14 Kasım 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

14 Kasım 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM iÇERDE OLUP BiTENLER Gayrı mübadiller kongresi Hükümetle temas için Ankaraya bir heyet gönderilmesi muhtemel Gayrimübadiller cemiyeti kon- gresi bugün saat on dörtte İstan- 'bul Halkevinde toplanacaktı Kongrede bilhassa bonolara mukabil çıkarılan emlâk satışları- nın ıslahı ve muhtelit mübadele ko-| misyonu dağılırken gayrimüba- diller hesabına hükümete devredi- len 30,000 İngiliz lirasının, çok müşkül vaziyete düşen alâkadar. rünakaşaları muci ükümetle temas için An- ra bir heyet gönderilmesi ci- ketine gidileceği anlaşılmıştır. Cemiyet idare heyeti özasından Mustafa Arif bey dün bir muhar- ririmize demiştir ki? — Muhtelit mübadele komisyo- nu tarafından hükümete verilen 30,000 İngi ısının gayrimi- badillere tevzii için komisyon da- Zıldığı zaman teşebbüsatta bulun. muştuk. Henüz bu hususta Mali- ye vekâletinden cevap gelmemiş- fir, Bu itibarla yeni para tevziatı. nın ne zaman yapılacağı belli de- ğildir.» Diğer taraftan öğrendiğimize göre, vekâlet alâkadarların teşeb- büsleri üzerine, tevziatla meşgul takdiri kıymet komisyonu reisi Faik Nüzhet beye bir tezkere gön- dererek bundan evvelki para tev- ziatından kalan kısmı sormuştur. Vekâletle komisyon arasmdaki muhabere neticelendikten sonra yeni tevzinta başlanabileceği ve buna kâninuevvel ortalarına doğ- ru imkân bulunacağı temin edili- yor. Mevcut para, istihkak sahip- lerine ancak binde dört buçuk nis- 'betinde tevziat yapmağa müsaittir. Faik Nüzhet bey, gayrimübadil bonolarına tahsis edilen emlâk sa- El gelen tedbirlerin kararlaştınlarak. tatbikata geçildiğini, bir İki ay sonra satılacak emlâk tarımı günde 20-30 parçaya çıkarmak mümkün olacağını, bütün bonola- rin karşılığı mevcut olduğunu söy- lemiştiz Lütfi Fikri bey Vasiyetname henüz Üniversiteye bildirilmedi Lütfi Fikri beyin vasiyetname- si üniversite muhitinde iyi tesir bırakmıştır. Evvelce de yazdığı: mız gibi Lütfi Fikri bey varisle- rinin kanuni hisseleri Çıktıktan sonra emlâk ve emvalinin idare- sini üniversite rektörile, hukuk ve ceza mahkemelerinin birinci reislerinden mürekkep üç kişilik bir heyete tevdi etmekte ve bu meyanda medeni cesaret, aile bağ- İİB meli lerinde en iyi eder. yazana da gelirinden 1000 lira verilmesini istemektedir. Kitabı yazan muharririn İz ap hakkı. nı da üniversite rektörünün bulu- nacağı ayni heyete bırakmakta. dır. Dün bir muharririmiz bu mü- nasebetle üniversite rektörü Ce mil beyi görmüştür. Cemil bey diyor ılan vasiyetname henüz. resmen bize tebliğ edilmiş değil- dir. Tebliğ edilir edilmez vasiye- tin yerine getirilmesi hususunda var kuvvetimizle çalışacağız.» | Şeker fabrikası | Şimdilik yeni bir fabrika açılması düşünülmiyor ile, İzmir fabrikası açmak hakkı 25 sene müddetle Sumerbanka | verilmesi Millet Meclisine teklif edilmişti Uşakta bir şeker fabrikası mev. cut olduğundan şimdilik bu mun takada yeni bir fabrika kurmak mevzuu bahis değildir. aten son açılan Turhal fabri- Kasile mevcut şeker istihsal mües- seseleri memleket ihtiyacını kar- şılamağa kâfi Kale gelmiş bulu- muyor.Şeker istihsalâti, memleketin âna sanayiinden olduğu için bir kül telâkki ediliyor ve bu işlerin tanzimi ile hükümet meşgul olu- yor. Her fabrikanın cesi, Bükümet tar; edilecektir. Her yıl Binlerce okuyucumuzun iştirak: etti AMCA BEY Karikatür müsabakasının. dördüncüsü Yarın başlıyor Müsabaka şu şekilde yapıla caktır: 1 — Geçen sene gazetemizde çik- yaş olan cumartesi karikatürlrinden 25 tanesi her gün sıra ile bu sahife de mepredilecektir 2 — Kankatlerin alımda bir de numara kuponu bulunacaktır 3 — Müsabakaya iğürk etmek isüyen okuyuculanmız Karikatürlerle benaber bu kuponlar da saklı saklardı. 4 — Yirmi beş karikatürün hep- vi çıktıktan © soma © okayüucularımız bunların arasmda en çok hamgieini beğendilerte ou seşecekler, ve «ben (0) mümaralı > karikatürü beğen ir mektup yazarak sim ye ndreslerile beraber sakladılar 25 kuponu © (Aksam gazetesinde Amca bey mümbuka memurluğuna) göndereceklerdir. 5 — İçinde 25 kupon bulunmi yan mektuplar müsabakaya giren yeceklerdir 6 — Mektepların kabul müddeti ayına bildirilecek 7 — Gelen mektuplar biren birer bakılıp ayrıldıktan sonra en çok be. Benilen karikatüre ey verenler ar: sından on beş kişiye sıra ile şu hez diyeler verilecektir Birinciye: Bir altın Tiral.. İkinciye: Beğenilen karika- türün şık bir çerçeve içine ko- ulmuş aslı, Üçüncüye: Akşam kütüpha- mesi neşriyatından beş liralık kitap Dördüncüye: Bir pirinç man- gal! Beşinciye: Altıncıya: aylık abonesi, | | ir cep saati, (Akşam) im üç İki kilo muzl.. Sekizinciye: Bir tavlal., lardan birinden bir loca bileti. On ikinciye: Şehir tiyatro- sunda iki koltuk bileti. On üçüncüye: Bir tayyare On dördüncüye: Gazetemiz- de çıkan (Gurbet yolcusu) ro- mam, Muharririnin imzasile ve ciltli olarak. On beşinciye: (Akşam) iğ bir aylık abonesi, Dikkatı Müsabakamiza iştirak elen bütün kerilerimize bu 25 ka rikatürden mürekkep birer albüm hediye edilecektir. Yunanistanla dicaret Ankaradaki anlaşma çok iyi karşılandı 15 kânünuevvelden itibaren tat- bikine başlanacak olan yeni Türk- Yunan ticaret anlaşması alâkadar tacirler tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bu uyuşmamın, ili memleket iktisadi münasebetleri- ni kolaylaştıracağı ve çabuk inki- yaf ett temin ediliyor. Bilhassa ihraç edilen eşya be dellerinin ödenmesi hususunda bu- lunan çareler, şimdiye kadar ya- pılan şikâyetlerin önünü alacağı ümit ediliyor. Yeni mukavele, memleketimize Yunanistandan mühim * miktarda pencere camı girmesine öt bulunmaktadı Fakat bu müsaade, Paşabahçe» de kurulmakta olan milli cam fab- rikasının müstakbel faaliyetini güçleştirecek değildir. Çünkü bu fabrika şimdilik bütün memleke- tin ihtiyacımı karşılamağa kâfi gelimeyecektir Telefon şirketinde yapılan tetkikler Hükümetimiz tarafından satın Alınması kararlaşan telefon şir keti hesaplarına sit araştırmalar devam ediliyor. Bu arada bazı yol suzluklar görülmüştür. İktisat ve- kâleti şirketler komiseri Remzi Sa- ka bey de, bu işle uğraşan komis- yonla beraber çalışacaktır. Bir aya: kadar tetkikler bitiri- lerek satın alınmıya esas olacak rapor hazırlanacaktır. | Nöbetçi eczaneler Halkın güçlüğe uğrama- masını temin etmek lâzım İstanbuldaki cezanelerin gece- leri saat yirmi birde kapanması ve bu saattan sonra yalnız nöbetçi eczanelerin açık bırakılması ka- rarlaştırılmıştı. Bunun üzerine halkın nöbetçi eczaneleri bulmakta uğramaması için nöbetçi eczane leri günü gününe ilân etmeği mu- vafık görmüştük. Fakat bu hususta hükümet ta- bipleri tarafından tanzim edilen listelerden bir kısmının maksadı temin edecek şekilde olmaması ve bazı nöbetçi eczane sahipleri; listelerdeki nöbetlerini beklemiye- rek diğerlerine devretmesi dolayı- sile yapılacak ilânin okuyuculara faydalı olamıyacağını anlıyarak bundan vazgeçtik. Gündüzleri daima açık olan bir eczanenin gece her hangi bir se- beple nöbetçi vaziyetinden çıkma- sna müsaade edilmemesi ve yapi- lan nöbet listelerinin muntazam bir şekilde tatbik olunması lâ zumdır. Bu münasebetle dikkatimize ili- şen mühim bir noksanı da İşaret edeceğizi Her semtin eczaneleri önünde geceleri ışıklı bir levha bulundu- rularak nöbetçi eczanelerin izim ve mıntakası kaydediliyor. Fakat bu, maksada kâfi değildir. Levha- ya nöbetçi eczanelerin sokak ve numaralari da ilâve edilmelidir. Böylece geç vakit eczane aramak mecburiyetinde kalanlara bir ko- laylık gösterilmiş olur, EDEBİ MUSAHABE Lügat kitabı Bizde irfan (kütüphanesinin fakrından bahsederken hangi ne- viden eserlerin fıkdanında tevak- kuf etmek lâzım geleceğini di meğe mecbur değiliz. Biribirini ta- kip eden hikâyelerden, küçük bir defter hacmini aşmıyan ve hemen her hafta bir'yenisi zuhur eden şiir mecmualarından bir tesliyet çıkaramıyacaksak hiç tereddüt et- meksizin, her neviden ciddi eser fakrı içinde, hattâ Balkan komşu- larından bile geri kaldığımıza ağ- lamak iktiza eder. Bu acı bahiste daha ziyade dur- mak istemem, yalnız bugün Türk irfan hayatında çocukların ve gençlerin şiddetle muhtaç olduk- ları lügat kitaplarına dair düş düklerimi söylemek arzusunda- yım. Bu arzu bende ne vakittenbe- ri büküm sürüyordu, hele Tisan in- kılâbından sonra bugünün ihtiyaç ve temayül hareketlerini tatmin edecek yolda nasıl lügat kitapları- na lüzum olacağııda beni müte- hayyir bırakan düşünceler arasın- da üdela bunalıyorum. Bunları kendi kendime halletmek kadre- #ini bulamıyarak, ihtimal kaşaya ve onun neticesile vazih ve bir hal suretine sebep olur diye, düşündüklerimi şu satırları okuyacak olanların dikkatine are zetmek kararını aldım. Bu kararı almak için son hafta içinde iki eaik zuhur etti? En güzide ve en muktedir ede- biyat muallimlerinden Süleyman Şevket beyin vaktile mekteplere mahsus eski yazı ile tertip ettiği dört ciltlik «Güzel yazılı 'kita- 'bının yeni yazı ile ve bugünün ih- tiyacına muvafık bir şekilde tabe- dilmiş olan ilk cildini gördüm. Bu- mm münderecatında birçok eser- ler var ki bugünün mektep nesli onları anlamakta pek zorluk çeke- cekler, hele yarının nesli” onlari hiç anlamıyacaklar. Eğer bu mah- zura çare bulunmuyacak olursa 2a- ten ilim ve fen âleminde olduğu gibi edebiyat âleminde de pek fa- kir olan Türk irfanı için o yazılar yok olmuş bulunacak. Belki buna «büyük bir ziyan edilmiş olmaz» diyecek olanlar vardır, fakat Süleyman Şevket bey böyle düşünmemiş, ve hiç olmaz. a8, yeni nesil işin geçmiy meslir ne yazdığına vukuf peyda edilmiş olmasım lisan tarihi nokta müfit addetmiş olacak nın bu yeni tabı nih: in ge ilâve ederek bugünün çocukla- ri tarafından anlaşılamıyacağını tahmin ettiği kelimelerin manala- jaret etmiştir. Bu suretle ese- nda bir küçük lügat kitabı nümunesi vücuda gelmiştir. Saiklerden ikincisi Hüseyin Ca- hidin «Fikir Hareketlerin mecmu- asında edebi hatıraları arasında vaktile türkçe lisan işlerile meşgul iken bir lügat kitabı vücuda getir- mek için ne düşündüğüne, nasıl esaslar üzerinde çalıştığın dair olan fıkrası oldu. Süleyman Şevket bey kelimele- rin yalnız manasını işaret etmiş, Hüseyin Cahit ise vaktile türkçe- ye alınan Arap kelimeler aile halinde toplamak fikrile uğraş- mış. Bu iki şeklin ikisine de mu- halif olmamakla beraber mesele- nin böylece hemen bir hal suretine vâsıl olmuş bulunacağına kail de dilim, Bence her şeyden evvel iltiyaç- ların sınıfını, nevini, derecesini ta- yin etmeli. O zaman görülecektir ki ihtiyaç muhtelif mertebelerde- ün- | dir; ve bunun içindir ki bu mak telif mertebelere tevafuk edecek surette muhtelif lügat kitaplarına ihtiyaç vardır. Bunları tayin ede- lim ve bunları tayin etmek için de bir ilk mektep çocuğumu alalım: Öz türkçenin başlanmış olan araştırmalar neticesinde alacağı kati ve nihai çekle göre vücuda gelecek ana lügat kitabı bir yan- dan tekemmül ededursun, bugün ilk mektep çocuğumun orta mek- tep sonlarına kadar işine yarıya- cak bir küçük lügat kitabı mevcut olmalıdır ki çocuk bunda anladığı ve bilerek kullandığı kelimelerden başka türkçede pek kullanılmış fakat onun için bir sis altında müp- hem yahut meçhul kalmış olan arap ve Farisi kelimelerinin mana- larını da bula Onun bu ihtiyacını tatmin ede- cek olun lügat kitabı işte Süley- man Şevket beyin eserine lâhika teşkil eden lügat nümunesinden daha ileriye gitmiş olamaz. O yaş- ta ve o tahsil derecesinde bulunan bir çocuğun yalnız kelimelerin ma. ederek onların aslı: na, iştikakına ka: merak ve te ünü sevketmiyeceğine karar Çocuk orta mektebi bitirdi, lise- dedir, müşahede ufku genişlemiş. ve zihninde bir araştırma merakı peyda olmuştur. Artık kelimelerin bir sathi manasile doyamıyor; o Zamana kadar arap ve farisi, hu- susile arap kelimelerinin teşekkü- öne dair bir fikri yok, ondan son- ra da, eğer o lisanlarda ihtisas peyda etmek arzusunda bulunmı- yacaksa, buna dair fazla malü- mat ta edinemiyecek. Zaten biz önu beyhude hattâ umum irfamı ve öz lisanı için mu- Zir olduğuna kanaat hasıl olan bir vadiye sapmaktan alıkoyduk, pek te isabet ettik amma bu gencin merakını da tatyip etmeğe lüzum. göreceğiz. Hele bir arap kelime sinden azarak onun ailesi efradını topluca göstermek suretile kendi- . Bun sine bir kolaylık ta vereceği dana çıkıyor. Aileyi bir arada top- lamak; bunları ayrı ayrı yerlerin 'de gösterip asıl zümreye müracaat edilmek tavsiyesile, Meselâ çocuğun elinde Bu kelime nedir? Biz bu ke- limenin ilk cevheri olan ktb harf: lerinden mürekkep aslım almamı- 4iz amma birçok müştaklarını al- mışız: Kâtip, ketebe, mektup, kü- tüp, mükâtebe, istiktap, küttap, ilâh... Bunlardan bir takımını bu- gün kullanmıyoruz, fakat dün kul Tanmışlar, ve çocuk okudukların- da bunları bulacak, Şu halde ter- tip olunacak lügatte bu kelimele- Tin en basiti olan kitap kelim: alınca hemen etrafına gene türk- geye girmiş olan akrabasını ilâve edeceğiz. Ve gene her birini yer- lerinde gösterip ekitap kelimesine bak!» diyeceğiz. Buraya kadar pek kolay. Bu iki lügat kitabını, yani ilk ve orta mekteple lise ve hattâ yüksek tah- sil çocuklarile edecek lügat vekâletinin bir mütehassıs heyet marifetile vücuda getirmesi icap edecektir. Burada beni şüpheye düşüren bir nokta var: Çocuk meselâ: Mükâtebe, mu habere, mükâleme ve saire yahut istiktap, istihbar, istimal ve saire (Devamı 8 ici sahifede) Halit Ziya Uşşakizdile

Bu sayıdan diğer sayfalar: