyidir Tütün piyasası ancak teşrinievvelde açılacaktır Bu seneki tütün vaziyeti çok iyidir, tütün kanunu tütünlerin dö- şek ve askı halinde satışmı me- mettiği için, busene tütünler kalıp halinde satılacaktır. Bu itibarla dırki tütün piyasası ancak teş rinievvelde açılacaktır İnhisarlar başmüidürlüğü, Eze mıntakasının tütün vaziyeti etra- fında eksperleri vasıtasile tahki- kat yapmakta, tütün tabririne büyük bir ehemmiyet vermekte- dir. İnhisarlar idaresi tarafından umum müdürlüğe gönderilen ra. porda tütün vaziyeti şöyle hülâsa edilmektedir: Burnovada ziraat | tahiri Bitmiştir. Diğer kaza ve nahiye merkezlerinde tütün vaziyeti çok iyidir. Seydiköy tütünleri beş koldan tahrir edilmektedir. Ala- gafı tütünlerinin büyümeleri ku: yaklıktan müteessir olmuştur. Çeş- iie tütünleri kuraktan müteessir olmakla beraber, iyidir. Ödemişte mahsul nefistir. Şimdiye kadar yapılan tahrir neticesinde İzmir vilâyetinin bü- tün mıntakalarında 4540 ekici tarafından 4129 hektarlık bir sa- ha zeredilmiştir.. 2709/816 kilo tütün istihsal edeceklerdir. Eze mıntakası umumi tütün is- tihsalâtnın 11,500,000 kiloyu bus Iâcağı yapılan tahminlerden an- aşılıyor. Zirai tetkikat Sıcak iklimler hebatları istasyonları nerede kurulacak? Adana 27 (AA) — Bir kaç lenberi vilâyetimiz dahilinde klerde bulunmakta olan sıcak iklimler nebatları mütehassıs #anbula gitmiştir. Mütehassıs. be- İyânatında memleketimizin muh- İtelif yerlerindeki tetkiklerinden çok memnun olduğumu ve yetişti- iilecek nebatlar için asıl istasyo- un Antalyada, tâli istasyonun da | "Alanyada kurulacağını söylemi; an etmektedir. Tetkikat esna- yasaya fazla miktarda pamuk Ki komisyonu toplanmıştır. Kamis- yona muhtelif firmalar müracaat e inbi- sarar düriyei de böyacimei Selânik sergisinde bir paviyon açacaktır. Bir imdadı sıhhi otomobili daha alınacak Geçen sene belediyece satin alı- pan imdadı sıhhi otomobilinden Jmüsbet faydalar görülmüştür.An- "cak bu otomobil yalnız Beyoğlu dairesindedir. Halbuki İstanbul semtinin de böyle bir vasıtaya ih- #iyacı vardır. Binaenaleyh bu sene İstanbul ciheti için de bir imdadı sıhhi otemebi GUNUN HABERLERİ Altın blokuna dahil memleketler Belçika milli bankası umumi müdürünün bir nutku Bruksel 28 (A.A.) — Belçi milli bankası dün beyeti umumiye içtimamı akdetmiş ve içtima. riyaset eden milli banka umum bir nutukta lemiştir. Altın blokundan babs- eden hatip demiştir ki: “Bazı memleketlerde para buh- ranlarının devam etmesine rağ” men, altın blokunun sağlam vaziyeti biç değişmemiştir. Maamafih altın blokuna dahil bulunan bazı mem- leketlerin maları dan hali değildi. Bn Gihelten bütün vaziyet Fransanm ala arzı harekete bağlıdır. Altın bloku memleketleri şim- diye kadar mustakir ve sağlam bir paraya malik olmanın verdiği faidelerden mada beynelmilel carette vaziyetlerini muhafaza et- mişler ve hatta ilerletmişlerdir. Paralarını kıymetten düşürmüş veyahut enflasyon yapmış olan memleketler böyle bir terakki göstermemişlerdir. Diğer taraftan karalar akm dolu iken laymetten düşürme. veya enflasyon gibi para muamelât yapmak kabili müdafaa bir bareket değildir. Bu hareketler, itibarı umumi aleyhine olarak ancak bazı hususi menafii tatenin edebilirler. , Hatip, 28 ağustostan. itibaren iskonto haddi kabul edilmiş ha- yalenameler için yüzde 21/20 ve kabul edilmemiş havalename- ler ile avanslar ve diğer bilümum için yüzde 3 e indirildi irniştir. Macar başvekili Varşovaya gittikten sonra M. Mussolini ile görüşecek Budapeşte 78 (A.A) — Kato- lik gazetesi olan “Magyar Hetfoe, başvekil M. Gömböşün Varşov dan döndükten sonra M. Mussı görlişmek üzere Romaya gide- ceğini haber vermektedir. Maa- mafih resmi mabafil köyle bir projeden haberdar olmadıklarını söylemektedir. Yugoslav - Macar müzakeratı Bodapeşte 28 (A.A) — Hudut hadiseleri meselesinden — dolayı | vaki olan gerginlik üzerine ink taa uğrıyan Yugoslav - Macar tica- ret müzakeratına yakında yeniden başlanacak M. Hitler Renden ayrıldı Bom 28 (A.A) — M. Hitler, yaninda doktor o Göbels, alman matbuatı müdürü doktor Dietrih olduğu halde, dün tayyare ile Ren eyaletinden ayrılmış ve halk tarafından şiddetle alkışlanmıştır. Siyam kralı Pariste Cenevre 27 (A.A.) — Siyam kralı dün öğleden sonra Lüserne- den buraya gelmiş ve akşam üzeri Parise hureket etmiştir. Amerika hapishanesinde isyan Şattanugo - Tennesse- 28 (A, A.) — 11 mabpusrisyan etmişler, bütün gardiyanlar hapsederek, hapishanenin diğer memurlarının açmış oldukları ateşe rağmen kaçmışlardır. Amerikada müthiş sağanak Dallas -Teksas- 28 (A.A,) — estonda müthiş » GÜNÜN MESELELERİ, Irlândada kanlı müsademeler Son zamanlarda İdlandada vaziyet karışmış, iktidar mevkünü cumhuriyetçi de Valera hükümeti müş. kül bir mevkie düşmüş, hata hükümet kuvvetlerile çifçiler arasında kanlı mli- dinde tutanı sademeler bile olmuştur. Pariste çıkan Le Journal gazetesi bu kargaşalıkların sebepleri hakkında yı dığı bir makalede diyor ki «Son kargaşalıkların menşeini izah et- mek, güç değildir. Mutedil milliyetper- ver M. Cösgravein on sene süren sakin idaresinden sonra, 1932 intihabında M. “de Valeranın. cumhuriyetçi partisi kazı di. Arazinin satın alınması işin İngiltere- ye yapılanı senelik tediyat kemi. Bu harekete mukabil, Londra hükümeti de yüksek gümrük resimleri koymak swre- tile İlânda ithalitıma İnçiliz piyasasını kapadı. Bulhrandan esasen müteessir olan İr. Tânda çilçileri, ilk zamanlarda bu detli dürbeye göğüs gerdiler. Fakat yaz yan yavaş örümt bir memmaniyetsizlik baş gösterdi Dultynin hem acil, hadiselere sebebiyet veren isyanı, için Geçen sene ceneral O. hem de gülünç için kaynıyan haşmutsuzluğun ilk toza oldu. Bu sene M. de Valera İn- giltereye tediyat yapılmadığı halde, İn- eiliz marlâba giyi köylüden almak isteyince, hakiki bir. ihlâl karşısında kaldı, Köylünün iddinimcn İngiltere hükümetine senelik Vergi verilmediğine göre, bir vergiye ait olan parayı İrlânda hükümet hazinesi. hür u tesviye için alınan ver- ne, vermekte mana yoktur, Vergi vermek istemiyenlerin mallari haezedildi. Halk rsağdur köylü ile bir leşti. Polis kuvvetleri maharetsizce mü. dakale ettiler. İşte Cork şehrinde va sun gelen çarpışmaların Bu çarpışmalar, mevkii günden gi ne satılan M. de Valeraya ciddi bir ihtar mahiyetindedir. Eğer ihtiyatlı ve doğru bir siyasetle vatandaşlarının eme niyetlerini Büyüle kasgaşalıklar. çıkması ihtimali vardır» teker el Konyada imar Cumhuriyet meydanında zarif ve güzel binalar yaptırılıyor 9 Konya 25 (Hususi) — Konya şehrinde bilhassa hi ği ile Cumhuriyet meydanı sındaki bulvarda, hummalı bir in- #aat ve imar faaliyeti göze garp- maktadır. # Bu caddede yeniden karşılıklı güzel ve şık binalar yaptırılmak. tadır. Bu yeni binalar arasında in- hisar idaresinin yaptıracağı dem bina da vardır, ümet kona- Bu caddede yaptırılmakta olan binaların alt tarafları dükkân ve ok ailele- apartımanlardır. mağaza, üstleri de rin. oturacağı Paralı olan irat getiren emlâk yaptırmayı daha kârlı bir iş addet- mekte ve bu yüzden Konyada yeni yeni zarif ve modern binalar yük: selmektedir. Korada şimendifere suikast Seul 28 (A.A.) — Koranın ce- Bubu şarkisinde Gensan civarında Sinho Kusci'ye giden bir tren yoldan çıkmış, 3 kişi ölmüş, 42 kişi yaralanınıştı Vagonlar devrilmiş ve Kiyuto- küsen. nehrine düşmüşlerdir. Bu faciayı tethişçilerin yaptığı zan- nolunmaktadır. Milletler cemiyetinde Irlanda murahhasları Dublin 28 (A, A.) — Eylülde Cenevrede toplanacak milletler cemiyeti heyeti umumiyesinde, | serbest Irlanda heyeti murahha- inde O M. de Valera © EDEBİ MÜSAHABE e masa Gezenlerle beraber ea Artık hayatın ileride katoluna- bilecek o mesafeleri | kasaldıkça emellerin, arzuların adedi ve cine si de günden güne azalarak niha- yet bir asgari hadde vâsıl olur; bu nokta da bittabi her mizaca, her telâkkiye göre değişen bir ne- ticedir. Ben gözlerimi kapıyarak ve vicdanımın derinli dar inerek ayaştıran hayalimde bu son emelin tek bir sima arzettiği. ni görüyorum: Seyahat. iki üç çanta, israfa ade edecek kadar değil, fakat bu eme- lin sonuncu olmasına hürmeten mahrumiyetlere mecbur etmiye- kada burakı- önde açı- ir kayıt, yolcu- lerine ka- lacak ufukta hiç luğa çıkabilmek, denizleri, dağları aşarak, diyar diyar, eller cepte, dudakların arasında pervasızca, fütursuzen tüten bir sigara, sanki başın üzerinde masalların insani gözlerden saklıyan külâhına ben- ziyen bir tanılmaz, bilinmez meç- hul adam sıfatile, oradan oraya dolaşmak... Bunu yapabildikçe dünyanın en mesut adamıyım, yapamayınca da sevilen yiyeceklerden menedile- yek sıkı bir perhize konulmuş bir hasta kadar hüzün içine gömülür, beklerim. Ne beklerim, o biraz ka- rışık ve her halde pek müphem- dir. Ve nasıl perhiz esiri hasta mahrumiyetini, hayalinden. sevi- len yemekleri geçirerek kendisini aldatırsa, ben de o zaman, elime geçen seyahat kitaplarını karıştır. malla gezenlerle beraber yolcu- luklara çıkarım, Bu öyle bir lez- zeltir ki, itiraf ediyorum, bana şiir kitaplarının verebildiğinden çok fazlasını temin eder, Bu son zamanlarda neşriyat âle- minde bu lezzeti bana tattıran eserler oldu: Hepsinden evvel Fa- lih Rufkmın Teymis kıyılarından alınmış intibalarile başladım. Bun- da lezzet evvelâ Falih Rıfkıyı bul- makla başlar. Onun görüşlerinde, onları söyleyişinde, okuyanı mu- tadın, daima tesadüf olunanın ha- ricine çıkaran bir başkalık vardır ki zevki garabete benziyen güzel liklerinin, yeniliklerinin. arasında sallar. Bunda asıl hoşa giden bu başkalığın tabiiyetidir; onun pına- rından ancak böyle fıkırdıyaralk, köpürerek, kendi kendine coşa- Tak gelen bir su vardır, ve onu avaçla alıp bakınca görülür ki berrak, şeffaf ve hava kadar hafif bir sudur. Seyahat intibalarını ne zaman getirip bizlere verse. görürüz ki onun satırları arasnda zeki müşahedenin, keskin bir hassasi- yetin müzdeham ıkışmış- tar. Küçük yaşındanberi matbuat hayatının her sahasında koşa ko- #a dolaşmış, memleketin muhtleif mukadderatına bütün mevcudiye- tile karışmış, şarkın ve | garbın, Hattâ deniz aşırının afakına dalıp çıkmış görgüsünde öyle heyecan yakalayıp tesbit etmek kabiliyeti vardır ki onu takip etmekte adeta zorluk çekilir. Zaten onu şahsan dinlemeyip te yalnız yazısında bilenlerde bile hasıl olan tesir Fa- Jih Rıfkının koşan bir adam oldu. ğuna hükmeder. Hakikatte o söy- lerken de, yazarken de gayet sa- kindir, hattâ durgun ve dalgın gö- ü öyle görünürken ir, yazılarıdır. e gelen in. ve bütün İngilizi bunda buldum; Taine'in meşhur. «fagiltere hak« kında 'mülâhazalar». kitabından başlıyarak, Boutmy'nin bu diyara ve ırka dair olan nefis eserlerin- 'den geçerek son zamanın İngilte- re için en mükemmel tetkiki adde-' dilen Andre Siegfried'in «Yirmin- ci asırda Britanya buhranı» kita bına kadar bütün okunmuş yazı larla, şahsi müşahedelerin ve te- masların teressübatını, Falih Rıf- kının bu küçük eserinde tekrar bulmuş, tekrar yaşamış oldum. Onda bir cümle içine büyük bir faslı teksif ederek sıkıştırmak ka- biliyeti var, eğer onun göstermek kabiliyeti kadar okuyanda da gör- mek kabiliyeti varsa onun bir fık- asının arasından, gezilerek, tet- kik edilen kavmın geniş bir sal senı, dolgun bir tetkikini bulmak pek kolaydır. O önünde gerilmiş perdenin öle tarafını görmek için buradan şuraya koşarak parma- gile delik açan bir acül çocuk gi. bidir, fakat açılan deliklerden vâsi k © delikten bakılınca ayni ufku dikkatle bakanlara görmek imkâ- mını da verir, İşte Falih Rıfkının İngiltere se- yahatinde onu takip ederken ber de onunla beraber gezdim, ben de onunla beraber tekrar İngiltereyi ve İngilizi bularak onlarla sarih temasa geldim, sanki ayni yolcu- luğu ben de beraber yaparak otu- rurken uzun ve zengin bir cevelân ile oyalandım. > bir ufku görür, onu takip e: Gene bu sıralarda başka nevi- 'den, fakat gene İngiltereye ve In- gilize giden bir yolculuğa Faik Sabri ile çıkmış oldum. Faik Sabri ile Falih Rıfkı ara- sında büyük farklar var, yolcu- luklarında da öyle... Faik Sabri velvelesiz, dağdağasız hayatının safhalarını, hep genç yaşındanbe- ri hemen bütün merakını cezbe- dip toplıyan coğrafya etrafında geçirmiş, ne zaman devrin icaba- tile o mihraktan uzaklaşmış olsa dönüp dolaşıp gene oraya avdet etmiş bir müdekkiktir, daha doğ- ile, bir mütehassıstır. Lisanında ne asabiyet, ne hırçın ve taşkın bir coşma vardır, düz gün, sakin, ananeye sadık, süsten müçtenip, fakat kusursuz, pürüz- Süz, sakin bir deniz üzerinde kayıp, akan bir yelken gibi sarsıntısız ir yazı ile okuyanı sanki uykuya. benziyen tatlı bir uyuşukluk için- ru bir olsaydı, eğer gibi müteenni olmayıp ta vâsıl olunacak neticeye koşarak gitme- Zi iltizam etseydi başkaları gibi O, bu zamanın belki on milini sarfetmiştir, yavaş yavaş, tesadü- fe tebaiyetle iskeleden iskeleye uğrıyarak hamule boşaltıp alan bir şileple uzun uzun deniz havasi yutmak, derin ufuklarda dinlene temiş, bütün Ak- deniz kıyılarını, İspanya limanlar rını, öte tarafta Portekizi, Gaskon- ya körfezi gi- mal denizinden Hollandaya, ora- dan Britanya adalarına kadar hep dinlene dalma! i, Manş denizini,

Bu sayıdan diğer sayfalar: