28 Aralık 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

28 Aralık 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gü Sy 28 Kânunuevvel 1934 Teirika No. 31 BARBAROS Yazan: İskender Fahreddin Tunus sokaklarında saçlarından sürüklenen bir arap kızı, Sultan Hasanın yüzüne tükürmüştü. Bütün Avrupada - Barbaros öldü diye - şenlikler yapılıyordu! Tunustan gelen haberler sıkla- gıyordu: «— İmparator Şarl üç vid üç gece Tunus şehrini askerinin ve hevesatını tatmine terketti. iy kendi koyunlarında üç gece sak- ladılar!» «— Papanın beyannamesi okun- du: Köşede bucakta bir Türk gö- rüp te imha etmiyen müttefik as- ebediyen telin o edilecek- tir/» (1 Barbaros bunlari ( dinledikçe tüyleri ürperiyordu. İlk günlerde, Arabların şefaat umduğu garplı- Tardan yedikleri dayağı işitince: — Cezalarını buldular. Diye sevinmişti. Fakat, la sonraki rler, üttefiklerin mezalim yaptığını bildiriyordu. Barbaros bu haberler karşısında titremeğe başlamıştı. İspanyolların şehir içinde yaptı- gı mezalim, mermer yürekli in- sanları bile harekete getirecek ka- dar feciydi. Tunus Me birer mezbaha- ya dönmi Müsteri askerler kadın, ik , Hatti bu b biribirlerile yarışa bile çıkmışlardı. Bir kaç gün sonra bu yarış, önlirndiki barışıklığı da bozacak kadar e Birleşik düşman askerleri esirlerin ve el- de ettikleri ganaimin taksiminde uzlaşamıyarak biribirlerile dövü- şe tutuştular.. Tunus şehrinde Cer- man, İspanyol askeri iki gün sıra ile biribirine pala salladı.. Kan öküldü. İmparator Şarl - askerin gözünü doyurmak için - e ayn ku- mandanları t u sırada, ei ipini si- Tâhile Türk ve islâm kanının dö- külmesine meydan veren ve dökü- Ten kanın üzerinde kızıl tahta otur- mak hirsile düşmana boyun eğen Sultan Hasan arzusuna muvaffak olmuştu. Hasan, Tunus tahtına oturduğu gündenberi yerlilerden kendisini pek az kimseler tebrike gitmişti. Bunlar da bir takım dalkavuk ruhlu ve bayağı insanlardı. Artık namamıştı, “kesi şerefine saygı ile eğilir, malına, ca- nına kolay kolay el uzatılamazdı. Barbaros Tunus yalnız seRyİp vi bürriyet ve havalisinde vape lâk tesis etmişti. Yerlilerin arası- ra çıkardığı fesad ve ihtilâllere karşı, gene yerlilerden ar sun etrafına toplananlar, a“ dakat ve fedakârlık ilikin az değildi. Bu samimiyet ve sevgi Taştırdığı Tunus tahtına oturur- e kli içindeki yazılar oGarb müye: ir. alınmıştır. ken, gri ona > gıcırdatmı- yan bir ferd yoktu. Tunusta devam eden bu karga- şalık arasında bir İspanyol Lr ve iri li bir lamdı. Sultan Hasan askere — > ind ne Hile Diye Sako de güldü: — suali bana ancak impa- mm sorabilir... Haydi, defol oradan Ve ili EYE genc kızı ge götürmeği dı. Bu iyet karşı abdi bilhassa yarlideliğ muhafızlarından uta- nan Sultan Hasan neferin yanına müda- halesinden o derece sinirlenmiş- ti ki: — Dünyanın en büyük felâ- kekleri, Dai seni Bumayi si- Diye bağırarak yüzüne tükür- müştü, Bu sözü söyliyen Arab kızı he- ir, on beş yaşını bile doldurma- 1, Sultan Hasanın muhafızları büz ialaradilı an rını ye- re eğmişlerdi. Sultan dişlerini gı- cırdatarak mer . Bir vatandaş kızını, müstevli bir düşman askerinin elinden kur- tı luk içinde yaşıyan Tunus Ke her ne pahasına olursa ol dd ihayet imparatorluk namına yapılan muahede Sult: Hasan tarafından imzalanmıştı. Hasanm tahtında kalabilmesi için daimi Şarle dayanması un için de ağustos a; içinde Kiğı Pe .: müttefiklere senevi vw ve medhaldeki Hallkulvadı kalesi nin İspanyaya terki, bütün hiristi- m esirlerinin müreffehen mem- leketlerine sevki, Tunuslular tara- fından hiç bir gemi ile denizlerde — kararlastırılmıstı. Muahede ahkâmı çok ağırdı. Fakat Sutan Hasan muahedeyi tetkike bile lüzum görmeden imza etmişiti, Birleşik düşman askeri her su- retle tatmin edildikten sonra Tu- nustan gemilere binerek çekilme- ğe başlamıştı. (Şarlken) in muzafferiyeti Av- Tupalıları eğe ia Müttefik dona kumandanı eri md kale içinde boğulup niye esninde ve sini Ki diye rapor Yi - miş ve hadise bütün dünyaya el- giler gönderilmek suretile ilân edilmişti. Avrupanın pe tarafında şen- ikler yapılyord «Barbaros öl- iş! Barbaros öleli Papanın eli herkesten önce kili- ru- kA AKŞAM Her akşam bir hikâye | Pariste tahsilde idim. Bir gün, ovr müzesini gezmeğe gitmek is- tedim. Bir otobüse bindim. Ara- Araba bir yerde durduğu zaman onun indiğini görünce ben de ken- dimi dışarı attım, mda Lovr sarayı kalmıştı ne eski eser- ler! Telâş içinde inerken, genc kız tı. Arkasından ettim. Kapıcıyı buldum. Kızım ki olduğunu, nerede sil öğ- Kk im, De Boo isminde birinin vi bir lisan Debi inde hocalık yormuş. Benim lisan dersi imada hiç ihtiyacım yoktu. Fakat kızla tanışmak için boş vakitlerimde bu Hsan mektebine devamdan başka bir çare bulamadım. oo lisan mektebi İLA bir şeydi. Tam asri bir mü€ssese Dersler de yarım saat sürüyordu. Her talebe ayrı bir kadın hocadan ders alıyordu. Ben bittabi otobüs- te gördüğüm ya b. ettim, onun talebesi EE iyi bilmez gibi dav- zim Fakat kız bir kaç ers a benim hiç te ders ak mağa yem olmadığını far- ketti. a niçin geldiğimi de ta- bii peri İşi boş yere uzat- makta ne mani siri Bir gün ona meseleyi Rd ığa , hikâye ettim, O m er omiki dinledi. Saatine ie ktı, — Pardon, dedi, şimdi müfettiş erk bi. ekini, kitabınızı açı- R Pihekl, ders arasında ii müfettiş giriyordu.: Ben um: — Bu bergün Da mi? — Evet, e budur. ç en içeri girdi, ve galiba işin farkında idi, Sordu > Talebeniz Me e ediyor mu, matmazel Rousseau — Çok yanlış ir Müfettiş bana dön — Sebat ediniz, ii mükâfatını görürsünü; Herif benimle eğmiş mıydı acaba? elbette sas Ertesi günü derse gidince ben bahsi hi meseleye getirmek is- tedim. — Bilseniz matmazel ders sa- Vi — a a bek- r türlü saatler geçmi- ei ilke — Az kaldı biribirimizi göremi- yecektik, M. De Boo beni alacak, size başka bir hoca verecekti. Ne ise gene derse başlıyalım. Bugün gramerin hangi tarafını müzake- re etmek istersiniz. — Kuzum matmazel, şu ri filân bırak. Benim derse biye, cım yok... Hiç olmazsa benimle meşgul gibi görünerek yarım saat dinlenmiş olursunuz. Le teklif genc kızın li git i. Ahbablığımız ilerliyordu. Ba- na hayatından iel alada baş- adı. e, dedi, küçük bir otelde az Te önde kâtiptim. Mpa bir İngiliz tanırım, azetede gördüğü bir ilândan bah- ElanLAR İngilterede bir şatoda nalin sesi bir hançereden - çıkar e ye saire , n bizi Barbaros sibili bir Dum kurtardin!» . (Arkası var) «Hamdolsun Talebelik hatırası bir kâhya kadınlık hizmetini ka: bul etmemi tavsiye etti. Bu teklif hoşuma gitti. Muhabereye giriş- tim, Şartlar muvafıktı. Kalkıp İn- giltereye gittim. Derhal büyük ni hayal sukutuna uğradım, Şato d nilen bina adi bir evden hate İçinde hizmetçi namına da iki köy- Hüden başka kimse 'şıma çıkan yaşlı ev sahi- binin yüzü insana hi itimad verecek bir halde deği Evli ol- madığını da anlayı, eder: — Affedersiniz, kada kala- mam, ded Adam kz — Ne pınız, sizi iz ya; zorla alien değilim, dedi. HASAN KREMİ İhtiyarları gençleşti- rir ve mi güzel eştir HASLIKOLNYAS KOLONYASI vr sikleri yeri yasıdır. Hasan Tanılı Lila Viyolet losyon ve la- vantaları çiçeklerin ve inceliğin ruhudur. Fakat yarın, pazardır, trenler işle- mez, haberiniz olsun dedi. Çaresiz, orada kaldım. Beraber yemek yedim. Korkum azaldı. | madı. Yalnız vi sabah, kahvaltıda, arkam- | n geçerken birdenbire ensem- | a öptü, Havlumu yüzüne çarp- dani, evden çıktım, Biraz ötede bir rdı. Fakat ne bir otel var- yo girmek istiyordu. P. atlamak istedim. Pencere e p pi gıcırdıyor, çatırdıyordu. Benim le yüreğim atıyordu.. Hikâyenin a bizim ders saati dolmuştu. Ertesi günü hele- can içinde bekledim. Ders başla- yınca matmazel büledin Mİ tığı — hikâyeye başladı reket versin, kapı ül dı. e nihayet çekildi, Ben de ertesi günü Parise iel düm. Kendime iş senemi a mektebin ilânını gördüm. adrese müracaat iü ve ve kadinieidiki pek hoşlanırmış... Buraya geldikten bir hafta son- ra beni yanına sabr yalnızmıs, yalnız mekteble meşgul olmek kalbinin m tatmin ede- EMİŞ: na ae arak öteden beriden ko- nuşmayı âdet edindi. Peki sempa- | tik bir adam değil, Genc değil Fakat benim de cihazım y. pa- ram yok. Belki beni alır fi ümi- | Ş le düştüm. e işitince hayretler içinde dım — Bö yle bir şey nasıl düşünür- sünüz, matmazel? dedim. ek tabii değil mi? Fakat M. i a < İ : 3 3 i z RE ğ z z iğ © tattım. Bir daha mem dedi. — Bu herif sizi baştan çıkar- mak istiyor matmazel, dedim, ölürüm, evlen — Ni ni sevdiğinde şüphe yok. Çünkü yüzünden belli idi, Benim- ke sr ister: etmiyeceğim. Çünkü dünyada kimi- Ağzımı Mi sırada kam- pana çaldı, De bitti. - Kıza el Sile olmuş- tum ki —» evlenmi eğe karar vermiştim. Ertesi gün ona bu ka- Nesin Kolanyası kolonyasının yavrusudur. Çok güzel ve çok ucuzdür. Tesan Brirenini. Gençlerin hayat ar- kadaşıdır. Likid ve igim nevileri bir şaheserdir Fitre ve zekâtımızı Tay- yareye vereceğiz, EE pi lm El ve başkasına da miyelim... Şimi s.İtusü eg versite Pen arkasında sö .şimi titüsü inşasına zırlanmıştır. Yakında münakasas ya çıkarılacaktır. ga 1000 e r. Adres ' tâbdili için yirmi beş kuruşlük pul göndermek lâzımdır. Ramazan 21 — ni Sı *. İmeek Güneş Öğle İkindi E. 1250 2,37 7,48 9,48 5 139 Va 57 725 1215 1436 1647 vü İdarehane: Babıâli civarı usluk Sk rarı bildirmek için derse gittim, Güzel hocam beni mesud bir çeh- re ile karşıladı: i — Affedersiniz, dedi, sizinle artık ben meşgul olamıyacağım, M Ni Boo size başka bir hoca ves ri vi a ai yok. Ben size başka şeyler yle zı oldu. Size ne k kaldığımı bilemezsiniz. Çünkü si zi kıskandı. Kıskançlık ie içinde, beni kaçırmamak için ev- lenmekten başka bir çare bulun- madığını anladı, Ben ağzım açık kaldım, Bir şey söylemeden mektebden çıktım. Tahsilim nihayete ermişti! 4 Hi

Bu sayıdan diğer sayfalar: